Referandumun önemini Baykal iyi anladı

g.haneli

Banned
Katılım
4 Eki 2007
Mesajlar
388
Reaction score
0
Puanları
0
Yarın yapılacak referandumun önemini en iyi kavrayan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal gibi görünüyor. Anlayabildiğim kadarıyla CHP Cumhurbaşkanı’nın halkın seçmesi durumunda en büyük kayba uğrayacak partidir. Yine anlayabildiğim kadarıyla Baykal, üzerinden bir seçim yenilgisi geçmemiş olsa ve kendisine dört bir koldan yönelen parti içi salvolar olmasa, Türkiye’yi tıpkı 367 örneğinde olduğu gibi krize sokmaktan da çekinmeyecekti. Yine de ülkede koltuğu tek tartışmalı kişi kendisi olmasına rağmen, ‘Referandumdan evet çıkarsa Gül’ün Cumhurbaşkanlığı tartışılır’ diyebilecek kadar mecal bulabildi. Cumhurbaşkanlığı seçimi turlarında partisine yaptırdığı boykotu, halka da önerebildi. CHP o boykotların sonucunda kaybetmişti; herhalde Baykal ulaşabildiği herkesi o kaybedenler kulübüne dahil etmeyi umuyor.

Evet, CHP referandumun muhtemel sonuçlarından en çok etkilenecek parti ve kurumdur. Cumhurbaşkanı’nın halkın seçecek olması esasında parlamenter düzenin demokratik bir revizyonu olacaktır. Özellikle 1960’dan sonra; yani DP tecrübesinin asker-sivil bürokraside uyandırdığı endişenin ardından gelişen siyasete müdahale yolunu da tümden kapatacaktır. Zira o işleyiş, siyasetin önünü siyaset dışı unsurlarla tıkamak için Cumhurbaşkanı’nı kullanmak üzerine inşa edilmişti. Malum, Özal hariç sistem de mükemmel işlemişti. Sezer dönemi ise askerle sivil arasındaki dengeyi kurmak adına millet iradesinin ve ülkenin topyekün demokratik yönelimimin göz ardı edilişinin zirvesi olmuştu. Yine Özal hariç, bütün cumhurbaşkanlarının tercih ve reflekslerine bakıldığında bir ortak noktaya ulaşmaktayız. O da Çankaya’daki ismin özellikle ‘sağ’ iktidarlarla mesai hallerinde tercihlerini genelde CHP ve asker paralelinde kullanmalarıdır. Kabul etmek lazım, bu da tümüyle yanlış bir davranış değildir. Elbette Cumhurbaşkanı iktidar partisinin noteri olmamalı ve ülkedeki farklı eğilimleri, bulunduğu denge pozisyonunun iş görme prensibi olarak değerlendirmelidir. Ancak, yakın tarih tecrübesi bu ölçünün fazlasıyla kaçırıldığını göstermektedir. Çankaya sistemi tıkayan ve siyasete karşı tarafsızlığını en baştan ideolojik olarak kaybeden bir makam haline gelmiştir.

Hem de CHP’ye iktidar olmadan, iktidar yetkilerini kullanma fırsatı sunacak kadar...

Baykal’ın de referanduma karşı itirazlarını dayandırdığı analiz gerçekte budur ve ben de kendisiyle tamamen iştirak halindeyim.

Ve tam da o gerekçelerle referandumun çok önemli bir fırsat sunduğunu düşünüyorum. Bu, yeni anayasa mesabesinde; yeni anayasanın sunacağı demokratik açılımlar kadar önemli bir fırsattır. Baykal referandumun önemi gerçekten çok iyi anladı ama korkarım biraz yanlış anladı!

Cumhurbaşkanları artık Ankara dengelerinin çizdiği dairenin içinde sınırlı kalamazlar; bir ayakları halkta bir kulakları toplumun verdiği seste olmalıdır. Cesur ve vizyoner olmalı; cesaretlerini anayasadan ve mutlaka halktan almalıdır.

Meclis’te seçilene kadar başka kimlikte, Çankaya dengeleri içinde bambaşka kimlikte sahne alan cumhurbaşkanı profili artık tarihe karışmalıdır.

Öte yandan, referandum sadece Cumhurbaşkanı’nın seçimini halka yaptırma imkanı sunmuyor. Aynı zamanda siyasal sistemin kronik kriz noktalarını temizleme tercihini de halk eliyle ortadan kaldırıyor.

Mesela, paketin içinde yer alan seçimlerin 4 yılda bir yapılması değişikliği ile siyaseti acımasızca yıpratan ‘erken seçim’ tartışmalarını bitecektir. Seçimler dört yılda bir yapılacak olursa, parlamento ve hükümetleri seçime zorlamaya yönelik yıpratma kampanyalarının anlamı kalmayacaktır.

Bir değişiklik önerisi de Meclis’te toplantı yeter sayısının her durumda 184 olmasıdır. Birkaç ay önce yaşanan ülkeyi krizin eşiğine getiren 367 skandalından sonra bunun nasıl bir fayda sağlayacağını anlatmaya bile gerek yoktur.

Yarın sandığa gitmek, bir genel seçimde oy vermekten daha önemlidir ve tekrarlayalım, yeni anayasanın sunacağı demokratik açılımla kıyaslanabilecek seviyede bir fırsattır.

STAR
Mustafa KARAALİOĞLU
 
Geri
Üst