Yargıyı ele geçirmek , yargı reformu değildir!

alicengiz

New member
Katılım
1 Eki 2005
Mesajlar
1,661
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Antalya-Moskova arası...
YARGIYI ELE GEÇİRMEK, YARGI REFORMU DEĞİLDİR


Bu ülkede kabadayılık prim yapıyor. İnsanların dikkatini çekiyor. İnsanlar maalesef ‘dik duruş’ zannederek alkışlıyorlar ve oy veriyorlar. Oysa medeni ülkelerde kabadayılığa oy verilmez, prim verilmez. Bu ülkede siyasi iktidarlar mağdur rolünü oynayarak oy alıyorlar. Aslında medeni ülkelerde buna da yer yoktur. O nedenle bu toplumun kendi haklarına sahip çıkması lazım. Kendi elindeki gerçek bir demokrasiyi yaratacak olan oyuna sahip çıkması lazım, yani oyuna gelmemesi lazım.
İstanbul Barosu önümüzdeki hafta 132. Kuruluş yıldönümünü kutlayacak. Bu durum132 yıldır hukukla yaşayan, daima dik duran, daima hukuk içinde kalarak hukuk devletini savunan bir kurum olarak Baronun ne kadar önemli bir yer işgal ettiğini açıkça göstermektedir. İstanbul Barosu daima Cumhuriyetin niteliklerini, Atatürk ilke ve devrimlerini, laikliği, ulus bütünlüğünü ve üniter yapıyı savunmuştur. Bu dün de böyleydi, bugün de böyle, yarın da böyle olacaktır, bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Ama bir gerçek var ki, bütün bunları söylediğiniz zaman yandaş medya, siyasal iktidarın yandaşları kurumları halkın gözünden düşürmek ve kötüleyebilmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bunu sadece İstanbul Barosu ve Türk silahlı Kuvvetleri için yapmıyorlar, bunu yargı için de yapıyorlar. Neden? Çünkü kendilerine karşıt olan ve halkı aydınlatan hiç kimseyi ya da kurumu ayakta tutmak istemiyorlar. Bu ülkede yaşayan herkesin artık bunu görmesi lazımdır. Yasama bizde, yürütmeyi biz temsil ediyoruz, dolayısıyla hesap veren biziz, o halde yargı da benim olmalı. Yargı yaptıklarından dolayı bana hesap vermeli, benden hesap sormamalı. Bundan sonra yapacaklarım için de bana hesap soracak bir yargı kalmamalı. O halde bunu gerçekleştirmek için ben yargı reformu yaparım. Nedir o yargı reformu? Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluyla Anayasa Mahkemesini tasfiye etmek. Peki, yargı reformu deyince bu iki kurumu mu akla geliyor? Benim aklıma bu hiç gelmiyor. Belki en son geliyor. Ben yargı reformu deyince adliyeye gittiğimde işlem yapamadığım, ya da müvekkilimin hakkını teslim etmesi için gerekli yeri ve zamanı bana vermeyen icra dairelerini görüyorum. Mahkeme kalemlerinde oturup dosya inceleyebilecek hiçbir mekân yok. Memurlara yer yok ki avukatlara yer olsun, ya da vatandaşa yer olsun. Adliye kalemleri olması gerekenden daha az hizmet verecek personelle işlerini yapmaya devam ediyorlar. Hâkim ve savcılar önlerindeki iş sayısıyla bunalmış durumdalar. Hafta sonları ev iş götürüyorlar. Oysaki hafta sonu, hafta içindeki yoğun tempo dolayısıyla dinlenmeleri gerekiyor. Hâkim ve savcılarımızı bu iş yükünden kurtarmak için yeterli araç-gereç ve elemandan hiç biri verilmiyor. Kararlar veriliyor, aylarca yazılamıyor. UYAP diye bir sistem getirdiler, güya yardımcı olacak, ne gezer? Yargıyı gözetliyorlar. Gerçek yargı reformu bu sorunları çözmek ve adaleti gerçekleştirmek, geciktirmemektir. Tutuklamayı cezaya dönüştürmeden zamanında mahkemenin karşısına çıkartılmasıdır. Ama tutuklular zamanında getirilemiyor. Neden? Araç yokluğundan, personel yokluğundan... Bunların hepsi birer insan hakları ihlalidir. Siz bunlara gözünüzü, kulağınızı tıkayacaksınız, sonra da ben yargı reformu gerçekleştiriyorum diyeceksiniz, bunu da yargının unsurları ile tartışmayacaksınız. Ya kimle tartışacaksınız? Avrupa Birliği ile Amerika ile... Sanki Türkiye’deki yargı sisteminden rahatsız olan, eksikliklerden sıkıntıya düşen onlar. Hayır, benim vatandaşım, adalete erişim konusunda önü tıkalı olan benim vatandaşım, benim meslektaşım, benim hâkimim, benim savcım. Sorunu bunlar yaşıyorlar, ama tartışmayı başkalarıyla yapıyorlar.
Bunları yapmak için, ‘ben size bunu uygun gördüm’ anlayışıyla anayasa taslağı hazırlıyorsunuz. Bunu ABD’de tartışıyorsunuz. Bir sonuç alamayınca da hazırlattığınız anayasa tasarısına sahip çıkmıyorsunuz. Sonra Türkiye’de bir takım mizansenler gerçekleştiriyor, hep birlikte koro halinde “artık yargı reformu yapmanın zamanı gelmiştir” diyorsunuz ve düğmeye basıyorsunuz. 29 madde değişikliğini öngören Anayasa değişiklikleri aslında iki madde. Birincisi HSYK’nın, ikincisi Anayasa Mahkemesinin tasfiyesini öngörüyor. Geri kalanlar ise kandırmaca. Birilerinin ağzına bal sürüp, “bakın sizlere de bu hakları veriyoruz” deyip bu iki maddeyi yasalaştırmak istiyorlar. Bu ve benzeri siyasetle yapılmak istenene bu ülkenin kuruluş değerlerini ortadan kaldırmaktır. Bugün artık Atatürkçü olmak, cumhuriyetçi olmak neredeyse suç olmuştur. Bunları yargılamaya kalkmak... Hayır, bu kimsenin hakkı değil haddi de değil. Bu gerçeklere elbet bir gün açığa çıkacak, bunları bilerek ve isteyerek yapanlar da hukukla karşı karşıya kalacaklardır.


Av. Muammer Aydın
İstanbul Barosu Başkanı


Kaynak>>>> http://www.istanbulbarosu.org.tr/idariisler/baskanin_yorumu_01042010.doc
 
size laf anlatmak deveye hendek atlatmaktan zor.takım tutar gibi parti tutuyorsunuz!biz bu düşünceleri bir parti adına savunmuyoruz..kim vatana,millet uğruna iyi işler yaparsa onun arkasındayız..milleti koyun yerine koyup, batıya hizmet edenleri affetmeyiz!siz böyle devam edin.bugün cebinize giren yarın fazlasıyla çıkacak!bir taneninize yardım elimi uzatırsam namert olayım!3 kuruşa satarsınız,yarını düşünmeden yaşarsınız!Kul hakkını da çok bilmiş ılımlı islamcılarınız öbür tarafta tekrar izah etme tenezzülünde bulunurlar..ama iş işten çoktan geçti bile!
 
Yargının siyasete alet olmaması gerek , o yüzden tüm chpliler yargıdan uzaklaştırılmalı , onlar ülke yararına karar veremeyecek kadar kirlenmiş kafalara sahip...
nitekim araştırırsanız çoğu ölümü bi kurtuluş sayıp intiharı seçiyo...
 
Bağımsız adalet herkes için gerekli olacaktır mutlaka bir gün....
 
bundan önceki hükümetler döneminde chp nin yargıya nasıl sizdigini kendi bakanı söyluyor ben kendi yandasımı atayacagım diyerekten sonra diyorsunuz ki yargı cgp nin arka bahçesi degil güldürmeyin bu millet güldürmeyin
 
Yargının siyasete alet olmaması gerek , o yüzden tüm chpliler yargıdan uzaklaştırılmalı , onlar ülke yararına karar veremeyecek kadar kirlenmiş kafalara sahip...
nitekim araştırırsanız çoğu ölümü bi kurtuluş sayıp intiharı seçiyo...

bu sözlerinin sonuna kadar desdekçisiyim,
lakin
aynı kural ve şartlar akp içinde geçerli olacak :durdurun

birde,intihar etmese ne yapacak?
senin başbakanın demedimi küçücük çocuğa
-ister asarsın,ister kesersin!!! diye,
adam onuruyla ölmek istiyor
üvey ana kurşunuyla değil...........

Anadolu kelimesinin ortaya çıkış hikayesini çoğunuz bilirsiniz,ismine layık biçimde bu topraklar tüm güzellikleri ile dop-dolu idi,ancak artık isim değişiyor
akpdolu diyeceğimiz bizim olmayan topraklara doğru gidiyoruz.
Heleki çocuk sayısının serbest kalmasından sonra :durdurun
batıdaki ailenin 1 çocuğuna karşılık
doğuda 10...................
9-0 mağlup başlıyoruz yahu,hani adalet?
makarnayı gönder,
elektriğini çalsın,
vergini çalsın!
çamaşır makinası beleş :thumbdown:

bu gidişle açılan onların olmadığını anlayacak bu millet ama
ne zaman?

:thumbdown:
kıçlarındaki deliği gördüklerinde tabii ki.......
 
Geri
Üst