Türkiye'nin İlk Anime Şirketi...
Neden olmasın?
Bir süredir bu hayalim var ve elimden geldiğince araştırma yapmaya da çalışıyorum. Öncelikle bu hayale nerden kapıldığımı anlatmak istiyorum; Bir gün internette nasıl karikatür çizileceğine dair bir araştırma yapıyordum ki karşıma birkaç pdf dosyası çıktı. İncelediğimde daha çok anime çizimlerini anlattığını gördüm ki o güne kadar elime kalem alıp, "dur bi de anime çizeyim" demiş bir insan değildim. Kalemi elime aldığımda 10 dakika sonra kağıtta oluşturduğum şeye inanamadım. Bayaa bayaa anime çizmiştim
Ve bu işle daha profesyonelce ilgilenmeye karar verdim. İlk işim Türkiye'de bu işi yapan bir şirket bulmaktı, ama yapamadım. Maalesef türk bir firma yok henüz bu alanda... İngilizce araştırmalarımda ise genelde karşılaştığım iki ülke vardı, onlar da; Japonya ve Amerika.
Elbetteki animenin doğduğu yer Japonya ki, doğuş öyküsü ve sebepleri de hayli enteresan; ilgilenenler google'a anime yazarak ve türkçe aratarak geniş bilgiye sahip olabilirler. Benim daha çok ilgilendiğim kısım animenin sonuçları... Demek istediğim bu anime çizimi o kadar zor birşey değil... Ben 10 dakikamı harcayıp, siz 15 dakikanızı, 20 dakikanızı harcayıp (belki 2 dakikanızı bile almaz
) birşeyler çizebiliyorsanız, günlerce aylarca yapılabilecek olası bir hazırlık sonrasında bu işi profesyonelce hazırlayabileceğinize muhakkak ki tatmin olacaksınız. Hele ki Türkiye'de bu işi hakkıyla yapabilecek o kadar çok kişi vardır ki, inanamazsınız. Yalnızca benim tanıdıklarımdan bile bir kaç şirket oluşur, kaldı ki nicelerinden haberim dahi yoktur.
Sonuçta animelerin insanların hayal güçlerini büyüleyen bir dünya olduğunu zannediyorum hepimiz biliyoruz. Bilmiyor muyuz? peki şöyle bir örnek daha o zaman; bizim "Malkaçoğlu"muzu "Dünyayı kurtaran adam"ımızı gelmiş geçmiş en kötü film seçen yabancılar, bugün bi pokemonun zıplamasını, bi transformansın tıra dönüşüp yokuş çıkmasını ağzı açık izliyorsa bu hayal gücünü etkilemeyi göstermez mi? Mantık olarak bakıldığında hiç bir akla yatkın değil ama halaa seyrediliyor... Peki hayal gücünü ileriye taşıyan bir milletin yeni yapımlar çıkarması daha kolay olmaz mı? Biliyorum bu çok genel bir çıkarım belki ama bu işin tekelinin Japonya olduğunu söylersek sanırım daha çok dikkat çekmiş oluruz. Japonya ne mi yapıyor? Bizim tonlarca sattığımız tahılın ülkemize getirisini belki toplasanız bir kaç kiloyu geçmeyecek ağırlıktaki elektronik cihazlarla kazanıyor. Peki nasıl yapıyorlar? Elbette üreterek, ancak üretmek o kadar da basit bir olgu değil! Bunu bende biliyorum. Yalnızca sebebi anime seyretmeleri de değil bunu da biliyorum!. Ancak bu uğurda hayal gücümüzü tetikleyecek herşeye ihtiyacımız olacağını düşünüyorum ki bizim de tam bunlara ihtiyacımız var. Bizi tetikleyecek, icat etmemize, düşünmemize, üretmemize yardımcı olacak herhangi birşey... Veya en azından çocuğumuzun veya yeğenimizin seyrederken bilinçaltına Amerikan veya Japon propogandası yapılamayacağı, bize özgü bişeylere... Yarattıkları bir animenin de daha sonra t-shirtleri mi bitiyor şapkaları mı yoksa oyun kartları mı?.. Televizyonu öyle güzel bir silah olarak kullanıyorlar ki... Önce sana hayran olacağın bir şey yaratıp daha sonra onun ürünlerini satıyorlar. Tamam da bunu biz niye yapmayalım?
Yapamaz mıyız? En alasını yaparız! Yeterki deneyelim, yeter ki çalışalım 
Evet benim projem de bu... Sıradaki adım olarak da bu işin anime şeklini almasında nasıl bir üretim aşaması kullanıldığını ve kullanılan cihazları vs. araştıracağım, ve belki bir sponsor sayesinde bu üretim ağını ülkelerinde ziyaret etme fırsatını bulabilirim diye umuyorum. Ama burada aradığım ise yalnızca fikir ortakları
benimle aynı fikirde olan arkadaşlar veya zıt fikirde olanlar cevap yazarlarsa sevinirim...
Teşekkürler...
Neden olmasın?
Elbetteki animenin doğduğu yer Japonya ki, doğuş öyküsü ve sebepleri de hayli enteresan; ilgilenenler google'a anime yazarak ve türkçe aratarak geniş bilgiye sahip olabilirler. Benim daha çok ilgilendiğim kısım animenin sonuçları... Demek istediğim bu anime çizimi o kadar zor birşey değil... Ben 10 dakikamı harcayıp, siz 15 dakikanızı, 20 dakikanızı harcayıp (belki 2 dakikanızı bile almaz
Sonuçta animelerin insanların hayal güçlerini büyüleyen bir dünya olduğunu zannediyorum hepimiz biliyoruz. Bilmiyor muyuz? peki şöyle bir örnek daha o zaman; bizim "Malkaçoğlu"muzu "Dünyayı kurtaran adam"ımızı gelmiş geçmiş en kötü film seçen yabancılar, bugün bi pokemonun zıplamasını, bi transformansın tıra dönüşüp yokuş çıkmasını ağzı açık izliyorsa bu hayal gücünü etkilemeyi göstermez mi? Mantık olarak bakıldığında hiç bir akla yatkın değil ama halaa seyrediliyor... Peki hayal gücünü ileriye taşıyan bir milletin yeni yapımlar çıkarması daha kolay olmaz mı? Biliyorum bu çok genel bir çıkarım belki ama bu işin tekelinin Japonya olduğunu söylersek sanırım daha çok dikkat çekmiş oluruz. Japonya ne mi yapıyor? Bizim tonlarca sattığımız tahılın ülkemize getirisini belki toplasanız bir kaç kiloyu geçmeyecek ağırlıktaki elektronik cihazlarla kazanıyor. Peki nasıl yapıyorlar? Elbette üreterek, ancak üretmek o kadar da basit bir olgu değil! Bunu bende biliyorum. Yalnızca sebebi anime seyretmeleri de değil bunu da biliyorum!. Ancak bu uğurda hayal gücümüzü tetikleyecek herşeye ihtiyacımız olacağını düşünüyorum ki bizim de tam bunlara ihtiyacımız var. Bizi tetikleyecek, icat etmemize, düşünmemize, üretmemize yardımcı olacak herhangi birşey... Veya en azından çocuğumuzun veya yeğenimizin seyrederken bilinçaltına Amerikan veya Japon propogandası yapılamayacağı, bize özgü bişeylere... Yarattıkları bir animenin de daha sonra t-shirtleri mi bitiyor şapkaları mı yoksa oyun kartları mı?.. Televizyonu öyle güzel bir silah olarak kullanıyorlar ki... Önce sana hayran olacağın bir şey yaratıp daha sonra onun ürünlerini satıyorlar. Tamam da bunu biz niye yapmayalım?
Evet benim projem de bu... Sıradaki adım olarak da bu işin anime şeklini almasında nasıl bir üretim aşaması kullanıldığını ve kullanılan cihazları vs. araştıracağım, ve belki bir sponsor sayesinde bu üretim ağını ülkelerinde ziyaret etme fırsatını bulabilirim diye umuyorum. Ama burada aradığım ise yalnızca fikir ortakları
Teşekkürler...