Sarı-kırmızı-yeşil’ uymadı, ‘turuncu’ verelim…

türk ocağı

serdengeçti
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
1,813
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Taceddin Dergahı
‘Sarı-kırmızı-yeşil’ uymadı, ‘turuncu’ verelim…

1991 yılında başındaki ‘sarı-kırmızı-yeşil’ bantla TBMM’de Kürtçe yemin ederken çizdiği portreyi sanki bir imaj-maker mârifetiyle ‘turuncu’ya boyayan Leyla Zana, bir süredir ‘gizli bir ajandanın misyoneri’ gibi gündemde..

Önce Enis Berberoğlu’na verdiği ya da Enis Berberoğlu’na verdirilen mülâkatta Başbakan’a yönelik siyâsî komplimanlar, mülâkatın içine serpiştirilmiş barışçı(!) mesajlar, BDP’ye yönelik kısmî eleştiriler ve ardından Başbakan ile 40 dakika planlanan ama 90 dakika ‘oynanan’ bir görüşme…

Görüşme sonrası yine Başbakan’a müteveccihen nâzik atıflar, iltifatlar…

İtinâyla fönlenmiş saçlar, turuncu bir döpiyes, zarif bir kolye, beyaz ojeli bakımlı tırnaklar, yumuşatılmış barışçıl(!) ve olabildiği kadar diplomatik bir jargona(!) uyarlanmış bir ses tonu, eh biraz da yine olabildiğince gülümseyen bir yüz ifâdesiyle Başbakan ile yaptığı görüşme sonrası kameraların karşısına geçiyor ve bir ‘arabulucu’ edâsıyla açıklamasını yapıyor, “soru almayacağını” söyleyerek tebessümlerle çekiliyor gazetecilerin huzurundan…

Yukarıdaki portre yadırganır bir portre, oldukça zorlama ve sun’i…

Başbakan’a ilettiği talepleri sıralayan bir açıklama…

Turuncu kostümlerin, fönlü saçların ve ojeli tırnakların oluşturduğu imaja rağmen, İmralı’daki kaatile kendi tâbiriyle ‘Sayın Öcalan’a ev hapsi talebini ne kadar ‘mâkûl’ bulduğunu ve ‘örgüt silahı bıraksın, operasyonlar dursun’ fikrini ise ‘gerçekçi’ bulmadığını ifâde ediyor… PKK her istediğinde karakollara saldıracak, askerlerimiz öldürecek, vatandaşlarımızı öldürecek, kaçırak ama devlet bunun karşısında yalnızca seyirci kalacak.. Tam olarak istediği bu Leyla Zana’nın.

Bir nev’’i yine “Ben barış için(!) elimden geleni yaptım, bakın, tüm imajımı değiştirdim ve Başbakan’a taleplerimi ilettim” durumu… Kimin talepleri bunlar? PKK’nın talepleri. Kimin aracısı Leyla Zana? PKK’nın aracısı.

“Silah Kürtlerin sigortasıdır” diyen Leyla Zana’dan bahsediyorum..

‘Akil adamlar’(!)ın ve ‘âkîl gazeteciler’(!)in bir süredir “aman da ne kadar değişmiş, ne kadar barışçı olmuş” diyerek yere göğe sığdıramadığı ve bu değişim ile mülâkatlar arasında kamuoyuna prezante edilen Leyla Zana’dan bahsediyorum, Başbakan’a “Kürtlerden özür dilenmeli” diyen Leyla Zana’dan…

Bahse konu değişimin ardından, Başbakan ile yaptığı görüşme sonrası da ‘örgüt silahı bıraksın, operasyonlar dursun’ opsiyonunu gerçekçi bulmadığını söylüyor…

Yani, Zana’ya göre hâlen “Silah Kürtlerin sigortasıdır”.

* * * * *

Hikmetyar’ın dizinin dibinde, ezber ödevini veren bir medrese talebesi gibi oturarak fotograflar veren Tayyip Erdoğan ile bu günkü Tayyip Erdoğan arasında ne kadar benzerlik var ise, “Silah Kürtlerin sigortasıdır” diyen Leyla Zana ile turuncuya boyanan Leyla Zana arasında da o kadar benzerlik vardır.

BDP’yi by-pass ederek, PKK’nın isteklerini Leyla Zana aracılığıyla almak için Leyla Zana’nın turuncuya boyanması gerektiğini düşünen prodüksüyon ile otuz yıldır terörü ‘tavşana kaç tazıya tut’ diyerek destekleyen prodüksüyon aynıdır.

İmralı’daki kaatilin ev hapsine alınması, Kürtçe’nin resmî dil olması, anayasal vatandaşlık, bütün bunların tamamı da gerçekleşse PKK denilen örgüt silahı bırakmayacaktır. Kürtlerin kendi dillerinde eğitim hakkı, anayasal vatandaşlık talepleri gibi konular, elinde silah çoluk çocuğu, kadını kızı, askeri, polisi, kendi vatandaşını katleden, doğru dürüst okuma yazma bilmeyen, doğru dürüst yürümeyi, konuşmayı bilmeyen mağara adamından belki ancak bir adım ötedeki cinayet makinelerinin bir basit cümle olarak bile idrak edebileceği sözler değildir bunlar..

Kandan beslenen PKK ile yurt dışındaki temsilciliklerimizdeki diplomatlarımızı katleden ASALA kaatilleri arasındaki tek fark, PKK’nın daha büyük bir örgüt olmasıdır.

Asıl mesele ne Kandil, ne PKK, ne BDP, ne turuncuya boyanmış Leyla Zana, ne İmralı’daki kaatildir.

Asıl mesele Ankara’dır.

Yıllardır ‘gizli ajandalar’la meseleyi kangrene çeviren ve ‘bu ülke’nin vatandaşlarını PKK’nın kucağına iten siyâsî irâdesizliktir.

Leyla Zana da işte böyle benzer bir ‘gizli ajanda’nın yeni üretilmiş bir misyoneridir, yalnızca biraz fazlaca yıpranmış bir imajdır, boya tutmamaktadır.

ADNAN İSLAMOĞULLARI
40 AMBAR

K.‘Sarı-kırmızı-yeşil’ uymadı, ‘turuncu’ verelim…
 
Geri
Üst