ĦĄЯĄMÍ
" hayal taciri "
- Katılım
- 6 Ara 2006
- Mesajlar
- 3,674
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 44
hiç esas kız olmadılar
lale belkıs

Türk sinemasında 'kötü kadın' denilince ilk akla gelen isimlerden biri Lale Belkıs. Aynı zamanda Türkiye'nin ilk mankenlerinden biri olan Belkıs şarkıcı olarak da tanınıyor. 1953 yılında podyuma çıkan Lale Belkıs tiyatro sanatçısı Pekcan Koşar ile evlendikten sonra Evlilik Dolabı, Boeing Boeing ve Becerikli Kaynana gibi tiyatro oyunlarında sahneye çıktı. Daha sonra da Yeşilçam'a adım attı.

Altın Portakal kazandı
Sarıya boyalı saçları, elinden hiç düşürmediği sigarası ve içki bardağıyla özellikle 70'li yılların Yeşilçam filmlerinin en ünlü'kötü kadını' oldu Belkıs. Rol gereği yüzlerce yuva yıktı, yüzlerce çocuğu annesiz ve babasıs bıraktı. BU tür rollerde öylesine inandırıcıydı ki 7. Altın Portakal Film Festivali'nde Kalbimin Efendisi adlı filmdeki performansı ona en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülünü kazandırdı.
suzan avcı

Onun kaderi de katıldığı bir güzellik yarışmasıyla değişti. Eğer bu yarışmaya katılmasaydı, annesiyle birlikte tekstil atölyesinde çalışarak hayatını sürdürecekti. Onun kaderini değiştiren olay ise henüz 13 yaşındayken Yıldız Dergisi'nin düzenlediği yarışmaya katılması oldu. Yarışmayı kazandı ve Metin Erksan'ın bir filminde başrol oynama hakkını elde etti. Annesi yaşı küçük olduğu için izin vermeyince de iki yıl daha beklemesi gerekti.

En güzel yüzlü kötü kadın
Avcı henüz 15 yaşındayken o zamanlar evli olan Alp Akşiray ile tanıştı. Akşiray eşinden boşandı, Avcı da yaşını büyüttü ve evlendiler. Yıldız Dergisi tarafından düzenlenen yarışmaya bir kez daha katıldı Suzan Avcı ve üçüncü oldu. Bu başarı ona önce Muammer Karaca Tiyatrosu'nun kapılarını açtı, sonra da sinemanın. Artık o sinemanın en güzel yüzlü kötü kadınıdır. Ama canlandırdığı bu karakterler bile onun sinemadaki etkisini azaltmaz. Özellikle Şehvet Uçurumları filmi onun yıldızını iyice parlatır. 1970 yılında bazı Turist Ömer filmlerinin senaristi olan Erdoğan Tünaş ile evlendi. Şimdi sinemadan uzak yaşıyor.
neriman köksal

Yeşilçam'da vamp kadın denilince ilk akla gelen isim. Gerçek adı Hatice Kökçü olan sanatçı 20'li yaşlarının başlarında İstiklal Caddesi'nde yürürken yönetmen Metin Erksan tarafından keşfedildi. Erksan bu uzun boylu, bakanın dönüp bir daha baktığı genç kızı o sıralar Çete adlı bir film çekecek olan ağabeyi yönetmen Çetin Karamanbey'e götürdü. Köksal bu filmdeki RUs prensesi Nina rolüyle sinemaya adım attı.

En uzun süreli vamp kadın
Köksal asıl ününü ise Fosforlu Cevriyem filmi ile kazandı. "Esas kızın" yuvasını yıkan kötü kadın rollerinde özellikle karakteristik kahkasıyla hatırlanan Köksal ilerleyen yaşlarında anne rollerindede oynadı. Türk sinemasının en uzun süreli vamp kadını olan Köksal 1999'da yaşama veda etti.
sevda ferdağ

Edremitli Lütfiye Dumrul ya da herkesin tanıdığı ismiyle Sevda Ferdağ, daha küçük bir kızken ablası Ferda Ferdağ ile birlikte sık sık gittikleri sinemalarda bir gün kendini de o büyük perdede görme hayalleriyle büyüdü. İlk adımı atan ablasından dört yıl sonra o da sinemada şansını denemeye karar verdi. 1958'de dönemin tanınmış oyuncularından Oktar Durukan, Agâh Ün, Fatma Bilgen ve Neriman Alışık’la aynı filmde rol aldı.Başarısız olunca evlenip Almanya'ya yerleşen ablasının yanına gitti. Ama onun da ısrarıyla oyunculuk konusunda yeniden şansını denemek için Türkiye'ye geri döndü.

Vamp kadın da ne demek
1963 yılında Orhan Günşiray ile PErvin Par'ın başrollerini üstlenhdiği Azrailin Habercisi filminde 'ikinci kadın' rolünü üstlenir Ferdag. O kadar heyecanlıdır ki yeniden kameralarırn karşısında olmaktan. Daha sonra Hulki Saner'in Helal Olsun Abi filmindeki vamp kadın rolü de onun sinemadaki kaderini çizdi deyim yerindeyse. Daha sonra bazı filmlerde masum kızı oynamış olsa da kendisi için biçilen 'vamp kadın' imajını üzerinden hiç atamadı. Her ne kadar "Bu vamp kadın ne demekse" diye sormuş olsa da.
leyla sayar

Türk sinemasının en eğitimli 'kötü kdını' Leyla Sayar. Ankara Devlet Konservatuarı ve Amerikan Kız Koleji'nde öğrenim gördü. Plaj Güzeli seçilmesi ise onun okul hayatının sonunu getirdi ama sinemanın kapılarını açtı. İlk kez 1958 yılında Duvaklı Gül adlı filmle sinema kariyerine başladı.

Dansözlüğü tercih etti
Bir dönem rol aldığı cüretkar sahnelerle Türk sinemasının gözde vamp kadınlarından biri olan Sayar, 1972 yılında kariyerine dansöz olarak devam etmeye kaar verdi ve sinemaya veda etti.
aliye rona

Türk tiyatrosunun duayenlerinden Avni Dilligil'in kızkardeşi olan ünlü oyuncu karakteristik fiziği ve özellikle bakışlarıyla sinema seyircisini etkiledi. Oun 'kötü kadınlığı' ise biraz önce anlatılanlardan çok farklı. O vamp kadın olarak değil, sevdiklerini korumaya çalışırken başka insanlara kötülük yapan fedakar Anadolu kadını rolleriyle tanındı daha çok.

Tiyatrodan sinemaya geçti
Kadıköy Halkevi'nde tiyatroya başlayan 1921 doğumlu Aliye Rona, Ulvi Uraz, Avni Dilligil Arena, Gülriz SUruri- Engin Cezzar tiyatrolarında rol aldı. 1947 yılında Kerim'in Çilesi ile sinemaya adım attı. 1996'da yaşama veda eden Rona, Yılanların Öcü, Zalimler, Hepimiz Kardeşiz'in de aralarında bulunduğu çok sayıda canlandırdığı unutulmaz karakterlerle sinema tarihinin unutulmazları arasında.