manashan
New member
- Katılım
- 27 Eki 2007
- Mesajlar
- 164
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
RECEP TAYYİP ERDOĞAN: KEMAL DERVİŞ AKP'YE ÇOK YAKIŞIR
İşte Tayyip Erdoğan'ın Kemal Derviş sırrı !
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 29 Mart yerel seçimlerinde AKP'nin yaşadığı büyük oy
kaybınının faturasını bazı bakanlara çıkartarak bakanlar kurulunda bir takım değişiklikler
yaptı. Bu değişikliklerde en çok dikkati çeken Dışişleri bakanlığındakidir.
Başarısız Ali Babacan'ın yerine, bugüne kadar AKP'den Dışişleri Bakanı olanlara akıl ve
yön veren, adeta gölge bakan olan Ahmet Davutoğlu getirilmiştir.
Kabineye dışarıdan atanması ve medyanın ismi üzerinde süslü cümleler kurması üzerine
tüm dikkatler Ahmet Davutoğlu üzerinde yoğunlaşmıştır.
Bu değişikliği MHP Lideri Devlet Bahçeli "Burada bizim en çok dikkatimizi çeken husus
ise, büyük çoğunluğa sahip iktidar partisinin, Dışişleri Bakanlığı görevi için 338'in içinden
liyakatli bir ismi bulamamış olmasıdır." Şeklinde yorumlamıştır.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, bir koalisyon hükümetinin parçası değil, tek başına iktidar
konumunda bulunan AKP'ye meclis iradesine saygı hatırlaması yapmış ve yukarıdaki
sözlerinin devamında "Elbette Meclis dışından hükümete giren yeni Bakan'ın akademik
kimliğine ve uzmanlığına saygı duyuyoruz. Ancak hükümete milletvekili olmayan birisinin
atanmasının; Başbakan'ın Cumhurbaşkanlığı sürecinde göstermiş olduğu milli egemenlik
vurgusuyla ve Cumhurbaşkanı'nın Meclis içinden seçilme yönündeki ısrarıyla çeliştiğini
ifade etmek isterim." demiştir.
Bu haklı değerlendirmeler karşısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın MHP Liderine
cevabı yine o bilinen üslubu ile şu şekilde olmuştur: Elma ile armutu birbirine karıştırıyor.
Bize bunu tavsiye ederken önce aynaya bir bak. Kendi koalisyon hükümetinizde battınız
ve batarken dışarıdan ABD'den Sayın Derviş'i hükümetinize dışarıdan aldınız. Kendi
yaptığınızda oluyor da, bir başkası yaparken niçin olmuyor?"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu ve Kemal Derviş kıyaslaması ile elma
ve armutu asıl kendisi karıştırmaktadır.
Kemal Derviş, 57.hükümet döneminde ‘Koalisyonun DSP kanadının kendi içinde
revizyonu' olarak göreve başlamıştır. MHP'nin kendi iradesinde olmayan bir durumu, tek
başına iktidar olduğu halde, AKP'nin yapmış olduğu dışarıdan bakan atamayla eşitleyen
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yaklaşımını siyasi mantık ve siyasi ahlak açısından
kabul etmek mümkün değildir.
DSP kendine bağlı olan Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı'na tamamen kendi
inisiyatifinde yapmış olduğu bir atama ile Kemal Derviş'i görevlendirmiştir. Kemal Derviş
sadece ekonomiden sorumlu olması için merhum Bülent Ecevit tarafından ABD'den
getirilmiş ama Kemal Derviş koltuğa oturduktan sonra ekonomik alanda değil tamamen
siyasi tezgâhlarla adı anılmış ve bu tezgâhları kurgulayan kişi olarak siyasi tarihe
geçmiştir.
57.Hükümetin istikrarlı çalışmalarını zedeleyen ve DSP'yi bölen kadro içinde yeralan
Kemal Derviş'e o dönem sürekli uyarılarda bulunan ve onun sadece ekonomi alanında
faaliyet yürütmesi gerektiğini vurgulayan MHP olmuştur.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, Kemal Derviş ile ilgili düşüncesini, 3 Kasım 2002
seçimlerine az bir zaman kala NTV'de yayımlanan 'Seçim Meydanı' programında "Koltuk
sevdasıyla ne partiyi, ne de ülkemizi ateşe atamayız. Yararlı gördüğümüz konu ne olursa
aynen yaparız. Bir gazeteci, Sayın Derviş daha yeni başlamıştı, 'Bu uygulamaları için ne
diyorsunuz?' diye sordu. 'Eğer ülkeye yararı olacaksa zehir olsa içerim' demiştim. Evet,
zehir olsa da içtim. Başından beri de zehir oldu. Seçimden sonra bu zehri içmek, biraz
zor gibi geliyor." şeklindeki sözleri ile ortaya koymuştu.
Fakat AKP'nin tek başına iktidar olmasına rağmen Ahmet Davutoğlu'nun dışarıdan
atanmasına gösterilen tepkilere, Kemal Derviş örneği veren Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, 27.05.2002 tarihinde Zaman Gazetesi'nden Mustafa Ünal'ın "Kemal Derviş,
‘yerini bulamamış; ancak siyasette var olmak isteyen' bir politikacı. Derviş siyaset
yapacağı partiyi arıyor, bu AK Parti olabilir mi?" sorusuna aynen şu cevabı veriyordu:
Derviş'in ekonomi politikalarını büyük oranda benimsiyorum. Bir bakıma iktidara
geldiğimizde bizim uygulayacağımız ekonomi programının zeminini oluşturuyor. Biz genel
çağrı yaparak herkesi partiye davet etmiştik. Bu, Kemal Derviş'i de kapsıyor. Derviş
partimize çok yakışır.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Derviş'e yönelik bu övgü dolu sözleri Türkiye'ye
ilk geldiğinde değil, Kemal Derviş'in gerçek yüzünün tamamen ortaya çıktığı günlerde
söylemiştir.
57.Hükümetin uyumunu bozan, DSP'yi ikiye bölen ve siyasete küresel çizgide yön
vermeye çalışan rollerde bulunan Kemal Derviş niye bu kadar çok övülür ve AKP'ye çok
yakıştırılır ki?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 27 Mayıs 2002 tarihinde Kemal Derviş'i öve öve
bitiremezken, MHP Lideri Devlet Bahçeli 21 Ağustos 2002 tarihinde Kemal Derviş'le ilgili
"Acaba, Sayın Kemal Derviş birleştirici mi, dağıtıcı mı? Önce buna karar versinler.
Oldukça abartılarak, Türk siyasetini belli çevre ve odaklarla bir kişi adına meşgul
ettiklerine inanıyorum. Her gece, her gündüz bir farklı siyasi partiyle temas kurarak, bir
birleştirme arayışını biz çok yadırgıyoruz, doğru da bulmuyoruz." şeklinde doğru bir tespit
yapıyordu.
AKP, her konuda tutarsız ve sadece siyasi menfaatleri doğrultusunda hareket etmektedir.
Dün Kemal Derviş'i AKP'ye çok yakıştırmaları ve bugün Kemal Derviş üzerinden MHP'yi
suçlamaya çalışmaları hep günü kurtarma ve siyasi menfaatlerini koruma çabalarıdır. MHP
tutarlıdır ve siyasi mantığı zorlayan davranışları asla yoktur. Dün neyi söylemiş ve hangi
konuda hassasiyetini belirtmişse, bugün de aynı tavrı sergilemektedir.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Ahmet Davutoğlu'nun dışarıdan hükümete Dışişleri Bakanı
olarak atanmasını meclis iradesine saygılı olunması noktasında ve AKP'nin tek başına
iktidar gücüne bakarak mantık çerçevesinde değerlendirmiş ama Başbakan bunu
anlamakta zorlanmıştır.
Ahmet Davutoğlu zaten kendisini bundan önceki Dışişleri Bakanına verdiği yönlendirme,
akıl ve metodla göstermiştir. Dış politikanın mimarı olarak sunulduğuna ve ortada bırakın
başarıyı, dış politikada ülkemizin itibarının her alanda yerle bir olduğuna göre Ahmet
Davutoğlu'ndan çok farklı bir adım beklemek hayal olacaktır.
Aslında Ahmet Davutoğlu üzerine bir de dışarıdan Kemal Derviş kabineye girerse kare
tamamlanmış olur. Ne de olsa "Derviş partimize çok yakışır." sözü arşivlerde bulunuyor.
MHP'nin de aynaya bakmasına gerek yok...
Aynaya bakan kendini görür, MHP de bakınca Kemal Derviş'i görmüyor... Ama AKP
bakarsa 3 Kasım 2002 sürecinin öncesi ve sonrasında aynada Kemal Derviş'i rahatlıkla
görür...
Yıldıray Çiçek
http://www.etikhaber.com/content/view/75559/35/
İşte Tayyip Erdoğan'ın Kemal Derviş sırrı !

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 29 Mart yerel seçimlerinde AKP'nin yaşadığı büyük oy
kaybınının faturasını bazı bakanlara çıkartarak bakanlar kurulunda bir takım değişiklikler
yaptı. Bu değişikliklerde en çok dikkati çeken Dışişleri bakanlığındakidir.
Başarısız Ali Babacan'ın yerine, bugüne kadar AKP'den Dışişleri Bakanı olanlara akıl ve
yön veren, adeta gölge bakan olan Ahmet Davutoğlu getirilmiştir.
Kabineye dışarıdan atanması ve medyanın ismi üzerinde süslü cümleler kurması üzerine
tüm dikkatler Ahmet Davutoğlu üzerinde yoğunlaşmıştır.
Bu değişikliği MHP Lideri Devlet Bahçeli "Burada bizim en çok dikkatimizi çeken husus
ise, büyük çoğunluğa sahip iktidar partisinin, Dışişleri Bakanlığı görevi için 338'in içinden
liyakatli bir ismi bulamamış olmasıdır." Şeklinde yorumlamıştır.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, bir koalisyon hükümetinin parçası değil, tek başına iktidar
konumunda bulunan AKP'ye meclis iradesine saygı hatırlaması yapmış ve yukarıdaki
sözlerinin devamında "Elbette Meclis dışından hükümete giren yeni Bakan'ın akademik
kimliğine ve uzmanlığına saygı duyuyoruz. Ancak hükümete milletvekili olmayan birisinin
atanmasının; Başbakan'ın Cumhurbaşkanlığı sürecinde göstermiş olduğu milli egemenlik
vurgusuyla ve Cumhurbaşkanı'nın Meclis içinden seçilme yönündeki ısrarıyla çeliştiğini
ifade etmek isterim." demiştir.
Bu haklı değerlendirmeler karşısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın MHP Liderine
cevabı yine o bilinen üslubu ile şu şekilde olmuştur: Elma ile armutu birbirine karıştırıyor.
Bize bunu tavsiye ederken önce aynaya bir bak. Kendi koalisyon hükümetinizde battınız
ve batarken dışarıdan ABD'den Sayın Derviş'i hükümetinize dışarıdan aldınız. Kendi
yaptığınızda oluyor da, bir başkası yaparken niçin olmuyor?"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu ve Kemal Derviş kıyaslaması ile elma
ve armutu asıl kendisi karıştırmaktadır.
Kemal Derviş, 57.hükümet döneminde ‘Koalisyonun DSP kanadının kendi içinde
revizyonu' olarak göreve başlamıştır. MHP'nin kendi iradesinde olmayan bir durumu, tek
başına iktidar olduğu halde, AKP'nin yapmış olduğu dışarıdan bakan atamayla eşitleyen
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yaklaşımını siyasi mantık ve siyasi ahlak açısından
kabul etmek mümkün değildir.
DSP kendine bağlı olan Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı'na tamamen kendi
inisiyatifinde yapmış olduğu bir atama ile Kemal Derviş'i görevlendirmiştir. Kemal Derviş
sadece ekonomiden sorumlu olması için merhum Bülent Ecevit tarafından ABD'den
getirilmiş ama Kemal Derviş koltuğa oturduktan sonra ekonomik alanda değil tamamen
siyasi tezgâhlarla adı anılmış ve bu tezgâhları kurgulayan kişi olarak siyasi tarihe
geçmiştir.
57.Hükümetin istikrarlı çalışmalarını zedeleyen ve DSP'yi bölen kadro içinde yeralan
Kemal Derviş'e o dönem sürekli uyarılarda bulunan ve onun sadece ekonomi alanında
faaliyet yürütmesi gerektiğini vurgulayan MHP olmuştur.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, Kemal Derviş ile ilgili düşüncesini, 3 Kasım 2002
seçimlerine az bir zaman kala NTV'de yayımlanan 'Seçim Meydanı' programında "Koltuk
sevdasıyla ne partiyi, ne de ülkemizi ateşe atamayız. Yararlı gördüğümüz konu ne olursa
aynen yaparız. Bir gazeteci, Sayın Derviş daha yeni başlamıştı, 'Bu uygulamaları için ne
diyorsunuz?' diye sordu. 'Eğer ülkeye yararı olacaksa zehir olsa içerim' demiştim. Evet,
zehir olsa da içtim. Başından beri de zehir oldu. Seçimden sonra bu zehri içmek, biraz
zor gibi geliyor." şeklindeki sözleri ile ortaya koymuştu.
Fakat AKP'nin tek başına iktidar olmasına rağmen Ahmet Davutoğlu'nun dışarıdan
atanmasına gösterilen tepkilere, Kemal Derviş örneği veren Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, 27.05.2002 tarihinde Zaman Gazetesi'nden Mustafa Ünal'ın "Kemal Derviş,
‘yerini bulamamış; ancak siyasette var olmak isteyen' bir politikacı. Derviş siyaset
yapacağı partiyi arıyor, bu AK Parti olabilir mi?" sorusuna aynen şu cevabı veriyordu:
Derviş'in ekonomi politikalarını büyük oranda benimsiyorum. Bir bakıma iktidara
geldiğimizde bizim uygulayacağımız ekonomi programının zeminini oluşturuyor. Biz genel
çağrı yaparak herkesi partiye davet etmiştik. Bu, Kemal Derviş'i de kapsıyor. Derviş
partimize çok yakışır.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Derviş'e yönelik bu övgü dolu sözleri Türkiye'ye
ilk geldiğinde değil, Kemal Derviş'in gerçek yüzünün tamamen ortaya çıktığı günlerde
söylemiştir.
57.Hükümetin uyumunu bozan, DSP'yi ikiye bölen ve siyasete küresel çizgide yön
vermeye çalışan rollerde bulunan Kemal Derviş niye bu kadar çok övülür ve AKP'ye çok
yakıştırılır ki?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 27 Mayıs 2002 tarihinde Kemal Derviş'i öve öve
bitiremezken, MHP Lideri Devlet Bahçeli 21 Ağustos 2002 tarihinde Kemal Derviş'le ilgili
"Acaba, Sayın Kemal Derviş birleştirici mi, dağıtıcı mı? Önce buna karar versinler.
Oldukça abartılarak, Türk siyasetini belli çevre ve odaklarla bir kişi adına meşgul
ettiklerine inanıyorum. Her gece, her gündüz bir farklı siyasi partiyle temas kurarak, bir
birleştirme arayışını biz çok yadırgıyoruz, doğru da bulmuyoruz." şeklinde doğru bir tespit
yapıyordu.
AKP, her konuda tutarsız ve sadece siyasi menfaatleri doğrultusunda hareket etmektedir.
Dün Kemal Derviş'i AKP'ye çok yakıştırmaları ve bugün Kemal Derviş üzerinden MHP'yi
suçlamaya çalışmaları hep günü kurtarma ve siyasi menfaatlerini koruma çabalarıdır. MHP
tutarlıdır ve siyasi mantığı zorlayan davranışları asla yoktur. Dün neyi söylemiş ve hangi
konuda hassasiyetini belirtmişse, bugün de aynı tavrı sergilemektedir.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Ahmet Davutoğlu'nun dışarıdan hükümete Dışişleri Bakanı
olarak atanmasını meclis iradesine saygılı olunması noktasında ve AKP'nin tek başına
iktidar gücüne bakarak mantık çerçevesinde değerlendirmiş ama Başbakan bunu
anlamakta zorlanmıştır.
Ahmet Davutoğlu zaten kendisini bundan önceki Dışişleri Bakanına verdiği yönlendirme,
akıl ve metodla göstermiştir. Dış politikanın mimarı olarak sunulduğuna ve ortada bırakın
başarıyı, dış politikada ülkemizin itibarının her alanda yerle bir olduğuna göre Ahmet
Davutoğlu'ndan çok farklı bir adım beklemek hayal olacaktır.
Aslında Ahmet Davutoğlu üzerine bir de dışarıdan Kemal Derviş kabineye girerse kare
tamamlanmış olur. Ne de olsa "Derviş partimize çok yakışır." sözü arşivlerde bulunuyor.
MHP'nin de aynaya bakmasına gerek yok...
Aynaya bakan kendini görür, MHP de bakınca Kemal Derviş'i görmüyor... Ama AKP
bakarsa 3 Kasım 2002 sürecinin öncesi ve sonrasında aynada Kemal Derviş'i rahatlıkla
görür...
Yıldıray Çiçek
http://www.etikhaber.com/content/view/75559/35/