Mayhoş
mayhoş

Masalların en güzel kısmı gökten düşen üç elmaydı sanırım. Ama bizimkinde ufak bir talihsizlik oldu.
Üçü de olmadık yerlerimize çarptı ve adsız kahramanlar gibi kanadık durduk sayfalarca... Melekler düşkünlüğümüzü birbirlerine işaret ediyorlardı, bir elmaya sap olamamıştık.
Bu masalda bir ısırıktan ibaretti huzur, içimizde yer eden bütün kurtçukları yurdundan kovalayan.
Bir ısırık da siz almaz mısınız?
Özgür Gümüşsoy
Başı sonu 'sen' olan bir yolculuktu...
Molalarda sen tüttürüldü sigaranın her nefes alış verişinde, çayın demine gözlerin diye bakıldı, bardağın ince beline sen diye sarılındı.
Sen'den yola çıkılıp sana varıldı...
Ah bu uzaklar... Herkesi, her şeyi benden götürüp seni bana getirseler.
Ve sen gel-git(me)...

Dur içimin kıyılarında, soluklan. Kal benimle anlamım olsun, gideceksen de sularının tenime değmişliği olsun...
Ah bu uzaklar, bana uzak olsun!
Tek bildiğim şu ki;
kelimeler senin dudaklarına kitaplar dolusu minnet borçlular.
Neden mi?
Çünkü onları sadece seni öperken rahat bırakıyorum...

Özgür Gümüşsoy