zerkli
New member
- Katılım
- 7 Eyl 2008
- Mesajlar
- 2,738
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi,
"Ergenekon" soruşturması kapsamında bazı gazetecilerin gözaltına alınmasının
tek amacının "Hükümeti eleştiren sesleri susturmak" olduğunu belirterek,
"Şimdi Türkiye’de bir Muaviye dönemi yaratılmak isteniyor" dedi.
Hamzaçebi, düzenlediği basın toplantısında "Ergenekon" soruşturması
kapsamındaki son gözaltıları değerlendirdi. Hamzaçebi, Ergenekon soruşturmasının
Türkiye’de darbe teşebbüsü olduğu gerekçesiyle başladığını, ancak giderek
amacından uzaklaştığını ve "AKP iktidarına muhalif olanların seslerinin
kesildiği, onların susturulduğu" bir soruşturmaya dönüştüğünü savundu.
İktidar aleyhinde, iktidarın görüşlerine alternatif olacak ya da onu
eleştirecek şekilde görüş ortaya koyan her kim varsa, bunların birer birer
"Ergenekon" soruşturmasına dahil edilmek suretiyle gözaltına alındığını ileri
süren Hamzaçebi, bugün yapılan işlemlerin bunun bir parçası olduğunu söyledi.
Bazı gazetecilerin soruşturma bağlamında gözaltına alınmasının, "basının
seçime gidilen süreçte susturulması" amacını taşıdığını ifade eden Hamzaçebi,
şöyle konuştu:"Basın susturulmak istenmektedir. Türkiye, basın özgürlüğü konusunda
uluslararası istatistiklerde oldukça kötü durumdadır. Sınır Tanımayan Gazeteciler
Örgütünün yayımlamış olduğu 2010 yılı istatistiğinde Türkiye, basın özgürlüğü
sırasında dünya ülkeleri arasında 138. sıradadır. Türkiye, geriye gitmektedir,
Afrika ülkelerinden Zimbabve, Kongo’dan, Asya ve Ortadoğu ülkelerinden çok daha
geri bir konumdadır. Bu tür gözaltılar, soruşturmalar olduğu sürece Türkiye’de
basın özgürlüğü çok daha geriye gidecektir."
-"MİLLETİMİZ BU HUKUKSUZLUKLARA DUR DİYECEK"-
Gözaltına alınan gazetecilerin son açıklamaları dikkate alındığında, bu
tip gözaltıların hukuki, yasal meşruiyetinin şüpheli hale geldiğini ileri süren
Hamzaçebi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu uygulamaları yasa maddelerine dayandırmak mümkündür, ama hukuka ve
milletin vicdanına dayandırmak, milletin vicdanında aklamak mümkün değildir.
Gözaltına alınan Nedim Şener’in 18 Şubat’ta yazdığı yazıda, ’Dink cinayetinde
ihmali ve sorumluluğu bulunanların, Ergenekon soruşturmasını yürüten polisler
olduğu anlaşıldığından beri bana yapılan uyarıların ardı arkası kesilmiyor;
(Şimdi de sıra sende, Soner’e söylüyorduk, bak oldu. Bavulun hazır mı birader,
kalın pijaman, yünlü donun tamam mı kardeş) diyorlar. Bir diğer gazeteci Yalçın
Küçük’ün, ’Seçimlere doğru herkes CHP’de toplansın, herkes CHP’ye oy versin’ diye
beyanı var.
Gazetecilere yönelik gözaltıların tek bir amacı vardır; muhalif sesleri
susturmak, Hükümeti eleştiren sesleri susturmak. Böylece basın, seçime doğru
AKP’nin yolsuzluk dosyalarını yazamayacak hale getirilecektir. Hedef budur, niyet
budur. Hukuk adına hukuksuzluklar yapılmakta ve bu hukuksuzluklara herkesin saygı
duyması istenmektedir. Bu, Emevi döneminde de böyleydi. Dört Halife döneminden
sonra Emevi Sultanı Muaviye’yi eleştirmek yasaktı. Muaviye hakkında herkes
eleştirel düşünebilirdi, bu serbestti ancak düşüncelerin kağıda dökülmesi,
etrafta konuşulması yasaktı. Şimdi Türkiye’de bir Muaviye dönemi yaratılmak
isteniyor."
Türkiye’nin önünde bir seçim bulunduğuna dikkati çeken Hamzaçebi, "Bu
seçimde milletimiz, vatandaşımız bu hukuksuzluklara dur diyecektir. Biz Hükümeti
hukuksuzluklara dur demeye davet ediyoruz" dedi.
-"NİYET DARBELERLE MÜCADELE ETMEK DEĞİL"-
Hamzaçebi, "AKP’nin başlangıçtan bugüne kadar kendisini darbe mağduru
bir parti" olarak konumlandırdığını belirterek, "İddia,’AKP’nin iktidar
oluşundan beri bir takım darbe teşebbüsleri var, darbeye niyet edenler var ve AKP
bunlara rağmen iktidar olmaya çalışıyor’ Yani, ’bırakmıyorlar ki bir rahat
Darbeye teşebbüs edenlerle sonuna kadar mücadele edilmesi, hukukun bu
kişilerden sonuna kadar hesap sorması ve bu kişilerin Türkiye Cumhuriyeti’nin
hiçbir kurumunda barındırılmaması, bu amaçla başlatılmış soruşturmaların da
süratle sonuçlandırılması gerektiğini savunan Hamzaçebi, "Ancak kendisini darbe
mağduru olarak konumlandıran bir siyasi parti -ki bu 9 yıldır iktidarda olan
partidir- darbenin kendisi olan 27 Nisan e-muhtırasıyla hesaplaşmaya cesaret
edememektedir" görüşünü ifade etti.
"27 Nisan e-muhtırasının bir darbe olduğunu, Türkiye’nin cumhurbaşkanını
seçemediğini ve erken seçime gitmek zorunda kaldığını" söyleyen Hamzaçebi,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye’yi erken seçime gitmek zorunda bırakan bir e-muhtıra ile
mücadele etmeyen, bunun hesabını soramayan bu hükümetin, ’darbelerle mücadele
ediyorum’ iddiası ne kadar gerçekçidir? Bunu kamuoyunun, milletin vicdanına
bırakıyorum. Niyet, darbelerle mücadele etmek değildir. Darbelerle mücadele etmek
isteyen bir hükümetin sonuna kadar yanındayız. Ama niyet, darbeler, darbe
teşebbüsleri bahane edilmek suretiyle muhalif gazetecilerin, muhalif seslerin
susturulmasıdır."
Türkiye'de bir Muaviye dönemi yaratılmak isteniyor - GAZETEVATAN.COM
susma sustukça sıra sana gelecek diye biliyorduk,
meğer sus susmadıkça sıra sana geliyormuş
"Ergenekon" soruşturması kapsamında bazı gazetecilerin gözaltına alınmasının
tek amacının "Hükümeti eleştiren sesleri susturmak" olduğunu belirterek,
"Şimdi Türkiye’de bir Muaviye dönemi yaratılmak isteniyor" dedi.
Hamzaçebi, düzenlediği basın toplantısında "Ergenekon" soruşturması
kapsamındaki son gözaltıları değerlendirdi. Hamzaçebi, Ergenekon soruşturmasının
Türkiye’de darbe teşebbüsü olduğu gerekçesiyle başladığını, ancak giderek
amacından uzaklaştığını ve "AKP iktidarına muhalif olanların seslerinin
kesildiği, onların susturulduğu" bir soruşturmaya dönüştüğünü savundu.
İktidar aleyhinde, iktidarın görüşlerine alternatif olacak ya da onu
eleştirecek şekilde görüş ortaya koyan her kim varsa, bunların birer birer
"Ergenekon" soruşturmasına dahil edilmek suretiyle gözaltına alındığını ileri
süren Hamzaçebi, bugün yapılan işlemlerin bunun bir parçası olduğunu söyledi.
Bazı gazetecilerin soruşturma bağlamında gözaltına alınmasının, "basının
seçime gidilen süreçte susturulması" amacını taşıdığını ifade eden Hamzaçebi,
şöyle konuştu:"Basın susturulmak istenmektedir. Türkiye, basın özgürlüğü konusunda
uluslararası istatistiklerde oldukça kötü durumdadır. Sınır Tanımayan Gazeteciler
Örgütünün yayımlamış olduğu 2010 yılı istatistiğinde Türkiye, basın özgürlüğü
sırasında dünya ülkeleri arasında 138. sıradadır. Türkiye, geriye gitmektedir,
Afrika ülkelerinden Zimbabve, Kongo’dan, Asya ve Ortadoğu ülkelerinden çok daha
geri bir konumdadır. Bu tür gözaltılar, soruşturmalar olduğu sürece Türkiye’de
basın özgürlüğü çok daha geriye gidecektir."
-"MİLLETİMİZ BU HUKUKSUZLUKLARA DUR DİYECEK"-
Gözaltına alınan gazetecilerin son açıklamaları dikkate alındığında, bu
tip gözaltıların hukuki, yasal meşruiyetinin şüpheli hale geldiğini ileri süren
Hamzaçebi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu uygulamaları yasa maddelerine dayandırmak mümkündür, ama hukuka ve
milletin vicdanına dayandırmak, milletin vicdanında aklamak mümkün değildir.
Gözaltına alınan Nedim Şener’in 18 Şubat’ta yazdığı yazıda, ’Dink cinayetinde
ihmali ve sorumluluğu bulunanların, Ergenekon soruşturmasını yürüten polisler
olduğu anlaşıldığından beri bana yapılan uyarıların ardı arkası kesilmiyor;
(Şimdi de sıra sende, Soner’e söylüyorduk, bak oldu. Bavulun hazır mı birader,
kalın pijaman, yünlü donun tamam mı kardeş) diyorlar. Bir diğer gazeteci Yalçın
Küçük’ün, ’Seçimlere doğru herkes CHP’de toplansın, herkes CHP’ye oy versin’ diye
beyanı var.
Gazetecilere yönelik gözaltıların tek bir amacı vardır; muhalif sesleri
susturmak, Hükümeti eleştiren sesleri susturmak. Böylece basın, seçime doğru
AKP’nin yolsuzluk dosyalarını yazamayacak hale getirilecektir. Hedef budur, niyet
budur. Hukuk adına hukuksuzluklar yapılmakta ve bu hukuksuzluklara herkesin saygı
duyması istenmektedir. Bu, Emevi döneminde de böyleydi. Dört Halife döneminden
sonra Emevi Sultanı Muaviye’yi eleştirmek yasaktı. Muaviye hakkında herkes
eleştirel düşünebilirdi, bu serbestti ancak düşüncelerin kağıda dökülmesi,
etrafta konuşulması yasaktı. Şimdi Türkiye’de bir Muaviye dönemi yaratılmak
isteniyor."
Türkiye’nin önünde bir seçim bulunduğuna dikkati çeken Hamzaçebi, "Bu
seçimde milletimiz, vatandaşımız bu hukuksuzluklara dur diyecektir. Biz Hükümeti
hukuksuzluklara dur demeye davet ediyoruz" dedi.
-"NİYET DARBELERLE MÜCADELE ETMEK DEĞİL"-
Hamzaçebi, "AKP’nin başlangıçtan bugüne kadar kendisini darbe mağduru
bir parti" olarak konumlandırdığını belirterek, "İddia,’AKP’nin iktidar
oluşundan beri bir takım darbe teşebbüsleri var, darbeye niyet edenler var ve AKP
bunlara rağmen iktidar olmaya çalışıyor’ Yani, ’bırakmıyorlar ki bir rahat
Darbeye teşebbüs edenlerle sonuna kadar mücadele edilmesi, hukukun bu
kişilerden sonuna kadar hesap sorması ve bu kişilerin Türkiye Cumhuriyeti’nin
hiçbir kurumunda barındırılmaması, bu amaçla başlatılmış soruşturmaların da
süratle sonuçlandırılması gerektiğini savunan Hamzaçebi, "Ancak kendisini darbe
mağduru olarak konumlandıran bir siyasi parti -ki bu 9 yıldır iktidarda olan
partidir- darbenin kendisi olan 27 Nisan e-muhtırasıyla hesaplaşmaya cesaret
edememektedir" görüşünü ifade etti.
"27 Nisan e-muhtırasının bir darbe olduğunu, Türkiye’nin cumhurbaşkanını
seçemediğini ve erken seçime gitmek zorunda kaldığını" söyleyen Hamzaçebi,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye’yi erken seçime gitmek zorunda bırakan bir e-muhtıra ile
mücadele etmeyen, bunun hesabını soramayan bu hükümetin, ’darbelerle mücadele
ediyorum’ iddiası ne kadar gerçekçidir? Bunu kamuoyunun, milletin vicdanına
bırakıyorum. Niyet, darbelerle mücadele etmek değildir. Darbelerle mücadele etmek
isteyen bir hükümetin sonuna kadar yanındayız. Ama niyet, darbeler, darbe
teşebbüsleri bahane edilmek suretiyle muhalif gazetecilerin, muhalif seslerin
susturulmasıdır."
Türkiye'de bir Muaviye dönemi yaratılmak isteniyor - GAZETEVATAN.COM
susma sustukça sıra sana gelecek diye biliyorduk,
meğer sus susmadıkça sıra sana geliyormuş