Öncelikle Türkiye Cumhuriyeti Devletini Türkler mi yönetiyor konusunu sorgulamak lazım. Ülkede bazı konular siyaset üstüdür. Yani siyaseti aşar, siyestin gücü yoltur. Bu konuyu direkt AKP ile ilişkilendirmemek gerekir. Örneğin Öcalanın gönderilmesi ve aynı dönem içinde idam kararının kaldırılması tesadüf değildir. Devlet garantisi karşılığında öcalan en rahat edebileceği yer olacak Türkiyeye gönderilmiştir. Devlet garantisine siyası yapının karşı çıkması olası değildir. Kürdistan konusuna gelince bu da aynı şekildedir. Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti kabul etmiştir. Mesele sadece Türk Milletini ikna etmeye kalmıştır. Bu sözleri devlet yetkilileri yıllar önce söylediler. Şimdi bu programa kesin itaat eden uyan bir siyasi güç olmalıdır. Bu da AKP olarak belrlenmiştir. Bu görevi kabul etmezse başka siyasi materyaller; kabul etmek üzere sırada, görev alacakları zamanı beklemektedirler. Milliyetçi olduğunu söyleyen siyasi iradenin yöneticisine kuzey Iraktaki oluşumun yani kürdistan devletinin oluşumuyla ilgili iktidarda olsalar ne yapacakları sorulduğunda bu siyasi iradenin tepe noktasındaki "devletin ali menfaatleri için ne gerekiyorsa onu yaparım" şeklinde yanıt verdi. Tıpkı öcalanın gönderilmesindeki gibi, hangi devletin ali menfaatleri içinse, iktidarda olduklarında öcalan için idam kararı kaldırdılar. Özetle; Ulu önder Mustafa Kemal Atatürkün uyardığı, dediği Gençliğe Hitabesindeki gibi söylediği koşullar oluşmaya başlamıştır. Ordu dağıtılmak üzere, tersanelerine girilmiş, içerdeki çıkar sahipleri düşmanlarla işbirliği içindedirler. Yapmamız gerekeni de Ulu Atatürk söylemiştir. Bu söz yazıyla kalmadı, kalmayacak. Örnek Kurtuluş Savaşı. :clap:clap:clapNE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.:clap:clap:clap