Çöp tenekesi, kamyon üzeri ve duvara tırmanarak Mahmut Ustaosmanoğlu Hocaefendi’nin evini görüntülemeye çalışan muhabirler, özel hayatın gizliliği ilkesini ihlal ederek tacizkâr tutumları sebebiyle karakolluk oldu.
Vatan'ın hem haneye tecavüzde bulunup, hem de ‘Saldırıya uğradık..’ diye haber yapması, ‘Yahudi taktiği’ olarak yorumlandı.
Yaptığı haberlerle mütedeyyin insanları töhmet altında bırakan ve “çamur at, izi kalsın” mantığıyla habercilik ilkelerini ayaklar altına alan Vatan gazetesi, şimdi de kafayı İsmailağa Cemaati’ne taktı.
AJAN MI, MUHABİR Mİ?
Mahmut Ustaosmanoğlu Hocaefendi’nin Beykoz Çavuşbaşı'nda bulunan evini izinsiz olarak görüntüleyerek, evin içinde ve dışında bulunanları tahrik eden Vatan gazetesi muhabirleri, kendilerine yapılan bütün iyi niyetli telkinlere rağmen, saldırgan üslûplarını sürdürerek tatsız olaylara sebebiyet verdiler. Yaşanan olayın ardından gazetemize açıklamalarda bulunan cemaat üyeleri, gazete muhabirleri tarafından tahrik edildiklerini, bütün ısrarlara rağmen muhabirlerin gizli servis ajanları gibi hareket ettiğini belirttiler. Mahmut Ustaosmanoğlu Hocaefendi’nin avukatları, olaya sebep olarak, yapılan tahrikleri ve haneye tecavüzü gösterdi.
EVİN BULUNDUĞU BÖLGEYE KAMP KURDULAR
Gazetemize konuşan cemaat üyeleri olayı şu şekilde anlattılar: “Muhabirler, evin dışından sürekli olarak içeriyi gözetliyorlar ve fotoğraf çekiyorlardı. Kendilerine yaptıklarının doğru olmadığını, buranın özel mülk olduğunu ve evde bulunan misafirlerin de bu durumdan rahatsız olduğunu ifade ettik. Hatta kendilerini içeriye davet ederek, ikramda bulunabileceğimizi söyledik. Fakat bütün bu iyi niyetli girişimlerimize rağmen, muhabirler bildiklerini okumaya devam ettiler. Kendilerine yardımcı olabileceğimizi söylememize rağmen, oralı olmadılar. Kamyonun üzerine çıkarak, çöp tenekesi üzerinden ve hatta giriş kapısının üzerine çıkarak konutu görüntülemeye çalıştılar.”
MAHREMİYETİMİZE GÖZ DİKTİLER
Uzun süreden beri kartel medyasının Beykoz Çavuşbaşı’nda provokatif faaliyetlerde bulunduğunu belirten cemaat üyeleri, “Önce Efendi Hazretleri'nin evinin değerini abartarak iftira attılar. Dikkatleri buraya çektiler. Ardından bununla yetinmeyerek eve gelen ziyaretçileri, girip çıkanları göz hapsine aldılar. Evin yakınında oturan, komşulardan, esnaftan bilgi almaya çalıştılar. Amaçları gerçekten bilgi edinmekse biz her şekilde onlara yardımcı olmaya hazırız. Ama maalesef amaçları farklı. Mahremiyetimize göz diktiler” değerlendirmesinde bulundular.
TACİZ HAD SAFHADA
Hocaefendi’nin komşuları da gazetecilerin uzun süreden beri Çavuşbaşı’nda çalışma yürüttüklerini ve tacizde bulunduklarını ifade ettiler. Gazetemize açıklamada bulunan mahalle sakinleri, olayla ilgili olarak şunları söylediler. “Bu insanlar zaten günlerdir buraya gelerek insanları taciz ediyorlar. Pazar günü de önce kamyonun üstüne, ardından çöp tenekesine, onunla da yetinmeyerek duvarın üstüne çıkarak fotoğraf çekmeye çalıştılar.”
HUKUKÇULAR: 2 YILA KADAR HAPİS CEZASI VAR
Mahmut Ustaosmanoğlu Hocaefendi’nin Beykoz Çavuşbaşı’ndaki evine hırsız gibi duvardan atlayarak girmeye çalışırken yakalanan Aydın Doğan’ın tetikçi muhabirlerinin suç işlediklerini kaydeden hukukçular, “Bu, açıkça haneye tecavüzdür. Ev basarak gazetecilik yapılmaz. Yapılanlar, Türk Ceza Kanunu'nun 116. maddesine göre ‘Konut dokunulmazlığının ihlali’ suçuna girer ve 6 aydan 2 yıla kadar cezası var” dediler.
Adalet-Der Genel Başkanı Avukat Emre Yurtalan, muhabirlerin amacının provokasyon olduğunun açık olduğunu dile getirerek, “Ortada zorla meskene girme girişimi var. Mesken sahibinin bunu fiili olarak engellemesi, yasalara göre suç değildir. İnsanların, konutlarını koruma hakkı vardır. Haneye tecavüz girişiminde bulunan muhabirlerin provokasyon çabası içinde oldukları da anlaşılıyor. Kapı çalmak ve izin almak dururken tel örgü ve duvarları aşma çabaları bunun göstergesidir. Ülkedeki birlik ve beraberliği baltalamaya çalışan, bunun adını da gazetecilik koyanların amacı kargaşa çıkarmaktır. Bu kişiler hakkında gerekli işlemler yapılmalıdır” dedi.
“6 AYDAN 2 YILA KADAR HAPİS CEZASI VAR”
İLKAV’ın avukatlarından Hüseyin Yılmaz da Vatan gazetesi muhabirlerinin, eve duvardan atlayarak içeriye girmesinin açık bir insan hakları ihlali olduğunu belirterek, “Yapılanların, Türk Ceza Kanunu'nun 116. maddesine göre ‘Konut dokunulmazlığının ihlali’ suçuna girer ve 6 aydan 2 yıla kadar cezası var” dedi. Son zamanlarda Doğan Grubu’nun dindar kesime karşı yayınlarını artırdığına dikkat çeken Yılmaz, “Bunlar din düşmanlığı yapıyorlar. 28 Şubat süreci öncesinde yaptıkları gibi bugün de soygunlarını ve hortumlarını kesen iktidara karşı darbe zeminini oluşturmak için malzeme çıkarmaya çalışıyorlar. Bu yüzden bu tür çabalara giriyorlar” diye konuştu.
“VATAN, PROVOKASYON PEŞİNDE”
Özgür-Der Genel Başkanı Hülya Şekerci: “Bu olay, yalan habercilikte hiçbir sınır tanımayan kartel medyasının mahrem ve özel mülkiyet sınırı tanımadığının da yeni bir örneğidir. Vatan gazetesinin muhabirinin yaptığı habercilik değil; adeta hırsızlık yöntemlerini de mezceden bir ajanlıktır. Kendi medya patronunun villasını da bu yöntemlerle fotoğraflayabilir mi acaba? Vatan gazetesinin mahrem ihlalini hiçe sayarak manşetten olayı ‘Linç girişimi..’ şeklinde dramatize etmesi ise kartel medyasının ölçüsünü ortaya koyuyor. Anlaşılan o ki; darbe günlüklerinde geçtiği şekliyle medya ‘görevi’ni yapmaya devam ediyor! Ne de olsa Ergenekon'a hizmet adına yeni provokasyonlar devşirmek için daha çok çalışmaları gerekiyor!”
“GAZETECİLİK ADI ALTINDA HANEYE TECAVÜZ”
Özgür Hukuk Platformu Sözcüsü Avukat Yaşar Gürkan, “Basın sıfatını kullanarak, hukuka aykırı eylem yapmak hoş görülemez. Basın mensubu olmanın gerektirdiği sorumluluklar var. Hiçbir meslek ne olursa olsun, kişi hak ve hürriyetlerine tecavüz edemez. Burada kişilik hakları, şeref, haysiyet ve onur vardır. Özel mülkiyete ancak kanun emriyle girilebilir. Gazetecilik namı altında yapılamaz. Basın etiğine aykırıdır” dedi. Konuyla ilgili olarak Basın Birlikleri ve Basın Konseyi Başkanlığı’nın çifte standartlı davrandığını belirten Gürkan, “Başka bir gazete böyle bir olay yapsaydı ortalığı birbirine katarlardı. Söz konusu dindar kesim olunca, sus pus oluyorlar, hatta örtbas etmeye çalışıyorlar. Bu gazeteciler, suçüstü yakalanmıştır, sorgulanmaları gerekirdi” diye konuştu.
“GAZETECİLER ÖLDÜRÜLSE, LİNÇ EDİLSE NE OLACAK?”
Vatan gazetesi muhabirlerinin yaptıklarının haber alma özgürlüğünü aşan bir durum olduğunu belirten Avukat Gülşen Battal, sahte bir laiklik ve türban tartışmalarıyla toplumun gerilmeye çalışıldığını belirterek, “Bir basın mensubunun, bir evin duvarından atlayarak haber yapmaya çalışması, ancak paparaziler ve eğlence merkezlerinde görülebilicek bir durumdur. Vatan muhabirlerinin yaptıklarının suç olduğunu bilmemeleri mümkün değil. Evi basılan insanlar, bunları linç etse, öldürse ne olacaktı? Amaçları bu muydu acaba?” diye konuştu.
KARTEL YALANDA SINIR TANIMAZ
Aydın Doğan’a ait olan ve yalan haberde sınır tanımayan Hürriyet gazetesi, kısa bir süre önce Mahmut Ustaosmanoğlu Hocaefendi’nin oturduğu villanın değerinin 1.7 milyon YTL olduğunu öne sürmüş, ardından yapılan incelemeler ve bölgede faaliyet gösteren emlakçılar, konutun değerinin 250 bin YTL olduğunu açıklamışlardı.
GÖZALTINA ALINANLAR SERBEST BIRAKILDI
Vatan gazetesi çalışanlarının darp edilmelerine ilişkin gözaltına alınan 8 kişi, ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusu üzerine soruşturma başlatan Savcı Ömer Faruk Çerçi, olaya karışan kişilerin tespit edilerek ifadelerinin alınması için jandarmaya talimat verdi. Bunun üzerine gözaltına alınarak Çavuşbaşı Jandarma Karakolu’nda ifadelerine başvurulan 8 kişi, Savcı Çerçi’nin talimatı doğrultusunda serbest bırakıldı.
Vakit Gazetesi 06.05.08
Vatan'ın hem haneye tecavüzde bulunup, hem de ‘Saldırıya uğradık..’ diye haber yapması, ‘Yahudi taktiği’ olarak yorumlandı.
Yaptığı haberlerle mütedeyyin insanları töhmet altında bırakan ve “çamur at, izi kalsın” mantığıyla habercilik ilkelerini ayaklar altına alan Vatan gazetesi, şimdi de kafayı İsmailağa Cemaati’ne taktı.
AJAN MI, MUHABİR Mİ?
Mahmut Ustaosmanoğlu Hocaefendi’nin Beykoz Çavuşbaşı'nda bulunan evini izinsiz olarak görüntüleyerek, evin içinde ve dışında bulunanları tahrik eden Vatan gazetesi muhabirleri, kendilerine yapılan bütün iyi niyetli telkinlere rağmen, saldırgan üslûplarını sürdürerek tatsız olaylara sebebiyet verdiler. Yaşanan olayın ardından gazetemize açıklamalarda bulunan cemaat üyeleri, gazete muhabirleri tarafından tahrik edildiklerini, bütün ısrarlara rağmen muhabirlerin gizli servis ajanları gibi hareket ettiğini belirttiler. Mahmut Ustaosmanoğlu Hocaefendi’nin avukatları, olaya sebep olarak, yapılan tahrikleri ve haneye tecavüzü gösterdi.
EVİN BULUNDUĞU BÖLGEYE KAMP KURDULAR
Gazetemize konuşan cemaat üyeleri olayı şu şekilde anlattılar: “Muhabirler, evin dışından sürekli olarak içeriyi gözetliyorlar ve fotoğraf çekiyorlardı. Kendilerine yaptıklarının doğru olmadığını, buranın özel mülk olduğunu ve evde bulunan misafirlerin de bu durumdan rahatsız olduğunu ifade ettik. Hatta kendilerini içeriye davet ederek, ikramda bulunabileceğimizi söyledik. Fakat bütün bu iyi niyetli girişimlerimize rağmen, muhabirler bildiklerini okumaya devam ettiler. Kendilerine yardımcı olabileceğimizi söylememize rağmen, oralı olmadılar. Kamyonun üzerine çıkarak, çöp tenekesi üzerinden ve hatta giriş kapısının üzerine çıkarak konutu görüntülemeye çalıştılar.”
MAHREMİYETİMİZE GÖZ DİKTİLER
Uzun süreden beri kartel medyasının Beykoz Çavuşbaşı’nda provokatif faaliyetlerde bulunduğunu belirten cemaat üyeleri, “Önce Efendi Hazretleri'nin evinin değerini abartarak iftira attılar. Dikkatleri buraya çektiler. Ardından bununla yetinmeyerek eve gelen ziyaretçileri, girip çıkanları göz hapsine aldılar. Evin yakınında oturan, komşulardan, esnaftan bilgi almaya çalıştılar. Amaçları gerçekten bilgi edinmekse biz her şekilde onlara yardımcı olmaya hazırız. Ama maalesef amaçları farklı. Mahremiyetimize göz diktiler” değerlendirmesinde bulundular.
TACİZ HAD SAFHADA
Hocaefendi’nin komşuları da gazetecilerin uzun süreden beri Çavuşbaşı’nda çalışma yürüttüklerini ve tacizde bulunduklarını ifade ettiler. Gazetemize açıklamada bulunan mahalle sakinleri, olayla ilgili olarak şunları söylediler. “Bu insanlar zaten günlerdir buraya gelerek insanları taciz ediyorlar. Pazar günü de önce kamyonun üstüne, ardından çöp tenekesine, onunla da yetinmeyerek duvarın üstüne çıkarak fotoğraf çekmeye çalıştılar.”
HUKUKÇULAR: 2 YILA KADAR HAPİS CEZASI VAR
Mahmut Ustaosmanoğlu Hocaefendi’nin Beykoz Çavuşbaşı’ndaki evine hırsız gibi duvardan atlayarak girmeye çalışırken yakalanan Aydın Doğan’ın tetikçi muhabirlerinin suç işlediklerini kaydeden hukukçular, “Bu, açıkça haneye tecavüzdür. Ev basarak gazetecilik yapılmaz. Yapılanlar, Türk Ceza Kanunu'nun 116. maddesine göre ‘Konut dokunulmazlığının ihlali’ suçuna girer ve 6 aydan 2 yıla kadar cezası var” dediler.
Adalet-Der Genel Başkanı Avukat Emre Yurtalan, muhabirlerin amacının provokasyon olduğunun açık olduğunu dile getirerek, “Ortada zorla meskene girme girişimi var. Mesken sahibinin bunu fiili olarak engellemesi, yasalara göre suç değildir. İnsanların, konutlarını koruma hakkı vardır. Haneye tecavüz girişiminde bulunan muhabirlerin provokasyon çabası içinde oldukları da anlaşılıyor. Kapı çalmak ve izin almak dururken tel örgü ve duvarları aşma çabaları bunun göstergesidir. Ülkedeki birlik ve beraberliği baltalamaya çalışan, bunun adını da gazetecilik koyanların amacı kargaşa çıkarmaktır. Bu kişiler hakkında gerekli işlemler yapılmalıdır” dedi.
“6 AYDAN 2 YILA KADAR HAPİS CEZASI VAR”
İLKAV’ın avukatlarından Hüseyin Yılmaz da Vatan gazetesi muhabirlerinin, eve duvardan atlayarak içeriye girmesinin açık bir insan hakları ihlali olduğunu belirterek, “Yapılanların, Türk Ceza Kanunu'nun 116. maddesine göre ‘Konut dokunulmazlığının ihlali’ suçuna girer ve 6 aydan 2 yıla kadar cezası var” dedi. Son zamanlarda Doğan Grubu’nun dindar kesime karşı yayınlarını artırdığına dikkat çeken Yılmaz, “Bunlar din düşmanlığı yapıyorlar. 28 Şubat süreci öncesinde yaptıkları gibi bugün de soygunlarını ve hortumlarını kesen iktidara karşı darbe zeminini oluşturmak için malzeme çıkarmaya çalışıyorlar. Bu yüzden bu tür çabalara giriyorlar” diye konuştu.
“VATAN, PROVOKASYON PEŞİNDE”
Özgür-Der Genel Başkanı Hülya Şekerci: “Bu olay, yalan habercilikte hiçbir sınır tanımayan kartel medyasının mahrem ve özel mülkiyet sınırı tanımadığının da yeni bir örneğidir. Vatan gazetesinin muhabirinin yaptığı habercilik değil; adeta hırsızlık yöntemlerini de mezceden bir ajanlıktır. Kendi medya patronunun villasını da bu yöntemlerle fotoğraflayabilir mi acaba? Vatan gazetesinin mahrem ihlalini hiçe sayarak manşetten olayı ‘Linç girişimi..’ şeklinde dramatize etmesi ise kartel medyasının ölçüsünü ortaya koyuyor. Anlaşılan o ki; darbe günlüklerinde geçtiği şekliyle medya ‘görevi’ni yapmaya devam ediyor! Ne de olsa Ergenekon'a hizmet adına yeni provokasyonlar devşirmek için daha çok çalışmaları gerekiyor!”
“GAZETECİLİK ADI ALTINDA HANEYE TECAVÜZ”
Özgür Hukuk Platformu Sözcüsü Avukat Yaşar Gürkan, “Basın sıfatını kullanarak, hukuka aykırı eylem yapmak hoş görülemez. Basın mensubu olmanın gerektirdiği sorumluluklar var. Hiçbir meslek ne olursa olsun, kişi hak ve hürriyetlerine tecavüz edemez. Burada kişilik hakları, şeref, haysiyet ve onur vardır. Özel mülkiyete ancak kanun emriyle girilebilir. Gazetecilik namı altında yapılamaz. Basın etiğine aykırıdır” dedi. Konuyla ilgili olarak Basın Birlikleri ve Basın Konseyi Başkanlığı’nın çifte standartlı davrandığını belirten Gürkan, “Başka bir gazete böyle bir olay yapsaydı ortalığı birbirine katarlardı. Söz konusu dindar kesim olunca, sus pus oluyorlar, hatta örtbas etmeye çalışıyorlar. Bu gazeteciler, suçüstü yakalanmıştır, sorgulanmaları gerekirdi” diye konuştu.
“GAZETECİLER ÖLDÜRÜLSE, LİNÇ EDİLSE NE OLACAK?”
Vatan gazetesi muhabirlerinin yaptıklarının haber alma özgürlüğünü aşan bir durum olduğunu belirten Avukat Gülşen Battal, sahte bir laiklik ve türban tartışmalarıyla toplumun gerilmeye çalışıldığını belirterek, “Bir basın mensubunun, bir evin duvarından atlayarak haber yapmaya çalışması, ancak paparaziler ve eğlence merkezlerinde görülebilicek bir durumdur. Vatan muhabirlerinin yaptıklarının suç olduğunu bilmemeleri mümkün değil. Evi basılan insanlar, bunları linç etse, öldürse ne olacaktı? Amaçları bu muydu acaba?” diye konuştu.
KARTEL YALANDA SINIR TANIMAZ
Aydın Doğan’a ait olan ve yalan haberde sınır tanımayan Hürriyet gazetesi, kısa bir süre önce Mahmut Ustaosmanoğlu Hocaefendi’nin oturduğu villanın değerinin 1.7 milyon YTL olduğunu öne sürmüş, ardından yapılan incelemeler ve bölgede faaliyet gösteren emlakçılar, konutun değerinin 250 bin YTL olduğunu açıklamışlardı.
GÖZALTINA ALINANLAR SERBEST BIRAKILDI
Vatan gazetesi çalışanlarının darp edilmelerine ilişkin gözaltına alınan 8 kişi, ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusu üzerine soruşturma başlatan Savcı Ömer Faruk Çerçi, olaya karışan kişilerin tespit edilerek ifadelerinin alınması için jandarmaya talimat verdi. Bunun üzerine gözaltına alınarak Çavuşbaşı Jandarma Karakolu’nda ifadelerine başvurulan 8 kişi, Savcı Çerçi’nin talimatı doğrultusunda serbest bırakıldı.
Vakit Gazetesi 06.05.08