Hakkında 60 binden fazla kitap yazılmış olmasına rağmen masonluğun ortaya çıkış hedefleri ve hayatımızdaki rolü toplumumuz tarafından yeteri kadar anlaşılmış değildir.
Uluslararası bir kuruluş olan masonluğun kurulduğu günden bu yana bazı Yahudi çevreleriyle yakın ilişkisi olmuştur. Bu ilişki kimi zaman fanatik bir "Yahudi düşmanlığına" sebebiyet vermiş, kimi zaman hayali komplo teorilerine malzeme hazırlamıştır. Bu kitapta, bu gibi hatalı yaklaşımlardan uzak durarak, masonluğun yapısı ve felsefesi ile masonlar ile bir kısım Yahudiler arasındaki ilişki gözler önüne serilmektedir.
Kitapta birinci bölümünde, İsrail'in resmi devlet ideolojisi olan Siyonizm'in, gerçekte İlahi bir din olan Yahudi inancını ve orjinali İlahi bir kitap olan Muharref Tevrat'ın hükümlerini kendi ırkçı ve yayılmacı görüşleri için nasıl kullandığı incelenecektir. İkinci bölüm ise masonluk ve bunun siyonist ideolojiyle alakasını ortaya koymaktadır. Ayrıca, masonların kabul ettirmeye çalıştıkları evrim teorisi, materyalist felsefe gibi önemli aldatmacalar son bölümde ele alınmıştır.
Görünüşte bu son iki kısım birbirlerinden ayrı konular gibi gözükseler de, gerçekte oldukça ilişkilidirler. Çünkü Darwinizm gibi modern çağın bilimsel gerçekleriyle bağdaşmayan iddialar, başta masonluk olmak üzere din karşıtı çevreler tarafından topluma empoze edilmektedir. Din ortadan kaldırılmak istenmekte, bunun için, önce insanların maymundan geldiği ve buna bağlı olarak aile, namus, ahlak gibi değerlerin zamanla ortaya çıktığı gibi aldatmacalar kitlelere bir gerçek gibi anlatılmaktadır.
Son iki yüzyılda bu görüş sahiplerinin etkisinin artması hiçbir şekilde tesadüfi değildir. Uzun, sistemli bir faaliyetin ürünüdür.
Ümit ederiz ki bu konudaki gerçeklerin ortaya çıkması masonluğun toplum üzerindeki olumsuz etkisini tesirsiz hale getirecektir. Ve aynı zamanda, masonlara da kendi yanlışlarını ve yanılgılarını gösterecek ve böylece umulur ki onların da bu yanılgılardan kurtulmalarına vesile olacaktır.
Bu kitap sadece belgelere dayanarak hazırlanmış, zayıf kaynaklar dikkate alınmamıştır. Kitapta, yahudilik konusunda kesinlikle ırkçı ve antisemit bir yaklaşım yoktur. Bir müslümanın antisemitizm gibi din-dışı bir ideolojiyi benimsemesi de zaten düşünülemez. (bkz. "Antisemitizm İslama Aykırı Bir Irkçılıktır) Biz Yahudileri, Allah'ın Kuran'da tarif ettiği şekilde "Kitap Ehli" insanlar olarak görüyor, inançlarına, dinlerine, geleneklerine saygı ve hoşgörüyle yaklaşıyoruz. Gerek ülkemizdeki Yahudilerin, gerekse İsrail'de veya dünyanın başka ülkelerindeki Yahudi insanların, barış ve huzur içinde yaşamalarını diliyoruz. Burada ve diğer ilgili çalışmalarımızda eleştirilen görüş, Yahudi dinini kendisine malzeme edinmek isteyen ırkçı Siyonist ideolojidir.
Nasıl ki, Panhelenistik fikirlerden tüm Yunan halkı sorumlu tutulamazsa, Siyonizm dolayısıyla da Yahudi halkı suçlanamaz. Kaldı ki bugün dünyada pek çok dindar Yahudi Siyonizme karşı çıkmakta, bu ırkçı ve din-dışı ideolojinin Yahudi dinine ve Yahudi halkına zarar veren sapkın bir görüş olduğunu vurgulamaktadır. (bkz.
http://www.jewsnotzionists.org/)
Benzer bir ayrımı masonlar için de yapmak gerekir. Eleştirdiğimiz mefhum, "masonlar" değil "masonluk"tur. Bu örgütün felsefesini ve bu felsefeye dayanan zararlı faaliyetlerini eleştiriyoruz. Buna karşın mason localarında pek çok kıymetli ve iyi niyetli insanın bulunduğu bir gerçektir. Mason localarında, Allah'a inanan, İslam'ı (veya Hıristiyanlık ve Yahudilik gibi İlahi dinleri) kabul eden dindar insanlar da vardır. Bu dindar masonlara saygı duyuyoruz. Ancak örgütün temel felsefesi materyalizmdir ve bunu mensuplarına aşama aşama empoze etmektedir. Topluma yönelik de yanıltıcı bir materyalist-Darwinist propaganda yürütmektedir. Bu nedenle masonluğun felsefesini ve faaliyetlerini göz önüne sermek, yanılgılarını ortaya çıkarmak gerekmektedir.
Nitekim, ilk derecelerdeki bu masonlar "çırak" adını almakta ve üstad masonlar tarafından "yontulmaya hazır ham tas" olarak değerlendirilmektedirler. Bu ilk masonik dereceler, aralarından "yapıcı faaliyet" gösterebilecek kapasitede olanların seçilmesi için uygun bir zemin teşkil etmekte, aynı zamanda masonluğun gerçek yüzüyle tanınmasına paravan vazifesi görecek şahısları bünyesinde tutmaktadır.
Okuyucunun yukarıda izahlar kapsamına giren şahısları ölçü alarak, masonluk meselesine dar bir açıyla bakması halinde, bu konuyu yeterince anlayamayacağını ifade etmek isteriz.
Bir Diğer önemli mesele de, bir kere mason olan şahsın artık iflah olmaz ve kesinlikle kaybedilmiş biri olarak telakki edilmesi hatasıdır. Hayatının evvelki döneminde mason iken, pişman olup masonluktan çıkan şahısları, ısrarla masonmuş gibi göstermek son derece hatalı bir davranıştır.
Bir insan daha önceden mason, komünist, ateist veya ahlaksız vs. olabilir. Fakat tövbe edip vazgeçtikten sonra onu eski haliyle takdim etmeye gayret etmek hem günah, hem her günah gibi çirkindir. Kötü yoldaki insanlara, batağa düşmüşlere vurulmaz, kolundan tutup çıkarılmaya çalışılır. Unutulmamalıdır ki her insan için tövbe kapısı açıktır.
harun yahyanın yahudilik ve masonluk kitabının giriş kısmı...