
En güzel mekânlar, en güzel kadınlar ve en yakışıklı erkekler
Türk sineması ve magazin ünlüleri neden hep enlerle dikkat çekiyor
Bildiğimiz üzere ülkemizde görsel değerlere daha çok önem veriliyor. Birkaç gün önce televizyon da zapping yaparken bir filmde takılı kaldım. Filmin adı Kadın Avcıları. Sözde profesör ve bir araya getirdiği uzmanların asıl amacı organize bir suç işlemektir. Yaşlı bir kadının evini üs olarak belirleyen bu sahtekârların kendilerini zeki sanırken, yaşlı kadının aptal olmadığını anlamaları epey vakit alır. Seyri oldukça keyifli ve oyuncularıyla dikkat çeken bu film görsel içeriğiyle değil, hikâyenin doğallığıyla ön planda.
Türk sineması sahneleri görsel şölen içermek üzere düzenleniyor. Neden? Hep aynı oyuncular, aynı yüzler, biri birine benzeyen senaryolar Bir içerik tuttuysa ardı arkası kesilmiyor, her kes aynı kulvara koşuluyor. Mesela son zamanların popüler yarışması Bugün ne Giysem?de jüri bir konsepti beğeniyor artık bütün herkes aynı giyinmeye yöneliyor. Özellikle yaz konsepti olan kot şort üzeri tişört belki bir dolu kadın bu konseptle yürürüm ben galaya koşarım dedi, ama sıktı
Neden Türk medyası takip edilen değil, takip eden oluyor? Ben ülkemi seviyorum, ancak film, dizi, medya sistemini beğenmiyorum. Genellikle yabancı filmler daha cazip geliyor, nedeni ortada maalesef bir Amerikan filminin tadını vermiyor. Başlangıçta aldığı beğeniyi sonuna kadar devam ettiremiyor. Arkadaşlarla konuşuyoruz, bir korku filmi çıkmış, ilk soru, yerli mi yoksa yabancı mı? Yerli denildiyse ki! Mümkün değil kesinlikle komedi olmuştur. Korku komedi (sit com)
% 90 güven vermiyor, hep güzel bakımlı oyuncular, hadi onu geçelim korku gerçeğinden uzak sahneler. Bir sonraki adımda neler olabileceğini küçük bir çocuk bile çözebilir. Oysa bir Amerikan korku filmi izlemek hep kanımı dondurmuştur. O gerçekçi sahneler, makyajlar, oyuncuların inandırıcılığı sanki gerçekten yaşanıyor gibi Türk sineması gelişebilir ancak alıntı senaryoları, aynı oyuncuları ve şu kalıplaşmış sahne dekorlarını bırakarak. Eski senaryolar Yeterince aşınmış değil mi? Yıllar önce tutmuş bir filmin bu kez dizisi çıkıyor 1 kadına bütün filimler de 2 adam aşık oluyor, ya da 1 erkeğe 2 kadın. Edebi raflardan bir kitap çekilip film yapılıyor, nerde kaldı yaratıcı sinema?
Ülkemizde maalesef ki, binlerce yaratıcı fikrin mumu bu koşullarda söndürülüyor. Yaşamların monoton geçtiği gibi, sanatsal aktivitelerinde kıtlığı gözden kaçmıyor. Bu gün hem ağlatıp hem güldüren ülkem sineması bence ağlıyor.
Türk sineması sahneleri görsel şölen içermek üzere düzenleniyor. Neden? Hep aynı oyuncular, aynı yüzler, biri birine benzeyen senaryolar Bir içerik tuttuysa ardı arkası kesilmiyor, her kes aynı kulvara koşuluyor. Mesela son zamanların popüler yarışması Bugün ne Giysem?de jüri bir konsepti beğeniyor artık bütün herkes aynı giyinmeye yöneliyor. Özellikle yaz konsepti olan kot şort üzeri tişört belki bir dolu kadın bu konseptle yürürüm ben galaya koşarım dedi, ama sıktı
Neden Türk medyası takip edilen değil, takip eden oluyor? Ben ülkemi seviyorum, ancak film, dizi, medya sistemini beğenmiyorum. Genellikle yabancı filmler daha cazip geliyor, nedeni ortada maalesef bir Amerikan filminin tadını vermiyor. Başlangıçta aldığı beğeniyi sonuna kadar devam ettiremiyor. Arkadaşlarla konuşuyoruz, bir korku filmi çıkmış, ilk soru, yerli mi yoksa yabancı mı? Yerli denildiyse ki! Mümkün değil kesinlikle komedi olmuştur. Korku komedi (sit com)
% 90 güven vermiyor, hep güzel bakımlı oyuncular, hadi onu geçelim korku gerçeğinden uzak sahneler. Bir sonraki adımda neler olabileceğini küçük bir çocuk bile çözebilir. Oysa bir Amerikan korku filmi izlemek hep kanımı dondurmuştur. O gerçekçi sahneler, makyajlar, oyuncuların inandırıcılığı sanki gerçekten yaşanıyor gibi Türk sineması gelişebilir ancak alıntı senaryoları, aynı oyuncuları ve şu kalıplaşmış sahne dekorlarını bırakarak. Eski senaryolar Yeterince aşınmış değil mi? Yıllar önce tutmuş bir filmin bu kez dizisi çıkıyor 1 kadına bütün filimler de 2 adam aşık oluyor, ya da 1 erkeğe 2 kadın. Edebi raflardan bir kitap çekilip film yapılıyor, nerde kaldı yaratıcı sinema?
Ülkemizde maalesef ki, binlerce yaratıcı fikrin mumu bu koşullarda söndürülüyor. Yaşamların monoton geçtiği gibi, sanatsal aktivitelerinde kıtlığı gözden kaçmıyor. Bu gün hem ağlatıp hem güldüren ülkem sineması bence ağlıyor.