İbretlik "Ne Mutlu Türk'üm Diyemeyenlere!"

64general1

New member
Katılım
14 Haz 2007
Mesajlar
1,720
Reaction score
0
Puanları
0
Değerli kardeşlerim;

Bu gün burada patrikhanemizin 85. yılını kutlamak için toplanmış bulunuyoruz.

Bizlere bu mutlu günü bahşeden Yüce Tanrımız, sana şükürler olsun!

Bu kutsal çatı altında huzur içinde toplanıp rahatça dua edebiliyorsak, bunu 85 yıl önce büyük fedakarlıklarla bizlerin bu vatana sahip olabilmemizi sağlayan Atatürk'e ve onunla birlikte olan büyüklerimize borçluyuz.

Hepsinin ruhları şad olsun!

Değerli kardeşlerim 9 eylül aynı zamanda İzmir'in Yunan işgalinden kurtuluşunun yıldönümüdür.

Patrikhanemizin kuruluş tarihi 21 eylül olmasına rağmen, bu sene Ramazanın eylül ayına isabet etmesi bizlerin kutlama tarihini değiştirmemizi gerektirdi;bu tarihe denk düşmesi çok anlamlıdır. Çünkü Milli Mücadelenin bir parçası olan Patrikhanemiz İzmir'in kurtuluşunda da çok önemli katkıları olmuştur.

Nice mutlu yıl dönümlere derken, Tanrı bir daha ne İzmir'imize, ne de vatanımızın herhangi bir köşesine o günleri yaşatmasın!

Değerli kardeşlerim,

9 eylül aynı zamanda Türklük bilincinin Batı Trakya'daki temsilcisi İskeçe Müftüsü değerli dostumuz Mehmet Emin Aga'nında ölümünün yıldönümü. Geçen yıl 9 Eylül'de hayata gözlerini kapadı. Son derece zor bir yaşantısı olmuştu. Batı Trakya Türklüğünü ayakta tutabilmek için rahmetli Sadık Ahmet dostumuzun ölümünden sonra bayrağı teslim almış ve onun bıraktığı yerden Türklük mücadelesini devam ettirmiştir. Kendisi cemaati tarafından seçilmiş bir müftü olmasına rağmen Yunan makamları onu tanımamışlar ve hapsetmişler, yetmemiş son yıllarda birde kaba kuvvete baş vurup yaralamışlardır. Gördüğü bunca zulme rağmen yılmamış, ölene dek mücadelesini sürdürmüştür.

Ruhu şad olsun!

88 yıl önce, vatanın her köşesi işgal altındayken bir avuç vatanperver Mustafa Kemal'in etrafında toplanarak elde kalan son vatan toprağı Anadolu'yu kurtarmak için ölüm kalım mücadelesine girişmiştir.

Anadolu'nun, has ve halis evlatlarından ırken, lisanen ve adeten Türk olan Türk Ortodokslar bütün varlıklarıyla Patrikhanemizin kurucusu Papa Eftim'in başkanlığında bu mücadeleye katılmışlar, bu vatanın kurtuluşu için Müslüman Türk kardeşleri ile beraber ölmeyi göze almışlardır.

İstanbul'daki Rum Patrikhanesinin Yunanlaştırma politikalarına karşı koyarak Yunanistan'ın Anadolu'yu ele geçirme ve yeniden Bizans'ı diriltme çabalarını Papa Eftim, Mustafa Kemal'in desteği ve Ankara hükümetinin izni ile 21 eylül 1922 yılında Kayseri'de kurmuş olduğu Türk Ortodoks Patrikhanesi ile önlemiştir. Böylelikle Batı Alemi maşası Yunanistan'ın Anadolu'yu işgali ve Türk Milletini yeryüzünden silme planları büyük bir hezimete uğramıştır.

Türk Ortodoks Patrikhanesi büyük fedakarlıklar ve acılarla dolu bir mücadele neticesi Ataturk ile birlikte kurduğu Cumhuriyet'i sonsuza dek yaşatmaya azimlidir, kararlıdır. Bu Cumhuriyet insanca ve onurlu bir yaşam için yeterlidir. Cumhuriyetin temelleri, Atatürk ilke ve inkilapları Türk Milletinin kendi vatanında hür ve mutlu yaşamasının teminatıdır. Çünkü Atatürk'ün temellerini koyduğu bu cumhuriyette fazilet, onur, özgürlük, demokrasi ve insani değerler vardır.

Dolayısı ile, Patrikhanemizin kurucusu ve ilk Patriğimiz Papa Eftim, mücadele arkadaşı ve dostu büyük insan Atatürk'e bütün kalbiyle inanmış, onun vefaatından sonra onun en büyük eserimdir dediği Cumhuriyet'i korumak için yılmadan yorulmadan ölene dek mücadele etmiştir. Daha sonraki patriğimiz Papa Eftim II ve ondan sonraki patriğimiz Papa Eftim III'te hep aynı şuurla bu vatana hizmet etmişlerdir.

Göreve geldiğim günden beri, bende onların yolunda yürüyeceğimi, Türk Ortodoks Patrikhanesinin bu Cumhuriyet'in kalesi olarak mücadelesini sürdüreceğini, vatanımın ve milletimin bağımsızlığının savunulmasından taviz vermeyeceğimi ifade etmiştim.

Bizler nesilden nesile Atatürk'e olan vefa borcumuzu ödemeyi hep şeref bildik, onur bildik, onun içinde Cumhuriyet'e sahip çıkmayı görev bildik.

Bugün dünya hakimiyetini hedefleyen güç, kendisine en büyük engel gördüğü yüce Atatürk'ün Cumhuriyetini ortadan kaldırmayı ve Türk Milletini top yekün yok etmeyi istemektedir. Bu güç, dünya siyaseti adına ortaya koyduğu zalimce savaşı sınırlarımız ötesinde sürdürürken, özelliklede Türkmen kardeşlerimizi gerçek bir soykırıma tabi tutarken, sınırlarımız dahilinde de gencecik evlatlarımızı haince şehit etmektedir. Şehit olan bütün evlatlarımız için Tanrı'dan rahmet, acılı ailelerine ve Yüce Türk Milletime baş sağlığı diliyorum.

Değerli kardeşlerim, bu gücün ortaya koyduğu bu insanlık dışı plana direnecek gücümüz vardır; bir takım baskılarla bizleri sindirmeye, yıldırmaya çalışabilirler, asla ümitsisizliğe kapılmayın! 88 yıl önce koca bir imparatorluk yok edilmiş, Anadolu'nun her köşesi işgal edilmiş ama bu milletin, iki evladı Mustafa Kemal ve Papa Eftim bu duruma boyun eğmemişler istiklal mücadelesini başlatarak bu Cumhuriyeti kurmuşlar. Şimdi bizlerde bu Cumhuriyetin sonsuza dek yaşamasını sağlamalıyız. Bunu mücadelesini vermeliyiz.

Bu Cumhuriyetin varlığı dünya barışı açısından da son derece önemlidir. Yüce Atatürk insanlık onuruna yaraşır bir rejimi Türkiye Cumhuriyet'ini yaratarak ortaya koymuştur.

İnsanlığın mutluluğu ve dünya barışının korunması için bizler Yüce Tanrımıza dualarımızı sürdüreceğiz ve günahlarımız için bizleri bağışlamasını isteyeceğiz.

Tanrının sonsuz sevgisi yüreklerimize egemen olsun, ışığı bizleri aydınlatsın.

Patrikhanemizin kurulmasında desteğini esirgemeyen Ulu Önder Atatürk'ü ve onun mücadele arkadaşı patrikhanemizin kurucusu ve unutulmaz patriğimiz Papa Eftim'i ve onunla birlikte bu patrikhanenin kurulmasında emeği geçen bütün Türk Ortodoksları, 2. Patriğimiz Papa Eftim II'yi ve

3. Patriğimiz Papa Eftim III'ü burada minnetle anıyoruz; hepsinin ruhları şad olsun!

Tanrının barışı hepinizin üzerinde olsun.

Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi Patriği Papa IV. Eftim
 
Canınızı yiyeyim sizin gibi Türk'lerin.Özellikle Türk'üm diyemeyen bir başbakanımızın oldugu günümüzde...
 
Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi, Papa Eftim tarafından, TBMM Hükümeti Adalet Bakanlığı´ndan alınan izinle Kayseri´de toplanan genel bir kongrenin çalışmalarının sonuçlandığı 21 Eylül 1922 tarihinde kurulmuştur.
Yâni daha Cumhuriyet kurulmadan. Kuruluş 21 Eylül´dür ama kutlama bu yıl 9 Eylül´de yapıldı.
Vatikan İslâmı yok sayarken, Fener ise devleti ve kanunlarını yok sayarken Türk Ortodoksları Ramazan´a bir saygı ifadesi olarak kutlamaları 9 Eylül´e çekmişlerdir.
Son yıllarda âdet olduğu üzere bu Ramazan´da da çadırlarda çok sık göreceğimiz üç dinli-beş dinli iftar gösterilerinden çok daha samimi bir davranış bu.
Buradaki ''Bağımsız'' sözcüğü kafaları karıştırabilir..Önüne gelenin bağımsızlık türküleri söylemeye başladığı, dışarıdan ve ne yazık ki içeriden de destek bulduğu bu ortamda ´´Beraber kurdukları´´ Cumhuriyet´ten bağımsız olmak filan istemiyor Türk Ortodokslar.
Onların ´´bağımsızlığı´´, ´´ekümenik´´ olma iddiasındaki Rumlardan; kan ve gözyaşı dökerek elde edilmiş bir bağımsızlık. Hem kiliselerinin bağımsızlığını elde etmişler, hem de bir kurumu oldukları Cumhuriyet´in kuruluş ve bağımsızlığına kan ve gözyaşı dökerek katkıda bulunmuşlar 85 yıl önce. Ben bir müslüman olarak Önce TÜRK olabildikleri için Allah hepsinden razı olsun diyorum.
 
Demek ki çok okumak da bir şeyi değiştirmiyor.Yazık çok yazık.

Okumak çok şeyi değiştiriyor kardeşim.O kadar çok şey ki bazı kavramları içlerinde sadece patrikhane ve ortodoks sözü geçtiği için yok saymamayı aslında gerçek yapılarının ne olduğunu öğrenip duruşunuzu o şekilde belirleme ayrıcalığını okumak ve incelemek sayesinde kazanıyor insan.Okuyup bilgilenince Fener Rum Kilisesi ile T.C. Devletinin varlığına hizmet eden Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi'ni karıştırmamayı da öğreniyor.Herşeyden önce bu insanlar Türk'tür.Rum Ortodoksların kendilerine ait Fener Rum Patrikhanesi olduğu gibi, Türk Ortodoksların da çok eski bir tarihi kökene dayanan ve daha sonra Selçuklu İmparatorluğu'ndan kalan bir geleneğin temsilcisi durumundaki " Türk Ortodoks Patrikhanesi" vardır..
Türk Ortodoksları nın bu günkü cemaati 250 kişiyi geçmemiştir. Önce “Müstakil Türk Patrikhanesi” adı altında Papa Eftim tarafından, Mustafa Kemal’in emri ile kurulmuştur. Amacı İstanbul’un Rum toplumunu ve Ekümenik (Evrensel) Fener Rum Patrikhanesini baltalamaktı.Bu kilisenin kurucusu Eftimdir.Eftim 1919-1922 Yunan-Türk savaşında Mustafa Kemal’ın yanında “Umum Anadolu Türk Ortodoksları Cemaatleri” adı ile yer almıştı. Sonradan Mustafa Kemal Eftim’i ve ailesini Yunanistan’a göç etmekten muaf etmişti. 30 Ocak 1924 yılında imzalanan Lozan Mübadele Sözleşmesine göre İstanbul, İmroz ve Bozcaada’daki Rumlar hariç Türkiye’deki bütün Rumlar ve Kuzey Yunanistan Türkleri hariç Yunanistan’daki bütün Türkler mübadele edildi. Mustafa Kemal’e göre “Papa Eftim Kurtulus Savaşına bir ordu kadar hizmet etti”.
Eftim,bütün ayinlerde okunan duaları ve ilahileri Türkçe'ye çevirtmiştir.Bu durum Fener Rumlarını öfkeden çılgına döndürmüştür.
Bugün de hala Türk Ortodoks Kilisesinde ayinler ve dualar Türkçe yapılmakta, ilahiler de Türk Musikisi makamlarıyla icra edilmektedir.
Bundan sonraki dönemlerde Türk Ortodoks Patrikhanesi Fener Rum Patrikhanesi’ne karşı olmaya devam etmiştir. Papa Eftimin başlattığı bu gelenek bugüne kadar devam etmiştir. 1972 yılında II. Eftim “Fener Patrikhanesi’nin bir an önce Türkiye hudutlarının dısına çıkarılmasını istiyoruz. Çünkü Türkiye’de bir Türk ortodoks toplumu vardır. Rumların işi ne? Sayet Rumluğu bırakırlarsa o vakit diyeceğimiz yok” dedi.
2000 yılında, “Müstakil Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu”, patriğin kızı Sevgi Erenerol, Rum Patrikhanesini “devlet içinde devlet” olmakla suçladı. Sevgi Erenerol devletin de milliyetçiliğini yeterli görmeyip Kültür Bakanlığının yayınladığı “İnanç ve Kültür Turizmi” adı altında bastırılan harita ve kitapçıkları da eleştirmiştir. Bir kitapçıkta, Anadolu bir Hıristiyan vatanı olarak nitelendiriyor. Sevgi Erenerol’a göre “Anadolu Hıristiyanlara değil Müslümanlara aittir” diyor.
Papa Eftim II Şişli Türk Ortodoks mezarlığında toprağa verilmiştir.Çünkü Fener Rum kilisesi kendisini Rum olarak tanımlamayan ve Rum etnik grubuna açıkça düşmanca bir tutum gösteren kişilerin Rum Ortodoks mezarlığında gömülmesine açıkça karşı çıkmıştır.
Sözü daha fazla uzatmadan yine Sevgi Erenerol'un Bağımsız Ortodoks Patrikhanesinin son dönemlerdeki Ülkemiz üzerinde oynanan oyunlarla ilgili düşüncelerini anlatan bir beyanı ile konuyu noktalamak istiyorum.


''Türkiye de bir ulus devlet. Bu varolduğunu söylediğiniz güç, Türkiye’ üzerinde nasıl bir oyun tezgahlıyor? İşte Türkiye’de Avrupa Birliği adı altında çizilen o tozpembe tablonun gerçekte Avrupa’daki bütün ulus devletleri ortadan kaldırılarak federatif bir yapıda yine o gücün denetimine sokulmasıdır. Bağımsız devletler ortadan kaldırılarak oradaki devletlerin köleleştirilmesidir. Bu açıdan baktığmızda Türkiye direnen son kaledir. Bunların yaptıkları çalışmalardaki en önemli nokta kurmuş oldukları sivil toplum örgütleri vasıtasıyla altyapı hazırladılar. Bu sivil toplum örgütleri vasıtasıyla önce aydın kesimi ele geçirdiler. Ulus devletin aleyhine kamuoyunun beynini yıkadılar. Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti direnen son kaledir. Saldırıların artmasının altında yatan gerçek budur. Bu plan aslında Osmanlı İmparatorluğu yıkıldığında yani 20. yüzyılın başında amaçlarını ulaştıklarını düşünmüşlerdi. Mustafa Kemal’in ortaya çıkması onların bütün planlarını bozmuştur. Bu yüzden Türkiye onların gözünde sabıkalıdır. Türkiye’nin vatanperverlik duygusu o çete için en büyük engeldir. Dikkat ederseniz son zamanlarda vatan kavramı üstünde oyunlar tezgâhlanmaktadır. Adım adım planlarını devreye sokmaktalar. Artık son darbeleri olan toprak satışına dönüştürüldü. Şehir devletçikleri yani Atina şehir devleti nasıl kurulmuşsa bu sistemi bütün dünyayı uyguluyorlar. BM’ye üye olan ülke sayısını 2 bine çıkararak küçük lokmalar halinde yutulmasını sağlıyorlar. Bu küçük devletçiklerin tüm kontrolünü ellerinde tutuyorlar. Mesela Bosna’ya bakalım. Bosna’da bir devlet kuruldu ama o devletin her kurumu AB tarafından yönetiliyor. Merkez Bankası’nın başkanını bile AB atamıştır. Bosna’lı olamaz hatta ve hatta Bosna’nın çevresindeki ülkelerden birinin vatandaşı bile olamaz. Böylesine sistemli bir çalışmayla oluşturulmuştur. Türkiye’de de küçük şehir devletleri istiyorlar. İstanbul planları açısından önemli bir nokta. İstanbul bütün dünyanın gözü üzerinde olan bir şehirdir. 1918 senesinde zaten böyle bir proje hayata geçirilmek istendi. * Yani İstanbul’da bir devletçik mi kurmak istiyorlar? Bugün o güçler tek bir merkezden idare ediliyor. Azınlık kilisesi olan Fener Rum Patrikhanesi’ni ekümenik bir patrikhane diye Hristiyan alemine kabul ettirmeye çalışıyorlar. Bu şekilde Hristiyan dünyasından destek alarak İstanbul’da Bizans hayalini canlandırmaya çalışılıyor. Zaten yeryüzündeki bütün savaşlara dikkat ederseniz hep aynı grup tarafından bu savaşlar çıkartılmıştır. Devamlı insanlar arasında düşmanlık yaratılmış, kin tohumları ekilmiş ve devamlı onlar kaşınmıştır. Türkiye bunların içinde en fazla kaşınan bir merkez olmuştur.''

''Unesco’nun, Dünya Kiliseler Birliği’nin İstanbulla ilgili çalışmaları var. Ayasofya gündeme getiriliyor. Bizans kalıntılarını ortaya çıkarabilmek için çeşitli senaryoları uygulanıyor. Biraz daha güçleri yetse Sultanahmet Camii’ni yıkıp Bizans kalıntıları arayacaklar. Bu ülkede Bizans kültüründen başka hiç mi kültür olmadı da böyle ölmüş bitmiş bir medeniyeti ortaya çıkarmak için çalışılıyor? Türkiye parçalanmak isteniyor. Ölmüş medeniyetler gün yüzüne çıkarılırken Türklükle ilgili herşey unutturulmaya çalışılıyor. Dinler masaya yatırılmalıdır Birtakım insanlara dinî amaçla hizmet verecekleri söylenerek aslında kendi hedeflerine doğru bütün insanlığı yönlendir-mektedirler. Çünkü bu misyoner faaliyetlerini yapan kişiler insanlara birilerinin seçilmiş olduğunu kabul ettirmektedirler. Anlattıkları bütün olaylarda birilerinin seçilmiş oldukları, ‘Allah oğlu’ oldukları beyinlerine kazınmaktadır. Batı toplumu bunu kabul etmiş durumdadır. Doğu toplumunun belirli kesimlerinde halen bu bilinme-mektedir. Dolayısı ile bu misyonerlik faaliyetleri ile bunu kabul edecekleri duruma geleceklerdir. Ne diyorlar ‘Biz aynı Allah’a inanıyoruz İbrahimi dinlerde birleşelim’ niye Hz. İbrahim deniyor da Hz. Âdem denmiyor? Hz. Adem’den geldiysek hepimizin babası Hz. Âdemdir. Burada zaten milletin uyanması gerekiyor. Ben şunu söylüyorum bugün dinler masaya yatırılmalı bütün büyük din adamları toplansınlar ve dinleri tartışmaya başlasınlar. Neyin ne olduğunu artık insanlık görmeye başlasın. Birileri dinleri kendi tekellerine alarak uyutmaktadır. Ruhban Okulu Müze olsun Ruhban Okulu meselesi diye bir mesele kalmadı. Bu saatten sonra Türkiye’nin gündeminde kalmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti devletinde devrim kanunları halen bu ülkenin değiştirilemez kanunlarının başında yer alır. Tevhid-i Tedrisat Kanunu olduğu müddetçe kimse kalkıp da Heybeliada Ruhban Okulunu papazın keyfi olsun diye açamaz ve açılmayacaktır. Ancak orası müze olarak kullanılabilir. Okulun çok büyük kütüphanesi var, Ortodoksluk dini ile ilgili birçok bilgi belge orada bulunmaktadır. Papaz madem hizmet etmek istiyor, başka bir niyeti yoksa Ruhban Okulu’nu kütüphaneye çevirsin. Zaten oraya gidecek öğrenci de yok. ''
 
Evet görüşüm hala aynı
Okumak bir şeyi değiştirmiyor yada okurken siz değişiyorsunuz.
Benim için Türk ve Ermeni
Türk ve Rum olamaz.
Olamaz
ha istiuyorsan git hem ortodoks ol,hem Türk ol.Güzel çalışma olmuş.Tarihi araştırmak güzel.Ama biliyorsun ki Yalan bir tarih var.Tıpkı yaş pasta gibi uzaktan çok hoş durur ama ucuzdur her tarafı margarindir tadınca iğrenirsiniz.Tadınca ve tanıyınca.

Tekrar söylüyorum ben Türk ve Müslüman evladıyım.Memlekette bana karşı ermeniyi ve rum u savunan benden değildir.
Hatta daha özü:Müslüman müslümanın kardeşidir.Diğerleri bizden değildir.
Hatırladınız mı?
 
Evet görüşüm hala aynı
Okumak bir şeyi değiştirmiyor yada okurken siz değişiyorsunuz.
Benim için Türk ve Ermeni
Türk ve Rum olamaz.
Olamaz
ha istiuyorsan git hem ortodoks ol,hem Türk ol.Güzel çalışma olmuş.Tarihi araştırmak güzel.Ama biliyorsun ki Yalan bir tarih var.Tıpkı yaş pasta gibi uzaktan çok hoş durur ama ucuzdur her tarafı margarindir tadınca iğrenirsiniz.Tadınca ve tanıyınca.

Tekrar söylüyorum ben Türk ve Müslüman evladıyım.Memlekette bana karşı ermeniyi ve rum u savunan benden değildir.
Hatta daha özü:Müslüman müslümanın kardeşidir.Diğerleri bizden değildir.
Hatırladınız mı?

Hatırlamama gerek yok.İmanın şartlarından birinin de dört kitaba inanmak olduğunu asla unutmam.Ne olacağımı kimseden sormuycam yönümde yolumda belli.Türk'üm ve Müslümanım.Kimseden olmak gibi bir merakımda yok .hak bildiğim yolda tek başıma ilerlerim .Benim gözümdede bu insanlar vatanımda misyonerliğin önünü açıp bunu dışa yaranma adına devlet politikası haline getirenlerden,tasarruf gerekçesiyle kapatılan camilerin yerine 40 bin kilise evi açanlardan,.yahudi lobilerinden cesaret ödülü alanlardan,kelime-i tehvid'i bölerek Sevgili Peygamberimin mübarek adını buradan çıkaracak cüreti gösterenlerden,Milli eğitim seviye tespit sınavında son peygamber olarak Hz. İbrahim’in doğru şık olarak belirlenmesine cesaret edenlerden,. dinimiz İslam’a yönelik çalışmaları müslüman vicdanına göre değil AB normlarına göre yapanlardan,Mehmedimin katilini beş paralık iktidar hırsı oy kaygısı için meclisine kadar sokup konuşturanlardan çok daha daha saygıdeğerdir.Çünkü buyurduğunuz gibi tarih yalan olsa bile fener rum kilisesi denilen çıban başı ve onların ekümenlik çalışmalarında,dinler arası diyalog ihanetinde vatanımın haklarına asıl asıl sahip çıkması gerekenler Papayı ağırlarken bu küçük azınlık yapılan bu oyunlara karşı çıkacak kadar Türk olabilmiştir.Ben Türk'üm Türklüğe şu veya bu şekilde hizmeti geçmiş herkese Allah razı olsun demek benim için bir vefa borcudur..
 
Sedapınarı;Yazılarına ve bilgilendirmelerine binlerce:clap:clap:clap:clap:clap:clap...
Bu ülke kaoslardan kurtulamıyorsa bunu,kendi bildigini yeterli ve dogru sanıp,okuyup araştırmayan,bilinçsiz insanlarımızın inatları sayesindedir.Dinimizde ilk ayet "oku"yla başlamasına ragmen,Atamızın özel kütüphanesindeki kitaplarından 3500 kadarının sayfalarının Atamız tarafından çizilmiş olmasına ragmen,bazı Türk'üm ve Müslümanım diyebilenlerin,Dinimizin ve Atamızın verdigi bu işaretlere kayıtsız kalmakla birlikte,"okudukça degişiyorsunuz" gibi saçmalıklara imza atmaları ve dolayısıyla hapsedildikleri Türklük ve Müslümanlık bagnazlıklarından dışarı çıkamalarına yol açmaktadır.Bunlar ülkemizin ve dinimizin temeline yerleştirilmiş birer mayın gibidirler ve düşmanlarımız bu mayınları sırası geldilçe patlatmakta hiç zorluk çekmemektedirler.Üstelik kendi gafletlerine ragmen, bu tür bagnazlıklarıylada bizleri "gerici",kendilerini "ilerici" gösterebilmektedirler.Tıpkı "Nice bilginlerle tarıştım kazandım.Nice cahillerle tartıştım kaybettim" demiş ismini hatırlayamadıgım bir bilginin anlatmak istedigi gibi cahille vereceginiz savaşı kazanamazsınız ama cehaletle bu tür mücadelelerle baş edebilirsiniz.
 
bölüm içerisinde bazı cümlelerde geçiyor şunu belirtmek istedim ;

Allah (c.c) müslüman olanlar dışındakilerden razı olmaz , gayri müslimlere allah razı olsun diye dua edilmez !!!
 
bölüm içerisinde bazı cümlelerde geçiyor şunu belirtmek istedim ;

Allah (c.c) müslüman olanlar dışındakilerden razı olmaz , gayri müslimlere allah razı olsun diye dua edilmez !!!
Allah seni rızasını kazanacak hal ve duruma getirsin,Hatta islah etsin demenin nesi kötüki.Bir müslümanın edebileceği en büyük duadır bu.Çünkü biliyorsunuz Kitabımıza göre Allahın rızasını kazanmak cennetti haketmekten bile daha büyük bir nimettir.Bir müslümanda müslim-gayrimüslim herkes hakkında duada bulunabilir.Gayrimüslimde olsa Allah'ın kuludur onu hak yoluna erdirmek yine Allah'tan dilenir.Kimi rızasına nail edip kimi etmeyeceğide sadece O'nun tasarrufudur kardeşim .bize ondan dilemek düşer.Saygılar.
 
Allah seni rızasını kazanacak hal ve duruma getirsin,Hatta islah etsin demenin nesi kötüki.Bir müslümanın edebileceği en büyük duadır bu.Çünkü biliyorsunuz Kitabımıza göre Allahın rızasını kazanmak cennetti haketmekten bile daha büyük bir nimettir.Bir müslümanda müslim-gayrimüslim herkes hakkında duada bulunabilir.Gayrimüslimde olsa Allah'ın kuludur onu hak yoluna erdirmek yine Allah'tan dilenir.Kimi rızasına nail edip kimi etmeyeceğide sadece O'nun tasarrufudur kardeşim .bize ondan dilemek düşer.Saygılar.

seda kardeşim ;

şu kesindir ki gayri müslümlerden allah razı olmaz , allah razı olsun diye dua etmekte kesinlikle doğru olmaz. tıpkı ölen gayri müslimin ardından allah rahmet eylesin denmeyeceği gibi.. çünkü allah (c.c) gayri müslümlerden ne razı olur nede rahmet eyler.

ama duanız şu ise ; allah ıslah etsin , doğru yolu göstersin o zaman bu duaya itirazım yok.
ancak ''allah razı olsun '' ve ''allah ıslah etsin'' birbirinden farklı dualardır kardeşim. seninde bunun farkına varmanı isterim.

tartışmak gibi bir amacım yok. sadece seni uyarmak istemiştim. ister dikkate alırsın istersen almazsın bu senin tasarrufunda. saygılar..
 
seda kardeşim ;

şu kesindir ki gayri müslümlerden allah razı olmaz , allah razı olsun diye dua etmekte kesinlikle doğru olmaz. tıpkı ölen gayri müslimin ardından allah rahmet eylesin denmeyeceği gibi.. çünkü allah (c.c) gayri müslümlerden ne razı olur nede rahmet eyler.

ama duanız şu ise ; allah ıslah etsin , doğru yolu göstersin o zaman bu duaya itirazım yok.
ancak ''allah razı olsun '' ve ''allah ıslah etsin'' birbirinden farklı dualardır kardeşim. seninde bunun farkına varmanı isterim.

tartışmak gibi bir amacım yok. sadece seni uyarmak istemiştim. ister dikkate alırsın istersen almazsın bu senin tasarrufunda. saygılar..
Değperli kardeşim.Konu dışına çıksada kısaca açıklayım.Öncelikle hassasiyetiniz için sağolun.Allah sizden razı olsun.Ancak ders aldığım değerli hocalarım(ki içlerinden özelliklede biri)bu konunun üzerinde çok önemle durmuştu.Yine bu konuda sizin taşıdığınız kaygılara dayanıyorudu konu.Şöyleki bana öğretilen karşımızdaki kişinin kim yada ne olduğunu hangi niyeti ve inancı taşıyabileceiğini bilemeyeceğimiz için Allah Razı Olsun duasını Allah seni rızasını kazanabilecek hale getirsin anlamımda kullanmam gerektiğini özellikle vurgulamıştı.Çünkü yeri geliyor yolda yada olmayacak bir yerde bize yardımcı olan bir derdimizi halleden bir kişiyede bu temennide bulunuyoruz.Ancak o kişi ile ilgili hiç bir şey bilmiyoruz.İşte bu yüzdende bu duayı ben hep bu anlamıyla kullandım.En emin olduğum insandan en tanımadığım kişiye kadar.
Bir gayrimüslime Allah rahmet eylesin demem çünkü bilirim hangi inanca mensub olduğunu fakat diğerinden emin olmam mümkün değil.Bu yüzden hep en doğrusunun bu olduğunu düşündüm.Bana öğretilende bu noktada yanlış olabilir.Ama hemen araştırmaya başlayıp en doğruyu öğrenmeye çalışıcam.Bu konuda dikkatimi çektiğiniz için Allah razı olsun.Allaha emanet olun.
 
Bugünkü Hürriyet'ten alıntı,


İftara, New York Emniyet Müdürü Raymond Kelly ve Brooklyn Belediye Başkanı Marty Markowitz de katıldı. Markowitz, Türkiye tatilinden yeni döndüğünü ve üzerindeki bütün kıyafetlerin Türk malı olduğunu söyledi. Cebinden, Türkiye’den aldığı bir nazar boncuğunu çıkararak davetlilere gösteren Markowitz, "Beni bir Türk Yahudisi olarak bilin" dedi. Türkçe olarak "Ne mutlu Türk’üm diyene" diyen Markowitz, kürsüye çıkıp davetlilere "Türkiye Türkiye" diye slogan attırdı.

Markowitz'i hiç samimi bulmuyorum.Yalakalık yapmış ama,yanlış yapmış,"Ne mutlu Türkiye'liyim diyene"deseymiş amacına daha çok ulaşırmış.Markowitz,bilmiyor başbakanın "Türk'üm" demeye karşı oldugunu sanırım.
 
Evet görüşüm hala aynı
Okumak bir şeyi değiştirmiyor yada okurken siz değişiyorsunuz.
Benim için Türk ve Ermeni
Türk ve Rum olamaz.
Olamaz

Yazıyı okudum ve Türk ve Ermeni ve Türk ve Rum yazılı yerleri bir türlü bulamadım...


ha istiuyorsan git hem ortodoks ol,hem Türk ol.Güzel çalışma olmuş.Tarihi araştırmak güzel.Ama biliyorsun ki Yalan bir tarih var.Tıpkı yaş pasta gibi uzaktan çok hoş durur ama ucuzdur her tarafı margarindir tadınca iğrenirsiniz.Tadınca ve tanıyınca.

Yaş pasta??? yalan tarih???... Müslümanlığa geçişimizin anlatılmasından yalan bir tarih ben bilmiyorum ve bunu bir tartışma için bir kavga dövüş için de söylemiyorum...

Hani bize ilkokuldan itibaren anlatılır. Biz zaten İslama yakın bir inançtaydık, Talas Savaşı'nda Araplarla tanıştık Din ve Hidayet aşkıyla müslüman oluverdik....

SEN ÖYLE ZANNET. 200 Sene savaştık araplarla. 20 kilometrede her metreye 1 darağacı düşecek şekilde karşılıklı 40000 TÜRK sallandırıldı. Her TÜRK evine Araplar yerleştirildi. Namaz kılmayan öldürüldü Evleri yıkıldı vergiler altında ezildik. Ama biz din ve hidayet aşkıyla şıp diye müslüman oluverdik... Zor be.

NOT: Benim tepkim ASLA ve ASLA MÜSLÜMAN OLMAMIZA DEĞİLDİR. İYİ Kİ TANRI'MA ŞÜKÜRLER OLSUN Kİ MÜSLÜMAN OLMUŞUZ. ANCAK Olay bize anlatıldığı gibi değil...

Tekrar söylüyorum ben Türk ve Müslüman evladıyım.Memlekette bana karşı ermeniyi ve rum u savunan benden değildir.

Hmm Irkçılık iyi bir şey değildir CIS ediverir adamın elini... Yani abilerin ona inanıyor haberin olsun...

Hatta daha özü:Müslüman müslümanın kardeşidir.Diğerleri bizden değildir.
Hatırladınız mı?
Hmmm yani Hz. Peygamberin kabrini korumak için 1. Dünya savaşında çekirge kavurması ve at dışkısından topladıkları darıyı yiyerek ARABİSTAN'da kalan Mehmetçiklerimizi kızgın şişle dağlayan, hastanelerde sağla gözlerine zehir enjekte ederek kör eden, sağlam ellerini kollarını ayaklarını ve bacaklarını keserek sürekli sakat gezmesine neden olan, Arabistanlı Lawrance denen casusla bir olarak benim askerlerimi Tren vagonlarında diri diri yakan, Ermeni soykırımı safsatasını ilk kabul eden ve Ermenistan ziyaretinde

"Kardeş ermeni halkının 1915 yılından itibaren çekmiş olduğu acıların ortağı olduğumuzu bir kere daha belirtiyorum. Türkler sizi kesip doğrayıp doğduğunuz yaşadığınız yerlerden sürekrken çöl ortasında size su ve yiyecek veren Arap halkı Ermeni Soykırımının tanınması için savaşacaktır." diyebilen bir devlet başkanına sahip,,,

Uğruna KIT'A LUT-TÜRK hadislerinin çıkarıldığı ve Kıyamet Alameti sayıldığımız bir düşüncenin sahibi olan arap halkı kardeş ha...

PES...

Degazor... Öncelikle Ortodoks TÜRKLER kimlerdir? Bilgin vardır umarım...
 
herkesin elinde bir dinamit var ve görüyorumki herkes elindeki bu dinamiti birbirinin k*çının altına koymak için fırsat kolluyor,.. kimi kız kimi erkek, kimi sağ görüş kimi sol, kimi müslim kimi gayri müslim, herkes kendine göre vatanperver, birbirlerine göreyse hain.. savaş çıksa herkes en ön safta, ama farkında olunmayan birşey var, kimse cephe arkadaşına omzunu yaslamıyor arkasını dönüyor.. siyaset dedikleri bu olsa gerek.. Allah hayır etsin..
 
Yazıyı okudum ve Türk ve Ermeni ve Türk ve Rum yazılı yerleri bir türlü bulamadım...




Yaş pasta??? yalan tarih???... Müslümanlığa geçişimizin anlatılmasından yalan bir tarih ben bilmiyorum ve bunu bir tartışma için bir kavga dövüş için de söylemiyorum...

Hani bize ilkokuldan itibaren anlatılır. Biz zaten İslama yakın bir inançtaydık, Talas Savaşı'nda Araplarla tanıştık Din ve Hidayet aşkıyla müslüman oluverdik....

SEN ÖYLE ZANNET. 200 Sene savaştık araplarla. 20 kilometrede her metreye 1 darağacı düşecek şekilde karşılıklı 40000 TÜRK sallandırıldı. Her TÜRK evine Araplar yerleştirildi. Namaz kılmayan öldürüldü Evleri yıkıldı vergiler altında ezildik. Ama biz din ve hidayet aşkıyla şıp diye müslüman oluverdik... Zor be.

NOT: Benim tepkim ASLA ve ASLA MÜSLÜMAN OLMAMIZA DEĞİLDİR. İYİ Kİ TANRI'MA ŞÜKÜRLER OLSUN Kİ MÜSLÜMAN OLMUŞUZ. ANCAK Olay bize anlatıldığı gibi değil...



Hmm Irkçılık iyi bir şey değildir CIS ediverir adamın elini... Yani abilerin ona inanıyor haberin olsun...

Hmmm yani Hz. Peygamberin kabrini korumak için 1. Dünya savaşında çekirge kavurması ve at dışkısından topladıkları darıyı yiyerek ARABİSTAN'da kalan Mehmetçiklerimizi kızgın şişle dağlayan, hastanelerde sağla gözlerine zehir enjekte ederek kör eden, sağlam ellerini kollarını ayaklarını ve bacaklarını keserek sürekli sakat gezmesine neden olan, Arabistanlı Lawrance denen casusla bir olarak benim askerlerimi Tren vagonlarında diri diri yakan, Ermeni soykırımı safsatasını ilk kabul eden ve Ermenistan ziyaretinde

"Kardeş ermeni halkının 1915 yılından itibaren çekmiş olduğu acıların ortağı olduğumuzu bir kere daha belirtiyorum. Türkler sizi kesip doğrayıp doğduğunuz yaşadığınız yerlerden sürekrken çöl ortasında size su ve yiyecek veren Arap halkı Ermeni Soykırımının tanınması için savaşacaktır." diyebilen bir devlet başkanına sahip,,,

Uğruna KIT'A LUT-TÜRK hadislerinin çıkarıldığı ve Kıyamet Alameti sayıldığımız bir düşüncenin sahibi olan arap halkı kardeş ha...

PES...

Degazor... Öncelikle Ortodoks TÜRKLER kimlerdir? Bilgin vardır umarım...
Biraz anlatsanda faydalansak.Her ne kadar ben bilsemde konuyu ve yorumunu okuyanlar ermeni adları taşıyan,yada ermeni ve rum olup rum isimleri ile dolaşan kişileri değil gerçek Türk'ler hakkında bilgi sahibi olmak isterler.Yorum mu?Daha sonra yazarım.Konu ciddi bir araştırma istiyor.Bu arad araplar benim kardeşim değildir bilgin olsun.
 
Biraz anlatsanda faydalansak.Her ne kadar ben bilsemde konuyu ve yorumunu okuyanlar ermeni adları taşıyan,yada ermeni ve rum olup rum isimleri ile dolaşan kişileri değil gerçek Türk'ler hakkında bilgi sahibi olmak isterler.Yorum mu?Daha sonra yazarım.Konu ciddi bir araştırma istiyor.Bu arad araplar benim kardeşim değildir bilgin olsun.
Nasıl anlatsın bilmiyormusunuz banlandıgını?
 
benim hayret ettiğim konu millet nasıl oluyorda işine gelince Türk, işine gelince Müslüman oluyor... Türk'lüğe atanlar bir müddet sonra kendilerini haklı çıkarmak için herkesten daha çok Türk oluyorlar... İslamiyeti bilmeyenler, bildikleri halde özümsemeyenler davaları uğruna en iyi Müslüman rolü oynayıp millete din dersi vermeye çalışıyorlar... şu sırada Atatürkçülük moda... herkes Atatürkçü... bakalım bu nereye kadar gidecek... bırakın yanar-döner olmayı, kendiniz olun... davanıza karşı daha samimi olursunuz...

bu arada benim lafım ortaya... beğenen beğendiği lafı alır, beğenmediğiniz lafım bana kalır... bana mı diyorsun, ona mı dedin diye sormayın... kim ne demek istediğimi gayet güzel anlamıştır...
 
Geri
Üst