Temel İngilizce Dilbilgisi-1

suat08

New member
Katılım
19 Ara 2005
Mesajlar
372
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
papua yeni gine
Temel İngilizce Dilbilgisi





ARTICLES - TANIM EDATLARI Tanım edatları a (an) ve the sözcükleridir. a (an) belirsiz tanım edatı (indefinite article), the belirli tanım edatı (definite article)dır. the indefinite article - belirsiz tanım edatı (A-AN) İsimlerin önüne gelen ve "bir, herhangi bir" anlamı veren a belirsiz tanım edatı (a, e, i, o, u) sesli harfleriyle veya okunmayan (h) harfiyle başlayan isimler önünde an şekline girer. a chair (bir sandalye) a house (bir ev) a book (bir kitap) a mountain (bir dağ) a man (bir adam) a door (bir kapı) an apple (bir elma) an umbrella (bir şemsiye) an egg (bir yumurta) an hour (bir saat) İsimlerin önünde bulunan a tanım edatı o şeyin bu isimle isimlendirilen türün içinden herhangi biri olduğunu belirtir. Örneğin, a table (bir masa) dendiğinde "masa" olarak isimlendirilen şeylerden biri kastedilmiş olur. Bu durumda özel ve bilinen bir masa değil herhangi bir masa söz konusudur. Bring a table. "Bir masa getir." sözündeki a table bilinen ve özellikle belirtilmiş bir masa değil, masa türünden herhangi biridir. She is a student. O bir öğrencidir. This is a chair. Bu bir sandalyedir. A cat is an animal. Bir kedi bir hayvandır. Give me a book. Bana bir kitap ver. I see a man in the garden. Bahçede bir adam görüyorum. Tanım edatı a sayılabilen ve tekil isimler önünde kullanılır. Take an apple. Bir elma al. Is this a clock? Bu bir saat midir? A house has a door. Bir evin bir kapısı vardır. A dog can catch a child. Bir köpek bir çocuğu yakalayabilir. A (an) belirsiz tanım edatının en önemli özelliğini belirttikten sonra kullanılma yerlerini sıralayalım: 1. Özel bir şahıs veya şeyi belirtmeyen herhangi bir sayılabilen tekil isim önünde. I see a bird. Bir kuş görüyorum. Take a chair. Bir sandalye al. Read a story. Bir hikâye oku. We live in an apartment. Bir dairede oturuyoruz. 2. Bir sınıf veya topluluğu belirtmek için tekil isimlerle. A cow is a useful animal. Bir inek yararlı bir hayvandır. A baby needs care. Bir bebeğin bakıma ihtiyacı vardır. A triangle has three corners. Bir üçgenin üç köşesi vardır. Bu cümlelerde (Bütün inekler yararlıdır. Bütün bebeklerin bakıma ihtiyacı vardır. Bütün üçgenlerin üç köşesi vardır.) anlamı bulunmaktadır. 3. Meslek isimlerini de kapsayan isimler, dinler, sınıflarla ve isim tamlayıcısı olarak. He is a doctor. O bir doktordur. She is a nurse. O bir hemşiredir. He is a Muslim. O bir Müslümandır. Margaret is a Christian. Margaret bir Hıristiyandır. Turgut became an engineer. Turgut bir mühendis oldu. 4. Bazı ölçü ifadelerinde, a dozen (bir düzine) a quarter (bir çeyrek) a couple (bir çift) a hundred (yüz) half a dozen (yarım düzine) a thousand (bin) a million (bir milyon) a great many (pek çok) a lot of (birçok, çok) a great deal of (pek çok) 5. Fiyat, sürat, oran ifadelerinde, 25 dollars a metre. Metresi 25 dolar. 2 dollars a kilo. Kilosu 2 dolar. Four times a month. Ayda dört kere. Twice a week. Haftada iki kere. 60 kilometres an hour. Saatte 60 kilometre. He drove the car at 80 kilomet- Otomobili saatte 80 kilometreyle res an hour. sürdü. We have English lessons five times Haftada beş kere İngilizce a week. dersimiz vardır. This cloth is 90 dollars a meter. Bu kumaşın metresi 90 dolardır. 6. What ile başlayan aşağıdaki tip cümlelerde. What a cold day! Ne soğuk bir gün! What a nice girl! Ne güzel bir kız! 7. Tanımadığı bir şahıs olduğunu belirtmek için özel isimler önünde. A Mr Miller. Bir Mr Miller. Bu ifadede sözü söyleyen kendisi için yabancı olan Mr Miller isimli bir kimseden bahsettiğini belirtmektedir. 8. Bunun dışında çeşitli deyimler içinde a (an) yer alır. What a pity. Ne yazık. keep something as a secret bir şeyi bir sır olarak saklamak as a rule kural olarak, genellikle in a hurry acele (ile) in a temper öfkeli all of a sudden aniden take an interest in -e ilgi duymak take a pride in gurur duymak take a dislike in -den soğumak make a fool of oneself kendini gülünç etmek have a headache başı ağrımak have a pain ağrısı olmak have a cold soğuk almak have a cough öksürüğü olmak have a mind to aklından geçmek (yapmayı düşün- mek) have a fancy for istek duymak on an average ortalama olarak belirsiz tanım edatı (a -an) ın kullanılmadığı yerler 1. Çoğul isimler önünde kullanılmaz. Önünde a olan bir isim çoğul yapılınca a kalkar. a cat bir kedi cats kediler an orange bir portakal oranges portakallar 2. Sayılamayan isimlerin önünde kullanılmaz. Water, iron, glass, stone, wine, coffee, paper, tea gibi isimler İngilizcede sayılamayan isimlerdir. Bunların önünde a (an) yer almaz. Advice, news, information, furniture, baggage isimleri de İngilizcede sayılamayan isimlerdendir. Bunlarla da a (an) kullanılmaz. Ancak, bu sayılamayan isimler belli ve özel bir anlamda kullanıldıklarında belirsiz tanım edatı alabilirler. Hair (saç) baştaki bütün saçı kastederek söylendiğinde a (an) almaz. Ancak tek kıl kastedilmişse a (an) ile kullanılır. His hair is black. Onun saçı siyahtır. I found a hair on the plate. Tabakta bir kıl buldum. Sayılamayan isimler a (an) alamadığı için bunların önünde sıfat olarak some, any, a little, a lot of, a piece of gibi sözcükler kullanılır. 3. Happiness (mutluluk), death (ölüm), fear (korku), beauty (güzellik), courage (cesaret) gibi soyut isimler önünde de özel bir durum olmadıkça a (an) bulunmaz. 4. Yemek öğünlerinin önünde a (an) kullanılmaz. We have breakfast at eight Saat sekizde kahvaltı ederiz. o'clock. Lunch time is between twelve Öğle, yemeği vakti saat on iki ve bir and one o'clock. arasındadır. We'll go to dinner soon. Yakında akşam yemeğine gideceğiz. the definite article - belirli tanım edatı (THE) Belirli tanım edatı diye adlandırılan the sözcüğü, tekil, çoğul, sayılabilen, sayılamayan bütün isimlerin önünde kullanılabilir ve onların belli, bilinen, aynı cins şeylerin içinden herhangi biri değil, belirli ve bilinen olduğunu işaret eder. the man adam (bu adam - belli adam) the chair sandalye (bu sandalye - bilinen sandalye) the houses evler (bu evler - belli evler) the morning sabah (belli bir sabah) Belirli tanım edatının kullanıldığı yerler. 1. Dünyada sadece bir tane olan isimler önünde. the earth dünya the sky gökyüzü the moon ay the sun güneş the weather hava the east doğu 2. Sözün başında geçtiği için artık bilinen bir şey durumuna gelen isimler önünde. I saw a bird. The bird was flying Bir kuş gördüm. Kuş evin üzerinde over the house. uçuyordu. She bought a hat. The hat is in Bir şapka aldı. Şapka şimdi onun her bag now. çantasındadır. We met a girl. The girl walked Bir kıza rastladık. Kız bizimle with us. yürüdü. He gave me a book. The book Bana bir kitap verdi. Kitap çok was very interesting. ilginçti. 3. Bir cümlecik ilave edilerek isim hakkında açıklama yapılması nedeniyle isim tanıtılmışsa. The man we met yesterday. Dün rastladığımız adam. The house they bought. Satın aldıkları ev. The park where they played. Oyun oynadıkları park. The building on the hill. Tepedeki ev. Bu sözlerdeki man, house, park, building takip eden cümlecik içinde ayrıcalığı belirtilip açıklama yapıldığı için belirli birer isim olmuş ve önlerine the almışlardır. 4. Bulunduğu yer bilinen isimler önünde. They are in the park. Onlar parktadırlar. Our house is near the station. Evimiz istasyonun yanındadır. In, on, under gibi edatlarla yapılmış cümlelerin çoğunda bu edatlar isimler hakkında bilgi verip onları açıkladıkları için bu cümlelerdeki isimler önünde the kullanılır. The chair is in the room. Sandalye odadadır. The boat is under the bridge. Kayık köprünün altındadır. The map is on the wall. Harita duvardadır. Are the apples in the refrigerator? Elmalar buzdolabında mı? The ball is under the bed. Top yatağın altındadır. 5. En üstünlük derecesindeki sıfatlar ve first, second gibi sıralama sıfatları önünde bulunur. This is the widest street in Şehirde en geniş cadde budur. the city. Are these the most beautiful Bunlar bu müzede en güzel paintings in this museum? tablolar mıdır? The second house belongs to me. İkinci ev bana aittir. What is the fourth day of the week? Haftanın dördüncü günü nedir? 6. The ile kullanılan tekil isim bir hayvan veya eşya grubunu gösterebilir. Bununla tekil fiil kullanılır. The parrot lives only in this Papağan (papağan türü) sadece place. bu yerde yaşar. The horse is most helpful for At çiftçiler için en yardımcı olandır. the farmers. The kitchen robots are quite new Mutfak robotları bu ülke için çok for this country. yenidir. 7. The ile kullanılan sıfat bir grup insanı gösterir. Fiil çoğul durumda olur. the old yaşlılar The old are easy to please. Yaşlılar kolay memnun edilirler. They made a hospital for the old. Yaşlılar için bir hastane yaptılar. the blind körler The blind need your help. Körlerin yardımınıza ihtiyacı var. the young gençler The young are usually impatient. Gençler genellikle sabırsızdır. 8. The, özel isimli deniz, nehir, takım adaları, sıradağlar, çoğul isimli ülkeler, çöller önünde kullanılır. the Alps Alpler the Sahara Sahra the Netherlands Hollanda the Antarctic Antarktika the Atlantic Atlantik the Adriatic Adriyatik the U.S.A. Amerika Birleşik Devletleri the United Kingdom Birleşik Krallık the Bahamas Bahamalar the West Indies Batı Hint Adaları the Thames Thames Nehri the Danube Tuna Nehri the Mississippi Mississippi Nehri 9. Müzik aletleri önünde the kullanılır. She plays the piano. O piyano çalar. Do you play the flute? Flüt çalar mısınız? belirli tanım edatının kullanılmadığı yerler 1. Özel şahıs isimleri ve yukarıda belirtilen özel yer isimleri dışında kalan isimler önünde the kullanılmaz. Fakat çoğul yapılmış soyadı önünde kullanılarak o soyadını taşıyan aile belirtilir. The Smiths Smith'ler (Smith ailesi) We visited the Millers last night. Dün akşam Miller'leri ziyaret ettik. 2. Özel bir anlamda kullanılmadıkları takdirde soyut isimler önünde the olmaz. We fear death. Ölümden korkarız. Life is very hard for the poor Yoksullar için hayat çok zordur. Beauty doesn't last long. Güzellik uzun sürmez. We fought for freedom. Özgürlük için savaştık. Fakat bu soyut isimler belli ve özel bir anlamda kullanılırlarsa the alırlar. The death of his father made Babasının ölümü onu çok mutsuz him very unhappy. etti. The life in these parts of the Ülkenin bu kısımlarındaki hayat ta- country is unbearable. hammül edilmezdir. The actress's beauty made Aktrisin güzelliği onu zengin ve ünlü her rich and famous. yaptı. 3. Yemek öğünlerinin isimleri önünde the kullanılmaz. Breakfast is ready. Kahvaltı hazırdır. What did you cook for dinner? Akşam yemeği için ne pişirdin? 4. Genel olarak sözü edilen malzeme isimleriyle the kullanılmaz. Milk is so cheap in this town. Bu kasabada süt pek ucuz. Butter is made from milk. Tereyağı sütten yapılır. We grow wheat in our fields. Tarlalarımızda buğday yetiştiririz. Buna benzer anlamda kullanılan ve bütün o cins şeylerin tümünü belirten çoğul isimler önünde de the bulunmaz. Books are our best friends at all Kitaplar bütün yaşlarda en iyi arka- ages. daşlarımızdır. Roses are beautiful flowers. Güller güzel çiçeklerdir. Soldiers are brave men. Askerler cesur adamlardır. Cities are big towns. Şehirler büyük kasabalardır. Fakat bu isimler genel anlamda değil belli bir grubu veya malzemeyi göstermek için kullanılırlarsa önlerine the konulur. The milk in the bottle is for my Şişedeki süt bebeğim içindir. baby. The roses in our garden are red. Bahçemizdeki güller kırmızıdır. The books she bought were Satın aldığı kitaplar dedektif detective novels. romanlarıydı. 5. Sıradağ isimleri önünde the kullanılmasına karşın dağ isimleri önünde the kullanılmaz. Ayrıca, göl ve burun isimleri ile de the kullanılmaz. Mount Everest Everest Tepesi Lake Van Van Gölü Cape Cod Cod Burnu Ancak bu tür isimler of ile bağlanan iki sözcükten oluşuyorsa bunlarla the kullanılır. the Lake of Lucerne Lucerne Gölü the Cape of Hope Ümit Burnu 6. Unvan sözcüğü ile birlikte bulunan özel isimler önünde the bulunmaz. King Henry Kral Henry Doctor Miller Doktor Miller Professor Henley Profesör Henley Lord Byron Lord Byron 7. Dil isimlerinin önünde the bulunmaz. Do you speak Turkish? Türkçe konuşur musunuz? (Türkçe bilir misiniz?) English is very difficult for them. İngilizce onlar için çok zordur. We'll learn German. Almanca öğreneceğiz. 8. Bir şahsın evi, yuvası, yaşadığı yer anlamındaki home sözcüğü, özellikle bir belirtme olmadıkça, the ile kullanılmaz. We go home by bus. Eve (evimize) otobüsle gideriz. Betty left home. Betty evden (evinden) ayrıldı. The children got home late. Çocuklar eve geç geldiler. They arrived home after six Eve saat altıdan sonra vardılar. o'clock. Görüldüğü gibi home önünde the kullanılmamış, ayrıca go'dan sonra to, arrive fiilinden sonra at edatları yer almamıştır. 9. Church, market, college, school, hospital, court, prison, work, sea, bed sözcükleri, özel bir belirtme durumu olmadıkça, bunlara gidiş veya orada bulunuş anlatılırken önlerinde the kullanılmaz. They go to church every Sunday. Her pazar kiliseye giderler. Women go to market to buy food. Kadınlar yiyecek almak için pazara giderler. The women of this village go to Bu köyün kadınları meyva ve market to sell fruit and vegetables. sebze satmak için pazara giderler. Does Emma go to school? Emma okula gider mi? My father is in hospital. Babam hastanededir. Philip has been in prison for Philip iki yıldır hapishanededir. two years. They went to church; they are at Kiliseye gittiler; şimdi kilisede- church now. dirler. All the workers are at work. Bütün işçiler iştedir. We go to bed at eleven o'clock. Saat on birde yatarız. Eleanor left hospital yesterday. Eleanor dün hastaneden çıktı. She is very well now. Şimdi çok iyidir. We were at sea in a small ship. Küçük bir gemiyle denizdeydik. Bu yer isimleri oraya normal kullanılış amacıyla gidildiğl zaman bu şekilde kullanılırlar. Örneğin, I go to school. "Okula giderim." sözü okula devam ederim, öğrenim görürüm, anlamında olduğu zaman the almaksızın kullanılır. Ancak eğitim görmek dışında herhangi bir nedenle okul binasına gitmek durumunda the kullanılır. I went to the school to see the Müdürü görmek için okula gittim. headmaster. She goes to bed early. Erken yatar. She went to the bed and took the Yatağa gitti ve battaniyeleri aldı. blankets. He'll be in prison for years. Yıllarca hapishanede olacak. They went to the prison to see Babalarını görmek için hapishaneye their father. gittiler. Old women go to church every Yaşlı kadınlar her sabah kiliseye morning. giderler. We visited the church to see Çanları görmek için kiliseyi ziyaret the bells. ettik. Ancak yukarıda gördüğümüz isimlere çok benzer oldukları halde office, cinema, theatre isimleri the ile kullanılırlar. He goes to the office every day. Her gün büroya gider. Let's go to the cinema tonight. Bu akşam sinemaya gidelim. The students are in the theatre Öğrenciler şimdi tiyatrodadırlar. now. Frank is at the office. Frank bürodadır. Frank is at work. Frank iştedir. 10. Mevsim, yortu, bayram isimleri genel anlamda kullanılmışlarsa the almazlar. The tourists come to Turkey in Turistler Türkiye'ye yazın gelirler. summer. In winter we go to Uludağ. Kışın Uludağ'a gideriz. They'll be in İzmir at Easter. Paskalyada İzmir'de olacaklar. Fakat belli bir yılın mevsimi söz konusu ise bunun önünde the kullanılır. They came in the spring of 1975. 1975 baharında geldiler.





Temel İngilizce Dilbilgisi





COUNTABLE AND UNCOUNTABLE NOUNS
SAYILABİLEN VE SAYILAMAYAN İSİMLER

İngilizcede cins isimler "sayılabilen" ve "sayılamayan" olarak da sınıflan-dırılırlar. Sayılması, adetle belirtilmesi mümkün olmayan şeyler "sayılamayan isimlerdir. Örneğin,

water su ink mürekkep
salt tuz wood tahta
tea çay milk süt
meat et flour un
tobacco tütün butter tereyağı
cheese peynir glass cam

sözcükleri birer sayılamayan isimdir. Bunların önünde a (an) kullanılmaz ve genel olarak çoğul hale sokulamazlar. Bu bakımdan da önlerinde sayı sözcüğü yer almaz. Örneğin, "beş et, üç un, iki mürekkep, bir tütün" denmez. Türkçede sayılamayan isimlerin çoğul yapılmaması kuralı üzerinde pek durulmaz ve "Sular akmıyor. Elektrikler kesildi. Unlar yere döküldü." gibi sözlerde sayılamayan isimler çoğul halde kullanılırlar.

İngilizcede sayılamayan isimleri çoğul yapmak, önlerinde a (an) veya bir sayı kullanmak çok büyük yanlış olur. Bu bakımdan, Türkçedeki duruma aldanıp İngilizce cümlelerde aynı şeyi uygulamak hatasına düşmemek için sayılamayan isimlerin hangileri olduğunu iyi öğrenmek gerekir.

İngilizcede sayılamayan şeyler, kahve, su, süt gibi sıvı halindeki maddeler, tuz, un gibi ince taneli şeyler, et, tütün, kereste, bakır, altın gibi madde isimleri, güzellik, cesaret, sağlık gibi soyut isimlerdir.

Türkçede sayılamayan isimlerin pek çoğu ile kullanılan sayı sözcükleri aslında o şeyin sayısını değil, o şeyin içinde bulunduğu kabın adedini gösterir.

iki süt
beş tuz
üç çay

sözlerindeki sayılar üç bardak çay, beş paket tuz, iki şişe süt anlamını taşırlar. Yani adetlendirilen şeyler bardak, paket, şişe sözcükleridir.

Aşağıdaki örneklerde tobacco, air, butter, cheese, daytime, dirt, grass coffee, beauty, hair, help, ice, ink, sand, sea, soup, rain, glass sayı- lamayan isimlerinin cümle içinde kullanılışları görülmektedir.

Cigarettes are made of tobacco. Sigaralar tütünden yapılır.
Milk is very useful for your baby. Süt bebeğiniz için çok yararlıdır.
They gave us butter and jam. Bize tereyağı ve reçel verdiler.
The lambs are running about on Kuzular yeşil çimen üzerinde koşu-
the green grass. şuyorlar.
Will you have coffee or tea? Kahve mi yoksa çay mı alacaksınız?
Put some sand in the bottle. Şişenin içine biraz kum koy.
Her hair is black. Onun saçı siyahtır.
I didn't ask for help. Yardım istemedim.
We'll give them soup and cheese. Onlara çorba ve peynir vereceğiz.
You can see better in daytime. Gündüzün daha iyi görebilirsiniz.
There was rain all day long. Bütün gün boyunca yağmur vardı.
Write in ink. Mürekkeple yaz.
These chairs are made of wood. Bu sandalyeler tahtadan yapılmıştır.

Sayılamayan isimler önünde belli bir miktarı göstermek için some, a lot of gibi sözcükler veya bu şeylerin içinde bulunduğu kapları belirten ifadeler yer alabilir.


Give me some water. Bana biraz su ver.
There is a lot of milk in the Şişede çok süt var.
bottle.
Put some meat in the saucepan. Tencereye biraz et koy.
We bought two bottles of ink. İki şişe mürekkep aldık.
She wanted three packets of sugar. Üç paket şeker istedi.
Give me some bread. Bana biraz ekmek ver.
Give me two loaves of bread. Bana iki somun ekmek ver.
There is some dirt on the plate. Tabakta biraz kir var.
They used paper and tobacco. Kâğıt ve tütün kullandılar.
Give her a piece of paper. Ona bir parça kâğıt ver.

Sayılamayan isimler dışında kalan bütün isimler önlerine a (an) alabilir, çoğul yapılabilir ve sayılarla kullanılabilirler.

This is a table. Bu bir masadır.
There are two tables in the room. Odada iki masa var.
The tables are small. Masalar küçüktür.
The table is small. Masa küçüktür


DEFINING RELATIVE CLAUSES
TANIMLAYAN iLGi CÜMLECİKLERİ

insanlar için kullanılan ilgi zamirleri

Bu tip bir cümlede isim şahıs ise ve cümlenin öznesi durumunda olup yalın haldeyse ilgi cümleciği başında bu ismi belirtecek olan ilgi zamiri who olur.


The girl who brought the book is Kız, ki o kitabı getirdi, Dick'in
Dick's sister. kız kardeşidir. (Kitabı getiren kız
Dick'in kız kardeşidir.)
The students who came late Öğrenciler, ki onlar geç geldiler,
waited in the garden. bahçede beklediler. (Geç gelen öğ-
renciler bahçede beklediler.)

Burada iki noktaya dikkatinizi çekmek istiyoruz :

Birincisi, konu başında da belirttiğimiz gibi, şahıslar için kullanılan who hem tekil, hem de çoğuI anlam vermektedir: (ki o, ki onlar).

İkincisi, İngilizce cümlenin yapısı daha kolay görülsün diye who zamiri (ki o, ki onlar) şeklinde çevrilmiş, sonra bu cümle aynı anlamı daha uygun bir Türkçeyle verecek hale getirilmiştir. Aşağıda (ki o) şeklinden diğer hale geçişi daha çok örnek üzerinde görmeniz için ilgi cümlecikleri veriyoruz. Bunlar tam cümle olmayıp sadece ilgi cümleciği bölümleridir.

the girl who came late kız, ki o geç geldi
geç gelen kız
the boys who ate the cake çocuklar, ki onlar pastayı yediler
pastayı yiyen çocuklar
the baby who drank the milk bebek, ki o sütü içti
sütü içen bebek
the baby who drinks the milk bebek ki o sütü içer
sütü (her zaman) içen bebek

the baby who is drinking the milk bebek, ki o sütü içiyor
sütü (şimdi) içen (içmekte olan) be-
bek
the baby who will drink the milk bebek, ki o sütü içecek
sütü içecek alan bebek
the teacher who teaches history öğretmen, ki o tarih öğretir
tarih öğreten öğretmen
the teachers who teach history öğretmenler, ki onlar tarih öğretir
tarih öğreten öğretmenler

Örneklerde who ile hem tekil hem de çoğul (ki o, ki onlar) anlamı verildiğini tekrar görürken İngilizcede fiilin çeşitli zamanlarınını (who drank, who drinks, who is drinking) Türkçeye tek şekilde "içen" olarak çevrildiği dikkati çekmektedir.

Böyle bir durumda Türkçeden İngilizceye çeviri yaparken Türkçe cümlede fiilin zamanını tam olarak bilip İngilizce cümleyi ona göre kurmak gerekir. Zira Türkçede "sütü içen" sözünde fiilin zamanı ancak sözün öncesinden dan anlaşılabilir, çünkü "sütü içen" sözü geçmişte, şimdiki zamanda, geniş zamanda da yapılmış olsa aynı şekilde kalır: dün sütü içen, şimdi sütü içen, her zaman sütü içen.


nesneler için kullanılan ilgi zamirleri

İsim bir şahıs olmayıp hayvan veya başka bir nesne ise bu durumda ilgi zamiri cümleciğinde "ki o, ki onlar" anlamında which ilgi zamiri kullanılır.

The doctor who examined me Doktor, ki o beni muayene etti, bir
is a specialist. uzmandır. (Beni muayene eden
doktor bir uzmandır.)
The doctors who examined me Doktorlar, ki onlar beni muayene
are specialists. ettiler, uzmandırlar. (Beni muayene
eden doktorlar uzmandırlar.)

The cat which ate the meat Kedi, ki o eti yedi, kaçtı. (Eti yiyen
has run away. kedi kaçtı.)
The cats which ate the meat Kediler, ki onlar eti yediler, kaçtılar.
have run away. (Eti yiyen kediler kaçtılar.)

The house which has four Ev ki o dört bacaya sahiptir,
chimneys belongs to my uncle. amcama aittir. (Dört bacası olan
ev amcama aittir.)

The bag which is under the Çanta, ki o masanın altındadır,
table is mine. benimkidir. (Masanın altındaki
çanta benimkidir.)
The garden which is at the back Bahçe, ki o okulun arkasındadır, bir
of the school has a tennis court. tenis kortuna sahiptir. (Okulun
arkasındaki bahçenin bir tenis
kortu vardır.)
The dog which is running to the Köpek, ki o otomobile koşuyor, bir
car is a sheep dog. çoban köpeğidir. (Otomobile koşan
köpek bir çoban köpeğidir.)
The streets which lead to the Caddeler, ki onlar müzeye çıkar,
museum are very narrow. çok dardır. (Müzeye çıkan caddeler
çok dardır.)


that ilgi zamiri

Who insanlar, which eşya ve hayvanlar için "ki o, ki onlar" anlamında birer ilgi zamiridirler. That sözcüğü de bir ilgi zamiri olarak kullanılır. Verdiği anlam sadece tekildir: "ki o".

That ilgi zamiri hem who hem de which yerine kullanılabilir
The lady that wrote the letters Hanım, ki o mektupları yazdı,
lived in London. Londra'da yaşıyordu. Mektupları
yazan hanım Londra'da yaşıyordu.)
This is the tower that was built Kule budur, ki o 1625'te inşa edildi.
in 1625. (1625'te inşa edilen kule budur.)

Örneklerdeki that zamirlerinden ilkinin who yerine, ikincisinin which ye-rine kullanıldığını görüyoruz. Fakat genel olarak who ve which yerine that kullanmak tercih edilmez. Yaygın olan şekil who ve which'in kullanılmasıdır. Ancak bazı durumlar vardır ki burada that kullanılması tercih edilir. Bunları şöyle sıralayabiliriz: sıfatların en üstünlük derecesi, all, any, only, it is, nobody, no one, somebody, someone, much, little, everything. Bu sözcüklerin bulunduğu ilgi cümleciklerinde that zamirinin kullanıldığını aşağıdaki örneklerde inceleyiniz.

All that were at the party Hepsi, ki onlar partide idi, çok
enjoyed it very much. memnun kaldılar. (Partide olanların
hepsi çok memnun kaldılar.)

She is the cleverest girl that O en akıllı kızdır, ki o bu kursu iz-
followed this course. ledi. (O, bu kursu izleyen en akıllı
kızdır.)
It is the rain that spoils the O yağmurdur, ki o oyunu bozar. (O-
game. yunu bozan yağmurdur.)

He was the best worker that O en iyi işçi idi, ki o bizim fabrika-
worked in our factory. mızda çalıştı. (O, fabrikamızda
çalışan en iyi işçi idi.)
Frank bought everything that Frank her şeyi satın aldı, ki o karısı-
pleased his wife. nı memnnun etti. (Frank, karısını
memnun eden her şeyi satın aldı.)
It was the severe winter that Şiddetli kıştı, ki o Emma'yı mutsuz
made Emma unhappy. yaptı. (Emma'yı mutsuz yapan
şiddetli kıştı.)
We saw somebody that slept Birini gördük, ki o ağacın altında
under the tree. uyudu. (Ağacın altında uyuyan birini
gördük.)
Any pupil that finishes his home- Herhangi öğrenci, ki o ev ödevini
work can go out. bitirir, dışarı çıkabilir. (Ev ödevini
bitiren herhangi öğrenci dışarı
çıkabilir.)
Martin is the only policeman Martin tek polistir, ki o bilgisayarı
that uses the computer. kullanır. (Martin bilgisayarı kullanan
tek polistir.)
Was it you that broke the vase? O sen miydin, ki o vazoyu kırdı?
(Vazoyu kıran sen miydin?)


tümleç (-i halinde) ilgi zamirleri

Şimdiye kadar gördüğümüz ilgi zamirleri cümleciğin öznesi durumundaydılar. Yani cümleciğin fiilinin gösterdiği eylemi yapmaktaydılar.

Şimdi, cümlenin tümleci durumunda, yani -i halinde olan ilgi zamirlerini örnekler içinde inceleyelim. Bu durumda kullanılan zamirler "ki onu, ki ona" şeklinde bir anlam verirler.

İnsanlar için kullanılan ve -i halinde olan ilgi zamiri whom'dur. Anlamı "ki onu, ki ona" olan bu zamir özellikle konuşma dilinde pek az kullanılır.

The old man whom you saw Yaşlı adam, ki onu dün gördün,
yesterday is Gerald's Gerald'ın büyükbabasıdır. (Dün gör-
grandfather. düğün yaşlı adam Gerald'ın büyük-
basıdır.)
The people whom we met in the İnsanlar, ki onlara sokakta rastla-
streets were filled with joy. dık, neşe doluydular. (Dün sokakta
rastladığımız insanlar neşe
doluydular.)


Bu tip cümlelerde whom yerine who ve that kullanmak mümkündür.

The woman whom I saw was a Kadın, ki onu gördüm bir hemşire
nurse. idi. (Gördüğüm kadın bir hemşire
idi.)
The woman who I saw was a Gördüğüm kadın bir hemşireydi.
nurse.
The woman that I saw was a Gördüğüm kadın bir hemşireydi.
nurse.

Şahıslar haricindeki isimler için kullanılacak tümleç, yani -i halindeki ilgi zamirleri yine which ve that zamirleridir. Verdikleri anlam "ki onu, ki ona"dır.

The plums which I ate were Erikler, ki onları yedim, çok ekşi idi.
very sour. (Yediğim erikler çok ekşi idi.)
The letter that she received Mektup, ki onu dün aldı, Kanada-
yesterday came from Canada. dan geldi. (Dün aldığı mektup
Kanada'dan geldi.)


contact clause - zamirsiz ilgi cümleciği

Gerek insanlar için kullanılan "ki onu, ki ona" anlamındaki whom, who, that, gerekse nesneler için aynı anlamdaki which, that, -i halinde, yani tümleç olarak yer aldıkları cümleciklerden anlama hiç zarar vermeden atılabilirler.

The man whom you wanted has Adam, ki onu istedin, geldi. (İste-
come. diğin adam geldi.)
The man you wanted has come. İstediğin adam geldi.

The pencil which you lost Kalem, ki onu dün kaybettin, halının
yesterday is under the carpet. altındadır. (Dün kaybettiğin kalem
halının altındadır.)
The pencil you lost yesterday Dün kaybettiğin kalem halının altın-
is under the carpet. dadır.

Örneklerde önce whom ve which kullanılarak yapılımış cümlecikleri sonra bunlar kullanılmadan yapılmış contact clause cümleciklerini görüyoruz. Türkçe karşılıklarından da anlaşıldığı gibi bunlar whom, which ile yapılmış cümleciklerle aynı anlamı vermektedirler.

-i halinde ilgi zamirlerini bu şekilde atmak çoğu zaman mümkündür ve tercih edilen şekil de budur. Aşağıda, artık yeteri kadar alışıldığı için "ki onu" şeklinde çevirileri verilmemiş cümlelerde ilgi zamirli ve ilgi zamiri çıkarılmış örnekleri inceleyiniz.

The cake which my wife made Karımın yaptığı pasta iyi değildi.
wasn't good.
The cake my wife made wasn't Karımın yaptığı pasta iyi değildi.
good.

The officer whom they visited Ziyaret ettikleri memur onlara bazı
gave them some presents. hediyeler verdi.
The officer they visited gave Ziyaret ettikleri memur onlara bazı
them some presents. hediyeler verdi.

The new dress which Eleanor is Eleanor'ın giydiği yeni elbise çok
wearing is very lovely. hoş.
The new dress Eleanor is wearing Eleanor'ın giydiği yeni elbise çok
is very lovely. hoş.

The poor man whom they saw Hastanede gördükleri yoksul adam
in the hospital has died. öldü.
The poor man they saw in the Hastanede gördükleri yoksul adam
hospital has died. öldü.

The tree which they planted in Bahçeye diktikleri ağaç bir elma
the garden is an apple tree. ağacıdır.
The tree they planted in the Bahçeye diktikleri ağaç bir elma
garden is an apple tree. ağacıdır.

The potatoes which we bought Geçen hafta aldığımız patatesler
last week are bad. kötüdür.
The potatoes we bought last Geçen hafta aldığımız patatesler
week are bad. kötüdür.

edat ile ilgi zamirleri

Whom, that, which ilgi zamirleri edatlarla da kullanılırlar.

The girl to whom you sent an Kız, ki ona davetiye gönderdin, ge-
invitation is coming. liyor. (Davetiye gönderdiğin kız ge-
liyor.)
The girl that you sent an invi- Davetiye gönderdiğin kız geliyor.
tation to is coming.
The girl you sent an invitation Davetiye gönderdiğin kız geliyor.
to is coming.

That zamiri ile yapılmış ikinci cümlede to edatının that'ten sonra geldiği görülüyor. Son cümlede ilgi zamiri olmaksızın da aynı anlamın verildiği gö- rülüyor.

The country about which he Ülke, ki ona dair (onun hakkında)
wrote several articles is birkaç makale yazdı, Afrikadadır.
in Africa. Hakkında birkaç makale yazdığı
ülke Afrikadadır.
The country which he wrote Hakkında birkaç makale yazdığı
several articles about is in Africa. ülke Afrikadadır.
The country he wrote several Hakkında birkaç makale yazdığı
articles about is in Africa. ülke Afrikadadır.

The farmer from whom I bought a Çiftçi, ki ondan bir traktör aldım,
tractor gave me a sheep. bana bir koyun verdi. Bir traktör
aldığım çiftçi bana bir koyun verdi.
The farmer that I bought a Bir traktör aldığım çiftçi bana bir
tractor from gave me a sheep. koyun verdi.
The farmer I bought a tractor Bir traktör aldığım çiftçi bana bir
from gave me a sheep. koyun verdi.


iyelik halinde ilgi zamirleri

Şahıslar için kullanılan whose ilgi zamiri "ki onun, ki onların" anlamındadır.

The children whose shoes Çocuklar, ki onların ayakkabıları
are dirty can't go into the kirlidir, sınıfa giremezler. (Ayak-
the classroom. kabıları kirli olan çocuklar sınıfa
giremezler.)

The woman whose bag was Çantası çalınan kadın karakola gitti.
stolen went to the police (Kadın ki onun çantası çalındı,
station. karakola gitti.)

Şahıslar dışındaki nesnelerin iyelik hali için de whose kullanılabilir. Fakat pek nadirdir. Bu durumda "with" kullanmak suretiyle bir iyelik hali yapmak tercih edilir.

They live in a house whose door Onlar bir evde otururlar, ki onun ka-
is green. pısı yeşildir. Onlar kapısı yeşil olan
bir evde otururlar.
They live in a house with a Onlar yeşil kapılı bir evde otururlar.
green door.

The car whose tyres are new is Otomobil, ki onun lastikleri yenidir,
mine. benimkidir. Lastikleri yeni olan oto-
mobil benimkidir.
The car with new tyres is mine. Yeni lastikli otomobil benimkidir.


what ilgi zamiri olarak

İlgi zamirinin yerini tutacağı isim söylenmemişse what sözcüğü "o şey (şeyler) ki, ne ki" anlamında kullanılır.

What he saw made him angry. Şeyler ki o gördü, (ne ki o gördü),
onu kızdırdı. Gördüğü şeyler onu
kızdırdı.
What you say is not true. Şey ki (ne ki) sen söylersin, doğru
değildir. Söylediğin doğru değildir.
I don't remember what I heard. Ne ki işittim, hatırlamıyorum. İşitti-
ğimi hatırlamıyorum.
You can take what you want. Ne ki istersin, alabilirsin. İstediğini
alabilirsin.
They didn't tell us what they Ne ki mağarada gördüler bize söy-
saw in the cave. lemediler. Mağarada gördüklerini
bize söylemediler.
I can't explain what I feel. Ne hissettiğimi açıklayamam
 
Geri
Üst