Postalcının Ayağı

LOOPUSED

Altın Üye
Katılım
6 Haz 2008
Mesajlar
12,048
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
54
Konum
€z€Ld€n €b€d€
Postalcının Ayağı


Körükörüne "muhalefet amigoluğu" yapanlar, bir yandan bir avuç öğrencinin saçmasapan yumurta atma eylemini büyütmeye, abartmaya ve bunu hükümete karşı kullanmaya çalışıyorlar...

(Çünkü Kılıçdaroğlu'nun "yetim hakkı" edebiyatına ya da "halkımız aç sefil" zırvasına kargaların bile gülmeyeceğini biliyorlar. Oradan giderek bir yere varamazlar.)
Bir yandan da hükümeti vaat etmediği ve dolayısıyla yapmamakla suçlanamayacağı şeyleri yapmamış olmakla suçluyorlar. (Çünkü "şeriat geliyor" abartısını da birkaç bunalımlı ve yaşlı Kemalist hanımdan başka kimse yutmuyor artık.)
Bu tür "haksızlık satırbaşlarından" biri de 12 Eylül'den hesap sorma konusu...

Referandumun üzerinden hepi topu üç ay geçti. (Zaman ne çabuk geçiyor, değil mi Abidin?)
Hani niçin Kenan Evren henüz içeri tıkılmamış? Demek ki bütün bunlar yalanmış. (Yoksa aşk da bir yalan mıymış kız?)

Seks videosu çektiren bazı paşalardan, eroin zulası yakalanan bazı uzman başçavuşlardan, sahte para basıp yayan bazı emekli albaylardan Evren'e sıra gelmemiştir belki de!

Üç ayda bütün bir yakın tarihin hesabı nasıl sorulabilir, Türkiye'ye yıllarca yudum yudum içirilmiş olan zehirler bünyeden çabucak nasıl temizlenebilir?
Darbeciler hakkında yapılmış suç duyuruları var, yok değil.
Savcı inceler, gereğini düşünür. Dava açarsa açar.

Kaldı ki "zaman aşımını" öne sürecek birçok çakal postalcı da hazırda beklemektedir bu hesap sorma sürecine taş koymak için... Bazı çevreler de Evren'i "normal" mahkemelerin elinden kurtarıp hiç olmazsa Yüce Divan'da (yani sonuçta Anayasa Mahkemesi'nde) yargılatma gayretine girdiler... Ne de olsa "orası" daha bir Kemalist gibi görünüyor ya, belki bunu da beraat ettirirler! Hesap budur.

Başka da yapacak bir şey yoktur.

Kimsenin kendi kafasına göre Evren'i kulağından tutup içeri tıkacak hali yok... Bu işin yolu yordamı bellidir.
Darbecilikten tutuklanmış birtakım karanlık adamları sanki "gazetecilik yaptığı için tutuklanmış" gibi gösterip kurtarmaya çalışan, bu yönde hiç olmazsa kendi okunmayan yayın organlarında cirimleri kadar kamuoyu yakmaya çalışanlar, niçin daha başka darbecilerin içeri tıkılmaları konusunda bu kadar istekliler acaba? Bu bir çelişki değil midir?
Eski darbeci tu kaka, ama "bizim darbeci çocukları" kurtaralım... Öyle mi?
Evren solu ezdiği için kötü, yarın "bizimkiler" gelip dincileri ezerlerse sakınca yok... Bu mudur yani?

Size bir şey hatırlatayım yavrular...

Hükümet "Evren'den hesap soracağım" demedi. "Sorulmasının yolunu açacağım, isteyen buyursun sorsun" dedi.

Döndü, halka bunu onaylayıp onaylamadığını sordu. Halk da kabul etti.
Hükümetin işi orada biter. Yürütme, yargı değildir. (Hani ayrılmasını istiyordunuz ya...)

Referandumda "hayır" kampanyası yapmak da aynı zamanda "Evren'den hesap sorulmasını istemiyorum, Evren'e dokunmayın" anlamına geliyordu. Öyle mi değil mi?
Bugün demokratlık taslayanlar üç ay öncesine kadar işin bu yanını hiç düşünmüşler miydi?

Bundan üç ay öncesine kadar hükümetin referandumu kaybetmesi için her türlü hokkabazlığı yapmış utanmazların, şimdi işi pişkinliğe vurup Evren niçin yargılanmıyor diye üste çıkmaya çalışmaya hakları yoktur. Amiyane tabiriyle "kokuyor bu ayaklar"...

Bunu bıraksınlar, bakalım önümüzdeki CHP kurultayında hangi şişman basın soytarısı hangi iskemlenin üstüne çıkıp göbek atacak, ayakkabılarını çıkarıyor mu çıkarmıyor mu, ayakları kokuyor mu kokmuyor mu gibi konulara eğilsinler. Müşterileri açısından bu daha ilginçtir.


KYNK
 
umarım bu pisliklerden temizlenir ordu

not:
başımızdaki adamın başbakan olabilmek için çıkarttığı kanunları, değiştirdiği maddeleri hatırlatmama gerek varmı.
 
kıvırma gördüm de bu kadarını görmedim


başbakan diyordu bir dava hakkında "ben bu davanın savcısıyım" diye. hani darbe yapmak isteyenlerin davasına savcı ilan etmişti kendisini.

neden bu tür davaların hepsine bakmıyor sayın başbakansavcımız?

neymiş suç duyurusaunda bulunmuşlar savcılar inceler gereğini yaparmış.

yahu siz değilmiydiniz ergenekon davasında herkesi mahkum eden?

bir dört diyorsunuz bir sekiz.

ne söylediğiniz belli değil.
 
'''''''''''''''Bunu bıraksınlar, bakalım önümüzdeki CHP kurultayında hangi şişman basın soytarısı hangi iskemlenin üstüne çıkıp göbek atacak, ayakkabılarını çıkarıyor mu çıkarmıyor mu, ayakları kokuyor mu kokmuyor mu gibi konulara eğilsinler.'''''''''''''''''''''''

Biz sakallı soytarıları her gün görüyoruz .........

Kokuya gelince kokuları her yanı sardı........

Burnumuz İllalLah dedi tütsülerinden....


Tanrı Baba Bir Sabah Uyanınca ...


Tanrı Baba bir sabah uyanınca
Biz insanları düşündü nasılsa
Gitti pencereye "Kim bilir" dedi.
'Belki o gezegen yok oldu gitti"
Ama baktı uzakta, çok uzakta
Bir köşecikte fır fır dönüyor dünya.

Tanrı Baba bir sabah uyanınca
Biz insanları düşündü nasılsa
Gitti pencereye "Kim bilir" dedi.
'Belki o gezegen yok oldu gitti"
Ama baktı uzakta, çok uzakta
Bir köşecikte fır fır dönüyor dünya.

"Şeytan canımı alsın " dedi Tanrı
'Alsın vallahi çocuklar
Bir şey anlıyorsam
Bu dünyalıların tutumlarından''

"Ey benim minnacık yaratıklarım
Ak ve Kara, donuk ve yanıklarım''
Dedi Tanrı, babacan haliyle.
"Sözde ben yönetiyor muşum sizi
Oysa görüyorsunuz,
Allah çok şükür,
Benim de sürüyle bakanlarım var"

"Şeytan canımı alsın " dedi Tanrı
Alsın vallahi,
Bu bakanlar ikişer, üçer
Atmazsam kapıdan dışarı.''

Boşuna mı şarap verdim,
Kızlar verdim size
Güzel güzel yaşayasınız diye
Nasıl olur da siz bana
'Orduların Tanrısı' dersiniz
Ne yüzle alıp adımı dilinize
Top atarsınız birbirinize... "

"Şeytan canımı alsın " dedi Tanrı
"Alsın vallahi çocuklar
Bir tek orduya kumanda ettiysem bugüne dek
Su süslü püslü zibidilerin
İşi ne yaldızlı tahtlar üstünde?
Nedir o kasilmalari, böbürlenmeleri?
Beslediginiz bu karınca beyleri
Sözde benden kutsal haklar almışlar
Benim inayetimle kral olmuşlar. "

"Şeytan canımı alsın " dedi Tanrı
"Alsın vallahi çocuklar "
Sizleri böyle kötü yönetenler
Geldiyse benden.
Bir de o kara bücürler var, benden geçinen
Burnum illallah dedi tütsülerinden
Yaşamayı oruca çevirmis bu softalar
Verdikleri parlak vaazlara gelinceee,

"Şeytan canımı alsın " dedi Tanrı
"Alsın vallahi
Birsey anlıyorsam bu heriflerin anlattıklarından''
"Artık bana kızmayın çocuklar
Sevişin, güle oynaya yaşayın
Sizi yakar makarım diye de korkmayın,
Kralına da, yobazına da basın kalayı!. .''
Ama keselim, Allahısmarladık
Jurnalciler duyarsa yandık.

"Şeytan canımı alsın " dedi Tanrı
"Alsın vallahi çocuklar
Bu yüzsüz herifleri
Sokarsam kapidan içeri
Kapıdan içeri kapıdan içeri... "


Bu şiiri Pierre Jean Beranger adından bir keşiş XIII. yüzyıl ya da XIV.
yüzyılda yazmış.
 
Geri
Üst