SevencLoves
Altın Üye
Unutulmamayı unutalı çok oldu aslında.yağmurlu bir gecede aynı hisle yürürken Beyoğlu’nda,tuttuğum elin sıcaklığı yetmemişti yıllar önce yalnızlığımdan kurtulmaya.Ne gerekliydi pek sıyrılıp atmak için bu tek kişilik yalnızlık kabuğunu?
Çok şey istemiyordum oysa.Sahne yine Beyoğlu ki o beden,benim bedenimden yıllar önce gelmiş dünyaya ve kilometrelerce ötede benimkinden,ruhumsa onun ruhunun boy aynasında.
Kalemi ele almak çok da kolay değil benim için.Çünkü bir silah gibidir kalem,ucunda patlatır her şeyi,kendime bile itiraf edemediğim ve sustukça gölgesinden arınamadığım her şeyi.Oysa yazıyorum şimdi,korkmadan,sonunda ne olacağını umursamadan,hayata sıkı sıkı tutunurcasına yazıyorum.Eskiye ve eskiliğe dair ne varsa geride bırakarak,yeni yeni ama yine acı dolu kelimelerle başlıyorum,kendimi arıyorum kimsesiz şehrin sessiz sokaklarında,boğulmuş yeşilliğinde ve sonsuz gurbetinde.Bir tane yedek yetmiyormuş demek kaderi yanıltmak için,acı çekmemek için.Oysa kayboldum yıllar önce ikizlerimin,üçüzlerimin içinde.Unuttum hangisi ilk yaratılmıştı,hangisi aynalı şehrin insanıydı.Demek ki insanlar gitgide birbirlerine benziyordu.Demek ki yetmiyordu bir doğru,bin yalanı söndürmeye.En çok da mutluluktan yaralanmışım belki de.Mutlu olmam acıyı haz sanacaktım,yanmayacaktım.İnsan sıfır olabilmenin verdiği o sonsuz hazzın karşısında kendisiyle çarpılmayı bir hiç mi görürü her zaman?Ya da gizli denizler hep üzüntünün bittiği yerde mi başlar?Sığınaklar hep en berbat durumlarda mı yerin dibine batar.?
Kandırmam artık ne kendimi ne bilincimi ne de çocukça yetişen bilinçsizliğimi.kendimi yıldızlara benzettiğim bir an kayıp sönersem eğer,öldüğümde gömmeyin,yakın beni
Çok şey istemiyordum oysa.Sahne yine Beyoğlu ki o beden,benim bedenimden yıllar önce gelmiş dünyaya ve kilometrelerce ötede benimkinden,ruhumsa onun ruhunun boy aynasında.
Kalemi ele almak çok da kolay değil benim için.Çünkü bir silah gibidir kalem,ucunda patlatır her şeyi,kendime bile itiraf edemediğim ve sustukça gölgesinden arınamadığım her şeyi.Oysa yazıyorum şimdi,korkmadan,sonunda ne olacağını umursamadan,hayata sıkı sıkı tutunurcasına yazıyorum.Eskiye ve eskiliğe dair ne varsa geride bırakarak,yeni yeni ama yine acı dolu kelimelerle başlıyorum,kendimi arıyorum kimsesiz şehrin sessiz sokaklarında,boğulmuş yeşilliğinde ve sonsuz gurbetinde.Bir tane yedek yetmiyormuş demek kaderi yanıltmak için,acı çekmemek için.Oysa kayboldum yıllar önce ikizlerimin,üçüzlerimin içinde.Unuttum hangisi ilk yaratılmıştı,hangisi aynalı şehrin insanıydı.Demek ki insanlar gitgide birbirlerine benziyordu.Demek ki yetmiyordu bir doğru,bin yalanı söndürmeye.En çok da mutluluktan yaralanmışım belki de.Mutlu olmam acıyı haz sanacaktım,yanmayacaktım.İnsan sıfır olabilmenin verdiği o sonsuz hazzın karşısında kendisiyle çarpılmayı bir hiç mi görürü her zaman?Ya da gizli denizler hep üzüntünün bittiği yerde mi başlar?Sığınaklar hep en berbat durumlarda mı yerin dibine batar.?
Kandırmam artık ne kendimi ne bilincimi ne de çocukça yetişen bilinçsizliğimi.kendimi yıldızlara benzettiğim bir an kayıp sönersem eğer,öldüğümde gömmeyin,yakın beni