Cr@zyboy
New member
- Katılım
- 23 Eki 2005
- Mesajlar
- 1,735
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
ABD'li araştırmacılar, kırmızı biberin içinde etkin olarak bulunan ve acılığını veren bir maddenin, prostat kanseri hücrelerinin ''intiharına'' neden olduğunu ortaya çıkardılar.
Los Angeles'taki Cedars-Sinai Hastanesi Kanser Enstitüsü ve
California Üniversitesi'nde yapılan araştırmaya göre, acı kırmızı
biberde yoğun olarak bulunan alkaloid madde ''kapsaisin'', kanserli
prostat hücrelerine enjekte edildiğinde, bunların parçalanarak
yokolmalarını sağlıyor.
Araştırmada, laboratuvar farelerine nakledilen kanserli insan
prostat hücrelerinin yüzde 80'inin ''kapsaisin'' karşısında imha
oldukları ortaya çıktı.
Sonuçları ''Cancer Research'' (Kanser Araştırması) dergisinde de
yayınlanan araştırmaya katılan bilim adamlarından Sören Lehmann,
kapsaisinin, insanlarda kanserli prostat hücre kültürleri üzerinde,
yayılmayı önleyen güçlü bir etkisi bulunduğunu söyledi.
Dünyada yılda 680 bin erkek prostat kanserine yakalanıyor.
ABD'nin New Jersey eyaletindeki Rutgers Üniversitesi'nde yapılan
bir başka araştırmada da kimyonun, prostat kanserini önleyici etkisi
olabileceği belirlenmişti.
Araştırma sonucunda, körinin içinde etkin biçimde bulunan
kimyonun, tek başına veya özellikle karnabahar, karalahana, brokoli,
brüksel lahanası, lahana, suteresi ve şalgam gibi sebzelerle birlikte
pişirildiğinde prostat kanserinin tedavisi ve önlenmesi için
potansiyel bir etkisi olabileceği bildirilmişti.
Kanser önleyici kimyasal maddelere sahip ve ''phenethyl
isothiocyanate'' veya kısaca PEITC içeren sebzeler ile kimyonun,
antioksidan veya hastalıkları önleyici özelliklerine dikkati çeken
araştırmacılar, bu tip bir beslenme biçiminin ABD'de erkekler arasında
en yüksek ikinci ölüm oranına sahip prostat kanserini önlemede çare
olabileceğine işaret etmişlerdi.
İSOT-CAPSİCUM-ANİTUM
Halk arasında isot (ısı otu), bilim çevrelerinde ise ''capsicum
anitum'' adıyla bilinen kırmızı acı biber, sevilerek tüketilen ve
kültürü yapılan bir bitki.
Anavatanının Meksika olduğu sanılan ve Aztekler'in yazılı
belgelerinde sözettikleri kırmızı acı biber, Avrupa'ya 15. yüzyılın
sonlarında geldi, 16. yüzyılda kıta ülkelerine ve Osmanlı topraklarına
yayıldı.
Kırmızı biberi en çok tüketen ülkelerden olan Hindistan'a ise, bu
bitki 17. yüzyılda Portekizliler tarafından ulaştırıldı. Hint ve
Meksika mutfağında çok sık kullanılan kırmızı acı biber, Türkiye'de en
fazla Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yetiştirilmekte ve tüketilmekte.
L.T. Tresh adlı bilim adamı, 1846 yılında bibere acılığı veren
maddenin kristal yapısında olduğunu tespit ederek, adını
''capsaicin-kapsaisin'' koymuştu.
Los Angeles'taki Cedars-Sinai Hastanesi Kanser Enstitüsü ve
California Üniversitesi'nde yapılan araştırmaya göre, acı kırmızı
biberde yoğun olarak bulunan alkaloid madde ''kapsaisin'', kanserli
prostat hücrelerine enjekte edildiğinde, bunların parçalanarak
yokolmalarını sağlıyor.
Araştırmada, laboratuvar farelerine nakledilen kanserli insan
prostat hücrelerinin yüzde 80'inin ''kapsaisin'' karşısında imha
oldukları ortaya çıktı.
Sonuçları ''Cancer Research'' (Kanser Araştırması) dergisinde de
yayınlanan araştırmaya katılan bilim adamlarından Sören Lehmann,
kapsaisinin, insanlarda kanserli prostat hücre kültürleri üzerinde,
yayılmayı önleyen güçlü bir etkisi bulunduğunu söyledi.
Dünyada yılda 680 bin erkek prostat kanserine yakalanıyor.
ABD'nin New Jersey eyaletindeki Rutgers Üniversitesi'nde yapılan
bir başka araştırmada da kimyonun, prostat kanserini önleyici etkisi
olabileceği belirlenmişti.
Araştırma sonucunda, körinin içinde etkin biçimde bulunan
kimyonun, tek başına veya özellikle karnabahar, karalahana, brokoli,
brüksel lahanası, lahana, suteresi ve şalgam gibi sebzelerle birlikte
pişirildiğinde prostat kanserinin tedavisi ve önlenmesi için
potansiyel bir etkisi olabileceği bildirilmişti.
Kanser önleyici kimyasal maddelere sahip ve ''phenethyl
isothiocyanate'' veya kısaca PEITC içeren sebzeler ile kimyonun,
antioksidan veya hastalıkları önleyici özelliklerine dikkati çeken
araştırmacılar, bu tip bir beslenme biçiminin ABD'de erkekler arasında
en yüksek ikinci ölüm oranına sahip prostat kanserini önlemede çare
olabileceğine işaret etmişlerdi.
İSOT-CAPSİCUM-ANİTUM
Halk arasında isot (ısı otu), bilim çevrelerinde ise ''capsicum
anitum'' adıyla bilinen kırmızı acı biber, sevilerek tüketilen ve
kültürü yapılan bir bitki.
Anavatanının Meksika olduğu sanılan ve Aztekler'in yazılı
belgelerinde sözettikleri kırmızı acı biber, Avrupa'ya 15. yüzyılın
sonlarında geldi, 16. yüzyılda kıta ülkelerine ve Osmanlı topraklarına
yayıldı.
Kırmızı biberi en çok tüketen ülkelerden olan Hindistan'a ise, bu
bitki 17. yüzyılda Portekizliler tarafından ulaştırıldı. Hint ve
Meksika mutfağında çok sık kullanılan kırmızı acı biber, Türkiye'de en
fazla Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yetiştirilmekte ve tüketilmekte.
L.T. Tresh adlı bilim adamı, 1846 yılında bibere acılığı veren
maddenin kristal yapısında olduğunu tespit ederek, adını
''capsaicin-kapsaisin'' koymuştu.