United States Of Türkiye

metalic

New member
Katılım
18 May 2006
Mesajlar
3,007
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
119
Konum
Dünyayı bilmeyen, dünyanın maskarası olur. Kötülüğ
united-states-of-turkiye-2504101200_l.jpg


Anayasa değişikliği tartışmalarının ardından Türkiye, Başbakan Erdoğan’ın eliyle yeni bir tartışma konusuna daha sahip artık: başkanlık sistemi. Geçtiğimiz günlerde bir TV programında, kendisine yöneltilen bir soru üzerine Erdoğan, “yepyeni bir anayasa ile halkımız bize bu yetkiyi verirse bunlar gündeme gelebilir” diyerek bir anlamda başkanlık sistemi tartışmalarının fitilini ateşlemiş oldu. O günden beri, medyada pek çok kişi bu konuda görüş belirtti; kimi başkanlık sistemini Türkiye’ye uygun bir model olarak nitelerken, kimi de bunun bir dikta rejimi ile sonuçlanacağı öngörüsüyle baştan karşı çıktı. AKP iktidarı boyunca hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da tam bir ikiye ayrılma yaşandığını söylemek mümkün.

Medyada yapılan tartışmalarda gerek başkanlık sistemine sıcak bakanların gerekse karşıtlarının tezlerini desteklemek amacıyla sıklıkla başvurdukları örnek Amerika Birleşik Devletleri oldu. Mesele her iki tarafın Amerikan modelinden kendilerine uygun özellikleri kullanıp, olmayanları es geçmelerindedir. Bu bakımdan başkanlık sisteminin sağlıklı bir şekilde kamuoyuna aktarılmadığı ortadadır.

Açıktır ki, Başbakan Erdoğan hükümet etme anlamında şu an Amerikan Başkanından çok daha güçlüdür. Bugün kuvvetler ayrılığının iki ayağını oluşturan yasama ve yürütme iktidar partisinin kontrolündedir. Başbakan, mecliste sahip olduğu çoğunlukla herhangi bir uzlaşı çabası göstermeksizin kanun tekliflerini kabul ettirmekte, dilediği yasaları çıkartmakta, muhalefet tarafından şahsı ve milletvekilleri hakkında verilen gensoru önergelerini görüşmeye dahi aldırmamayı rahatlıkla başarabilmektedir. Bugün iktidar partisi ve başbakan o denli güçlüdür ki, son anayasa değişikliği tartışmalarında, toplumun belli bir bölümü, kuvvetler ayrılığının “henüz iktidarca kontrol altına alınamamış” kısmı olan yargının da denetim altına alınmaya çalışıldığı yönünde ciddi kaygılar taşımaktadır.

BİR AKP MİLLETVEKİLİ BUNU YAPABİLİR Mİ

Peki, Amerika’da durum nasıl? Bir defa Amerika’da başkanlar en güçlü zamanlarında dahi istedikleri kanunları, ödenekleri kolaylıkla Kongre’den ve Senato’dan geçirememişlerdir. Irak Savaşı sırasında ödenek çıkarmak için Bush’un nasıl manevralar yapmak zorunda kaldığı; Obama’nın sosyal güvenlik paketinin oylanması için nasıl propaganda yaptığı hala belleklerdedir. Başbakan’ın mevcut sistemi değiştirerek, yasama ve yürütme üzerindeki tam egemenliğini paylaşma ihtimali mantıklı geliyor mu size?

Amerikan sisteminde öyle katı bir denge&fren sistemi (checks and balances) vardır ki, bir başkan yeri gelir görevden alınmak üzere sorgulanır, yeri gelir dilediği kanunları meclislerde onaylatmak için vekillerle defalarca ikna toplantıları düzenlemek zorunda kalır. Buna kendi partisinin vekilleri de dâhildir. Dar bölge seçim sistemine göre seçilen vekiller başkanlar tarafından değil, direk seçmen tarafından belirlenip, seçildikleri için kendilerini halka sorumlu hissederler. Başkan partilerinden olsa bile, halkı karşılarına almazlar. Bugün Türkiye’de bir AKP milletvekilinin “ben seçmenime ne derim” diyerek başbakanın bir “ricasına” ret cevabı vermesi mümkün müdür?

Amerika’da federal yapı gereği, eyalet valilerini ve meclislerini halk seçer. Gerek seçim sırasında gerekse sonrasında başkanın işleyişe hiçbir şekilde müdahalesi söz konusu değildir. Valiler ve meclisler iç işlerindeki karar ve uygulamalarında hürdürler. Seçim kampanyası sırasında, valileri yardım kamyonlarının önüne oturtan ve partisi adına yardım dağıttıran anlayış, bu modeli içine sindirebilir mi sizce?

AMAÇ FEDERALİZM Mİ

Birkaç örnekte iki sistem arasında bir karşılaştırma yaptık. Görünen o ki, Türkiye’de Başbakan Amerikan Başkanı’ndan çok daha muktedirdir. O halde nedir, bir zamanlar Özal’ı, bugün de Erdoğan’ı parlamenter sistemi geliştirmek varken başkanlık sistemine iten sebep? Seçim sistemini değiştirmeden, kuvvetler ayrılığını keskinleştirmeden, yasama gücünü iki meclisli yapıya dönüştürüp, güç dağılımı yapmadan, federal yapıya geçmeden, sadece Başbakanı Başkan yapıp Cumhurbaşkanı’nın yerine koyarak Türk usulü Başkanlık sistemi yaratmak mı? Eğer istenen bu ise, sonuç, hiç kuşkunuz olmasın, dikta rejimidir. 20.yy Latin Amerika’sı bu yolla bolca diktatör üretmiştir.

Acaba başkanlık sistemi önerisinin ardında, henüz konuşulmayan bir federalizm fikri yatıyor olabilir mi? Amerikan modelinden hareketle, üniter yapının tasfiyesi ve federal yapıya dönülmesi gündeme getirilmek istenebilir mi? Erdoğan bir zamanlar “federalizm tartışılmalıdır” diyen Özal gibi kamuoyunu bu fikre ısıtmak istiyor olabilir mi? Peki ya açılımlar? Arka arkaya sahneye konan Kürt-Ermeni-Roman açılımlarının “federalizme geçiş” başlıklı bir perdesini izleyebilir miyiz yakında? 2012 seçimleri öncesinde bu yönde bir açılım gelirse hiç şaşırmayalım.

Ali Bilgenoğlu

::Kaynak::
 
Şu an yürürlükte olan seçim sistemini amerika bize dayatmış mendereste yasalaştırmıştı.

Şimdiki sistem ve seçim yöntemleri amerikaya ters düşüyor orduyla ayrı yargıyla ayrı partiler ile ayrı ayrı uğraşmak zorunda kalıyor cia ajanları çok mesai yapmak zorunda kalıyor.

En iyisi Başkanlık sistemi olmalı amerika bir tane kukla yönetimi iş başına getirtip tamamen onunla işi bitirmeli (37 kukla ülkede olduğu gibi).....

Atatürk zamanındaki seçim sisteminde Türk Olmayan başbakan cumurbaşkanı olmak bir yana Meclisin kapısından dahi içeri giremezdi...
 
Düsündüklerini anlatmak icinde olsa bu bayragi Türkiyeme yapistiran serefsizdir.
Biz Türkiyeyi ne sizin gibilere nede baska bir bayraga sattik ve satmayiz.
 
Düsündüklerini anlatmak icinde olsa bu bayragi Türkiyeme yapistiran serefsizdir.
Biz Türkiyeyi ne sizin gibilere nede baska bir bayraga sattik ve satmayiz.


Bayrağımıza Vatanımıza Milletimize yönelik bu kadar duyarlıysanız nasıl oluyorda Bayrağımızı papa için indirenlere ses çıkarmıyorsun? Bayrağımızı papa için indirenlere sesini çıkarmayarak bize şeref derside vermiş oldunuz, sayenizde şerefide öğrendik..

(Ben Ülkemi Pazarlamakla Mükellefim ...Babalar Gibi Satarım... gibi sözleri unutmayalım...)

Takkıye yapmanın lüzumu varmı? Lafa geldimi Vatan Millet Bayrak ama icraata gelince tam tersi...

Madem Bayrağımıza Vatanımıza bu kadar duyarlısın o zaman Bayrağımızı papa için indirenlere destek olma bizde samimiyetine inanalım takkıye yapmadığına inanalım.

Çok şey istedim sanırım, ver desteğini akp ye gel bize Vatan Millet Bayrak edebiyatı yap ohhhh ne alaa takkıye..... yutarmıyız biz bizzzz bu numaraları .......geç efendi geç eşşek bile aynı çamura bir defa düşermiş ikinciye akıllanırmış ....
 
Kardeş ne olursa olsun şu bayrağı çek yine derdini anlat ama şu bayrağı çek.Gördükçe tiksiniyorum birazcık bayrak sevgin varsa sil şu bayrağı.Ne anlatırsan anlat bayrak konusunda daha titiz olalım.Başka forumlarda dilden dile atlayıp durur sonra al başına belayı millet avatar bile yapar yani...
 
Şu an yürürlükte olan seçim sistemini amerika bize dayatmış mendereste yasalaştırmıştı.

Şimdiki sistem ve seçim yöntemleri amerikaya ters düşüyor orduyla ayrı yargıyla ayrı partiler ile ayrı ayrı uğraşmak zorunda kalıyor cia ajanları çok mesai yapmak zorunda kalıyor.

En iyisi Başkanlık sistemi olmalı amerika bir tane kukla yönetimi iş başına getirtip tamamen onunla işi bitirmeli (37 kukla ülkede olduğu gibi).....

Atatürk zamanındaki seçim sisteminde Türk Olmayan başbakan cumurbaşkanı olmak bir yana Meclisin kapısından dahi içeri giremezdi...

Sadece son cümlene cevap yazacağım , 1. Meclis yani kurucu meclis mebuslarından biri de
M.Akif ERSOY dur ve aslen Arnavuttur , İstiklal Marşında Türk kelimesi var mı?
Ayrıca M.Kemal ATATÜRK ün babası da göçmen Arnavuttur , Ali Rıza Efendi , nitekim Türkmenler Osmanlı da Efendi değil Bey diye çağırılırlardı...
Bir Türk olarak yazdıklarını ırkçı ve faşist algıladım , milletimizi bölücü bu tip yazılardan kaçınmalıyız ...
Biz çerkez laz arap türk kürt beraber bir ülkeye sahibiz , etkin olan Türk olabilir ama farklı kültürlere de sahip çıkmalıyız ...
 
Geri
Üst