Liberaller Kemalizme Neden Düşman?

64general1

New member
Katılım
14 Haz 2007
Mesajlar
1,720
Reaction score
0
Puanları
0


Emperyalist devletler, Kemalizmi neden "barutun icadından sonra en tehlikeli silah" olarak nitelendiriliyorlar; AB, yöneticilerimizden niçin "Kemalizmin tasfiyesini" istiyor ve Liberal Düşünce Topluluğu Başkanı Prof. Dr. Atilla Yayla "Kemalizm ilerlemeden çok gerilemeye tekabül eder (karşılar, onun yerine geçer)" demek gereğini niçin duydu?... Bu soruların cevabını bulmak, ülkemiz için yaşamsal önem taşıyor.
Herşeyden önce şu hususu belirteyim: Kemalizme karşı bu düşmanca tavır alışların gerçek nedeni, iddia edildiği gibi "Düşünce özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırmak" değildir.
DÜÞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ PARAVANI
İşte gerçek nedenler:
Çağımızın en önemli düşünürlerinden Prof. Dr. Maurice Duverger şu değerlendirmeyi yapmıştır:
"Mustafa Kemal'in eseri İkinci Dünya Savaşı'na kadar Türkiye çapında değerlendirildi. Eski bir ülkenin modern bir ulusa dönüştürülebilmesini tüm dünya takdirle karşılamıştı. İkinci Dünya Savaşı sonrasında ise Kemalizm uluslararası bir boyut kazanmış ve Moskova ile Pekin'in güdümüne girmeyen üçüncü dünya uluslarına örneklik yapmaya başlamıştır... Siyasal demokrasi ancak ekonomik alanda belirli bir gelişme düzeyinden sonra ciddi anlamda işlemeye başlar. Geri kalmış ülkeler, Batı'nın gelişmiş ülkeleri gibi liberalizmin ya da kapitalizmin yollarından giderek aynı düzeye gelemezler... Aşırı derecede planlı ve merkezi ekonominin yol açacağı zararlar aşırı derecede liberal ekonominin yaratacağı zarar ve hatalar kadar büyük olacaktır. Bu durumun farkına varan gelişmekte olan ülkeler, Kemalizmin karma ekonomi sistemine yönelmektedirler." (Le Monde/27 Mayıs 1961).
"Biz, hakkımızı savunmak ve bağımsızlığımızı güvencede bulundurabilmek için, bizi yok etmek isteyen emperyalizme ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı bütün ulus olarak savaşmayı yerinde gören bir öğretiyi izleyen insanlarız" diyen Mustafa Kemal; Kurtuluş Savaşı yıllarında Hakimiyeti Milliye gazetesine yazdığı bir başyazıda "En büyük düşman, düşmanların düşmanı, ne falan ne de filan Miletler; bilakis bu, adeta her tarafı kaplamış ve saltanat halinde bütün dünyaya hakim olan 'kapitalizm' afeti ve onun çocuğu olan emperyalizmdir" demiştir.
Osmanlı İmparatorluğu, İngiltere'nin baskılarına dayanamayarak imzaladığı Baltalimanı Antlaşması ile, Liberal Ekonomi (Serbest Ticaret) uygulamalarına başlayınca, Avusturya Başbakanı "İşte Osmanlı şimdi bitti!" demiş; öngörüsü kısa bir süre sonra gerçekleşmiştir (Kurtul Altuğ, Gözcü Gazetesi/26.10.2006).
Lozan Antlaşması'na bağlı 'Ticaret Sözleşmesi'nin 18inci maddesi dolayısıyla, Türkiye Cumhuriyeti beş yıl liberal ekonomik politikalar uygulamak zorunda kalmış; bu yüzden cari açık dayanılmaz boyutlara ulaştığı gibi, ülkemizde hiçbir ciddi yatırım yapılamamıştır.
Bu nedenle Mustafa Kemal, "Liberalizm, sömürgelerde uygulanmış bir sistemdir! Oysa biz sömürge değiliz ve olmayacağız. Liberalizmi düşünmek, devrimi inkâr etmektir" demiştir (Ahmet Hamdi Başar'dan aktaran, Hüsnü Merdanoğlu, Kemalizm ve Avrupa Birliği'nin Çelişkisi, s.49).
KUVVETLİYE HİZMETÇİ OLMAK
Mustafa Kemal ve çalışma arkadaşlarındaki bilinç sonraki yöneticilerimizde hiçbir zaman olmamıştır.
Mahmut Esat Bozkurt, "Liberalizmin Ölümü" başlıklı makalesinde şöyle diyordu: "Liberallik; sanayii, tarımı, ticareti çok kuvvetlenmiş ülkeler için hayırlı sonuçlar verebilir. Fakat gelişme ve yetkinleşme halindeki milletlerin ekonomisinde çok kötülüklere yol açar. O kadar ki, doğum halindeki yerleri kuvvetlilerin esiri haline getirir... Milletler birbiriyle eşit olmadıkça birleşmeden yarar görmezler. Þayet birleşecek olurlarsa, bu birlikten yalnız birisi yararlanır. Diğerleri kuvvetliye hizmetçi olur!"
"LİBERALİZM DIÞLANMALI, AKSİ DURUMDA CUMHURİYET DEĞERLERİ GİDER"
Mustafa Kemal'in İktisat Bakanı Mustafa Þeref, TBMM'nde şu açıklamalarda bulunmuştu:
"Ekonomide muayyen hâkim (belirli yüksek) noktalar vardır... O hâkim noktaları liberalizmin anarşik vaziyetine bırakacak olursak; on seneden beri elde edilmiş olan neticelerin hepsi de bir senede silinip süpürülmüş olacaktır... Ekonomide 'liberalizm'in dışlanması gerekmektedir... Dışlanmadığı takdirde, milli sermaye gelişmez. Gelişmediği gibi, elde etmiş olduklarını da yitirir. Cumhuriyet rejiminin aradığı ve oluşturmaya çalıştığı şeyler de elden gider (Bilsay Kuruç, Mustafa Kemal döneminde Ekonomi, s.46 ve devamı)."
Liberal politikalar uygulayarak kalkınmış bir azgelişmiş veya gelişmekte olan ülke, tarih sahnesinde hiçbir zaman yerini almamıştır ve almayacaktır.
Samir Amin'in değişiyle "emperyalizmin karşıtı değil, hizmetçisi olan" siyasal İslamcılarla liberal aydınlar(!), el ele vererek ulus devletimizi çökertme ve parçalama operasyonunda faal görev yapmaktadırlar. Ulus devletimizi kurma ve yaşatma ideolojisi olan Kemalizm ve Kemalistler var oldukça amaçlarına hiçbir zaman erişemeyeceklerdir. Onların Kemalizme düşmanlıklarının gerçek nedeni de budur
Vural Savaş
 
ülkeyi kaosa ayrımcılıga gereksiz muhalefete sokarak emperyalistlere en büyük destegi verenler belli belki bilerek belki bilmiyerek savunanların bildiğini sanmıyorum ama bastakiler herseyin farkında oldugu ortada bi sey salıyolar devlet elden gidiyo diye milleti galyana getirmeye calısıyolar. ama nafile halk artık bunları yemiyo
 
Bu güzel yazıya Atatürk'ün sözlerinden eklemeler yapmak istiyorum.

Mustafa Kemal ATATÜRK 1936 yılında şu sözleriyle devletçilik ve özelleştirmeye açıklık ve netlik kazandırmıştır.

"Kişilerin özel teşebbüslerini ve şahsi faaliyetlerini esas tutmak, fakat büyük bir milletin ve geniş bir memleketin ihtiyaçlarını ve çok şeylerin yapılmadığını göz önünde tutarak, memleket ekonomisini devletin eline almak."

Ve her gece yatarken ve her sabah kalktığımızda tekrar tekrar okuyup düşünmemiz gereken şu söz..

"BİR ULUS VARLIĞI VE HAKLARI İÇİN BÜTÜN GÜCÜYLE, BÜTÜN RUH VE MADDİ GÜCÜYLE İLGİLENMEZSE, BİR ULUS KENDİ GÜCÜNE DAYANARAK VARLIK VE BAĞIMSIZLIĞINI SAĞLAMAZSA ŞUNUN BUNUN OYUNCAĞI OLMAKTAN KURTULAMAZ. BAŞARI İÇİN, ULUSAL İRADENİN EGEMEN OLMASI İLKESİ BENİMSENMELİDİR."
 
Kendini kemalist olarak niteleyerek ortalıkta gezinen ne kadar adam !!!! varsa hiç birinin bilgiisi Atilla Yayla nın onda birisi etmez
 
Kendini kemalist olarak niteleyerek ortalıkta gezinen ne kadar adam !!!! varsa hiç birinin bilgiisi Atilla Yayla nın onda birisi etmez

atilla Yayla dediğin şu refah partisi kapatılırken Avrupa İnsan hakları mahkemesine devletin verdiği savunma dilekçesinde Refah partisi kapatılmalıdır.Laiklige karşıt düşünceyi yüzde bilmem kaç oy bile tehlikeye sokar deyip refah kapatmayı savunan ve şimdide daha çok oya sahip akp'nin kapatılması davasına karşı çıkan dönekmi?Ya ne insanlarsınız? Örnek gösterdiğiniz insanlar bile kıvırmada dansözleri bile bırakan bir adam.İçinizde şöyle aklı başında özü sözü bir bir adam çıkmıyacakmı?gerçi Hüseyin rehberinizde 14 yaşındaki bir çocuga tecavüz edip sizlerde bunu savundunuz ya daha her şey beklenir...
 
Samir Amin'in değişiyle "emperyalizmin karşıtı değil, hizmetçisi olan" siyasal İslamcılarla liberal aydınlar(!), el ele vererek ulus devletimizi çökertme ve parçalama operasyonunda faal görev yapmaktadırlar. Ulus devletimizi kurma ve yaşatma ideolojisi olan Kemalizm ve Kemalistler var oldukça amaçlarına hiçbir zaman erişemeyeceklerdir. Onların Kemalizme düşmanlıklarının gerçek nedeni de budur.

Açtığın konuyu inceledim ve çok iyi tespitler yaptığını gördüm. Her konuyu okumaya fırsatım olmadığı için iyi hazırlanmış konuların yazarlarını listeye alıyorum. Seni de listeme aldım yazılarının devamını bekliyorum. TEŞEKKÜRLER...
 
Kendini kemalist olarak niteleyerek ortalıkta gezinen ne kadar adam !!!! varsa hiç birinin bilgiisi Atilla Yayla nın onda birisi etmez


kendini şeriatçı olarak niteleyenleride saysaydın=)

kemalizm e kimlerin karşı oldukları apaçık ortadadır, birisi amerikan mandasını ister birisi araplaşmayı şeriatın gelmesini ister.
 
Geri
Üst