sizce büyük türk birliği gercek olabilirmi??neden??

aslanalisn

New member
Katılım
28 Tem 2007
Mesajlar
67
Reaction score
0
Puanları
0
alparslanın 1071 de anadolu ya girmesinden itibaren her türk millliyetçisi bunu düşündü...bu uğurda kimler canından olmadıki.. peki sizce bu ulasılamaz bir hayalmi??? yoksa umuda acılan bir ıskmı??gelin tartısalm....
 
''Türk Birligi'nin bir gün hakikat olacagına inancım vardır. Ben görmesem bile gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk Birliği'ne inanıyorum. Onu görüyorum. Yarının tarihi yeni fasıllarını Türk Birliği ile açacak. Dünya sükununu bu fasıllariçinde bulacaktır. Türk'lügün varlığı bu köhne áleme yeni ufuklar açacak. Güneş ne demek, ufuk ne demek o zaman görülecek. Hayatta yegane varlığım ve servetim Türk olarak doğmamdı.'' GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
 
ömünüzdeki 5 yıl boyunca olmayacağı garanti. Çünkü bu ülkenin önümüzdeki 5 yıllık liderleri Bırakın Türk Dünyasına inanmayı Türk Deyince 300 km uzağa gidiyorlar. Türküm demekten korkan ve bir okadarda aciz insanlar....


Her TÜrk Millyetçisinin Dünya Ütopyası bu Şekilde biçimlenmiştir. Türk'ün birliği ve Dünyaya getirilecek olan Türk adaleti ve düzeni.

Bu Ütopya elbet gün gelecek gerçekleşecek... Çok uzun zaman alsada gerçekleşecek. Başka yolu yok .
 
Dilde, fikirde,işte birliktelik ülküsünün tesisi icin izlenmesi gereken yol haritasının kör bir duygusallıktan uzak çağımızın gereklerine hitap edecek tarzda olması bu birliğin kurulup yaşayabilmesi için en önemli unsurdur.Malesef bugün Türk dünyasınınn önündeki en büyük sorun “parcalanmışlık”tır. Bu parcalanmışlıkta asıl konu, dağınık yerleşim, coğrafi ayrımlar, çoğulluk, yani Türk dünyasi içinde farklı Devletler ve hatta dillerin ve uygulamaların var olması degildir. Türklerin bu parcalanmışliktan kurtulmaları da hepsinin tek bir uygulama, coğrafya ya da yöntem altinda toplanmasi anlamını taşımaz. Esas önemli olan, bu farklılıkların Türk Ülküsü etrafinda, çoğulcu bir dayanışma icinde toplanmasının sağlanmasıdır. Fikir, uygulama ve coğrafi farklılıklar her toplum icinde olduğu gibi Türk Dünyasi icinde de kaşılaşılan olağan durumlardır.Dili,coğrafyası, dini, mezhebi ne olursa olsun tüm Türkler kardeştirler. Bu nedenle Türk dünyasi içindeki farklılıklar 12 bin yillik tarihimizin bize getirisi olan birer zenginlik olarak değerlendirilmelidir.İlmi, fikri, coğrafi ve dini ayrılıklar çatısma nedenine dönüştürülmemelidir.
Bugün de Türk dünyasinin gelecegine yönelik stratejiler belirlenirken, özellikle ithal ideoloji, lider ve fikirlerden kaçınmalıdır. Çünkü Türk Tarihi açıkça göstermektedir ki, Türk Dünyası, ancak kendi özündeki değerlere sahip çıktığında yükselebilir. Ve bu değerlerin en önemlilerinden biri, Türk Töresidir. Türk Birligi,Türk Devletleri başta olmak üzere, dünya üzerinde yasayan tüm Türklerin sorunlarına çare bulmakla, onlara arayışı icinde olduklari güvenliği ve refahı sağlamakla yükümlüdür. Her Türk Devletinin kendi siyasi, demografik ve ekonomik sorunlari vardir. Ancak dünyanin farklı bölgelerinde de, bu bölgelere has çesitli sorunlar yasanmaktadır. Bu sorunlarin her biri icin farkli önlemler alınması, farklı cözümler uygulanması gerekebilir. Ama temeldeki sorun ve bu soruna getirilecek esas cözüm her yer için aynıdır. Günümüzde dünya üzerindeki Türklere sıkıntı veren pek çok gelişme, Türk Töresinin gereği gibi yasanmıyor olmasindan kaynaklanmaktadır.
Türk dünyasının tümüne yol gösterecek tarihsel gerçeklerimiz üzerine kurulmuş 21. yy la uygun çağdaş bir merkezi otoritenin kurulması hayal değildir.
Böyle büyük bir merkezi otoritede olması gereken en önemli özellik tüm Türk Dünyasına hitap edecek bir yapı taşımasıdır. Yani tüm farklılıkları Türk düşüncesi altında birleştirebilmeli,tartışılmaz bir amac ve kesin bir bilinç birliği olmalidir. Bu farklılıklar ortak karar almayı ve siyasi iradeyi faaliyete geçirerek yaptırım uygulamayı engelleyici unsurlar haline getirilmemelidir. Türk Devletleri arasindaki tüm anlaşmazlıkları çözmek ve Türk Devletlerinin haklarını diğer dünya devletlerine karşı savunmak bu birliğin yegane amacı olmalıdır. Kendi iç sorunlarını çözebilen bir Türk dünyasının, diğer dünya medeniyetlerinin karşısında nasıl durduğu ve neler başardığı ve Türk Dünyasının hak ve özgürlüklerini nasıl savunduğu tarihteki Turan birliklerine bakılarak kolaylıkla anlaşılabilir. Bu biçimde ki bir Türk birliği Türk Dünyasi icin gerekli ve belirleyici olan politikalari üretip uygulamaya geçirebilecektir.
Elbette ki Türk Birliği'ni bekleyen tek sorumluluk bunlar değildir. Bunların dışında daha pek çok sorumluluk, bu merkezin çok aktif ve uyumlu bir çalışma gerçekleştirmesi gerektigini göstermektedir. Türk Birliginin düzenli ve Türk Dünyasının yararına faaliyet gösterebilmesi için, mutlaka daimi bir merkezinin bulunmasi, birbirleri ile koordineli olarak çalışacak karar ve yürütme organlarının oluşturulması, gerekli tüm alt yapının inşası ve tüm bu kurumların sürekli koordineli aktif bir çalışma temposu icinde olması sağlanmalıdır. Getiri ve götürüleri iyi hesaplanmış zamanlaması doğru, neticeleri tüm Türkler için isabetli ve Türk'e göre,Türk için mantığıyla alınacak kararların uygulanması için gereken alt birimlerin kusursuza yakın bir disiplin ve kurallar sinsilesi içinde oluşturulması gerekmektedir. Türk birliği faaliyetleri ile güven vermeli, üyeler de kendi haklarının en iyi sekilde korunacağından emin olmalıdırlar.
Türk Birliğinin değisen dünyanın siyasi koşullarına uyum sağlayabilecek bir esnekliğe ve gerekli stratejileri geliştirebilecek bir ileri görüslülüğe sahip olma zorunluluğunun yanında Türk Töresine kayıtsız ve tartışılmaz şekilde bağlı kalması zorunludur.. Dünyadaki gelismeler karşısında yalnızca reaktif tepkiler veren, kınamak ya da kanaat belirtmekle yetinen bir organizasyon değil, gerektiğinde Türk Dünyasının haklarını savunmak icin inisiyatif kullanabilen aktif bir merkeze ihtiyac duyulduğu kesindir. Bu merkezin sürekli takip ve koordinasyon görevini üstlenmesi, faaliyetlerinin tüm Türk Devletlerinin menfaatlerini koruyucu olması gerekir. Bu birlik bütün gelişmeleri objektif bir yaklaşımla değerlendirerek, tüm Türk dünyasının taleplerini göz önünde bulundurmalıdır. Üye ülkeler arasında oluşabilecek bunalımları giderici, çıkar çatışmalarını ortadan kaldırıcı ve Türklerin diğer medeniyetlerle ilişkilerinde onları koruyucu bir mekanizma olarak görev yapacak Türk Birliği, Türk dünyasının kültürel, ekonomik ve siyasi etkinligini arttıracaktır. Bu yüzden gerçekleştirilmesi zor gibi görünsede Türk Dünyasi, ayrilikları ve farklılıkları bir kenara bırakıp, tüm Türklerin "kardeş" olduğu gerçeğini hatırlamalı ve bu kardeşliğin getirdigi beraberlik gücü ile tüm dünyaya örnek olmalıdır.
 
Geri
Üst