Dünya’nın ilk kilisesinin bulunduğu, 2700 yıllık bir geçmişe sahip olan, hoşgörü ve medeniyetler şehrimiz Antakya aynı zamanda Türkiye’nin ilk camiini de barındırıyor.
Türkiye’nin ilk camii olma özelliğini taşıyan bu camii adını Hz.İsa tarafından Antakya’ya hak dinini yaymak için gönderilen havarilere ilk inanan kişi olup, Hz. Muhammed (S.A.V.)’in geleceğini 600 yıl önceden söyleyip ona da iman eden Habib-i Neccar’dan alıyor.
Habib-i Neccar’ın adı hem Kuran’da hem İncil’de geçmektedir.
Cami içerisinde özel bir camekânda Hz. Muhammed (S.A.V.)’in sakalı şerifi de yer alıyor.
Caminin adını aldığı Habib-i Neccar günümüzde Müslümanlar ve Hıristiyanlar tarafından rahmetle anılan önemli bir zattır. Hıristiyanlar onu ilk Hıristiyanlardan, Müslümanlar ise onu ilk Müslümanlardan saymaktadır
Ayrıca cami müezzininin bize verdiği bilgiye göre; Habib-i Neccar marangoz olması sebebiyle Tahtacı Bektaşi – Aleviler de onu “Tahtacıların Piri“ olarak kabul ediyorlarmış.


Türkiye’nin ilk camii olma özelliğini taşıyan bu camii adını Hz.İsa tarafından Antakya’ya hak dinini yaymak için gönderilen havarilere ilk inanan kişi olup, Hz. Muhammed (S.A.V.)’in geleceğini 600 yıl önceden söyleyip ona da iman eden Habib-i Neccar’dan alıyor.

Habib-i Neccar’ın adı hem Kuran’da hem İncil’de geçmektedir.

Cami içerisinde özel bir camekânda Hz. Muhammed (S.A.V.)’in sakalı şerifi de yer alıyor.

Caminin adını aldığı Habib-i Neccar günümüzde Müslümanlar ve Hıristiyanlar tarafından rahmetle anılan önemli bir zattır. Hıristiyanlar onu ilk Hıristiyanlardan, Müslümanlar ise onu ilk Müslümanlardan saymaktadır

Ayrıca cami müezzininin bize verdiği bilgiye göre; Habib-i Neccar marangoz olması sebebiyle Tahtacı Bektaşi – Aleviler de onu “Tahtacıların Piri“ olarak kabul ediyorlarmış.

