Ilginç Dörtlükler!! Necif Fazıl'ın Dilinden!

LOOPUSED

Altın Üye
Altın Üye
Katılım
6 Haz 2008
Mesajlar
12,048
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
55
Konum
€z€Ld€n €b€d€
- HALİMİZ-

NEDİR ALLAHIM NEDİR? BU DİYARIN ŞU HALİ
BEZGİNLİKTEN RUHUNU KAYBETMİŞ BİR AHALİ
İSLAMA SERBEST OLAN CAMİLERDE MAHPUSLUK,
İMAN,FİKİR,RUH,LİSAN ,SUYU KESİLMİŞ MUSLUK
KALPLERİ DİNLER SAĞIR,KILAVUZLUK EDER KÖR,
DİNDARA ÇAĞDIŞI DER,ÇAĞ BİLMEZ PROFÖSÖR.
RUHSAL,PARASAL,SOYUT,BOYUT,YAŞAM,EĞİLİM
YA BUNLAR TÜRKÇE DEĞİL YAHUT BEN TÜRK DEĞİLİM.
OYSA HALİS TÜRK BENİM,BUNLAR İŞGALCİLERİM
ALLAH TÜRK'E ACISIN YALNIZ BUNU DİLERİM..

--------------------------------------------------------------------------------------------

-ÖLÜM-

ŞU GEÇENİ DURDURSAM ÇEKİPTE ETEĞİNDEN
SORUVERSEM! HABERİN VARMI ÖLECEĞİNDEN?
-------------------------------------------------------------------------------------------------

-EMANET OLSUN-

''EY GENÇ ADAM! BU DÜSTUR SANA EMANET OLSUN
ÖTELERDEN HABERSİZ NİZAMA LANET OLSUN''
-----------------------------------------------------------------------------------------------

-EMANET-

ÇÖPLÜĞE ATTILARDA MUKADDES EMANETİ
HAK BELLETİLER HAKKA EN BÜYÜK İHANETİ..
---------------------------------------------------------------------------------------------------
-DÜŞÜNMEK-

DÜŞÜNMEK,ŞU-BU DEĞİL ÖTELERİ DÜŞÜNMEK!
SİZİNSE DÜŞÜNCENİZ,YATAKLARDA EŞİNMEK..
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
-KANAT-

BİRİ AŞK BİRİ NEFRET BİZİM KANADIMIZ ÇİFT.
ATEŞ SAÇMALIKİ NUR,ERİSİN KAPKARA ZİFT.
------------------------------------------------------------------------------------------------------
-HAYRET-

KUYRUĞU ETRAFINDA DÖNEN KEDİ HAYRETTE
ALİM Kİ HAYRETİ YOK,NE BOŞ YERE GAYRETTE!
--------------------------------------------------------------------------------------------------------

-İSLAM-

HER FİKİR HER İNANIŞ TEK MEVSİMLİK VESSELAM;
ZAMAN VE MEKAN ÜSTÜ BİRİCİK REJİM,İSLAM!!
-------------------------------------------------------------------------------------------------------
-EL-AMAN-


TAM BİR BUÇUK ASIRDIR,MAYMUNLARDAN EL-AMAN
BİZDEKİ HALE NİSBET MAYMUN TAKLİTTEN PİŞMAN.
HANGİ YOL TÜRK'E UYGUN,HANGİ PARTİ TERCÜMAN
ÇIKAMAZ MEYDANLARA ,CAMİDE MAHPUS İMAN.
SİLAH KÜFRÜN BELİNDE,KÜFRÜN ELİNDE FERMAN
RAHMET MEÇHUL KELİME,BİLİNMEZ İSİM RAHMAN.
TARİH KONTRA GERÇEĞE,HÜRRİYET HAKKA DÜŞMAN,
MİLLETE KASTEDENİN,İSMİ MİLLİ KAHRAMAN
YERE BATSIN BU DÜNYA! BU DÜNYADAN HAYR UMAN
GENÇ ADAM! AT YORGANI SANA HARAM UYUMAN.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------



DEVRİMCİYDİ! İDDİAYI SAVLARDI,OLTA ATIP SUDA TAVŞAN AVLARDI.
BİLİMSEL SARASI TUTTUĞUNDA,KAFA ÇEKER MİNAREYE HAVLARDI.



-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
 
üstad

üstad ne güzel söylemiş varmı daha ötesi..
öleceğiz müjdeler,müjdeler olsun
ölümüde öldüren rabbe secdeler olsun


geldi ölümlü yalan gitti ölümsüz gerçek
siz!hayat süren leşler sizi kim diriltecek
 
Evet Iyiki ölüm Var..hesap Var..cennet Boş Değil Cehennem Lüzümsuz Değil..
 
Boyle bi alıntıyla cevaplama geregi duyuyorum..Alıntı yaptıgım yerdeki sert usluptan rahatsızlık duyulan yerler varsa editleyebilirim orjinalligi,anlam butunlugu bozulmaması adına pek kurcalamadım..

Kiziltamu arkadasa tesekkurler.

Necip Fazıl Kısakürek Efendi,Türklükle,Türklüğün getirisi olan milliyetçilik fikriyle yakından uzaktan alakası olmayan,daha ziyade ..................Hemen bunları ispatlayalım,genç Türkler Necip Fazıl'ın ne halt olduğunu anlasınlar..

Necip Fazıl, Cumhuriyet döneminde yetişen en büyük Türk düşmanlarından birisidir. Ne hazindir ki; eğitim seviyesi düşük insanlar bu adamı milliyetçi bir kimse olarak tanırlar. Türklük ve Atatürk düşmanı, fikrî dönek, kadın bacağına şiirler yazan bir müptezel olan bu şahsın herzelerinden ve saklanan adî kişiliğinden birkaç değerlendirmeyi dikkatinize sunmak isterim...

MÜSLÜMAN (!) NECİP FAZIL HAKKINDA YAZILANLAR…

"Üstad, yüz tikleri olan, çok sigara içen ve tanımadıklarının yanında az konuşan, at yarışlarına pek meraklı biriydi. Devlet bankalarının genel müdürleri üzerinde büyük nüfuzu vardı. Örneğin; Ziraat Bankası Genel Müdürü Mithat Dülge'nin odasına kapıyı vurmadan girer ve "Oğlum Mithat. Bana para, sana da bir iki skeç lazım der" (islamda ağır şekilde eleştirilen ve yasaklanan rüşvet verme,dolandırıcılık,adaletsizlik fikirlerinin getirisi olan bir hareket) sonra genel müdürün özel çalışma odasına girer ve birkaç saat içinde Ankara Radyosu için nefis iki skeci kaleme alır ve merkez veznesinden gelecek binlikleri beklerdi. Oradan da bahis oynamaya Hipodrom'a. Çoğu kez o morlar orada erir ve üstat hiç üzülmezdi... İçkiye(!) çok düşkündü ve ben o gençlik yıllarında bu ehlî keyif yazarın nasıl olup da din simsarlarının idolü olduğunu anlamaya çalışır dururdum."

http://www.milliyet.com.tr/2006/05/2...t/axsiy01.html

NECİP FAZIL'IN TUTUKLANMA NEDENLERİNDEN BİRKAÇI:

Türklüğe Hakaret: 9.6.1947–5.8.1947 (1 ay, 27 gün)

*Türklüğe Hakaret Davası Bitti, Son Posta, 6 Ağustos 1947

Türklüğe Hakaret: 21.4.1950–15.7.1950 (3 ay, 25 gün)

*Tevkif Müzekkeresi, C. Savcı No:950 / 5191

Atatürk'e Hakaret: 15.10.1960–18.12.1961 (1 yıl, 65 gün)

*1960 / 3349 numaralı Mahkûmlar için müddetnâme

''Destân'' adlı şiirinde Cumhuriyet devrimlerine ve Başbuğ Atatürk'e dolaylı yoldan hakaret vardır.

İŞTE MİLLÎ DEVLET VE LAİK REJİME MUHALEFETİNİ İSPATLAYAN BİR MISRASI…

"Ah küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılâp!"


NECİP FAZIL VE İBDA/CTERÖR ÖRGÜTÜ İLİŞKİLERİ

İBDA/C (İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi)


"İBDA fikriyatı, İslamcı edebiyatçı Necip Fazıl Kısakürek ve onun Şeyhi Seyyid Abdülhakim Arvasi yanlısı akıncı gençler tarafından 15 Kasım 1975 tarihinde, Salih Mirzabeyoğlu öncülüğünde çıkarılan Gölge Dergisi çerçevesinde oluştu."

"Necip Fazıl Kısakürek'in "BÜYÜK DOĞU" fikriyatından etkilenerek ortaya çıktığı iddia edilen, Osmanlı Devleti modelinde federatif yapılı bir İslam Devleti kurulması amacını güden ve bu amaç doğrultusunda silahlı mücadele yöntemini benimseyen terör örgütüdür."

http://www.yesil.org/teror/ibdac.htm

"İslami Büyük Doğu" Necip Fazıl Kısakürek'in düşüncelerini yansıtan bir dernektir. Akıncılar Birliği de 80 öncesinin MSP Gençlik Kolları'nın kurduğu dernektir. Bu iki dernek birleşmiştir, İBDA- C'yi oluşturmuşlardır."

http://www.sabah.com.tr/2003/12/14/yaz33-10-107-20031205.html

"Necip Fazil Kisakurek, the IBDA-C's ideologue, published 130 books on Islamic thought, Islamic arts and other issues. His thought continues to influence the IBDA-C."


http://www.intelligence.org.il/Eng/var/yf_12_03.htm

"Necip Fazıl Kısakürek için yürüyüş yapan İBDA/C'ciler"

http://www.milliyet.com.tr/2006/05/25/son/sontur34.asp

Necip Fazıl "Son Devrin Din Mazlumları" isimli kitabında Dersim İsyânı'nı, Şeyh Said'i, Said'i Kürdî'yi vs. öve öve bitiremez. 1937'de Tunceli isyanında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin katliam yapıp bilmem kaç yüz bin kürt'ün öldürdüğünü iddia eder.

Necip Fazıl, 1946'da İstanbul'da verdiği bir konferansta Atatürk'ü sâhte kahraman ilan etmiştir.


ABDULLAH ÖCALAN denen Allah'ın insan ziyânı olan aşağılık köpek, Necip Fazıl ile ilgili bir soruya aynen şöyle cevap vermiştir…


"20 YAŞLARINDA YA VARDIM, YA YOKTUM. NECİP FAZIL KISAKÜREK'İN KONFERANSLARINA GİDER, BAYAĞI DA ETKİLENİRDİM..." (APO VE PKK ADLI KİTAPTAN)


Tayip Erdoğan'ın başdanışmanı olan, Amerikalılara ''bizi delikten aşağı süpürmeyin diyen'' şerefsiz kürt Cüneyt Zapsu'nun dedesi Abdürrahim Zapsu, Necip Fazıl'ın yazdığı haftalık "Ehli Sünnet" dergisinin yayıncısıdır.


Bu sahtekârın meşhur şiiri "Kadın Bacakları"nı okuyalım da, nasıl bir Müslüman (!) olduğunu da görelim…


Her ayağın bastığı yerde sanki kalbim var,
Kalbim ki vahşi bir zevk alır ezilişinden.
Ömrümün geçtiği yolda bana sorsalar,
Gidiyorum bir kadın bacağının peşinden.

Bir kadının içinden ağlayışı, gülüşü,
Gözlerinden ziyade bacaklarına yakın,
Bir lisandır onların duruşu, bükülüşü,
Kadınlar! Onlar varken konuşmayınız sakın.

İnce sütunlardaki ilahi güzelliğe,
Bacakların ruhudur şekil veren diyorum.
Bacakları bir kalın örtüde saklı diye,
Mermerde kalbi çarpan Venüs'ü sevmiyorum.

Boynuma doladığın güzel putu görseler,
İnsanlar öğrenirdi neye tapacağını.
Kör olsam da açılır gözüm, ona sürseler,
İsa'nın eli diye, bir kadın bacağını.

Bu şiire göre Necip Fazıl'ın, bir ayak fetişisti olduğu ortaya çıkıyor. Necip Fazıl, 1934 yılına dek kadınların bacaklarına şiirler yazacak kadar nefis düşkünü bir adamdı. Eğlence ve kadınlar onun hayatının baş unsuruydu. Daha sonra da bu pislik hayatını devam ettirmediğini iddia etse de ''döneklerden, dönenlerden'' hayır gelmez.


Devam edelim…


Bu müfteri ayrıca Türkçe düşmanıdır. Türkçe'ye ağır hakaretler içeren yazısını aktarıyorum…


• KISA HECELER... Aşağıdaki cümleyi, ona hususî bir mâna biçmeden, onda ayrı bir mâna murad edildiğini hesaba katmadan, sadece Türkçe olarak okuyunuz:

• "Ciğerimi delici, yüreğimi yakıcı, kafamı kemirici soru şu ki, gericiliğe mi, ilericiliğe mi, ne tarafa döneceğini bilemeyene, ne diyeceğini, ne edeceğini bulamayana, baba izini görmeyene, anadilini yitirene, yolunu şaşırana, ya kuzu gibi boyuna budalaca acı acı meleyene, ya da kısa heceli ölü kelimeleri dizi dizi boşuna sıralayana, şu yeni kuşağa ne demeli; acımalı mı, acımamalı mı?"

İçinde 50 kelime ve 162 hece bulunan bu cümlede tek bir uzun hece yoktur ve böyle bir lisan yeryüzünde mevcut değildir.

• Bu hâl, tarihin ilk çağlarında, henüz hançeresi gelişmemiş bir millete işarettir.

• TEK HECELER... Dilimiz umumiyetle tek, hiç değilse az heceli kelimelerden örülü:

al, kal, çal, dal, ol, sol, dol, yol, ser, ver, ger, yer, yar, ban, kan, san, at, kat, tat, çat, kap, sap, tap, yap, say, yay, kay, cay, sil, bil, ek, çek, şiş, piş, ye, de, filân, falan, sayısıza kadar giden bir dizi...

Askerî kumanda sesine benzeyen ve sonlarına birer "mak" veya "mek" edatı eklenince ancak iki heceli masdarlığa çıkabilen "emr-i hâzır"lardan ibaret bu tek veya az heceli kelimeler kalabalığı içinde yabancı dillerden devşirilmiş dolgun heceler de Türk hançeresine uymadığı için bölünmüştür:

Psomi (rumca ekmek)-İpsomi...

Fikr-Fikir... Spor-Sipor... Film-Film... Nefs-Nefis... Remz-Remiz...

Vesaire...

• Başka dillerde tek hecede 4-5 sese kadar çıkabilen (rast, drops) dolgun heceler Türkçede 2-3 sesi aşamaz ve ancak kültürlü insanların hançeresinde yer bulabilir.

• Bir dilde uzun, dolgun ve çok heceli kelimeler, tefekküriyet ve medeniyet işaretidir.

• Türk Milleti'nin, ruhunu dayayacağı üstün bir medeniyet mihrakı buluncaya kadar sürdüğü hayat içinde dili, kısa heceler bahsinde olduğu gibi, konuşmaya ve dolayısıyla düşünmeye vakti olmayan bir topluluğu ifade eder.

• MÜCERRET MEFHUM... Türkçede, kendi öz anlamı olarak tek bir mücerret mefhum yoktur. Aşağıdaki, hemen her lisanda mevcut mücerret mefhumların Türkçe karşılığını arayınız:

Zaman, mekân, mesafe, zevk, şevk, mevzuu, merkez, mihrak, gaye, mefkûre, din, Allah; ve nâmütenâhîye kadar sayabiliriz. Mücerret mefhumların hattâ basitlerinden olan bu kelimelerden bir tanesini bile Türkçede bulamazsınız. "Allah" adının hiçbir lisanda eşi bulunmaz hâs ve âlem ismi olması bir tarafa, ilâh mânasına her dilde mevcut kelime bile Türkçede yoktur. "Tanrı" kelimesi "tanyeri"nden gelir ve mücerretlikle alâkasız, putperestlikten kalma bir madde ismi olmaktan ileriye geçemez. "Mevzuu" kelimesine uydurulan "konu" ise "koymak" gibi kaba ve maddî bir fiile dayanır. "Vazetmek" fiili "koymak" değildir ve onun üstünde bir mânayı (nüans-gamiza) belirticidir.

• Neticede, sade ve mahdut madde isimlerine mahsus, beşerî tefekkür malzemesinden mahrum bir lisan karşısında kalıyoruz. Hattâ "dil" bile "lisan" kelimesine uymuyor ve ağızdaki et parçasından ibaret kalıyor.

• Cedlerimiz İslâmı kabul edip kâinat çapında bir tefekkür ve tahassüs hazinesini yüklendikleri ân, takdir ettiler ki, kumanda seslerinden ibaret tek ve kısa heceli, âhenksiz sadece yalçın madde plânına bağlı, mücerret mefhumdan sıfır derecesinde bir dille ne insan, ne cemiyet, ne de devlet teşkil edilebilir. Artık Türk, madde fatihliğinden, onunla beraber mâna fâtihliğine geçmiştir; bunun için de maddî kılıcına eş bir mâna kılıcı lâzımdır. Hâlbuki elinde, mânevî kılıç adına, çelik değil, bir saman parçası bile yoktur? Ne yapsın?

• Türk, İslâmiyeti kabul ettikten sonra düşünmeye başlamıştır. (?) Bu, anlayan ve insafı olan için riyazî bir hakikattir. İşte bu Türk, yani İslamiyet’i kabul ettikten sonra gerçek Türk’ü bulan Türk, ilk iş olarak, kaba müşahhaslardan ileriye geçemeyen dilini zenginleştirmek zaruretini idrak etmiştir. Bunun için de, Batılının, Yunan ve Lâtin kaynaklarına uzanışı gibi, öz kültür kaynağının iki örnek diline el uzatmış ve Türkçenin çarşafı üzerine Arap ve Fars ağaçlarının meyvelerini silkelemeyi tek yol kabul etmiştir.

Necip Fazıl Kısakürek, İdeolocya Örgüsü, Büyük Doğu Yay. İstanbul



Bu yazıda Necip Fazıl, Türk diline hakaret ederek, Arap dilini kutsadığı gibi ''Türkler Müslüman olduktan sonra düşünmeye başlamıştır'' diyerek de koskoca İslâm öncesi Türk tarihine ve Türklerine bile sövmüştür.


Necip Fazıl, ahlaksız bir yaşam sürerken, Abdülhakim Arvasi'yi tanımasıyla birlikte, Arap tarzı ahlaksız yaşama yatay geçiş yapmıştır. Necip Fazıl'ı derinden etkileyen şeyhi olan Abdülhakim Arvasi, kürt Teali Cemiyeti kurularından olan Şefik Arvasi'nin yeğeni, Türk-İslam sentezinin yaratıcısı ve ülkücülerin fikir babası olan Seyyit Ahmet Arvasi'nin babasıdır. Söz konusu kişilerin birbirleriyle olan bu bağlantıları bile Necip Fazıl'ın kim, hatta ülkücülerin amaçlarının ne olduğunu anlamaya yetmektedir.

Necip Fazıl denen Atatürk düşmanı aşağılık adam, Atatürk'ten esinlenerek yazdığı "Gençliğe daha doğrusu Ümmet çapulcularına hitabesinde" şöyle der:

"Son yarım asır!.. İşgal ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, madde planında kurtarıldıktan sonra ruh planında ebedi helake mahkumiyet."


Yani,demek istediği şey şu..İşgal orduları Türkiye'ye geldi,bunlardan bir şekilde kurtulduk, ama şimdi de ruhumuz mahkumiyete geldi..Ruhlarımızı istediğimiz gibi özgürce kullanamıyoruz.

Necip Fazıl, burada üst örtülü bir biçimde Atatürk'e, Laik Cumhuriyet'e söz söylemektedir. Ruh dediği de, temeli İbrani efsanelerine ve hurafelerine dayanan, dogmatik ilkel Arap ideolojisine uygun yaşam biçimidir. Oysa ki, Atatürk olmamış ve Cumhuriyeti kurulmuş olsaydı, Necip Fazıl gibi rezil hainler başta olmak üzere, tüm ümmet köpeklerinin dişileri haçlıların fantezisi, camileri de pavyonları olmuş olacaktı. Ancak "Bok böceği gül suyunda yaşamazmış" hesabı, ülkenin ve milletin, üstün insan Atatürk'ün devrimleri sonucu elde ettiği çağdaş kazanılar ile uygarlığa giden yolda attığı adımlar, elbette Necip Fazıl gibi soysuzları ve ayaktakımını mutlu etmeyecekti. Çünkü onlar ancak; hurafelerin ve doğmaların inanç olarak kabul edildiği; ilkel, geri kalmış, karanlık ve kasvetli bir ülkede, "belhümadallar" yani havandan aşağı olanlar gibi yaşamaktan mutlu olabilirlerdi.

Necip Fazıl, Türklüğü kavanoza, İslamiyet'i de bala benzetmiş ve "Türklük bir kavanozsa, İslamiyet baldır. İslamiyet olmasaydı Türklük içi boş bir kavanoza benzerdi" demiş.

Necip Türklüğe bu şekilde hakaret ederse biz de deriz ki: "Türklük, ipek kumaştan yapılmış değerli bir elbiseyse, İslamiyet de bu değerli elbiseyi yiyip kemiren bir güvedir."

Necip Fazıl, ideolojisi gereği cesur ve yürekli bir kişi olmadığı için, üstün insan Başbuş Atatürk'e direk dil uzatma cesaretini gösterememiştir. Tüm dinciler gibi Necip Fazıl da, içten pazarlıklı, takiyyeci, yüzsüz, utanmaz bir kişi, sinsi bir engerekti. Atatürk'ün bugünkü adıyla Tunceli olan Dersim'de kürtleri cezalandırarak imha etmesi, tüm hainler gibi Necip Fazıl'a da dokunmuştu. Atatürk'ü direk eleştirecek yüreğe sahip olmayan Necip Fazıl (Gerçekten de çok "necip" öyle ki soysuzluk yüzünden kesif bir biçimde akıyor) Atatürk'ün Türkçülüğünü bir kez daha göstermiş olduğu bu uygulamasını sinsice eleştirerek, Dersim'de gebertilen kürtler için ağıt yakmış ve bu kutlu icraatı da "Son Devrin Din Mazlumları" adlı kitabında "Doğu Faciası" adını verdiği bölümde eleştirmiştir.


Son olarak,Necip Fazıl'ın ve ideolojisinin Türklüğün ve Laik Türkiye'nin geleceğini tehdit eden bir bomba olduğunu anlamak için, bugün Necip Fazıl'ın izinden giden kişilere bakmak yeterli olacaktır. Bu kişilere birkaç örnek verelim:

1- Elebaşlığını Salih Mirzabey takma adlı İzzet Erdiş'in yaptığı İslamcı kürt terör örgütü İBDA-C (İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi). Bu terör örgütü adını, Necip Fazıl'ın, "Büyük Doğu" adlı dergisinden ve projesinden esinlenerek almıştır.

2- Bugün Cumhurbaşkanlığı makamına çöreklenen Abdullah Gül engereği, Necip Fazıl'ın sapık öğretisini benimsemiş olan ve O'nun yolundan giden kişilere verilebilecek başka bir örnektir. Abdullah'ın, gençlik yıllarında Necip Fazıl'a yazmış olduğu mektuplarda Necip Fazıl'a "üstad" diye hitap ederek, O'na duyduğu hayranlığı ve Necip Fazıl'ın vereceği emirlere amade olduğunu ifade ettiği bilinmektedir.

3- Ayaktakımın, hainlerin, milli şuur yoksunu zevatların Başbakanı olan Tayyip efendinin de Necip Fazıl ekolünden geldiği bilinmektedir.

4- Necip Fazıl'ın yolunu benimseyen kişilerden biri de, Alparslan Türkeş takma adıyla tanınan ülkücülerin ruhani lideri Hüseyin Feyzullah'tır. Türkeş de çapulcularına hitap ederken, Necip Fazıl'ın üslubunu kullanarak, Laik Türkiye Cumhuriyeti'ne üstü örtülü bir biçimde taş atmıştır:

"Türklük gurur ve şuuruna, İslam ahlak ve faziletine, yoksullukla savaşa, adalette yarışa, birliğe, kardeşliğe, kısaca hak yolu, hakikat yolu, Allah yoluna çağırıyorum. Modern medeniyetin en ön safına geçmek üzere çağlar üzerinden sıçramaya çağırıyorum. Hareketin adını isteyenlere açıkça ilan ediyorum:
Yeniden maneviyata dönüş..."



Tüm bunları, paylaşım sitemizin girişinde her gün okumak zorunda kaldığım gözümü alan iğrenç bir isimle karşı karşıya kaldığım için ekledim. Bu araştırmalar, yıllar öncesinden yapıldığı için, içindeki veriler ve sayfa bağlantıları kapanmış olabilir. Ancak çıkan haberlerin tamamı, şerefim ve namusum üzerine yemin ederim ki, doğrudur.

Necip Fazıl Kısakürek, zannettiğiniz gibi Türklük aşkıyla yanan birisi değil, aksine, Atatürk düşmanı ve Türklük düşmanı, buna getirisi olarak da İBDA-C'nin kurucuları arasında yer alan İslamcı bir yobazdan başka birşey değildir. Bununla birlikte şiirlerinde yazdığı açık cinsel çağrışımlar, kendisinden feyz alan Hüseyin Üzmez gibi insanların da birer cinsi sapık olmasını sağlamaktadır..

Site'de bulunan yöneticilerimiz ve birçok arkadaş, benimde teyit edebileceğim üzere iyi niyetli birer Türk'tür. Ancak,bilinçli olmadıkları bir gerçektir, bunu kabullenmemiz gerekiyor. Türklük aşkıyla yanıp tutuşan birisi olarak bildiğiniz Necip Fazıl'ın ne halt olduğunu buraya ekleyerek sizleri rencide etmek değildir amacım. Sadece bazı şeyleri görün, körü körüne milliyetçilik yapmayın istediğimdendir..

Umarım, yazdıklarımız aklınızda bazı şeyleri uyandırmak için yer etmiştir..

Esen kalınız..
 
Bunları üstad Kendi Devrinin Kodamanlarına Açıklamış Ve Cevabını Vermiş 5.ci Sınıf Kalemlerin şimdi Yırtınması Bişey Değilki,ozamanlrdaki Babıali Hokkabazları Kuyruklarını Apış Arasına Sokup Sinmişlerid şimdiklier Biraz Havlasınki Prim Yapsınlar..
 
REBEL arkadaşa

necip fazıl hakkında daha iyi araştırma yap..alıntı yaptığın kaynak ın e olduğu belli..
 
R€B€L;3199802' Alıntı:
Tesekkur ederim..Uyarınızı dikkate alıcam =)
Daha iyi arastırmam icin önericeginiz kaynak varmı.

BİR YERDEN UYDURMADA KAYNAK VER YETERLİ ONUN BUNUN YENİ YETME YAZAR BOZUNTULARININ AĞZINDAN DEĞİL. ONUN DEVRİNDE NAZIMIDA PEYAMİYİDE,NURULLAH ATAÇI DA BEHÇETİDE BİLUMUM YAZAR ŞAİR BZUNTUSUNUNDA KUYRUKLARI TİTRETTİĞİNİ BİLİYORUZ VE ÜSTAD KADAR ESERİ OLUPTA EKOL YARATAN BAŞLKA ŞAİR GÖREMEYİZ.
 
BİR YERDEN UYDURMADA KAYNAK VER YETERLİ ONUN BUNUN YENİ YETME YAZAR BOZUNTULARININ AĞZINDAN DEĞİL. ONUN DEVRİNDE NAZIMIDA PEYAMİYİDE,NURULLAH ATAÇI DA BEHÇETİDE BİLUMUM YAZAR ŞAİR BZUNTUSUNUNDA KUYRUKLARI TİTRETTİĞİNİ BİLİYORUZ VE ÜSTAD KADAR ESERİ OLUPTA EKOL YARATAN BAŞLKA ŞAİR GÖREMEYİZ.

Yazdıklarımı okuduysan tebrik ediyorum senı =) Okumamıs gibisin.
Yazdıgım yerde şairligiyle alakalı bisey yok..Eger sairligini tartısıcaksan konuyu buraya nicin actın o zaman dostum =)

Kaynaklar yeterince acık her cumle,resim vsnin altında kitap adı,gazeta haber kaynagı adı yer almaktadır.
Sen kaynak verirsen okuyucam dedim.
 
R€B€L;3199744' Alıntı:
Boyle bi alıntıyla cevaplama geregi duyuyorum..Alıntı yaptıgım yerdeki sert usluptan rahatsızlık duyulan yerler varsa editleyebilirim orjinalligi,anlam butunlugu bozulmaması adına pek kurcalamadım..

Kiziltamu arkadasa tesekkurler.

Kızıltamuya teşekkürler, ırkçı ve İslam düşmanı olmak Necip Fazıla hakareti meşrulaştırmak demek gayet doğal. Sanada teşekkürler rebel diğer forumlardan üşenmeyip bu bilgileri apardığın için.


MÜSLÜMAN (!) NECİP FAZIL HAKKINDA YAZILANLAR…

"Üstad, yüz tikleri olan, çok sigara içen ve tanımadıklarının yanında az konuşan, at yarışlarına pek meraklı biriydi. Devlet bankalarının genel müdürleri üzerinde büyük nüfuzu vardı. Örneğin; Ziraat Bankası Genel Müdürü Mithat Dülge'nin odasına kapıyı vurmadan girer ve "Oğlum Mithat. Bana para, sana da bir iki skeç lazım der" (islamda ağır şekilde eleştirilen ve yasaklanan rüşvet verme,dolandırıcılık,adaletsizlik fikirlerinin getirisi olan bir hareket) sonra genel müdürün özel çalışma odasına girer ve birkaç saat içinde Ankara Radyosu için nefis iki skeci kaleme alır ve merkez veznesinden gelecek binlikleri beklerdi. Oradan da bahis oynamaya Hipodrom'a. Çoğu kez o morlar orada erir ve üstat hiç üzülmezdi... İçkiye(!) çok düşkündü ve ben o gençlik yıllarında bu ehlî keyif yazarın nasıl olup da din simsarlarının idolü olduğunu anlamaya çalışır dururdum."

http://www.milliyet.com.tr/2006/05/2...t/axsiy01.html

Haberin içeriğini göremedim, ancak şunu söylemek isterim, İslami harekette ekol haline gelmiş bir isim hipodromda at yarıştıracak, ve onu kimse o haliyle görmeyecek veya görecek ama onu böyle kabul edecek bu mümkün mü?

NECİP FAZIL'IN TUTUKLANMA NEDENLERİNDEN BİRKAÇI:

Türklüğe Hakaret: 9.6.1947–5.8.1947 (1 ay, 27 gün)

*Türklüğe Hakaret Davası Bitti, Son Posta, 6 Ağustos 1947

Türklüğe Hakaret: 21.4.1950–15.7.1950 (3 ay, 25 gün)

*Tevkif Müzekkeresi, C. Savcı No:950 / 5191

Atatürk'e Hakaret: 15.10.1960–18.12.1961 (1 yıl, 65 gün)

*1960 / 3349 numaralı Mahkûmlar için müddetnâme

''Destân'' adlı şiirinde Cumhuriyet devrimlerine ve Başbuğ Atatürk'e dolaylı yoldan hakaret vardır.

İŞTE MİLLÎ DEVLET VE LAİK REJİME MUHALEFETİNİ İSPATLAYAN BİR MISRASI…

"Ah küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılâp!"

Laik rejime muhalefet= Türk düşmanlığı :clap
Türklükten anladığınız nedir ki kimi neyle suçluyorsunuz?


NECİP FAZIL VE İBDA/CTERÖR ÖRGÜTÜ İLİŞKİLERİ

İBDA/C (İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi)


"İBDA fikriyatı, İslamcı edebiyatçı Necip Fazıl Kısakürek ve onun Şeyhi Seyyid Abdülhakim Arvasi yanlısı akıncı gençler tarafından 15 Kasım 1975 tarihinde, Salih Mirzabeyoğlu öncülüğünde çıkarılan Gölge Dergisi çerçevesinde oluştu."

"Necip Fazıl Kısakürek'in "BÜYÜK DOĞU" fikriyatından etkilenerek ortaya çıktığı iddia edilen, Osmanlı Devleti modelinde federatif yapılı bir İslam Devleti kurulması amacını güden ve bu amaç doğrultusunda silahlı mücadele yöntemini benimseyen terör örgütüdür."

http://www.yesil.org/teror/ibdac.htm

"İslami Büyük Doğu" Necip Fazıl Kısakürek'in düşüncelerini yansıtan bir dernektir. Akıncılar Birliği de 80 öncesinin MSP Gençlik Kolları'nın kurduğu dernektir. Bu iki dernek birleşmiştir, İBDA- C'yi oluşturmuşlardır."

http://www.sabah.com.tr/2003/12/14/y...-20031205.html

"Necip Fazil Kisakurek, the IBDA-C's ideologue, published 130 books on Islamic thought, Islamic arts and other issues. His thought continues to influence the IBDA-C."


http://www.intelligence.org.il/Eng/var/yf_12_03.htm

"Necip Fazıl Kısakürek için yürüyüş yapan İBDA/C'ciler"

http://www.milliyet.com.tr/2006/05/25/son/sontur34.asp

Bravo suç kimde üstaddamı? ibda-c teori olarak necip fazılın fikirlerinden etkilensede pratik olarak salih izzet erdişin düşüncelerini hayata geçirmeye uğraşır. Üstadın teröre bakış açısı nettir. ıbda-c kendini avutsun.
ıbda-c nerde, üstad necip fazıl nerde?


Necip Fazıl "Son Devrin Din Mazlumları" isimli kitabında Dersim İsyânı'nı, Şeyh Said'i, Said'i Kürdî'yi vs. öve öve bitiremez. 1937'de Tunceli isyanında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin katliam yapıp bilmem kaç yüz bin kürt'ün öldürdüğünü iddia eder.

Koca külliyatın sahibi Necip Fazılın bazı dökümanlardan faydalanıp kendince yorumlaması sonucu ortaya çıkan bir vakadır şeyh said ve tunceli olayı, şahsım adına katılmıyorum. Saygı duyduğunuz bir fikir adamının her fikrine katılırmısınız? Hiçmi size uymayan noktalar olmaz? Katılmıyorsunuz diye tu kaka mı ilan edilir?

Necip Fazıl, 1946'da İstanbul'da verdiği bir konferansta Atatürk'ü sâhte kahraman ilan etmiştir.


ABDULLAH ÖCALAN denen Allah'ın insan ziyânı olan aşağılık köpek, Necip Fazıl ile ilgili bir soruya aynen şöyle cevap vermiştir…


"20 YAŞLARINDA YA VARDIM, YA YOKTUM. NECİP FAZIL KISAKÜREK'İN KONFERANSLARINA GİDER, BAYAĞI DA ETKİLENİRDİM..." (APO VE PKK ADLI KİTAPTAN)

Öcalan iti komünist olmadan evvel sağcı olduğunu söylüyordu, sağcı olupta üstaddan etkilenmeyen varmı?


Tayip Erdoğan'ın başdanışmanı olan, Amerikalılara ''bizi delikten aşağı süpürmeyin diyen'' şerefsiz kürt Cüneyt Zapsu'nun dedesi Abdürrahim Zapsu, Necip Fazıl'ın yazdığı haftalık "Ehli Sünnet" dergisinin yayıncısıdır.

Torunu şerefsizya kesin dedeside öyledir, zihniyete bak.


Bu sahtekârın meşhur şiiri "Kadın Bacakları"nı okuyalım da, nasıl bir Müslüman (!) olduğunu da görelim…


Her ayağın bastığı yerde sanki kalbim var,
Kalbim ki vahşi bir zevk alır ezilişinden.
Ömrümün geçtiği yolda bana sorsalar,
Gidiyorum bir kadın bacağının peşinden.

Bir kadının içinden ağlayışı, gülüşü,
Gözlerinden ziyade bacaklarına yakın,
Bir lisandır onların duruşu, bükülüşü,
Kadınlar! Onlar varken konuşmayınız sakın.

İnce sütunlardaki ilahi güzelliğe,
Bacakların ruhudur şekil veren diyorum.
Bacakları bir kalın örtüde saklı diye,
Mermerde kalbi çarpan Venüs'ü sevmiyorum.

Boynuma doladığın güzel putu görseler,
İnsanlar öğrenirdi neye tapacağını.
Kör olsam da açılır gözüm, ona sürseler,
İsa'nın eli diye, bir kadın bacağını.

Bu şiire göre Necip Fazıl'ın, bir ayak fetişisti olduğu ortaya çıkıyor. Necip Fazıl, 1934 yılına dek kadınların bacaklarına şiirler yazacak kadar nefis düşkünü bir adamdı. Eğlence ve kadınlar onun hayatının baş unsuruydu. Daha sonra da bu pislik hayatını devam ettirmediğini iddia etse de ''döneklerden, dönenlerden'' hayır gelmez.

Benim geçmişim çöplüktür çöplüğü karıştıransa ancak köpeklerdir.
Necip Fazıl


Devam edelim…


Bu müfteri ayrıca Türkçe düşmanıdır. Türkçe'ye ağır hakaretler içeren yazısını aktarıyorum…


• KISA HECELER... Aşağıdaki cümleyi, ona hususî bir mâna biçmeden, onda ayrı bir mâna murad edildiğini hesaba katmadan, sadece Türkçe olarak okuyunuz:

• "Ciğerimi delici, yüreğimi yakıcı, kafamı kemirici soru şu ki, gericiliğe mi, ilericiliğe mi, ne tarafa döneceğini bilemeyene, ne diyeceğini, ne edeceğini bulamayana, baba izini görmeyene, anadilini yitirene, yolunu şaşırana, ya kuzu gibi boyuna budalaca acı acı meleyene, ya da kısa heceli ölü kelimeleri dizi dizi boşuna sıralayana, şu yeni kuşağa ne demeli; acımalı mı, acımamalı mı?"

İçinde 50 kelime ve 162 hece bulunan bu cümlede tek bir uzun hece yoktur ve böyle bir lisan yeryüzünde mevcut değildir.

• Bu hâl, tarihin ilk çağlarında, henüz hançeresi gelişmemiş bir millete işarettir.

• TEK HECELER... Dilimiz umumiyetle tek, hiç değilse az heceli kelimelerden örülü:

al, kal, çal, dal, ol, sol, dol, yol, ser, ver, ger, yer, yar, ban, kan, san, at, kat, tat, çat, kap, sap, tap, yap, say, yay, kay, cay, sil, bil, ek, çek, şiş, piş, ye, de, filân, falan, sayısıza kadar giden bir dizi...

Askerî kumanda sesine benzeyen ve sonlarına birer "mak" veya "mek" edatı eklenince ancak iki heceli masdarlığa çıkabilen "emr-i hâzır"lardan ibaret bu tek veya az heceli kelimeler kalabalığı içinde yabancı dillerden devşirilmiş dolgun heceler de Türk hançeresine uymadığı için bölünmüştür:

Psomi (rumca ekmek)-İpsomi...

Fikr-Fikir... Spor-Sipor... Film-Film... Nefs-Nefis... Remz-Remiz...

Vesaire...

• Başka dillerde tek hecede 4-5 sese kadar çıkabilen (rast, drops) dolgun heceler Türkçede 2-3 sesi aşamaz ve ancak kültürlü insanların hançeresinde yer bulabilir.

• Bir dilde uzun, dolgun ve çok heceli kelimeler, tefekküriyet ve medeniyet işaretidir.

• Türk Milleti'nin, ruhunu dayayacağı üstün bir medeniyet mihrakı buluncaya kadar sürdüğü hayat içinde dili, kısa heceler bahsinde olduğu gibi, konuşmaya ve dolayısıyla düşünmeye vakti olmayan bir topluluğu ifade eder.

• MÜCERRET MEFHUM... Türkçede, kendi öz anlamı olarak tek bir mücerret mefhum yoktur. Aşağıdaki, hemen her lisanda mevcut mücerret mefhumların Türkçe karşılığını arayınız:

Zaman, mekân, mesafe, zevk, şevk, mevzuu, merkez, mihrak, gaye, mefkûre, din, Allah; ve nâmütenâhîye kadar sayabiliriz. Mücerret mefhumların hattâ basitlerinden olan bu kelimelerden bir tanesini bile Türkçede bulamazsınız. "Allah" adının hiçbir lisanda eşi bulunmaz hâs ve âlem ismi olması bir tarafa, ilâh mânasına her dilde mevcut kelime bile Türkçede yoktur. "Tanrı" kelimesi "tanyeri"nden gelir ve mücerretlikle alâkasız, putperestlikten kalma bir madde ismi olmaktan ileriye geçemez. "Mevzuu" kelimesine uydurulan "konu" ise "koymak" gibi kaba ve maddî bir fiile dayanır. "Vazetmek" fiili "koymak" değildir ve onun üstünde bir mânayı (nüans-gamiza) belirticidir.

• Neticede, sade ve mahdut madde isimlerine mahsus, beşerî tefekkür malzemesinden mahrum bir lisan karşısında kalıyoruz. Hattâ "dil" bile "lisan" kelimesine uymuyor ve ağızdaki et parçasından ibaret kalıyor.

• Cedlerimiz İslâmı kabul edip kâinat çapında bir tefekkür ve tahassüs hazinesini yüklendikleri ân, takdir ettiler ki, kumanda seslerinden ibaret tek ve kısa heceli, âhenksiz sadece yalçın madde plânına bağlı, mücerret mefhumdan sıfır derecesinde bir dille ne insan, ne cemiyet, ne de devlet teşkil edilebilir. Artık Türk, madde fatihliğinden, onunla beraber mâna fâtihliğine geçmiştir; bunun için de maddî kılıcına eş bir mâna kılıcı lâzımdır. Hâlbuki elinde, mânevî kılıç adına, çelik değil, bir saman parçası bile yoktur? Ne yapsın?

• Türk, İslâmiyeti kabul ettikten sonra düşünmeye başlamıştır. (?) Bu, anlayan ve insafı olan için riyazî bir hakikattir. İşte bu Türk, yani İslamiyet’i kabul ettikten sonra gerçek Türk’ü bulan Türk, ilk iş olarak, kaba müşahhaslardan ileriye geçemeyen dilini zenginleştirmek zaruretini idrak etmiştir. Bunun için de, Batılının, Yunan ve Lâtin kaynaklarına uzanışı gibi, öz kültür kaynağının iki örnek diline el uzatmış ve Türkçenin çarşafı üzerine Arap ve Fars ağaçlarının meyvelerini silkelemeyi tek yol kabul etmiştir.

Necip Fazıl Kısakürek, İdeolocya Örgüsü, Büyük Doğu Yay. İstanbul



Bu yazıda Necip Fazıl, Türk diline hakaret ederek, Arap dilini kutsadığı gibi ''Türkler Müslüman olduktan sonra düşünmeye başlamıştır'' diyerek de koskoca İslâm öncesi Türk tarihine ve Türklerine bile sövmüştür.

Sövmüştür lafını neye dayanarak söylüyorsunuz? Türkçeyi uydurmaca yapanlar utansın üstadın suçumu kabahatimi?

Necip Fazıl, ahlaksız bir yaşam sürerken, Abdülhakim Arvasi'yi tanımasıyla birlikte, Arap tarzı ahlaksız yaşama yatay geçiş yapmıştır. Necip Fazıl'ı derinden etkileyen şeyhi olan Abdülhakim Arvasi, kürt Teali Cemiyeti kurularından olan Şefik Arvasi'nin yeğeni, Türk-İslam sentezinin yaratıcısı ve ülkücülerin fikir babası olan Seyyit Ahmet Arvasi'nin babasıdır. Söz konusu kişilerin birbirleriyle olan bu bağlantıları bile Necip Fazıl'ın kim, hatta ülkücülerin amaçlarının ne olduğunu anlamaya yetmektedir.

Arvasi Hocayı tanımasıyla birlikte cumhuriyet tarihinin en büyük mücahidi olmuştur Üstad, mücahidliğe karşı olanların feveranları gayet tabidir.

Necip Fazıl denen Atatürk düşmanı aşağılık adam, Atatürk'ten esinlenerek yazdığı "Gençliğe daha doğrusu Ümmet çapulcularına hitabesinde" şöyle der:

"Son yarım asır!.. İşgal ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, madde planında kurtarıldıktan sonra ruh planında ebedi helake mahkumiyet."

Irkçı-kafirin ümmet çapulcusu dediği üstadın hitabesini muhatab alan türk-islam ülkücüleridir. Hitabenin altına imza atar muhatabı olduğumuzu ilan ederiz.


Yani,demek istediği şey şu..İşgal orduları Türkiye'ye geldi,bunlardan bir şekilde kurtulduk, ama şimdi de ruhumuz mahkumiyete geldi..Ruhlarımızı istediğimiz gibi özgürce kullanamıyoruz.

Necip Fazıl, burada üst örtülü bir biçimde Atatürk'e, Laik Cumhuriyet'e söz söylemektedir. Ruh dediği de, temeli İbrani efsanelerine ve hurafelerine dayanan, dogmatik ilkel Arap ideolojisine uygun yaşam biçimidir. Oysa ki, Atatürk olmamış ve Cumhuriyeti kurulmuş olsaydı, Necip Fazıl gibi rezil hainler başta olmak üzere, tüm ümmet köpeklerinin dişileri haçlıların fantezisi, camileri de pavyonları olmuş olacaktı. Ancak "Bok böceği gül suyunda yaşamazmış" hesabı, ülkenin ve milletin, üstün insan Atatürk'ün devrimleri sonucu elde ettiği çağdaş kazanılar ile uygarlığa giden yolda attığı adımlar, elbette Necip Fazıl gibi soysuzları ve ayaktakımını mutlu etmeyecekti. Çünkü onlar ancak; hurafelerin ve doğmaların inanç olarak kabul edildiği; ilkel, geri kalmış, karanlık ve kasvetli bir ülkede, "belhümadallar" yani havandan aşağı olanlar gibi yaşamaktan mutlu olabilirlerdi.

Maviyle işaretlenen kısma dikkat İslamla ilgili düşüncesini paylaşmış ırkçı-kafir. Ve bize anlatmaya çalıştığı baş düşman bellediği Necip Fazıl.

Necip Fazıl, Türklüğü kavanoza, İslamiyet'i de bala benzetmiş ve "Türklük bir kavanozsa, İslamiyet baldır. İslamiyet olmasaydı Türklük içi boş bir kavanoza benzerdi" demiş.

Necip Türklüğe bu şekilde hakaret ederse biz de deriz ki: "Türklük, ipek kumaştan yapılmış değerli bir elbiseyse, İslamiyet de bu değerli elbiseyi yiyip kemiren bir güvedir."

Necip Fazıl, ideolojisi gereği cesur ve yürekli bir kişi olmadığı için, üstün insan Başbuş Atatürk'e direk dil uzatma cesaretini gösterememiştir. Tüm dinciler gibi Necip Fazıl da, içten pazarlıklı, takiyyeci, yüzsüz, utanmaz bir kişi, sinsi bir engerekti. Atatürk'ün bugünkü adıyla Tunceli olan Dersim'de kürtleri cezalandırarak imha etmesi, tüm hainler gibi Necip Fazıl'a da dokunmuştu. Atatürk'ü direk eleştirecek yüreğe sahip olmayan Necip Fazıl (Gerçekten de çok "necip" öyle ki soysuzluk yüzünden kesif bir biçimde akıyor) Atatürk'ün Türkçülüğünü bir kez daha göstermiş olduğu bu uygulamasını sinsice eleştirerek, Dersim'de gebertilen kürtler için ağıt yakmış ve bu kutlu icraatı da "Son Devrin Din Mazlumları" adlı kitabında "Doğu Faciası" adını verdiği bölümde eleştirmiştir.

Takiyyeci olduğundan onca sene yattı içerde değilmi? Üstadın hayatı davası için dimdik mücadeleyle geçer kıvırmaz yalpalamaz. Nerde kıvırdığını ispat etmeyen şerefsizdir.


Son olarak,Necip Fazıl'ın ve ideolojisinin Türklüğün ve Laik Türkiye'nin geleceğini tehdit eden bir bomba olduğunu anlamak için, bugün Necip Fazıl'ın izinden giden kişilere bakmak yeterli olacaktır. Bu kişilere birkaç örnek verelim:

1- Elebaşlığını Salih Mirzabey takma adlı İzzet Erdiş'in yaptığı İslamcı kürt terör örgütü İBDA-C (İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi). Bu terör örgütü adını, Necip Fazıl'ın, "Büyük Doğu" adlı dergisinden ve projesinden esinlenerek almıştır.

2- Bugün Cumhurbaşkanlığı makamına çöreklenen Abdullah Gül engereği, Necip Fazıl'ın sapık öğretisini benimsemiş olan ve O'nun yolundan giden kişilere verilebilecek başka bir örnektir. Abdullah'ın, gençlik yıllarında Necip Fazıl'a yazmış olduğu mektuplarda Necip Fazıl'a "üstad" diye hitap ederek, O'na duyduğu hayranlığı ve Necip Fazıl'ın vereceği emirlere amade olduğunu ifade ettiği bilinmektedir.

Üstadın Büyük Doğu dediğini BOP olarak anlamışlarsa günahını Necip FAZIL mı çekecek hadi ordan...

3- Ayaktakımın, hainlerin, milli şuur yoksunu zevatların Başbakanı olan Tayyip efendinin de Necip Fazıl ekolünden geldiği bilinmektedir.

4- Necip Fazıl'ın yolunu benimseyen kişilerden biri de, Alparslan Türkeş takma adıyla tanınan ülkücülerin ruhani lideri Hüseyin Feyzullah'tır. Türkeş de çapulcularına hitap ederken, Necip Fazıl'ın üslubunu kullanarak, Laik Türkiye Cumhuriyeti'ne üstü örtülü bir biçimde taş atmıştır:

"Türklük gurur ve şuuruna, İslam ahlak ve faziletine, yoksullukla savaşa, adalette yarışa, birliğe, kardeşliğe, kısaca hak yolu, hakikat yolu, Allah yoluna çağırıyorum. Modern medeniyetin en ön safına geçmek üzere çağlar üzerinden sıçramaya çağırıyorum. Hareketin adını isteyenlere açıkça ilan ediyorum:
Yeniden maneviyata dönüş..."


Allah mekanını cennet eylesin Başbuğum..


Tüm bunları, paylaşım sitemizin girişinde her gün okumak zorunda kaldığım gözümü alan iğrenç bir isimle karşı karşıya kaldığım için ekledim. Bu araştırmalar, yıllar öncesinden yapıldığı için, içindeki veriler ve sayfa bağlantıları kapanmış olabilir. Ancak çıkan haberlerin tamamı, şerefim ve namusum üzerine yemin ederim ki, doğrudur.

Necip Fazıl Kısakürek, zannettiğiniz gibi Türklük aşkıyla yanan birisi değil, aksine, Atatürk düşmanı ve Türklük düşmanı, buna getirisi olarak da İBDA-C'nin kurucuları arasında yer alan İslamcı bir yobazdan başka birşey değildir. Bununla birlikte şiirlerinde yazdığı açık cinsel çağrışımlar, kendisinden feyz alan Hüseyin Üzmez gibi insanların da birer cinsi sapık olmasını sağlamaktadır..

Site'de bulunan yöneticilerimiz ve birçok arkadaş, benimde teyit edebileceğim üzere iyi niyetli birer Türk'tür. Ancak,bilinçli olmadıkları bir gerçektir, bunu kabullenmemiz gerekiyor. Türklük aşkıyla yanıp tutuşan birisi olarak bildiğiniz Necip Fazıl'ın ne halt olduğunu buraya ekleyerek sizleri rencide etmek değildir amacım. Sadece bazı şeyleri görün, körü körüne milliyetçilik yapmayın istediğimdendir..

Umarım, yazdıklarımız aklınızda bazı şeyleri uyandırmak için yer etmiştir..

Esen kalınız..

Irkçı- kafirlerden müslüman-türk milletinin milliyetçilik anlayışını öğrenecek değiliz.
 
Kızıltamu dan inciler. Irkçılığın üst seviyesini getirmiş. İslami arap dini gösterme çabasında ki üst seviye de bilgiye sahip arkadaşımız.Sosyalizm vsavunan halkların kardeşliğinden bahseden sevgili R€B€L in ırkçı bir arkadaşımıdan alıntı yapması düşündürücü.

Irkçı- kafirlerden müslüman-türk milletinin milliyetçilik anlayışını öğrenecek değiliz.
Bu biraz ağır olmuş Türkocağı kardeşim. Sonuçta Kızıltamu ben müslümanım diyor.
 
Kızıltamu dan inciler. Irkçılığın üst seviyesini getirmiş. İslami arap dini gösterme çabasında ki üst seviye de bilgiye sahip arkadaşımız.Sosyalizm vsavunan halkların kardeşliğinden bahseden sevgili R€B€L in ırkçı bir arkadaşımıdan alıntı yapması düşündürücü.


Bu biraz ağır olmuş Türkocağı kardeşim. Sonuçta Kızıltamu ben müslümanım diyor.


Yo ağır değil gayet hafif bile oldu İslamı:

"Ruh dediği de, temeli İbrani efsanelerine ve hurafelerine dayanan, dogmatik ilkel Arap ideolojisine uygun yaşam biçimidir. "

diye algılayan bir kişi eğer müslümanım derse gafletten veya cehalettendir. O alıntı kafir olduğunu-şamanist olduğunu gizlemeyen grupların bir çalışmasıdır. Necip Fazılı eleştirebilirsin ama İslama doğmatik arap ideolojisi dersen kafirin önde gideni olursun...
 
Turkocagi' Alıntı:
Irkçı- kafirlerden müslüman-türk milletinin milliyetçilik anlayışını öğrenecek değiliz.


Elais' Alıntı:
Kızıltamu dan inciler. Irkçılığın üst seviyesini getirmiş. İslami arap dini gösterme çabasında ki üst seviye de bilgiye sahip arkadaşımız.Sosyalizm vsavunan halkların kardeşliğinden bahseden sevgili R€B€L in ırkçı bir arkadaşımıdan alıntı yapması düşündürücü.

Öncelikle Irkcılık,Turkculuk veya İslamcılık veya Kafircilik vb gibi sıfatların savunucusu degilim..Haa Irkcı ,kafir,Musluman vs vs. diye nitelendirilen bi arkadas yazdı diyede hic gocunmam onemli olan mantıklı cevaplardır..Ataturk, laiklik ve Cumhuriyet konusunda yapılan yorumlar beni ilgilendiriyor..

Yani Arap Halkıyla, Irak Halkıyla sen kardes degilmisin Elais..Bak sende sosyalist cıktın o zaman =) Kotu bisey savundugumu sanmıyorum


N.F' Alıntı:
"Ah küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılâp!"

Laik rejime muhalefet= Türk düşmanlığı
Türklükten anladığınız nedir ki kimi neyle suçluyorsunuz?


Belkide Ataturk'e "maymun" yakıstırılması yapılacak..İnkilaplarına karsı cıkılacak sadece anlıcagınız laiklik olucak..Adam 10 kez Ataturk'e hakaretten hapise giricek..Ataturk'u severiz diyeceksiniz.


Benim geçmişim çöplüktür çöplüğü karıştıransa ancak köpeklerdir.
Necip Fazıl


Bu bi anlamda gecmisindeki at kosuları veya kadın bacagına siir yazdıgı anlamına gelmiyormu..



Bu yazıda Necip Fazıl, Türk diline hakaret ederek, Arap dilini kutsadığı gibi ''Türkler Müslüman olduktan sonra düşünmeye başlamıştır'' diyerek de koskoca İslâm öncesi Türk tarihine ve Türklerine bile sövmüştür.

Sövmüştür lafını neye dayanarak söylüyorsunuz? Türkçeyi uydurmaca yapanlar utansın üstadın suçumu kabahatimi?

Ben acık bi sovme goruyorum baska bi acıklama bulamadım ne anlatmaya calıstıgı hakkında..


NECİP FAZIL'IN TUTUKLANMA NEDENLERİNDEN BİRKAÇI:

Türklüğe Hakaret: 9.6.1947–5.8.1947 (1 ay, 27 gün)

*Türklüğe Hakaret Davası Bitti, Son Posta, 6 Ağustos 1947

Türklüğe Hakaret: 21.4.1950–15.7.1950 (3 ay, 25 gün)

*Tevkif Müzekkeresi, C. Savcı No:950 / 5191

Atatürk'e Hakaret: 15.10.1960–18.12.1961 (1 yıl, 65 gün)

*1960 / 3349 numaralı Mahkûmlar için müddetnâme

''Destân'' adlı şiirinde Cumhuriyet devrimlerine ve Başbuğ Atatürk'e dolaylı yoldan hakaret vardır.


Dahada uzar gider bu konu..Dusuncelerinize inanıyor ve dogru oldugunu dusunuyorsanız fazla bisey soylemek dusmez.Yazıp yazıp cekılmek dogru olucaktır..3-4 sene oldu bu sıtede kimin dusuncesi degistiki..

Fazla kasmaya gerek yok..

Yo ağır değil gayet hafif bile oldu İslamı:

"Ruh dediği de, temeli İbrani efsanelerine ve hurafelerine dayanan, dogmatik ilkel Arap ideolojisine uygun yaşam biçimidir. "

diye algılayan bir kişi eğer müslümanım derse gafletten veya cehalettendir. O alıntı kafir olduğunu-şamanist olduğunu gizlemeyen grupların bir çalışmasıdır. Necip Fazılı eleştirebilirsin ama İslama doğmatik arap ideolojisi dersen kafirin önde gideni olursun...

Muslumanlıgı Araplıktan ibaret sanan insanlar icin bu normal olabilir..
Evet hurafelere dayanan,dogmatik ilkel Arap ideoljisine uygun yasam bicimini Muslumanlık diye savunuyorsanız yazık..
 
Yo ağır değil gayet hafif bile oldu İslamı:

"Ruh dediği de, temeli İbrani efsanelerine ve hurafelerine dayanan, dogmatik ilkel Arap ideolojisine uygun yaşam biçimidir. "

diye algılayan bir kişi eğer müslümanım derse gafletten veya cehalettendir. O alıntı kafir olduğunu-şamanist olduğunu gizlemeyen grupların bir çalışmasıdır. Necip Fazılı eleştirebilirsin ama İslama doğmatik arap ideolojisi dersen kafirin önde gideni olursun...

Birisine kafir demek ne kadar doğrudur. Bak kendinde demişsin gaflet ve chaletten diyorsun. Kişi bilmediğinin düşmanıdır. Ben o şahsa şaministmisn diye direk sordum. Hayır ben ben müslümanım diyor.Biz ne diyebiliriz. Dini aşıraya kaçıranlar da var. Dünya ideolojilerini dine tercih edenlerde var.

R€B€L;3200039' Alıntı:
Öncelikle Irkcılık,Turkculuk veya İslamcılık veya Kafircilik vb gibi sıfatların savunucusu degilim..Haa Irkcı ,kafir,Musluman vs vs. diye nitelendirilen bi arkadas yazdı diyede hic gocunmam onemli olan mantıklı cevaplardır..Ataturk, laiklik ve Cumhuriyet konusunda yapılan yorumlar beni ilgilendiriyor..

Yani Arap Halkıyla, Irak Halkıyla sen kardes degilmisin Elais..Bak sende sosyalist cıktın o zaman =) Kotu bisey savundugumu sanmıyorum


Bizim söylediğimiz Tüm müminler kardeştir kutsal kitabımızda yazan. Türk Irak İngiliz Amerikan Japon Alman v.s. farketmez. Bizim felsefemiz Yaratılanı sev yaratandan ötürüdür. Yunus deyimi ile. Biz sosyalizmden almadık kardeşliğimizi onlardan da öğrenmedik. Ama şimdi bahsettiğimiz arkadaşımız. Irk üzerinden yazılarını yazıyor. Şimdi kominst çin de öldürülern Türk soydaşları defalarça gösterdi buna ses çıkarmadınız.
 
Benim geçmişim çöplüktür çöplüğü karıştıransa ancak köpeklerdir.


adam demekki o zamandan anlamışki senin gibilerin çıkacağını lafını koymuş sizlere kapak olmuş..
Sen hala kadın bacağı at koşusu sayıkla.. geçmişini inkar etmiyor adam açık açık söylüyor sende prim yapmaya çalışıosun. Sen onun at koşusunu bi yana bırakda gözlerindeki at gözlüklerini çıkar önce.. sonra gel burda necip fazıla laf at.
 
At gözlüklerinden bahsedenler önce bir kendileri o meredi kendileri bir çıkartsa sorun kalmayacakta.
 
[COLOR=\\\"Red\\\"]Kızıltamuya teşekkürler, ırkçı ve İslam düşmanı olmak Necip Fazıla hakareti meşrulaştırmak demek gayet doğal. Sanada teşekkürler rebel diğer forumlardan üşenmeyip bu bilgileri apardığın için.[/COLOR]


MÜSLÜMAN (!) NECİP FAZIL HAKKINDA YAZILANLAR…

\\\"Üstad, yüz tikleri olan, çok sigara içen ve tanımadıklarının yanında az konuşan, at yarışlarına pek meraklı biriydi. Devlet bankalarının genel müdürleri üzerinde büyük nüfuzu vardı. Örneğin; Ziraat Bankası Genel Müdürü Mithat Dülge\\\'nin odasına kapıyı vurmadan girer ve \\\"Oğlum Mithat. Bana para, sana da bir iki skeç lazım der\\\" (islamda ağır şekilde eleştirilen ve yasaklanan rüşvet verme,dolandırıcılık,adaletsizlik fikirlerinin getirisi olan bir hareket) sonra genel müdürün özel çalışma odasına girer ve birkaç saat içinde Ankara Radyosu için nefis iki skeci kaleme alır ve merkez veznesinden gelecek binlikleri beklerdi. Oradan da bahis oynamaya Hipodrom\\\'a. Çoğu kez o morlar orada erir ve üstat hiç üzülmezdi... İçkiye(!) çok düşkündü ve ben o gençlik yıllarında bu ehlî keyif yazarın nasıl olup da din simsarlarının idolü olduğunu anlamaya çalışır dururdum.\\\"

http://www.milliyet.com.tr/2006/05/2...t/axsiy01.html

[COLOR=\\\"red\\\"]Haberin içeriğini göremedim, ancak şunu söylemek isterim, İslami harekette ekol haline gelmiş bir isim hipodromda at yarıştıracak, ve onu kimse o haliyle görmeyecek veya görecek ama onu böyle kabul edecek bu mümkün mü[/COLOR]?

NECİP FAZIL\\\'IN TUTUKLANMA NEDENLERİNDEN BİRKAÇI:

Türklüğe Hakaret: 9.6.1947–5.8.1947 (1 ay, 27 gün)

*Türklüğe Hakaret Davası Bitti, Son Posta, 6 Ağustos 1947

Türklüğe Hakaret: 21.4.1950–15.7.1950 (3 ay, 25 gün)

*Tevkif Müzekkeresi, C. Savcı No:950 / 5191

Atatürk\\\'e Hakaret: 15.10.1960–18.12.1961 (1 yıl, 65 gün)

*1960 / 3349 numaralı Mahkûmlar için müddetnâme

\\\'\\\'Destân\\\'\\\' adlı şiirinde Cumhuriyet devrimlerine ve Başbuğ Atatürk\\\'e dolaylı yoldan hakaret vardır.

İŞTE MİLLÎ DEVLET VE LAİK REJİME MUHALEFETİNİ İSPATLAYAN BİR MISRASI…

\\\"Ah küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılâp!\\\"

[COLOR=\\\"red\\\"] Laik rejime muhalefet= Türk düşmanlığı :clap
Türklükten anladığınız nedir ki kimi neyle suçluyorsunuz?[/COLOR]

NECİP FAZIL VE İBDA/CTERÖR ÖRGÜTÜ İLİŞKİLERİ

İBDA/C (İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi)


\\\"İBDA fikriyatı, İslamcı edebiyatçı Necip Fazıl Kısakürek ve onun Şeyhi Seyyid Abdülhakim Arvasi yanlısı akıncı gençler tarafından 15 Kasım 1975 tarihinde, Salih Mirzabeyoğlu öncülüğünde çıkarılan Gölge Dergisi çerçevesinde oluştu.\\\"

\\\"Necip Fazıl Kısakürek\\\'in \\\"BÜYÜK DOĞU\\\" fikriyatından etkilenerek ortaya çıktığı iddia edilen, Osmanlı Devleti modelinde federatif yapılı bir İslam Devleti kurulması amacını güden ve bu amaç doğrultusunda silahlı mücadele yöntemini benimseyen terör örgütüdür.\\\"

http://www.yesil.org/teror/ibdac.htm

\\\"İslami Büyük Doğu\\\" Necip Fazıl Kısakürek\\\'in düşüncelerini yansıtan bir dernektir. Akıncılar Birliği de 80 öncesinin MSP Gençlik Kolları\\\'nın kurduğu dernektir. Bu iki dernek birleşmiştir, İBDA- C\\\'yi oluşturmuşlardır.\\\"

http://www.sabah.com.tr/2003/12/14/y...-20031205.html

\\\"Necip Fazil Kisakurek, the IBDA-C\\\'s ideologue, published 130 books on Islamic thought, Islamic arts and other issues. His thought continues to influence the IBDA-C.\\\"


http://www.intelligence.org.il/Eng/var/yf_12_03.htm

\\\"Necip Fazıl Kısakürek için yürüyüş yapan İBDA/C\\\'ciler\\\"

http://www.milliyet.com.tr/2006/05/25/son/sontur34.asp

[COLOR=\\\"red\\\"]Bravo suç kimde üstaddamı? ibda-c teori olarak necip fazılın fikirlerinden etkilensede pratik olarak salih izzet erdişin düşüncelerini hayata geçirmeye uğraşır. Üstadın teröre bakış açısı nettir. ıbda-c kendini avutsun.
ıbda-c nerde, üstad necip fazıl nerde?[/COLOR]

Necip Fazıl \\\"Son Devrin Din Mazlumları\\\" isimli kitabında Dersim İsyânı\\\'nı, Şeyh Said\\\'i, Said\\\'i Kürdî\\\'yi vs. öve öve bitiremez. 1937\\\'de Tunceli isyanında Türk Silahlı Kuvvetleri\\\'nin katliam yapıp bilmem kaç yüz bin kürt\\\'ün öldürdüğünü iddia eder.

[COLOR=\\\"red\\\"] Koca külliyatın sahibi Necip Fazılın bazı dökümanlardan faydalanıp kendince yorumlaması sonucu ortaya çıkan bir vakadır şeyh said ve tunceli olayı, şahsım adına katılmıyorum. Saygı duyduğunuz bir fikir adamının her fikrine katılırmısınız? Hiçmi size uymayan noktalar olmaz? Katılmıyorsunuz diye tu kaka mı ilan edilir? [/COLOR]

Necip Fazıl, 1946\\\'da İstanbul\\\'da verdiği bir konferansta Atatürk\\\'ü sâhte kahraman ilan etmiştir.


ABDULLAH ÖCALAN denen Allah\\\'ın insan ziyânı olan aşağılık köpek, Necip Fazıl ile ilgili bir soruya aynen şöyle cevap vermiştir…


\\\"20 YAŞLARINDA YA VARDIM, YA YOKTUM. NECİP FAZIL KISAKÜREK\\\'İN KONFERANSLARINA GİDER, BAYAĞI DA ETKİLENİRDİM...\\\" (APO VE PKK ADLI KİTAPTAN)

[COLOR=\\\"red\\\"]Öcalan iti komünist olmadan evvel sağcı olduğunu söylüyordu, sağcı olupta üstaddan etkilenmeyen varmı?[/COLOR]


Tayip Erdoğan\\\'ın başdanışmanı olan, Amerikalılara \\\'\\\'bizi delikten aşağı süpürmeyin diyen\\\'\\\' şerefsiz kürt Cüneyt Zapsu\\\'nun dedesi Abdürrahim Zapsu, Necip Fazıl\\\'ın yazdığı haftalık \\\"Ehli Sünnet\\\" dergisinin yayıncısıdır.

[COLOR=\\\"red\\\"]Torunu şerefsizya kesin dedeside öyledir, zihniyete bak.[/COLOR]


Bu sahtekârın meşhur şiiri \\\"Kadın Bacakları\\\"nı okuyalım da, nasıl bir Müslüman (!) olduğunu da görelim…


Her ayağın bastığı yerde sanki kalbim var,
Kalbim ki vahşi bir zevk alır ezilişinden.
Ömrümün geçtiği yolda bana sorsalar,
Gidiyorum bir kadın bacağının peşinden.

Bir kadının içinden ağlayışı, gülüşü,
Gözlerinden ziyade bacaklarına yakın,
Bir lisandır onların duruşu, bükülüşü,
Kadınlar! Onlar varken konuşmayınız sakın.

İnce sütunlardaki ilahi güzelliğe,
Bacakların ruhudur şekil veren diyorum.
Bacakları bir kalın örtüde saklı diye,
Mermerde kalbi çarpan Venüs\\\'ü sevmiyorum.

Boynuma doladığın güzel putu görseler,
İnsanlar öğrenirdi neye tapacağını.
Kör olsam da açılır gözüm, ona sürseler,
İsa\\\'nın eli diye, bir kadın bacağını.

Bu şiire göre Necip Fazıl\\\'ın, bir ayak fetişisti olduğu ortaya çıkıyor. Necip Fazıl, 1934 yılına dek kadınların bacaklarına şiirler yazacak kadar nefis düşkünü bir adamdı. Eğlence ve kadınlar onun hayatının baş unsuruydu. Daha sonra da bu pislik hayatını devam ettirmediğini iddia etse de \\\'\\\'döneklerden, dönenlerden\\\'\\\' hayır gelmez.

[COLOR=\\\"red\\\"]Benim geçmişim çöplüktür çöplüğü karıştıransa ancak köpeklerdir.
Necip Fazıl[/COLOR]

Devam edelim…


Bu müfteri ayrıca Türkçe düşmanıdır. Türkçe\\\'ye ağır hakaretler içeren yazısını aktarıyorum…


• KISA HECELER... Aşağıdaki cümleyi, ona hususî bir mâna biçmeden, onda ayrı bir mâna murad edildiğini hesaba katmadan, sadece Türkçe olarak okuyunuz:

• \\\"Ciğerimi delici, yüreğimi yakıcı, kafamı kemirici soru şu ki, gericiliğe mi, ilericiliğe mi, ne tarafa döneceğini bilemeyene, ne diyeceğini, ne edeceğini bulamayana, baba izini görmeyene, anadilini yitirene, yolunu şaşırana, ya kuzu gibi boyuna budalaca acı acı meleyene, ya da kısa heceli ölü kelimeleri dizi dizi boşuna sıralayana, şu yeni kuşağa ne demeli; acımalı mı, acımamalı mı?\\\"

İçinde 50 kelime ve 162 hece bulunan bu cümlede tek bir uzun hece yoktur ve böyle bir lisan yeryüzünde mevcut değildir.

• Bu hâl, tarihin ilk çağlarında, henüz hançeresi gelişmemiş bir millete işarettir.

• TEK HECELER... Dilimiz umumiyetle tek, hiç değilse az heceli kelimelerden örülü:

al, kal, çal, dal, ol, sol, dol, yol, ser, ver, ger, yer, yar, ban, kan, san, at, kat, tat, çat, kap, sap, tap, yap, say, yay, kay, cay, sil, bil, ek, çek, şiş, piş, ye, de, filân, falan, sayısıza kadar giden bir dizi...

Askerî kumanda sesine benzeyen ve sonlarına birer \\\"mak\\\" veya \\\"mek\\\" edatı eklenince ancak iki heceli masdarlığa çıkabilen \\\"emr-i hâzır\\\"lardan ibaret bu tek veya az heceli kelimeler kalabalığı içinde yabancı dillerden devşirilmiş dolgun heceler de Türk hançeresine uymadığı için bölünmüştür:

Psomi (rumca ekmek)-İpsomi...

Fikr-Fikir... Spor-Sipor... Film-Film... Nefs-Nefis... Remz-Remiz...

Vesaire...

• Başka dillerde tek hecede 4-5 sese kadar çıkabilen (rast, drops) dolgun heceler Türkçede 2-3 sesi aşamaz ve ancak kültürlü insanların hançeresinde yer bulabilir.

• Bir dilde uzun, dolgun ve çok heceli kelimeler, tefekküriyet ve medeniyet işaretidir.

• Türk Milleti\\\'nin, ruhunu dayayacağı üstün bir medeniyet mihrakı buluncaya kadar sürdüğü hayat içinde dili, kısa heceler bahsinde olduğu gibi, konuşmaya ve dolayısıyla düşünmeye vakti olmayan bir topluluğu ifade eder.

• MÜCERRET MEFHUM... Türkçede, kendi öz anlamı olarak tek bir mücerret mefhum yoktur. Aşağıdaki, hemen her lisanda mevcut mücerret mefhumların Türkçe karşılığını arayınız:

Zaman, mekân, mesafe, zevk, şevk, mevzuu, merkez, mihrak, gaye, mefkûre, din, Allah; ve nâmütenâhîye kadar sayabiliriz. Mücerret mefhumların hattâ basitlerinden olan bu kelimelerden bir tanesini bile Türkçede bulamazsınız. \\\"Allah\\\" adının hiçbir lisanda eşi bulunmaz hâs ve âlem ismi olması bir tarafa, ilâh mânasına her dilde mevcut kelime bile Türkçede yoktur. \\\"Tanrı\\\" kelimesi \\\"tanyeri\\\"nden gelir ve mücerretlikle alâkasız, putperestlikten kalma bir madde ismi olmaktan ileriye geçemez. \\\"Mevzuu\\\" kelimesine uydurulan \\\"konu\\\" ise \\\"koymak\\\" gibi kaba ve maddî bir fiile dayanır. \\\"Vazetmek\\\" fiili \\\"koymak\\\" değildir ve onun üstünde bir mânayı (nüans-gamiza) belirticidir.

• Neticede, sade ve mahdut madde isimlerine mahsus, beşerî tefekkür malzemesinden mahrum bir lisan karşısında kalıyoruz. Hattâ \\\"dil\\\" bile \\\"lisan\\\" kelimesine uymuyor ve ağızdaki et parçasından ibaret kalıyor.

• Cedlerimiz İslâmı kabul edip kâinat çapında bir tefekkür ve tahassüs hazinesini yüklendikleri ân, takdir ettiler ki, kumanda seslerinden ibaret tek ve kısa heceli, âhenksiz sadece yalçın madde plânına bağlı, mücerret mefhumdan sıfır derecesinde bir dille ne insan, ne cemiyet, ne de devlet teşkil edilebilir. Artık Türk, madde fatihliğinden, onunla beraber mâna fâtihliğine geçmiştir; bunun için de maddî kılıcına eş bir mâna kılıcı lâzımdır. Hâlbuki elinde, mânevî kılıç adına, çelik değil, bir saman parçası bile yoktur? Ne yapsın?

• Türk, İslâmiyeti kabul ettikten sonra düşünmeye başlamıştır. (?) Bu, anlayan ve insafı olan için riyazî bir hakikattir. İşte bu Türk, yani İslamiyet’i kabul ettikten sonra gerçek Türk’ü bulan Türk, ilk iş olarak, kaba müşahhaslardan ileriye geçemeyen dilini zenginleştirmek zaruretini idrak etmiştir. Bunun için de, Batılının, Yunan ve Lâtin kaynaklarına uzanışı gibi, öz kültür kaynağının iki örnek diline el uzatmış ve Türkçenin çarşafı üzerine Arap ve Fars ağaçlarının meyvelerini silkelemeyi tek yol kabul etmiştir.

Necip Fazıl Kısakürek, İdeolocya Örgüsü, Büyük Doğu Yay. İstanbul



Bu yazıda Necip Fazıl, Türk diline hakaret ederek, Arap dilini kutsadığı gibi \\\'\\\'Türkler Müslüman olduktan sonra düşünmeye başlamıştır\\\'\\\' diyerek de koskoca İslâm öncesi Türk tarihine ve Türklerine bile sövmüştür.

[COLOR=\\\"red\\\"]Sövmüştür lafını neye dayanarak söylüyorsunuz? Türkçeyi uydurmaca yapanlar utansın üstadın suçumu kabahatimi?[/COLOR]

Necip Fazıl, ahlaksız bir yaşam sürerken, Abdülhakim Arvasi\\\'yi tanımasıyla birlikte, Arap tarzı ahlaksız yaşama yatay geçiş yapmıştır. Necip Fazıl\\\'ı derinden etkileyen şeyhi olan Abdülhakim Arvasi, kürt Teali Cemiyeti kurularından olan Şefik Arvasi\\\'nin yeğeni, Türk-İslam sentezinin yaratıcısı ve ülkücülerin fikir babası olan Seyyit Ahmet Arvasi\\\'nin babasıdır. Söz konusu kişilerin birbirleriyle olan bu bağlantıları bile Necip Fazıl\\\'ın kim, hatta ülkücülerin amaçlarının ne olduğunu anlamaya yetmektedir.

[COLOR=\\\"red\\\"]Arvasi Hocayı tanımasıyla birlikte cumhuriyet tarihinin en büyük mücahidi olmuştur Üstad, mücahidliğe karşı olanların feveranları gayet tabidir. [/COLOR]

Necip Fazıl denen Atatürk düşmanı aşağılık adam, Atatürk\\\'ten esinlenerek yazdığı \\\"Gençliğe daha doğrusu Ümmet çapulcularına hitabesinde\\\" şöyle der:

\\\"Son yarım asır!.. İşgal ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, madde planında kurtarıldıktan sonra ruh planında ebedi helake mahkumiyet.\\\"

[COLOR=\\\"red\\\"] Irkçı-kafirin ümmet çapulcusu dediği üstadın hitabesini muhatab alan türk-islam ülkücüleridir. Hitabenin altına imza atar muhatabı olduğumuzu ilan ederiz.[/COLOR]


Yani,demek istediği şey şu..İşgal orduları Türkiye\\\'ye geldi,bunlardan bir şekilde kurtulduk, ama şimdi de ruhumuz mahkumiyete geldi..Ruhlarımızı istediğimiz gibi özgürce kullanamıyoruz.

Necip Fazıl, burada üst örtülü bir biçimde Atatürk\\\'e, Laik Cumhuriyet\\\'e söz söylemektedir. [COLOR=\\\"Blue\\\"]Ruh dediği de, temeli İbrani efsanelerine ve hurafelerine dayanan, dogmatik ilkel Arap ideolojisine uygun yaşam biçimidir.[/COLOR] Oysa ki, Atatürk olmamış ve Cumhuriyeti kurulmuş olsaydı, Necip Fazıl gibi rezil hainler başta olmak üzere, tüm ümmet köpeklerinin dişileri haçlıların fantezisi, camileri de pavyonları olmuş olacaktı. Ancak \\\"Bok böceği gül suyunda yaşamazmış\\\" hesabı, ülkenin ve milletin, üstün insan Atatürk\\\'ün devrimleri sonucu elde ettiği çağdaş kazanılar ile uygarlığa giden yolda attığı adımlar, elbette Necip Fazıl gibi soysuzları ve ayaktakımını mutlu etmeyecekti. Çünkü onlar ancak; hurafelerin ve doğmaların inanç olarak kabul edildiği; ilkel, geri kalmış, karanlık ve kasvetli bir ülkede, \\\"belhümadallar\\\" yani havandan aşağı olanlar gibi yaşamaktan mutlu olabilirlerdi.

[COLOR=\\\"red\\\"] Maviyle işaretlenen kısma dikkat İslamla ilgili düşüncesini paylaşmış ırkçı-kafir. Ve bize anlatmaya çalıştığı baş düşman bellediği Necip Fazıl.[/COLOR]

Necip Fazıl, Türklüğü kavanoza, İslamiyet\\\'i de bala benzetmiş ve \\\"Türklük bir kavanozsa, İslamiyet baldır. İslamiyet olmasaydı Türklük içi boş bir kavanoza benzerdi\\\" demiş.

Necip Türklüğe bu şekilde hakaret ederse biz de deriz ki: \\\"Türklük, ipek kumaştan yapılmış değerli bir elbiseyse, İslamiyet de bu değerli elbiseyi yiyip kemiren bir güvedir.\\\"

Necip Fazıl, ideolojisi gereği cesur ve yürekli bir kişi olmadığı için, üstün insan Başbuş Atatürk\\\'e direk dil uzatma cesaretini gösterememiştir. Tüm dinciler gibi Necip Fazıl da, içten pazarlıklı, takiyyeci, yüzsüz, utanmaz bir kişi, sinsi bir engerekti. Atatürk\\\'ün bugünkü adıyla Tunceli olan Dersim\\\'de kürtleri cezalandırarak imha etmesi, tüm hainler gibi Necip Fazıl\\\'a da dokunmuştu. Atatürk\\\'ü direk eleştirecek yüreğe sahip olmayan Necip Fazıl (Gerçekten de çok \\\"necip\\\" öyle ki soysuzluk yüzünden kesif bir biçimde akıyor) Atatürk\\\'ün Türkçülüğünü bir kez daha göstermiş olduğu bu uygulamasını sinsice eleştirerek, Dersim\\\'de gebertilen kürtler için ağıt yakmış ve bu kutlu icraatı da \\\"Son Devrin Din Mazlumları\\\" adlı kitabında \\\"Doğu Faciası\\\" adını verdiği bölümde eleştirmiştir.

[COLOR=\\\"red\\\"]Takiyyeci olduğundan onca sene yattı içerde değilmi? Üstadın hayatı davası için dimdik mücadeleyle geçer kıvırmaz yalpalamaz. Nerde kıvırdığını ispat etmeyen şerefsizdir[/COLOR].


Son olarak,Necip Fazıl\\\'ın ve ideolojisinin Türklüğün ve Laik Türkiye\\\'nin geleceğini tehdit eden bir bomba olduğunu anlamak için, bugün Necip Fazıl\\\'ın izinden giden kişilere bakmak yeterli olacaktır. Bu kişilere birkaç örnek verelim:

1- Elebaşlığını Salih Mirzabey takma adlı İzzet Erdiş\\\'in yaptığı İslamcı kürt terör örgütü İBDA-C (İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi). Bu terör örgütü adını, Necip Fazıl\\\'ın, \\\"Büyük Doğu\\\" adlı dergisinden ve projesinden esinlenerek almıştır.

2- Bugün Cumhurbaşkanlığı makamına çöreklenen Abdullah Gül engereği, Necip Fazıl\\\'ın sapık öğretisini benimsemiş olan ve O\\\'nun yolundan giden kişilere verilebilecek başka bir örnektir. Abdullah\\\'ın, gençlik yıllarında Necip Fazıl\\\'a yazmış olduğu mektuplarda Necip Fazıl\\\'a \\\"üstad\\\" diye hitap ederek, O\\\'na duyduğu hayranlığı ve Necip Fazıl\\\'ın vereceği emirlere amade olduğunu ifade ettiği bilinmektedir.

[COLOR=\\\"red\\\"]Üstadın Büyük Doğu dediğini BOP olarak anlamışlarsa günahını Necip FAZIL mı çekecek hadi ordan...[/COLOR]

3- Ayaktakımın, hainlerin, milli şuur yoksunu zevatların Başbakanı olan Tayyip efendinin de Necip Fazıl ekolünden geldiği bilinmektedir.

4- Necip Fazıl\\\'ın yolunu benimseyen kişilerden biri de, Alparslan Türkeş takma adıyla tanınan ülkücülerin ruhani lideri Hüseyin Feyzullah\\\'tır. Türkeş de çapulcularına hitap ederken, Necip Fazıl\\\'ın üslubunu kullanarak, Laik Türkiye Cumhuriyeti\\\'ne üstü örtülü bir biçimde taş atmıştır:

[COLOR=\\\"blue\\\"]\\\"Türklük gurur ve şuuruna, İslam ahlak ve faziletine, yoksullukla savaşa, adalette yarışa, birliğe, kardeşliğe, kısaca hak yolu, hakikat yolu, Allah yoluna çağırıyorum. Modern medeniyetin en ön safına geçmek üzere çağlar üzerinden sıçramaya çağırıyorum. Hareketin adını isteyenlere açıkça ilan ediyorum:
Yeniden maneviyata dönüş...\\\"[/COLOR]

[COLOR=\\\"red\\\"]Allah mekanını cennet eylesin Başbuğum..[/COLOR]


[color=\\\"Black\\\"]Tüm bunları, paylaşım sitemizin girişinde her gün okumak zorunda kaldığım gözümü alan iğrenç bir isimle karşı karşıya kaldığım için ekledim. Bu araştırmalar, yıllar öncesinden yapıldığı için, içindeki veriler ve sayfa bağlantıları kapanmış olabilir. Ancak çıkan haberlerin tamamı, şerefim ve namusum üzerine yemin ederim ki, doğrudur.

Necip Fazıl Kısakürek, zannettiğiniz gibi Türklük aşkıyla yanan birisi değil, aksine, Atatürk düşmanı ve Türklük düşmanı, buna getirisi olarak da İBDA-C\\\'nin kurucuları arasında yer alan İslamcı bir yobazdan başka birşey değildir. Bununla birlikte şiirlerinde yazdığı açık cinsel çağrışımlar, kendisinden feyz alan Hüseyin Üzmez gibi insanların da birer cinsi sapık olmasını sağlamaktadır..

Site\\\'de bulunan yöneticilerimiz ve birçok arkadaş, benimde teyit edebileceğim üzere iyi niyetli birer Türk\\\'tür. Ancak,bilinçli olmadıkları bir gerçektir, bunu kabullenmemiz gerekiyor. Türklük aşkıyla yanıp tutuşan birisi olarak bildiğiniz Necip Fazıl\\\'ın ne halt olduğunu buraya ekleyerek sizleri rencide etmek değildir amacım. Sadece bazı şeyleri görün, körü körüne milliyetçilik yapmayın istediğimdendir..

Umarım, yazdıklarımız aklınızda bazı şeyleri uyandırmak için yer etmiştir..

Esen kalınız..

[COLOR=\\\"red\\\"]Irkçı- kafirlerden müslüman-türk milletinin milliyetçilik anlayışını öğrenecek değiliz. [/COLOR]


Dayı kendimce ben de bazı cevaplar vermek isterdim ama ellerin dert görmesin , sen gereken cevabı vermişsin zaten...



Üstad bir şiirinde şöyle der :

Tam otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum;
Gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum...

Demekki Üstad Necip Fazıl hayatının ilk 30 yılının boşa akıp gittiğini zaten şiirlerinde de belirtmiş...Haliyle gençliğinde yazdığı şiirlerin de , içkiye , kumara hatta uyuşturucuya merakının da pişmanlığını ömrünün sonuna kadar yaşamıştır...

Allah gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmaya çalışan tüm gafillere Üstad Necip Fazıl gibi hidayet nasip etsin...


Son olarak üstad dan dizeler tabii ki ;

BEKLENEN

Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?
 
keşke necip fazıl gibi biri olabilsem
 
R€B€L;3199881' Alıntı:
Yazdıklarımı okuduysan tebrik ediyorum senı =) Okumamıs gibisin.
Yazdıgım yerde şairligiyle alakalı bisey yok..Eger sairligini tartısıcaksan konuyu buraya nicin actın o zaman dostum =)

Kaynaklar yeterince acık her cumle,resim vsnin altında kitap adı,gazeta haber kaynagı adı yer almaktadır.
Sen kaynak verirsen okuyucam dedim.

BENDE ŞÖYLE ŞAİR BÖYLE ŞAİR DEMEDİMKİ ZATEN ÜSTAD İLTİFAT KABUL ETMEZ İDOLDÜR.SEN SON 50 YILDA CENAZESİ YÜZBİNLERİ BULAN BİR ADAM BİR YAZAR GÖSTER BANA SİZİN CİHETTEN.BÜYÜKLÜĞÜ ADINA EKOL DEDİM BEN.YOKSA BENİM BÜYÜK ŞAİR DEMEM BİLE ONUN İSMİNİN YANINDA DÜŞMANLARININ KORKUSU YANINDA BİR HAKARET GİBİ KALIR..UZUN YAZMAK MARİFET OLSAYDI ÖZLÜ SÖZLERİ PAŞA HAZRETLERİ NUTUKTAKİ GİBİ GÜNLERCE ANLATIRDI.
 
Geri
Üst