esfanu al sana faydalı fabrika
Şekerde Cargill oyunu
AKP’den özel düzenleme ve kota imtiyazları koparan Cargill, formülü buldu! ABD firması, genetiğiyle oynanmış ucuz mısırdan ürettiği şekerle yılda 170 milyon dolar kâr elde ediyor.
KÖPEKSİZ KÖY BULDULAR, DEĞNEKSİZ GEZİYORLAR!
Şekerin tadı kaçtı!
Özel düzenlemeler ve kota imtiyazlarıyla AKP tarafından meşrulaştırılan ABD’li Cargill firması, genetiğiyle oynanmış ucuz mısırdan şeker üreterek yılda 170 milyon dolarlık kâr elde ediyor
Haber : Müge BEZİRCİ
ABD’li Cargill şirketine özel yasal düzenlemelerle tartışma yaratan AKP, resmen genetiğiyle oynanmış ucuz mısırdan şeker üreten ve yıllık 170 milyon dolar kâr eden bir ’dev’ yarattı. Danıştay’ın önceki iptal kararlarına karşın bu yıl yine Cargill için şeker kotası artırımına giden hükümetin meşrulaştırdığı firmanın, yıllık 160 bin ton NBŞ (Nişasta bazlı şeker) kotası olan ve ülkemizde 90 milyon dolarlık yatırımı bulunuyor.
Yatırımın iki katı kâr
Cargill’in yıllık kârı normal mısırda 136 milyon dolar ile 168 milyon dolar arasında, GDO’lu mısırda ise 182 milyon dolar arasında değişmektedir. Yani Cargill, bir yılda yatırım tutarının yaklaşık iki katı kâr elde etmektedir.
Rant hırsı...
Şeker-İş Sendikası’nın yayın organında yer alan habere göre, tüm dünyada devletler koruma politikalarıyla şeker kotasını belirlerken, Türkiye’nin, pancar sektörünü ABD’li Cargill’e teslim ettiği savunuluyor. Dergide, “Yabancı ülkelerde NBŞ kotaları Türkiye kadar yüksek değil. Son iki yılda yüzde 2’nin üstüne çıkan AB NBŞ kotası, ortalamada yüzde 4.6’ya tekabül etmektedir. Buna rağmen ülkemizdeki satış fiyatı diğer ülkelerin iki katı civarında olduğundan kâr oranları yüzde 300’ün altına düşmeyen NBŞ üreticilerinin bu rant hırsı, Türkiye’yi yıllardır adeta bir NBŞ cennetine çevirmektedir” deniliyor.
Durum vahim
Dergide, “234 bin tonluk NBŞ üretimi 234 bin ton pancar şekerinin üretilememesi, 351 bin ton NBŞ üretimi de yine 351 bin ton pancar şekerinin üretilememesi demektir. Şeker Kanunu’nda bulunan yüzde 10’luk NBŞ kotası, 234 bin ton NBŞ üretimine denk gelmektedir.” denilerek durumun vahametini açıkça anlatılıyor.
Pancar üreticileri diken üstünde
Şeker-İş’in dergisinde 1998’de şeker pancarı üretimine kota sistemi uygulanmaya başlandığı belirtilirken pancar üretimi ve üreticisine verdiği hasarlar şöyle sıralandı:
* 200 bin çiftçi, pancar tarımından dışlandı.
* Tarımda 2 milyon adam/gün, sanayide 260 bin adam/gün olmak üzere
toplam 2 milyon 260 istihdam kaybı oldu.”
Sektör yabancı cenneti oldu!
“NBŞ (nişasta bazlı şeker) sektöründeki yüksek kâr oranı, ülkemizi yabancı sermaye açısından cennete dönüştürmektedir” ifadesinin kullanıldığı Şeker-İş’in yayın organında, “Arkasına IMF gibi küresel güçlerin desteğini alan NBŞ sektöründeki firmalar üretimini dışarıya satmak yerine iç piyasaya daha fazla sokabilmek amacıyla NBŞ kotasının arttırılması için mücadele vermektedirler.” denildi.
AKP, tesisleri meşrulaştırdı
Cargill, ülkemizin ilk şeker fabrikalarından biri olan Alpullu şeker fabrikasını satın alıp bölgede şeker pancarıyla üretilen şeker sektörünü baltaladı. Genetiği değiştirilmiş mısırdan şeker üreten Cargill’in üst düzey yönetici yakınları vasıtasıyla Türkiye’ye sokulan ithal mısırı satın alıp, bu mısırdan ürettiği yüksek fiyatlı nişasta bazlı şekeri ortağı Ülker’e verdiği de bilinenler arasın-
da. Birinci sınıf tarım arazisine sanayi tesisi kurmaktan dolayı çalışma izni alamayan Bursa Orhangazi’deki Cargill firması 7 yıldır faaliyette. Bu suçtan dolayı firmanın tesisi 2006 yılında sadece 47 gün mühürlü kalmıştı. Bütün hükümetlerin üretim yapması için adeta seferber olduğu firma için bölge “Özel Endüstri Bölgesi” dahi ilan edilmişti. Bu karar Danıştay’dan dönünce AKP hükümeti yasa çıkararak Cargill tesislerini meşrulaştırma yoluna gitti.
Kaçağa ‘kesme’ kılıfı
Şeker kaçakçılarının, faaliyetlerini kamufle edebilmek, yurt içi piyasaya daha rahat ürün sürebilmek ve kârını artırabilmek için, şekeri “kesme şeker” olarak işlemeye yöneldiği belirlendi. “Kesme-küp şeker tesisi” olarak üretim izni alan firmalar, yurt içindeki fabrikalardan, kaçak şeker işleme faaliyetlerini kamufle etmek için düşük miktarlarda şeker alırken, İran, Irak ve Suriye’den getirdikleri şekeri burada işleyerek, yurt içi piyasaya sürüyor. Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da çok sayıda “kesme şeker tesisi” kurulduğu dikkati çekti. Bu firmaların, kaçak şekeri kamufle etmek için yurt içindeki firmalardan az miktarda şeker alırken, yüksek miktarlardaki kaçak şekeri işledikleri, her hangi bir şikayet durumunda da yurt içinden satın aldıkları şekere ilişkin belgeleri gösterdikleri ortaya çıktı.
kaynak ;
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/haberdetay.php?hit=7296
bush rica etti cargill kurtuldu
ABD sermayeli Cargill'in üretimle ilgili sorunlarının çözülmesi için hükümet seferber oldu. Bursa Orhangazi'de kurulu Cargill Tarım San. ve Tic. A.Ş.'ye ait mısır işleme tesislerine üretime devam müjdesi verildi. Başkan George Bush'un, ABD gezisi sırasında Başbakan Tayyip Erdoğan'dan istediği "Cargill kolaylığı"için iki kritik adım atıldı. Cargill tesislerinin kurulduğu alan, Bakanlar Kurulu kararı ile "Özel Endüstri Bölgesi" ilan edildi. Bu karar sayesinde, şirketin imar ve ruhsat sorunları çözülebilecek. Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Yasası sayesinde de tarım arazisine kurulu bu tür tesislere af getirilecek
http://www.takvim.com.tr/2005/07/06/eko111.html
Cargıll, Bush, Ülker, Erdoğan, Unakıtan Ve Oğullar(!)
Dr. Mete TURGUT
06 Temmuz 2006 08:40
Son günlerde, Cargill firmasına ilişkin tartışmalar, Emin Çölaşan'ın bu konudaki yeni kanun tasarısının arka planına ilişkin yazdıkları nedeniyle yeniden gündeme geldi. Biz bugün Cargill olayını AKP'nin "kayıtdışı siyaset" ve "(p)azarlamacı" anlayışının örneklerinden biri olarak farklı açılardan ele almak istiyoruz.
Önce kısaca neler olduğunu özetleyip, sonra olayın ayrıntısına göz atalım.
Cargill Vak'asının Özeti
1998 yılında, Cargill'in İznik Gölü'ne yakın bir mevkide fabrika kurması üzerine, bazı sivil toplum kuruluşları dava açarlar. Bursa 2. İdare Mahkemesi firmaya yapı ruhsatı verilmesine ilişkin kararın yürütmesini Temmuz 1998'de durdurur, ancak karar uygulanmaz. Bu arada Ocak 1999'da ikinci bir yürütmeyi durdurma kararı verilir. Buna rağmen 1999 yılı sonuna doğru Cargill fabrikası faaliyete geçer. Kasım 2004'te Bursa 2. İdare Mahkemesi Bursa valiliği'nin verdiği yapı ruhsatının iptaline karar verir. Ancak, O zamanki Bursa Valisi Oğuz Kaan Köksal mahkeme kararını uygulamadığı için hakkında soruşturma açmak için İçişleri Bakanlığı'ndan izin istenir. Ancak İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu 7 Kasım 2005 tarihli yazısıyla soruşturmaya izin vermediğini belirtir. 3 Nisan 2006 tarihinde ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Köksal'ın (şu anda İzmir valisi) savunmasını ister.
Tabii bu arada mahkeme kararlarını uygulamayan valinin yanı sıra, AKP Hükümeti soruna çözüm(!) bulma yarışına girer! Önce Başbakanlık 6 Haziran 2003 tarihli yazısında, daha önce çıkarılan Bakanlar Kurulu prensip Kararına atıfta bulunarak uygulama yapılmasını Çevre ve Orman Bakanlığı'ndan rica eder. Konu yine de çözülememiştir.
2004 yılı başında Başbakan'ın ABD ziyareti öncesinde konu yeniden medyanın da gündemine gelir. Ziyaretin gündeminde yargı kararlarına karşın İznik Gölü kıyısında çalışmasını sürdüren Cargill tesisinin yasal bir statüye kavuşturulması ve bu firmanın da üretimini yaptığı nişasta bazlı şeker için belirlenen kotanın yükseltilmesi konularının bulunduğu basında yer alır.
Daha sonra çıkarılan Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasası ile Cargill Fabrikası ve benzeri tarım arazisinde inşaa edilmiş sanayi tesislerine af getirilir. Ancak hükümet, yasanın yürürlüğe girmemesi ve Anayasa Mahkemesi'nin yasayı geri çevirme ihtimaline karşı Temmuz 2005'te hazırladığı kararname ile Cargill Fabrikası'na ait araziyi özel endüstri bölgesi ilan ederek ayrıcalıklı bir statü kazandırır ve mahkeme kararlarını etkisiz hale getirir.
Şirkete Özel Kanun Jet Hızıyla Çıkarıldı!
Ne var ki, Bush'un ikinci "ricası" olan "mısır şekeri üretimine uygulanan kotanın kaldırılması ve Cargill'in tam kapasite çalışmasının önünün açılması" talebinin tam olarak gerçekleşmesi için kanun çıkarılması isteniyor. Başbakanlık'ta Cargill yetkililerinin de katıldığı bir toplantıda Danıştay'ın kararının nasıl etkisiz (!) hale getirileceği tartışılarak, "20 Nisan 2006 tarihli Başbakanlık yazısıyla Cargill'le ilgili yargı kararlarının hükümsüz kılınması ve tesisin işletmeyi sürdürmesi için "yeni kanun çıkarılması" Tarım Bakanlığı'ndan isteniyor. Tarım Bakanlığı bu konuda çalışma yapmayınca da AKP Bursa Milletvekili Altan Karapaşaoğlu'nun, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'na geçici madde eklenmesi hakkındaki kanun teklifi Komisyonlardan jet hızıyla geçirilerek TBMM'de dün (27.6.2006) kabul edilir.
11 Ekim 2004 tarihinden önce gerekli izin alınmadan tarım dışı amaçlı kullanıma açılmış bulunan arazilerin istenilen amaçla kullanımı için 6 ay içinde başvurulması ve tarım dışı kullanılan tarım arazilerinin her metrekaresi için 5 YTL ödenmesi şartıyla izin verilmesini öngören yasa şimdi onay için Cumhurbaşkanına gönderilecek. Bakalım ne olacak?
Kim Ne demiş?
Teklifin Meclis Tarım Alt Komisyonu'na havale edilmesiyle birlikte, AKP Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez de, komisyon milletvekillerine Cargill Raporu göndererek, teklifin bir şirket adına çıkarıldığını ve geçmiş yıllarda 6 kez bunun denendiği kaydetti.
CHP Giresun Milletvekili Mehmet Işık ise Cargill firmasının 1998'de nişasta fabrikası kurmasına karşı çıkan Altan Karapaşaoğlu'nun, bu firma için kanun teklifi hazırlamasına anlam veremediğini söyledi.
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, geçen yıl oluşturulan il toprak koruma kurullarından izin alınmadan herhangi bir yapılanma söz konusu olmadığını, teklifin 2004 yılından önce tarım arazileri üzerine kurulmuş bina ve tesisleri kapsadığını söyledi. 2004 tarihinden önce yapılmış ihlaller sonucunda tarım toprağı vasfını yitirmiş yerlerin yeniden tarıma kazandırılamayacağını belirten Eker, şöyle devam etti: "Öyle veya böyle, zamanında yapılmış yüzlerce tesis ve bina var. Yapılaşma sonucu işgal altına alınmış onbinlerce hektar alan var. Bunların üzerindeki tesisleri yıkabilir misiniz? Sorunumuz firma değildir, firmalarla işimiz yok. Sözü geçen firma ile Başbakan'ın ilişkilendirilmesi doğru değildir. Başbakan, hisselerini daha önce devretti. Bu tür söylemler, teamüllere ve nezaket kurallarına aykırıdır." Bakan Eker, geçen yıl çıkarılan yasa doğrultusunda 6 ayda 63 hektarlık alan için başvuruda bulunulduğunu, teklifle başvuru süresinin uzatılmak istendiğini söyledi.
Ne diyelim? Daha önce bu işe karşı çıkan AKP'li milletvekili şimdi kanun teklifi verirken, diğer bir AKP'li milletvekili teklifin bir şirket için verildiğini ve özel amaçlı olduğunu söylüyor.
Cargill'in Hikayesi
Cargill ABD'nin Iowa eyaletinin Conever kentinde hububat ticareti yapmak için 1865 yılında kurulmuş bir şirkettir. Yıllar içinde ABD hükümetlerinin de desteği ile büyümüş ve tarım sektöründe kartel haline gelmiştir. İnternet sitesindeki verilere göre; 61 ülkede faaliyet gösteren şirketin, yıllık cirosu 71 milyar dolar, aktifleri 48.3 milyar dolar ve 2005 faaliyet kazancı 2.1 milyar dolar civarındadır. 1960 yılından beridir de Türkiye'de iş yapmaktadır. 1986 yılında Kurtköy Sanayi içerisinde bulunan nişasta fabrikasını satın alıp, 1997 yılında Bursa-Orhangazi'de mısır şurubu üretmek için 90 milyon dolarlık bir fabrika kurdu ve fabrika 2000 yılında faaliyete geçti. 1995 yılında Adapazarı Hendek'te fındık işleme tesisi kurdu. Türkiye'ye ayçiçeği, hububat, yem ve pamuk ithal ediyor.
Ayrıca, Cargill Ferrous International'ın dünyadaki 16 şubesinden biri olan Uluslararası Çelik Ticareti Ofisi İstanbul'da hizmet vermektedir.
Şeker Terimleri: Sakkaroz, Glikoz, Fruktoz
Şeker, ‘90'lı yılların başına kadar şeker pancarı veya şeker kamışından üretilirken, biyo-teknolojideki gelişmelerle birlikte mısır şurubundan da üretilmeye başlandı. Pancar şekerinden daha ucuza mal olduğu için mısır şurubundan elde edilen fruktoz (yapay tatlandırıcı ), cola, çikolata, pasta, baklava gibi gıda maddelerinin üretiminde ağırlıklı olarak kullanılmaya başlandı.
Şeker pancarından üretilen şekere sakkaroz, mısır nişastasından üretilene ise fruktoz adı veriliyor. Bir başka deyişle, fruktoz ve glikoz yapay tatlandırıcı, sakkaroz ise şeker pancarından üretilen şeker.
Türk Şeker Sektörünün Durumu
Türkiye'de pancar üretimi ve şeker sanayiinden 5 milyon insan geçimini sağlıyor. Başlangıçta devlet, toplam şeker üretimini, 2.341 bin ton olarak açıklamış, bunun % 90'ı olan 2.107 bin tonunun pancardan, % 10'u olan 234 bin tonunun da mısırdan elde edilen şekerden üretilmesine karar vermişti. Daha sonra AKP hükümeti, Cargill, Amlyum, Sunar ve Tat gibi mısır şurubu üretimi yapan büyük gıda tekelerinin tepkilerinden dolayı kotayı % 15'e yükseltip mısır şurubu üretimini 351 bin tona çıkarttı. Bu kotanın 160 bin tonu, yani yarısına yakın bir kısmı Cargill tarafından kullanılmaktadır.
Bir taraftan şekere kota uygulanırken ve yapay şeker kotası artırılırken, diğer taraftan şeker fabrikaları hızla özelleştirilmektedir. Türkşeker, 2000 yılında özelleştirme kapsamına alınmış, 2003 yılında özelleştirme yol haritası belirlenmiş, 2004 yılında Amasya ve Kütahya Şeker Fabrikalarındaki, 2005 yılında ise Adapazarı Şeker Fabrikası'ndaki kamu hisseleri satılarak özelleştirilmiştir.
Ankara Şeker Fabrikasının piyasa değeri 375 milyon yeni liranın üzerinde olan ve bu bedelden satılması halinde tüm fabrikaların modernizasyonuna yetecek mali kaynak sağlayabilecek durumda olan 2.150 dönümlük arazisinin büyük bir bölümü, yasalara aykırı biçimde bedelsiz olarak Büyükşehir Belediyesi'ne devredilmiştir. Bu devrin iptali amacıyla Danıştay'a açılan dava halen devam etmektedir.
Bu usulsüz devrin ardından, 6 Aralık 2005 tarih ve 26015 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile Bor, Ereğli ve Ilgın Şeker Fabrikaları özelleştirme programına alınmış ve özelleştirme işlemlerinin 18 ay içerisinde tamamlanması öngörülmüştür.
Sonuç olarak, pancar tarımına getirilen kota sistemi ile üretim yüzde 35 azaltılmış, fabrikalara herhangi bir yatırım yapılmasına, bir çivi bile çakılmasına izin verilmemiştir. Toplam 4 milyar dolarlık kurulu yatırımı bulunan, 2,5 milyon ton şeker üretme kapasitesine sahip fabrikalar, adeta çürümeye mahkum edilmiştir.
Cargill-Ülker-Erdoğan-Unakıtan İlişkileri
Ülker'le %50 ortak olan Cargill, nişasta bazlı şeker, yani mısır şekeri olarak adlandırılan "tatlandırıcı" üreticisidir. Tatlandırıcı kotasının artırılmasının amacının, nişasta bazlı şeker satışının artması ve tersine şeker pancarından elde edilen şeker kullanımının düşmesi olduğu açıktır.
Başkan Bush bir an önce bu kotanın kaldırılıp Cargill'in sınırsızca üretim yapmasını, dünya mısır üretiminin % 38'ini gerçekleştiren ABD'nin elindeki mısır stoklarının bir an önce eritilmesini istiyor.
Tam da bu isteğe uygun olarak, Hükümet bir yandan pancar üreticisine desteği düşürürken, diğer yandan mısır ithalatında fon ve gümrükleri düşürdü. Cargill'e ve mısır ithalatçısına ayrıcalık tanındı. Mısır üretiminin ihtiyacı karşılamadığı ve 2 milyon tona yakın ithalat gerektiği düşünüldüğünde bu ayrıcalığın boyutu daha açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Peki ithalattaki bu ayrıcalık kimin işine yarıyor? En büyük ithalatçı kim? Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın oğlu Abdullah Unakıtan'ın sahibi olduğu AB Gıda şirketi.
AB Gıda, hükümetin fonu bilinçli bir şekilde yükseltmemesi nedeniyle 1 milyon tondan fazla mısır ithal etti. Bunun karşılığında da milyonlarca dolar kazandı. Yapılan hesaplara göre; eğer AKP hükümeti her yıl olduğu gibi mısır hasadından önce fonu yükseltmiş olsaydı, Unakıtan'ın oğlunun cebine inen 50 milyon dolara yakın para, hazineye girmiş olacaktı.
Sözün Özü: Oğullar Geçimini Sağlıyor!
İsterseniz baştan beri söylediklerimiz kısaca özetleyelim. Cargill ve Ülker ortaklığındaki fabrika mısır alıp tatlandırıcı yapıyor. AKP mısır ithalatında her türlü kolaylığı sağlıyor. Unakıtan'ın oğlu köşeyi dönüyor. Yetmiyor, üretilen tatlandırıcının piyasayı ele geçirmesi için tatlandırıcı kotası önce yüzde 10'a, sonra yüzde 15'e ardından Bakanlar Kurulu kararıyla yüzde 50'ye çıkarılıyor. Öte yandan şekerpancarı ekim alanı yüzde 40 daraltılarak pancar üretimi azaltılıyor. Şeker fabrikaları kapatılıyor ve özelleştiriliyor. Hükümet önce kanun çıkarıyor, olmadı Bakanlar Kurulu Kararı çıkarıyor, firma bunu da yeterli bulmuyor. Son olarak da Bush'un ve kartellerin istediği şekilde TBMM'den kanun çıkarılıyor!
Şimdi de bağlantıları özetleyelim. Aslında karmaşık gibi görünüyor ama çok basit! Yapay tatlandırıcı sektöründe en büyük tekellerden biri olan ve kendisi için özel kanun çıkarılan Cargill'in Türkiye'deki ortağı Ülker (evet evet! Erdoğan'ın daha önce ortağı olduğu şirket!) Bu ortaklık Cola Turka'yı üretiyor ve içeceğin dağıtımını Başbakan Tayyip Erdoğan'ın oğlu yapıyor. Cargill'in ürettiği yapay tatlandırıcının hammaddesi olan mısırı ise Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın oğlu, yüzde 180 değil yüzde 35'lik bir gümrük vergisi ile ithal ediyor.
Siz de çok fesatsınız! Ne yani, babaları politikacı diye çocuklar aç mı kalsın?!! Babaları da (pardon! Bakanlar Kurulu) çocukları doyurmak için mısırdan üretilen yapay tatlandırıcılara uygulanan kotayı artırıyorlar.
Ne var bunda??? Çocuklar şeker (!) gibi iş kurmuş! Karınlarını doyuruyorlar!
Cargill Türkiye
Türkiye'ye 1960 yılında çeşitli ortaklıklarla giren Cargill, 1986 yılından itibaren kendi adıyla faaliyetlerini sürdürmektedir.
1960
İstanbul'da Bremar Firması ile Türkiye'deki ilk ticari faaliyetlere başlandı.
1986
Yaşar Holding ile tohumculuk üzerine ortak girişim kuruldu.
1987
Yaşar Holding ile yapılan tohumculuk ortaklığının bütün hisseleri devralındı.
1989
İstanbul Pendik'te bulunan Vaniköy Mısır İşleme Tesisi satın alındı.
1991
Tohum İşleme Tesisi, Mustafa Kemal Paşa'da faaliyete geçti. Ticari faaliyetlerde Bremar firması ortaklığına son verilerek Cargill Tarım Sanayi ve Ticaret A.Ş. kuruldu.
1992
İstanbul'da yeni merkez ofis açıldı.
1994
Finansal Piyasalar Bölümü kuruldu.
1995
Adapazarı Hendek'te Fındık İşleme Tesisi kuruldu.
1997
Demir ve Çelik ticaretine başlandı.
1998
Tohumculuk Bölümü, dünya çapında yapılan anlaşma gereği, Monsanto Firması'na devredildi.
1999
Rota Denizcilik ve Ticaret A.Ş. ile yapılan işbirliği doğrultusunda Kocaeli Yarımca'da tahıl depolama silosu ve limanı faaliyete geçirildi.
2000
Bursa Orhangazi'deki Mısır İşleme Tesisi kurularak üretime başlandı.
2002
Dünya genelinde Cerestar firması satın alındı. Bu çerçevede, Tükiye'de de Cerestar'a ait olan Pendik Nişasta Sanayii hisselerinin %50'sinin Cargill'e geçmesiyle, Ülker Grubu ile eşit hisseli ortaklık oluştu.
120 milyon dolarlık yatırımı ve 500 çalışanı ile Cargill Türkiye, 40 yılı aşkın süredir faaliyetlerini, gıda sektöründen finans söktörüne, hububat ve yağlı tohum ticaretinden çelik ticaretine, 4 farklı alanda sürdürmektedir.
Gıda Bölümü
Tüm dünyada kaliteli olarak bilinen ve özellikle tercih edilen pek çok marka ile ürünün içinde kullanılan gıda hammaddelerinin önde gelen üreticisi Cargill, Türkiye'de iki farklı gıda alanında üretim faaliyeti göstermektedir; Nişasta ve Tatlandırıcılar ile İşlenmiş Fındık.
Nişasta ve Tatlandırıcılar
Başta nişasta olmak üzere glikoz, fruktoz şurupları gibi doğal tatlandırıcıların yanı sıra kepek, protein ve öz gibi ilave ürünler de elde edilerek bütünüyle değerlendirilmektedir.
Mısırdan üretilen ürünler; gıdadan tekstil sektörüne, ilaçtan kağıt sanayiine kadar hayatın her alanında karşımıza çıkmaktadır.
Cargill Bursa Orhangazi'deki ve İstanbul Pendik'teki Mısır İşleme Tesisleri'nde dünya kalitesinde nişasta ile glikoz ve fruktoz şuruplarının yanında kepek, protein ve öz üreterek, Türk gıda sektörü ile yem ve yağ sanayiilerinde müşteriye özel çözümler yaratılmaktadır.
İşlenmiş Fındık
Dünya fındık rekoltesinin %80'ini gerçekleştiren Türkiye, dünyanın fındık ambarı olarak bilinir...
Cargill'in tüm dünyadaki tek fındık işleme tesisi de, Türkiye topraklarında Adapazarı Hendek'te yer alır. Cargill işlenmiş Türk fındığının uluslararası gıda sektöründe kullanılmasını sağlayarak, Türk ekonomisine ve fındık üreticisine destek olmaktadır.
Hububat ve Yağlı Tohumlar Bölümü
Bu bölüm, yağlı tohum, nebati yağ, pamuk ve hububat gibi tarım ürünlerinin ticaret ve dağıtımını yaparak, gıda ve yem sektöründe üretim yapan müşterilere toplu hammadde sağlama, taşıma ve depolama konularında hizmet vermektedir.
Uluslararası Çelik Ticareti Bölümü
Cargill Ferrous International'ın dünyadaki 16 şubesinden biri olan Uluslararası Çelik Ticareti Ofisi İstanbul'da hizmet vermektedir. Türk demir çelik üreticileri için özellikle Amerika ve Uzakdoğu pazarlarına ihracat imkanı yaratmaktadır.
Finansal Piyasalar Bölümü
Bu bölüm, ticaret ve risk yönetimi konularında uzmanlığı uluslararası çevrelerde de kabul görmüş olan Cargill'in iç pazara nakit akışı sağlanması ile Cargill Türkiye'nin, ticari hacim ve faaliyetlerinin etkinliğini arttırmaktadır.
http://www.etikhaber.com/index.php?...tion=com_content&task=view&id=18696&Itemid=32