Uçuşa yasak bölge
Suriyeye ait helikopterin düşürülmesiyle beraber çılgınca intikam naraları atanlara dikkat edin. Bir dönemin eski tüfek sosyalistleriyle, liberaller ve dinciler kol kola girmiş uyumsuz bir koro oluşturmuşlar. Milliyetçiliği, vatanseverliği, ulusalcılığı tehlikeli ve ilkel gören bu güruhun çaldığı savaş tamtamları sınır ötesini çoktan aştığı gibi kulakları sağır eden gürültü kirliliği oluşturuyor. Ağlamaktan sorumlu devlet bakanı Bülent Arınçın hükümet sözcüsü sıfatı ile helikopteri biz düşürdük açıklamasını yaparkenki görüntüsü savaş kazanmış komutan edasındaydı. Oysa aynı Arınç, iyi ki bu generallerle savaşa girmemişiz sözlerini buğulu gözlerle sözde Balyoz Davası öncesinde sarf etmemiş miydi? Dünya ne kadar küçük.. Üç yıldır Suriyeye savaş açmamakta direnen Türk subaylarını tasfiye eden hükümet sonunda Türk subayları ile düşürülen uçağın intikamını alarak zafer kazandı öyle mi? Suriye açıklarında düşürülen uçağımızın şehit pilotlarını denizin dibinden Türkiye değil Amerikalılar çıkarmıştı, unuttuk mu? Bugüne kadar iki şehit pilotumuzu ağızlarına alana rastlamak da güçtü. Ailelerinin hukuki mücadele haberlerine bile yer verilmiyordu. Ama yalakalıkta sınır tanımayanlar boy boy pilotlarımızın resimlerini yayınlayarak intikam almanın dayanılmaz hafifliğini yaşıyorlar. Ellerinde işaret çubuğu ile haritanın önünde arz-ı endam edip derin stratejik uzmanı kesilenler de Irakta başımıza gelenleri çoktan unutmuş görünüyor. Hariciye Nazırı Davutoğlu Ahmet Paşanın uçuşa yasak bölge ilan edilebilir düşü uygulamaya konuyor bile. Uyanın!.. Çekiç Güç belasının Irakta Saddamı devirme ve Kürt bölgesi oluşturma tuzağı yeniden sahnede. Bu defa Irak yerine Suriye ile yine yanı başımızda. Yine bizim coğrafyamızda. Hatta 910 kilometrelik kevgire dönmüş sınırımız var sıra da. Orta Doğu bataklığına çöken stratejik çukurda debelene debelene çıkış için bulunan formül uçuşa yasak bölge olduğuna göre Türk pilotlarının Ege sahillerindeki görülemeyen it dalaşları artık Suriye semalarında devam edecek. Üstelik bir ayda 69 defa sınır ihlali yapan Yunan pilotlarına karanfil uzatan F 16larımız, söz konusu Müslüman Suriye olunca arslan kesilip anında vuracak. Ve bunun adı angajman kuralları olacak!
İflas etmiş ideolojik görüşlerinin ana kaynağını oluşturan barış, özgürlük, kardeşlik ekmek gibi duygular olduğu halde şimdi savaş çığırtkanlığı yapan liboş tayfa Boğaza nazır buzlu viskilerini yudumlayıp vahşeti körükleye dursun. Düne kadar hiç bir meselemizin olmadığı Suriye de Türkiye aleyhtarlığı bizdeki Amerikan karşıtlığını sollayıp geçti. Yarın öbür gün bayram ziyaretleri olacak. Televizyon kameraları bakalım sınırdaki kucaklaşmaları mı yoksa El-Nusra nın boğaz kesen görüntülerini mi çekecek?
Uluslararası angajman kuralları vs. gibi süslü lafları bir kenara bırakalım. Suriye ile beraber Orta Doğuda iflas eden Tayyip Erdoğan hükümeti uğradıkları bozgunu uçuşa yasak bölge ile telafi etmeye çalışmaktadır. Böylesine gönüllü taşeronluğa can kurban. Ortada BM kararı olmadan uçuşa yasak bölge ilanı her şeyden önce uluslararası savaş kapsamına girmektedir. AKP hükümetini bu yargılamadan ne Obama ne de AB ülkeleri kurtarabilir. Müdahale için önce gün saymakta olan ABD, Putin karşısında nasıl diz çökmüşse gözden çıkardığı Erdoğanı feda etmekten de çekinmeyecektir. Rusya henüz son kozunu oynamamıştır. Çinin, BMdeki veto yetkisiyle beraber Orta Doğuda değişmesi muhtemel haritalardan hoşnut kalmayacağını bilmek için Dışişleri Bakanı ve bürokratı olmaya da lüzum yoktur.
YAVUZ SELİM DEMİRAĞ
YENİÇAĞ
Suriyeye ait helikopterin düşürülmesiyle beraber çılgınca intikam naraları atanlara dikkat edin. Bir dönemin eski tüfek sosyalistleriyle, liberaller ve dinciler kol kola girmiş uyumsuz bir koro oluşturmuşlar. Milliyetçiliği, vatanseverliği, ulusalcılığı tehlikeli ve ilkel gören bu güruhun çaldığı savaş tamtamları sınır ötesini çoktan aştığı gibi kulakları sağır eden gürültü kirliliği oluşturuyor. Ağlamaktan sorumlu devlet bakanı Bülent Arınçın hükümet sözcüsü sıfatı ile helikopteri biz düşürdük açıklamasını yaparkenki görüntüsü savaş kazanmış komutan edasındaydı. Oysa aynı Arınç, iyi ki bu generallerle savaşa girmemişiz sözlerini buğulu gözlerle sözde Balyoz Davası öncesinde sarf etmemiş miydi? Dünya ne kadar küçük.. Üç yıldır Suriyeye savaş açmamakta direnen Türk subaylarını tasfiye eden hükümet sonunda Türk subayları ile düşürülen uçağın intikamını alarak zafer kazandı öyle mi? Suriye açıklarında düşürülen uçağımızın şehit pilotlarını denizin dibinden Türkiye değil Amerikalılar çıkarmıştı, unuttuk mu? Bugüne kadar iki şehit pilotumuzu ağızlarına alana rastlamak da güçtü. Ailelerinin hukuki mücadele haberlerine bile yer verilmiyordu. Ama yalakalıkta sınır tanımayanlar boy boy pilotlarımızın resimlerini yayınlayarak intikam almanın dayanılmaz hafifliğini yaşıyorlar. Ellerinde işaret çubuğu ile haritanın önünde arz-ı endam edip derin stratejik uzmanı kesilenler de Irakta başımıza gelenleri çoktan unutmuş görünüyor. Hariciye Nazırı Davutoğlu Ahmet Paşanın uçuşa yasak bölge ilan edilebilir düşü uygulamaya konuyor bile. Uyanın!.. Çekiç Güç belasının Irakta Saddamı devirme ve Kürt bölgesi oluşturma tuzağı yeniden sahnede. Bu defa Irak yerine Suriye ile yine yanı başımızda. Yine bizim coğrafyamızda. Hatta 910 kilometrelik kevgire dönmüş sınırımız var sıra da. Orta Doğu bataklığına çöken stratejik çukurda debelene debelene çıkış için bulunan formül uçuşa yasak bölge olduğuna göre Türk pilotlarının Ege sahillerindeki görülemeyen it dalaşları artık Suriye semalarında devam edecek. Üstelik bir ayda 69 defa sınır ihlali yapan Yunan pilotlarına karanfil uzatan F 16larımız, söz konusu Müslüman Suriye olunca arslan kesilip anında vuracak. Ve bunun adı angajman kuralları olacak!
İflas etmiş ideolojik görüşlerinin ana kaynağını oluşturan barış, özgürlük, kardeşlik ekmek gibi duygular olduğu halde şimdi savaş çığırtkanlığı yapan liboş tayfa Boğaza nazır buzlu viskilerini yudumlayıp vahşeti körükleye dursun. Düne kadar hiç bir meselemizin olmadığı Suriye de Türkiye aleyhtarlığı bizdeki Amerikan karşıtlığını sollayıp geçti. Yarın öbür gün bayram ziyaretleri olacak. Televizyon kameraları bakalım sınırdaki kucaklaşmaları mı yoksa El-Nusra nın boğaz kesen görüntülerini mi çekecek?
Uluslararası angajman kuralları vs. gibi süslü lafları bir kenara bırakalım. Suriye ile beraber Orta Doğuda iflas eden Tayyip Erdoğan hükümeti uğradıkları bozgunu uçuşa yasak bölge ile telafi etmeye çalışmaktadır. Böylesine gönüllü taşeronluğa can kurban. Ortada BM kararı olmadan uçuşa yasak bölge ilanı her şeyden önce uluslararası savaş kapsamına girmektedir. AKP hükümetini bu yargılamadan ne Obama ne de AB ülkeleri kurtarabilir. Müdahale için önce gün saymakta olan ABD, Putin karşısında nasıl diz çökmüşse gözden çıkardığı Erdoğanı feda etmekten de çekinmeyecektir. Rusya henüz son kozunu oynamamıştır. Çinin, BMdeki veto yetkisiyle beraber Orta Doğuda değişmesi muhtemel haritalardan hoşnut kalmayacağını bilmek için Dışişleri Bakanı ve bürokratı olmaya da lüzum yoktur.
YAVUZ SELİM DEMİRAĞ
YENİÇAĞ