aytoldi
New member
- Katılım
- 14 Ara 2006
- Mesajlar
- 1,156
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
TERÖR büyük kentlere inecek diye yazdık dün.
Belki de siz daha bu yazıyı okumadan indi.
Kentin göbeğinde, bir servis otobüsünü vurdu.
4ü asker, biri genç kız 5 kişiyi öldürdü.
Busenin ölümü tam bir dram. Kader ona öyle bir oyun oynadı ki, kendi ölümüyle babasını kurtardı. Cam kenarında oturan Buseciğin bedeni, babasına siper oldu. Hangi baba ister böyle bir şeyi. Hangi kötü kader yazar bunu.
Her babanın böyle bir durumda arzulayacağı tam tersidir ama kötü kader... Kör terör...
Peki biz neciyiz?
Biz derken sizi, beni, hepimizi kastediyorum.
Biz neciyiz?
Ayrılıkçı ETA terörü İspanyada aynı şeyi yaptığı zaman İspanyollar ne yaptı hatırlıyor musunuz?
Hatırlatayım.
1 milyon İspanyol Teröre hayır diyerek sokağa indi.
1 milyon kişi Baskıyla, Katalanıyla, İspanyoluyla el ele yürüdü.
Tek yürek oldu. Tek beden oldu. Tek fikir oldu tüm İspanya teröre karşı.
Biz neciyiz? diye sormam bu yüzden.
Bir milyon İspanyolun yaptığını biz yapamıyor muyuz?
Yok mu bu ülkenin sivil toplumu.
Yok mu 1, 5, 10 milyon kişi toplayıp Türkiyenin her yerinde barış içinde Teröre hayır diye haykırtacak ruhu.
İspanyada bu 1 milyon kişi, ETAya diz çöktürdü.
Biz neciyiz?
Terör niye şimdi?
YOLDA gören, mail atan vatandaş soruyor, Ne oldu da terör şimdi birdenbire hortladı diye.
Birden fazla nedeni var.
Açılımı sorumlu tutanlar var.
Doğru, açılım bir nebze de olsa sorumlu.
Neden mi?
Çünkü açılım diye bir şey yok da o yüzden sorumlu.
Aylarca açılım açılım denildi, büyük beklentiler yaratıldı.
Sonra ne oldu?
Hiç.
Hani birine, Sana süper bir hediye aldım der ve beklenti yaratırsınız da, götürdüğünüz süslü, cafcaflı paketin içi boş çıkar ya, o hesap.
İçi boş açılım, açılım bekleyenlerde hayal kırıklığı yarattı.
Hele hele Açılım var deyip Habur gösterisini yaptıktan sonra ortaya çıkan tepkileri yumuşatmak için KCK operasyonu başlatınca iş tamamen koptu.
Bu biiiir!
Bir de iki var.
Açılım planlanırken, terör örgütünün hapisteki lideri Öcalan havaya sokuldu.
Öcalana muhatap olarak gönderilen devlet görevlilerinin pozisyonu gerekenden, olması gerekenden yüksekti.
Bunlar Öcalanla oturup konuştular.
Çözüm aradılar. Öcalan birden havaya girdi.
Ve meşhur yol haritasını hazırladı.
Öcalana göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu yol haritasından faydalanacaktı. Hatta terörist lideri, Bunu örgüte de iletin dedi.
Ancak Öcalanın yol haritası olarak verdiği dosya çok üst düzeyde talep edilmişti. Ne var ki, buna rağmen ciddiye alınmadı.
Değerlendirilmedi. Değerlendirilmeli miydi? sorusuna yanıtım şu sorudur: Niye istediniz, niye aldınız? Öcalan, kendi yol haritasının değerlendirilmesini istedi.
Umduğunu bulamayınca terörün düğmesine bastı.
Terörün bugün tırmanmasının arkasındaki temel neden budur.
Dış güçler yok mu? diyeceksiniz.
Elbette vardır ucundan kenarından.
Ama asıl sorumlu asla dış güçler değildir. Onlar olsa olsa fırsatçı olur.
Boşluğu bulan fırsatçılar.
Terör niye şimdi? (2)
ÖCALANın yakalandığı 1999 yılı, terör örgütü açısından önemli bir moral ve fiziki çöküntüydü.
Bu çöküntünün etkisi uzun sürdü.
Ancak zamanla kayboldu.
Çünkü Öcalanın Şamda bir evde olması ile İmralıda bir odada olması arasındaki fark zamanla ortadan kalktı.
Öcalan bu süre içinde kendini çözümün parçası olarak ortaya koydu.
Devlet ise Öcalanın ve örgütün moralini bozacak işler yapmadı.
Yapamadı.
Örgütün üst düzey lider kadrosundan başka isimler yakalanamadı veya ortadan kaldırılamadı.
Silahlı Kuvvetlerin operasyonları sürdü; ikinci, üçüncü derecede isimler bu operasyonlarda öldürüldü ama Öcalanın ardından örgütün moralini onun yakalanmasına yakın düzeyde bozacak bir operasyon yapılamadı.
Karayılan, Bayık gibi isimlere yönelik bir hareket gerçekleştirilemedi.
Barzaninin ve ABDnin kontrolündeki bölgede rahat bir yaşam süren örgüt yönetiminden bir veya birkaç kişi yakalanıp İmralıda başka odalara getirilemedi.
Komşularımızla sözde iyi ilişkiler, terörle mücadelede lehimize işletilemedi.
Şu anda Öcalanın İmralıda olması ile 12 yıl önce Şamda olması arasında bir fark kalmadı.
Sarıgül
MUSTAFA Sarıgül, Türk siyaseti açısından çok önemli bir karar aldı.
Hareketini partileştirmeyeceğini açıkladı.
Birkaç haftadır Sarıgülün böyle bir karar arifesinde olduğunu biliyordum.
Bu herkes açısından önemli.
Sarıgülün boş bıraktIğı alandaki oyların tamamının CHPye gideceğini düşünmek zor.
Sarıgül, AKP oylarından bir bölümünü de alıyordu.
Ancak özünde sosyal demokrat oylara talip bir hareket olarak görünüyor ve etkisi Kılıçdaroğlu sonrasında azalmış olsa da CHPde bir bölünmüşlük havası veriyordu.
Sarıgülün partileşmeme kararı, bu görüntüyü ortadan kaldırıyor.
Sarıgül için de CHP için de doğru bir karar. Sarıgül küçük oy oranına sahip bir partinin lideri olmaktansa, büyük bir partinin önemli adamları arasında yer alma şansını yakalıyor bu hareketiyle.
CHP ise çok önem taşıması muhtemel birkaç puanlık oyu yolda bulmuş gibi oluyor.
Bundan sonra CHPnin hareket tarzı ne olmalı sorusuna verilecek yanıtı bulmak için tarihe bakmak lazım.
Cengiz Hana, Timura.
Yok mu 1 milyon kişi - Haberturk.com
Belki de siz daha bu yazıyı okumadan indi.
Kentin göbeğinde, bir servis otobüsünü vurdu.
4ü asker, biri genç kız 5 kişiyi öldürdü.
Busenin ölümü tam bir dram. Kader ona öyle bir oyun oynadı ki, kendi ölümüyle babasını kurtardı. Cam kenarında oturan Buseciğin bedeni, babasına siper oldu. Hangi baba ister böyle bir şeyi. Hangi kötü kader yazar bunu.
Her babanın böyle bir durumda arzulayacağı tam tersidir ama kötü kader... Kör terör...
Peki biz neciyiz?
Biz derken sizi, beni, hepimizi kastediyorum.
Biz neciyiz?
Ayrılıkçı ETA terörü İspanyada aynı şeyi yaptığı zaman İspanyollar ne yaptı hatırlıyor musunuz?
Hatırlatayım.
1 milyon İspanyol Teröre hayır diyerek sokağa indi.
1 milyon kişi Baskıyla, Katalanıyla, İspanyoluyla el ele yürüdü.
Tek yürek oldu. Tek beden oldu. Tek fikir oldu tüm İspanya teröre karşı.
Biz neciyiz? diye sormam bu yüzden.
Bir milyon İspanyolun yaptığını biz yapamıyor muyuz?
Yok mu bu ülkenin sivil toplumu.
Yok mu 1, 5, 10 milyon kişi toplayıp Türkiyenin her yerinde barış içinde Teröre hayır diye haykırtacak ruhu.
İspanyada bu 1 milyon kişi, ETAya diz çöktürdü.
Biz neciyiz?
Terör niye şimdi?
YOLDA gören, mail atan vatandaş soruyor, Ne oldu da terör şimdi birdenbire hortladı diye.
Birden fazla nedeni var.
Açılımı sorumlu tutanlar var.
Doğru, açılım bir nebze de olsa sorumlu.
Neden mi?
Çünkü açılım diye bir şey yok da o yüzden sorumlu.
Aylarca açılım açılım denildi, büyük beklentiler yaratıldı.
Sonra ne oldu?
Hiç.
Hani birine, Sana süper bir hediye aldım der ve beklenti yaratırsınız da, götürdüğünüz süslü, cafcaflı paketin içi boş çıkar ya, o hesap.
İçi boş açılım, açılım bekleyenlerde hayal kırıklığı yarattı.
Hele hele Açılım var deyip Habur gösterisini yaptıktan sonra ortaya çıkan tepkileri yumuşatmak için KCK operasyonu başlatınca iş tamamen koptu.
Bu biiiir!
Bir de iki var.
Açılım planlanırken, terör örgütünün hapisteki lideri Öcalan havaya sokuldu.
Öcalana muhatap olarak gönderilen devlet görevlilerinin pozisyonu gerekenden, olması gerekenden yüksekti.
Bunlar Öcalanla oturup konuştular.
Çözüm aradılar. Öcalan birden havaya girdi.
Ve meşhur yol haritasını hazırladı.
Öcalana göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu yol haritasından faydalanacaktı. Hatta terörist lideri, Bunu örgüte de iletin dedi.
Ancak Öcalanın yol haritası olarak verdiği dosya çok üst düzeyde talep edilmişti. Ne var ki, buna rağmen ciddiye alınmadı.
Değerlendirilmedi. Değerlendirilmeli miydi? sorusuna yanıtım şu sorudur: Niye istediniz, niye aldınız? Öcalan, kendi yol haritasının değerlendirilmesini istedi.
Umduğunu bulamayınca terörün düğmesine bastı.
Terörün bugün tırmanmasının arkasındaki temel neden budur.
Dış güçler yok mu? diyeceksiniz.
Elbette vardır ucundan kenarından.
Ama asıl sorumlu asla dış güçler değildir. Onlar olsa olsa fırsatçı olur.
Boşluğu bulan fırsatçılar.
Terör niye şimdi? (2)
ÖCALANın yakalandığı 1999 yılı, terör örgütü açısından önemli bir moral ve fiziki çöküntüydü.
Bu çöküntünün etkisi uzun sürdü.
Ancak zamanla kayboldu.
Çünkü Öcalanın Şamda bir evde olması ile İmralıda bir odada olması arasındaki fark zamanla ortadan kalktı.
Öcalan bu süre içinde kendini çözümün parçası olarak ortaya koydu.
Devlet ise Öcalanın ve örgütün moralini bozacak işler yapmadı.
Yapamadı.
Örgütün üst düzey lider kadrosundan başka isimler yakalanamadı veya ortadan kaldırılamadı.
Silahlı Kuvvetlerin operasyonları sürdü; ikinci, üçüncü derecede isimler bu operasyonlarda öldürüldü ama Öcalanın ardından örgütün moralini onun yakalanmasına yakın düzeyde bozacak bir operasyon yapılamadı.
Karayılan, Bayık gibi isimlere yönelik bir hareket gerçekleştirilemedi.
Barzaninin ve ABDnin kontrolündeki bölgede rahat bir yaşam süren örgüt yönetiminden bir veya birkaç kişi yakalanıp İmralıda başka odalara getirilemedi.
Komşularımızla sözde iyi ilişkiler, terörle mücadelede lehimize işletilemedi.
Şu anda Öcalanın İmralıda olması ile 12 yıl önce Şamda olması arasında bir fark kalmadı.
Sarıgül
MUSTAFA Sarıgül, Türk siyaseti açısından çok önemli bir karar aldı.
Hareketini partileştirmeyeceğini açıkladı.
Birkaç haftadır Sarıgülün böyle bir karar arifesinde olduğunu biliyordum.
Bu herkes açısından önemli.
Sarıgülün boş bıraktIğı alandaki oyların tamamının CHPye gideceğini düşünmek zor.
Sarıgül, AKP oylarından bir bölümünü de alıyordu.
Ancak özünde sosyal demokrat oylara talip bir hareket olarak görünüyor ve etkisi Kılıçdaroğlu sonrasında azalmış olsa da CHPde bir bölünmüşlük havası veriyordu.
Sarıgülün partileşmeme kararı, bu görüntüyü ortadan kaldırıyor.
Sarıgül için de CHP için de doğru bir karar. Sarıgül küçük oy oranına sahip bir partinin lideri olmaktansa, büyük bir partinin önemli adamları arasında yer alma şansını yakalıyor bu hareketiyle.
CHP ise çok önem taşıması muhtemel birkaç puanlık oyu yolda bulmuş gibi oluyor.
Bundan sonra CHPnin hareket tarzı ne olmalı sorusuna verilecek yanıtı bulmak için tarihe bakmak lazım.
Cengiz Hana, Timura.
Yok mu 1 milyon kişi - Haberturk.com