Börteçine9
New member
Türk-Kürt çatışması çıkararak Türkiye’yi parçalamak isteyen vatan hainleri, bu kez kendilerine Sakarya’yı hedef seçti.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin terör yuvalarına yönelik düzenlediği ‘operasyonların’ yoğunlaştığı, Güneydoğu’dan ‘bir hafta içerisinde’ tam 15 şehit cenazesinin geldiği bir ortamda, PKK’nın ‘siyasi’ uzantılarının, Türk tarihinin en önemli zaferlerinden birini taşıyan bir vilayetimizde, ‘geberen arkadaşlarının’ anısına ‘saygı duruşuna’ geçmelerinin açık adı ‘provokasyon’ değil de nedir?
Ama ne yazık ki, bir zamanlar dağdaki teröristlerden “Gitar çalan çocuklar” diye bahseden işbirlikçi medya, DTP’nin yapmış olduğu ‘kışkırtmaya’ dikkat çekmek yerine, yine ‘demokratik’ haklarını kullanarak, olup bitenleri ‘protesto’ etmek isteyen ‘duyarlı’ vatandaşlarımızı hedef tahtasına oturttu.
Sözde ‘akl-ı selim’ adına, ‘Kahramanmaraş’, ‘Çorum’, ‘Sivas’ olaylarını hatırlatanlar, ne yazık ki “Bu hainlerin, Sakarya’da ne işleri var?” sorusuna cevap aramaktan kaçınıyorlar.
* * *
DTP artık ‘Türk nüfusunun’ yoğun yaşadığı bölgelerde açıkça provasyonlar yapıyor.
Ama DTP sözcüsü Ahmet Türk, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında aynen şöyle diyor:
- “Sakarya’da gözünü kan bürümüş milliyetçi, ırkçı, şovenist güruh saldırıya geçti. Bu saldırıyı planlayanların tek bir amacı vardır, o da Türkiye’de yıllarca denenen ancak bir türlü amacına ulaşamayan Türk-Kürt savaşını başlatmaktır. Güç odakları, devletin yaşadığı krizi, tıkanıklığı örtbas etmek amacıyla çatışma ortamı için düğmeye basmıştır.”
Bu sözler, Türkiye’yi avucu içerisine alan ‘etnik ırkçılığın’, ‘etnik şovenizmin’ artık hangi noktaya ilerlediğinin açık bir göstergesidir.
Adamdaki cürete bakın.
Ülkeyi parçalamayı amaçlayan ‘etnik’ milliyetçiliği hak olarak görüyor.
Ülkenin parçalanmasından endişe duyan ‘bütünleyici’ milliyetçilik mensuplarına ise “gözünü kan bürümüş güruh” diye hakaret ediyor.
* * *
Trabzon’da bölücü gösteri yapacaksın.
Mersin’de şanlı Türk bayrağını yakmaya teşebbüs edeceksin.
Gölcük’te ‘federasyon pankartları’ eşliğinde geçit töreni düzenleyeceksin.
Bozöyük’te ‘zılgıt’ çekip, ‘Türkiye aleyhinde’ slogan atacaksın.
Üzerlerini ‘35 bin kişinin katili’ olan Apo’nun posterleri ile kapladığın otobüsler ile Anadolu’yu boydan boya geçip İmralı’ya “Geçmiş olsun” ziyaretine gitmeye kalkışacaksın.
Yani ‘caminin’ tam ortasına pisleyeceksin.
Sonra cemaatten birileri çıkıp “Ne oluyor, burası dingonun ahırı mı?” diye isyan edince, azgın hırsızın ev sahibini bastırması misali, “Aman, Türk-Kürt çatışması yaratmak isteyenlerin oyununa gelmeyelim” diye feryad-ı figan edeceksin.
Yok öyle numara be zırto.
* * *
Ne yapsaydı Sakarya’nın saf çocukları?
Gözlerinin içine baka baka ‘Türk devletine’ hakaret eden, ‘Türk milletinin’ evlatlarına kurşun sıkan dağdaki terörist arkadaşlarının anısına ‘saygı duruşuna’ geçen vatan hainlerine “öküzün trene baktığı gibi” seyirci mi kalsalardı?
‘Barış’, ‘kardeşlik’, ‘özgürlük’, ‘insan hakları’ adına hainlerin arasına karışıp, “Kahrolsun Türkiye”, “Kürdistan’a özgürlük” nakaratlı Kürtçe şarkılar eşliğinde halay mı çekselerdi?
‘Türk-Kürt kardeşliğini’ pekiştirmek adına bir basın toplantısı düzenleyip, “Analar ağlamasın, gözyaşları dursun, artık savaş yaşanmasın” diye bir açıklama mı yapsalardı?
Yoksa, ‘Türk-Kürt çatışmasını’körüklemek isteyenlere mesaj vermek adına, DTP milletvekili İbrahim Binici’nin elini sıkıp, sırtını sıvazlayıp, “Gel İbrahim kardeş gel, bahçedeki renkleri tamamlayalım” mı deselerdi?
Yeter artık.
* * *
Ey Türk evladı!..
Her türlü provokosyona uyanık ol.
Ama şairin sözünü de asla unutma:
“Sahipsiz bir vatanın batması haktır. Sen sahip çıkarsan eğer, bu vatan batmayacaktır.”
İsrafil KUMBASAR-Yeniçağ
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin terör yuvalarına yönelik düzenlediği ‘operasyonların’ yoğunlaştığı, Güneydoğu’dan ‘bir hafta içerisinde’ tam 15 şehit cenazesinin geldiği bir ortamda, PKK’nın ‘siyasi’ uzantılarının, Türk tarihinin en önemli zaferlerinden birini taşıyan bir vilayetimizde, ‘geberen arkadaşlarının’ anısına ‘saygı duruşuna’ geçmelerinin açık adı ‘provokasyon’ değil de nedir?
Ama ne yazık ki, bir zamanlar dağdaki teröristlerden “Gitar çalan çocuklar” diye bahseden işbirlikçi medya, DTP’nin yapmış olduğu ‘kışkırtmaya’ dikkat çekmek yerine, yine ‘demokratik’ haklarını kullanarak, olup bitenleri ‘protesto’ etmek isteyen ‘duyarlı’ vatandaşlarımızı hedef tahtasına oturttu.
Sözde ‘akl-ı selim’ adına, ‘Kahramanmaraş’, ‘Çorum’, ‘Sivas’ olaylarını hatırlatanlar, ne yazık ki “Bu hainlerin, Sakarya’da ne işleri var?” sorusuna cevap aramaktan kaçınıyorlar.
* * *
DTP artık ‘Türk nüfusunun’ yoğun yaşadığı bölgelerde açıkça provasyonlar yapıyor.
Ama DTP sözcüsü Ahmet Türk, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında aynen şöyle diyor:
- “Sakarya’da gözünü kan bürümüş milliyetçi, ırkçı, şovenist güruh saldırıya geçti. Bu saldırıyı planlayanların tek bir amacı vardır, o da Türkiye’de yıllarca denenen ancak bir türlü amacına ulaşamayan Türk-Kürt savaşını başlatmaktır. Güç odakları, devletin yaşadığı krizi, tıkanıklığı örtbas etmek amacıyla çatışma ortamı için düğmeye basmıştır.”
Bu sözler, Türkiye’yi avucu içerisine alan ‘etnik ırkçılığın’, ‘etnik şovenizmin’ artık hangi noktaya ilerlediğinin açık bir göstergesidir.
Adamdaki cürete bakın.
Ülkeyi parçalamayı amaçlayan ‘etnik’ milliyetçiliği hak olarak görüyor.
Ülkenin parçalanmasından endişe duyan ‘bütünleyici’ milliyetçilik mensuplarına ise “gözünü kan bürümüş güruh” diye hakaret ediyor.
* * *
Trabzon’da bölücü gösteri yapacaksın.
Mersin’de şanlı Türk bayrağını yakmaya teşebbüs edeceksin.
Gölcük’te ‘federasyon pankartları’ eşliğinde geçit töreni düzenleyeceksin.
Bozöyük’te ‘zılgıt’ çekip, ‘Türkiye aleyhinde’ slogan atacaksın.
Üzerlerini ‘35 bin kişinin katili’ olan Apo’nun posterleri ile kapladığın otobüsler ile Anadolu’yu boydan boya geçip İmralı’ya “Geçmiş olsun” ziyaretine gitmeye kalkışacaksın.
Yani ‘caminin’ tam ortasına pisleyeceksin.
Sonra cemaatten birileri çıkıp “Ne oluyor, burası dingonun ahırı mı?” diye isyan edince, azgın hırsızın ev sahibini bastırması misali, “Aman, Türk-Kürt çatışması yaratmak isteyenlerin oyununa gelmeyelim” diye feryad-ı figan edeceksin.
Yok öyle numara be zırto.
* * *
Ne yapsaydı Sakarya’nın saf çocukları?
Gözlerinin içine baka baka ‘Türk devletine’ hakaret eden, ‘Türk milletinin’ evlatlarına kurşun sıkan dağdaki terörist arkadaşlarının anısına ‘saygı duruşuna’ geçen vatan hainlerine “öküzün trene baktığı gibi” seyirci mi kalsalardı?
‘Barış’, ‘kardeşlik’, ‘özgürlük’, ‘insan hakları’ adına hainlerin arasına karışıp, “Kahrolsun Türkiye”, “Kürdistan’a özgürlük” nakaratlı Kürtçe şarkılar eşliğinde halay mı çekselerdi?
‘Türk-Kürt kardeşliğini’ pekiştirmek adına bir basın toplantısı düzenleyip, “Analar ağlamasın, gözyaşları dursun, artık savaş yaşanmasın” diye bir açıklama mı yapsalardı?
Yoksa, ‘Türk-Kürt çatışmasını’körüklemek isteyenlere mesaj vermek adına, DTP milletvekili İbrahim Binici’nin elini sıkıp, sırtını sıvazlayıp, “Gel İbrahim kardeş gel, bahçedeki renkleri tamamlayalım” mı deselerdi?
Yeter artık.
* * *
Ey Türk evladı!..
Her türlü provokosyona uyanık ol.
Ama şairin sözünü de asla unutma:
“Sahipsiz bir vatanın batması haktır. Sen sahip çıkarsan eğer, bu vatan batmayacaktır.”
İsrafil KUMBASAR-Yeniçağ