Türk Gençliği Ali Kemal'imi Örnek Alacak?

Börteçine9

New member
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
2,162
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
KIZILELMA!!
1915 yılında Seyit Onbaşı ve arkadaşlarının kahramanca direnişi sayesinde Çanakkale’yi geçemeyen savaş gemisi ile aynı ismi taşıyan ‘Queen Ellizabeth HMS Illustrious’ uçak gemisi, Montrö Anlaşması’nı ayaklar altına alan tartışmalı bir ‘özel’ izinle Türk karasularına giriş yaptı.
Türkleri Anadolu’dan söküp atmak isteyen ‘işgal ordularına’ öncülük eden İngiliz emperyalizminin günümüzdeki temsilcisi Kraliçe 2’nci Elizabeth, İngiliz Milletler Topluluğu’na üye ‘sömürge ülkelerinde’ bile görülmeyen bir biçimde ağırlandıktan sonra işgal gemisinde resepsiyon verdi.
İngiliz askerleri, kraliçelerini uğurlar uğurlamaz Taksim’e çıkarma yaparak, ‘Türk gençliğine örnek olacak bir şekilde’ (!) eğlendiler.
Suudi Arabistan kralına yapılan ‘özel muameleyi’ dillerine dolayanlar, kanlarındaki bozukluktan mıdır nedir bilinmez, İngiltere kraliçesinin altına tarihi bir camide ‘sandalye’ yerleştirilmesi karşısında bile sessiz kalmayı tercih ettiler.

* * *

19 Mayıs, ‘içi boş’ bir bayram haline getirildi.
Atatürk’ün ülkeyi emanet ettiği gençlik ortada yok.
Kendilerine biçilen misyonu ‘doğru’ olarak algılayan Türk gençliği, 12 Eylül sürecinde .önce birbirine kırdırıldı, sonra da hadım edildi.
Ankara Ticaret Odası tarafından hazırlanan rapor, gençlerin başına ‘nasıl bir çorap örüldüğünü’ açıkça ortaya koyuyor.
Yaşları 15 ile 24 arasında değişen toplam 11 milyon 271 gençten ancak ‘3 milyon 424 bini’ eğitim hakkını kullanabiliyor.
Eğitim şansı bulamayan gençlerden, yalnızca ‘3 milyon 425 bini’ aktif olarak çalışma hayatında yer alıyor.
İlkokul ve ortaokul mezunu olan gençlerden yüzde 73’ü hem ‘kayıtdışı’ hem de ‘karın tokluğuna’ çalıştırılıyor.
‘4 milyon 422 bin’ genç ise ne okuyabiliyor, ne de iş bulabiliyor.

* * *

Yine Ankara Genç İşadamları Derneği’nin yaptırdığı bir araştırmaya göre, ‘gelecekleri’, ‘hayalleri’, ‘umutları’ çalınan gençlerin kendilerine örnek aldıkları ilk üç isim Rahmi Koç, Polat Alemdar ve Acun Ilıcalı.
Biri ‘paranın’, diğeri ‘gücün’, ötekisi ise ‘ünün’ sembolü.
Peki, gençliğin yakın gelecekteki idolü kim olacak dersiniz?
Tabii ki Ali Kemal.
Hani ‘işgale’ karşı Anadolu’da başlayan ‘Milli Mücadele’ hareketine karşı çıktığı için halk tarafından linç edilen şu işbirlikçi hain.
Bir torunu, işbirliği yaptığı İngiltere’nin başkenti Londra’ya ‘Belediye Başkanı’ oldu.
Diğer torunu, Türk Dışişleri Bakanlığı’nda ‘Büyükelçi’ olarak görev yapıyor.

* * *


‘Smokinini’ giyip, ‘papyon kravatını’ takıp, ‘rugan papuçlarını’ ayaklarına geçirdikten sonra İngiltere Kraliçesi 2’nci Elizabeth’i karşılayan Abdullah Gül, ihanet çevrelerinden alkış alacağı bir ilke daha imza attı.
Gül, önünde ‘reverans’ yapıp şerefine ‘kadeh’ kaldırdığı sevgili kraliçesine Ali Kemal’in torununu tanıştırırken, aynen şunları söyledi:
- “Majesteleri, Türkiye’deki anılarınıza bir yenisini daha eklemek istiyorum.
Londra Belediye Başkanlığı’nı kazanan Boris Johnson, Türkiye’nin tarihinde bilinen bir isim olan gazeteci Ali Kemal’in torunu.
Büyükelçi Selim Kuneralp’in de Johnson’la çok yakın akrabalığı var. Çünkü kendisi, Johson gibi Ali Kemal’in torunu.
Gördüğünüz gibi ülkelerimiz arasındaki yakınlık artık akrabalık boyutunda.”

* * *


Türkiye’yi ‘işgal’ etmeye çalışanlar ile Türkiye’yi ‘idare’ edenler arasındaki yakınlık artık gerçekten de ‘akrabalık boyutuna’ geldi.
Devleti temsil eden en üst makamda oturan Abdullah Gül, Türk milletine hakaret edenleri Çankaya’da ağırladıktan sonra, tarihe ‘hain’ olarak geçen Ali Kemal’e de çaktırmadan ‘iade-i itibar’ lütfunda bulundu.
Öyle görülüyor ki, Ali Kemal ve onun ile aynı zihniyeti taşıyan hainler gençlerin gözünde önce ‘normalleştirilecek’.
Avrupa Birliği süreci ilerledikçe, gençlik, artık Mustafa Kemaller’in yerine Ali Kemaller’i ‘idol’ olarak görmeye başlayacak.
“Ne mutlu Türküm diyene” sözünden bile rahatsızlık duyan bir kişiye “Bizim çocuğumuz” diye destek verip, Çankaya’ya çıkmasına aracılık eden ‘ödenek’ milliyetçileri utanıyorlar mıdır acaba?
İsrafil Kumbasar-Yeniçağ
 
Dvleti ve hükümeti eleştirmek için illaki işin içine arap parmağı girmesi gerek eleştirmek için.
Avrupa birliği sen ne kadar iki yüzlüsün diyenler maalesef geçin şu pislik uçak gemisinin geçişini eleştireceklerine,cumbabanın frakını,bilmem kimin donunu eleştirdiler.İşte aydın diye okuaynlar ve okutanlar bunlar.Aydınlık avrupanın donunda,milletimizin kafasında değil.
Kaçınız taş attınız(keşke yetişseydi ama o kadar gitti) bu pislik gemiye!!
hani vatan sever aydınlar nerede sizin Türk genciniz

İzin de değilmi?
evet esrarla,uyuşturucu ile,fuhuş ile uyutuldu ve bunun üstünü birde ne idüğü bilinmez sözde aydın geçinen öğretim üyeleri süslediki gel şimdi bu gençlikten hayır bekle.
Bunlar ingiliz köpeğinin savaş gemisi geçerken hatıra olsun diye sevgilisinin dudakları ağzında foto çektirecek kadar alçalmış bir nesil yetişiyor zaten.
Ne bizim türbanımız
nede sizin laikliğiniz bu ülkeyi yıkmaz korkmayın.Bu ülkeyi satacak ali kemal gibi vatansever geçinen yada gösterilen ve hatta ondan daha beteri ahanda en büyük milliyetçi biziz diyen hainler olacaktır.Nerede mi?
Aramızda,aranızda,her yerde,görmek istiyorsan tabii...
 
çok doğru bir yazı....

zati belli değilmiydi hırant dik öldürüldüğünde hepimiz ermeniyiz hepimiz hırantız diyenlerin hiç birini şehit cenazesizde görrmedik..hani her tv programına çıkıp kahrolsun emperyalizm diyenler...kadın gelince kraliçe hoş geldi ..aman bişi olması diyolardı..

en çok da kanallara yazık...1 saatlik haberin 45 dk buna ayırdılar.yok kraliçe şöyle giyiniyor bunu yiyor..

bir arap ünlüsü gelse gazetelerde tv lerde hemen araplar bizi şöyle sattı böyle sattı haberleri yapılıyor..
bunlar olunca kraliçe çok iyi çok güzel bilmem ne....bu ülke nasıl seviliyor anlamış değilim..

bi resepsiyon verdi...geminin hangarında uçakları örtmeye gerek duymadı ...düşünün bi yerde bu ülkenin cumhurbaşkanı karşısında savaş helikopteri....o bize ne kadar saygı göstermiş...

kraliçenin sıçtığını yalamadılar bi bi o kaldı..

sürçü lisan ettiysek affola...doğrular acı ama böyle.
 
Çanakkale'ye 1915'de giremeyenler aynı adı taşıyan uçak gemisi ile İstanbul Boğazı’nda “Meclis-i Mebusan”ın 100 metre önünde sancak gösterebiliyor.

Majestelerinin İstanbul’a getireceği başka gemi mi yoktu?
Koca İstanbul’da Majestelerinin resepsiyon vereceği mekan mı yoktu?

Makalede ki son cümle can alıcı “Ne mutlu Türküm diyene” sözünden bile rahatsızlık duyan bir kişiye “Bizim çocuğumuz” diye destek verip, Çankaya’ya çıkmasına aracılık eden ‘ödenek’ milliyetçileri utanıyorlar mıdır acaba?
 
Geri
Üst