31 Mart Vak’ası, 28 Şubat darbesi ve Masonlar!

neb34

Banned
Katılım
20 Nis 2007
Mesajlar
1,110
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
KİM ALLAH'IN İNDİRDİĞİ İLE HÜKMETMEZSE İŞTE ONLAR
Adamın biri, sokakta dalgın dalgın yürürken; farkında olmadan, yolun ortasında yatan bir köpeğin “kuyruğuna” basmış!.. Ve tabiî; köpek can havliyle havlamış!..
Adam şaşırmış...
“Hayret” demiş;

“Ben köpeğin kuyruğuna bastım!.. Ama ses, ağzından çıktı!”
Şöyle bir düşünüp, “teşhis”i koymuş:
“Kuyruğuna bastığım halde ağzından ses çıktığına göre, demek ki; kuyruk ile baş arasında bir bağlantı var!”
.......
Şirinevler’den “Muhittin Amca”mın birkaç yıl önce aktardığı bu hikâye, Bedii Faik’e ait... Bedii Faik, bu örneği yarım asır kadar önce vermiş!.. Ama görüyorsunuz; hem tazeliğini, hem de güncelliğini koruyor!..
çünkü efendim;

Bugün de; “kuyruk”larına basıldığında “ağızlarından ses çıkaran” nice mahlûkat dolaşıyor ortalıkta!..
İtiraf etmek gerekir ki;
“İyi beslendikleri” için olsa gerek, “ses”leri de hayli “gür” çıkıyor!..
Bir anda “sürü” haline gelivermeleri de cabası!..

Tersi de oluyor tabii...
“Başları okşandığında” veya önlerine “kemik” atıldığında “kuyruk sallamaya” başlayan “Sahibinin Sesi” güruhunu da es geçmemek lâzım!..
Ancak, bu da konulan “teşhis”i değiştirmiyor;
“Baş” ile “kuyruk” arasında, gerçekten de “organik bir bağlantı” var!..
Kuyruğa basıldığında “baş” devreye giriyor, baş okşandığında ise “kuyruk” görevini icra etmeye başlıyor!..

Son günlerde cereyan eden ve özellikle “Vakit’e yönelik saldırı”ları şöyle bir getirin gözlerinizin önüne!..
Görüyorsunuz;
“Kuyruk”larına basılan nice “baş”, hemen sesini yükseltti!..
Bu, aynı zamanda; düğmeye basılıp, “Saldır Co!” parolasının işaretiydi!..
Gördünüz işte; anında bir araya gelip, “sürü” oluşturdular ve “topyekûn saldırı”ya geçtiler!..

Hani, ellerinden gelse;
Vakit’i bir kaşık suda boğacaklar!..
öylesine “hınç” dolular, öylesine “linç” ruhlular!..
Ama, mızrak çuvala sığmıyor!
“Dunkof taşeron”lar, “ebleh ve gerzek çemkirmen”ler, “kahpe enik”ler, ne kadar havlasalar da, “sürü”lerini bir türlü koruyamıyorlar!..

Hani, “havlamasını bilmeyen köpekler sürüye kurt getirir” derler ya; çemkirmeyi bilmeyen “***** çemkirmen”ler ve “kahpe enikler”in yaptığı da bu!..
Boşu boşuna çemkiriyorlar!..
Ve tabiî, dikkatleri “kendi kahpelikleri”nin üzerine çekiyorlar!..

Ama biz, “duruş”umuzu değiştirmeyeceğiz.
Her zamanki gibi;
“Hoşt” deyip, yolumuza devam edeceğiz!

AĞLAMA DUVARI OLAYI
“özel” bir meseleden dolayı siz okurlarımı meşgul ettiğim için, öncelikle hepinizden özür dilerim... Ne yaparsınız; “Sahibinin Sesi” rolü üstlenenlere ara sıra “hoşt” demek zorunda kalıyoruz işte!..

Hepinizden tekrar “özür” dilerken, “günün olayları”na dönebilirim artık... “Günün olayları” dedim ama, hangisi?.. AK Parti’nin, “402 sayfalık savunma”sını Anayasa Mahkemesi’ne dün vermesi mi, “Paksüt-Başbuğ gizli görüşmesi” mi, yoksa “Başbuğ’un Ağlama Duvarı’ndaki fotoğrafı” mı?..
Aslında, her üç olay da birbirinden önemli... AK Parti’nin, “Savcı’ya laiklik dersi” veren savunması; hem taze, hem de günün en önemli olayı!..

Ama, izniniz olursa, “AK Parti’nin 3 klasör ve 402 sayfadan oluşan savunması”nı daha sonra irdelemek istiyorum... çünkü, savunmadaki “Laiklik dinsizlik değildir!.. Başsavcı’nın laiklik yorumu çağdışı!” gibi ifadeler, üzerinde uzun uzun durmayı gerektiren ifadeler!..
Onun için diyorum ki;
Şu “Ağlama Duvarı’nda bir bürokrat” olayını bitirelim de, “Savunma”ya inşaALLAH yarın değiniriz!..

Bazı “dönek kahpe”ler diyor ki;
“Vakit’çiler her olayın arkasında Yahudi parmağı ve Mason komplosu ararlar... Bu parmak arama işi, taa İkinci Abdülhamid’in tahttan indirilişinden başlar, 28 Şubat darbesine kadar gelir!.. Bunlar, tarihte meydana gelen olayları Yahudi komplosu olarak okumaya yatkın bir kafa yapısına sahiptirler!”
Kısmen doğru bir tespit!..

Hatta, tam isabet!..
Demek oluyor ki;
“Bozuk saatin bile günde iki defa doğruyu gösterdiği” bir dünyada, “dönme kahpe”ler de, dönerlerken doğruyu gösterebiliyormuş!..

İHANET HEYETİNDE TüRK YOKTU

“İkinci Abdülhamid Han”ın tahttan indirilişi ve “28 Şubat darbesi” ilginç örnekler!.. çünkü, her iki olayda da, “Mason ve Siyonistlerin parmağı” var!..
Nasıl mı?..

öncelikle “İkinci Abdülhamid Han’ın tahttan indirilişi” olayına bir bakalım.
Evet, “Abdülhamid Han’ın tahttan indirilmesi”ne karar verilmiştir... Bu “hâl” kararının padişaha tebliği için, Ayan ve Mebusan meclislerini temsilen bir hey’et seçilmiş ve Yıldız Sarayı’na gönderilmişti.
Yıldız Sarayı’na Sultan Abdülhamid Han’a hal’ini tebliğ için gönderilen heyetin teşekkül tarzı ise, “Türk tarihinin en hâince hadiselerinden” birisi idi.

Bütün “Osmanlı tebaa”sını temsil etmesi gerektiği iddiası ile teşekkül ettirilen hey’ette tek bir Türk yoktu.
Bunlar; Selanik Mebusu Yahudi Emanuel Karaso, İşkodra Mebusu Arnavut Esat Toptani, Ayan’dan Ermeni Aram Efendi ve Padişahın uzun seneler yaverliğini yapmış olan karışık soydan Bahriye Nâzırı ârif Hikmet Paşa, Tayyar Bey, Cevad Bey, Haydar Bey, İsmail Kemal Bey ve Gâlip Paşalar idiler.

Padişah, “hal” kararını tebliğe gelenlerin kimler olduğunu mâbeyn başkâtibi Cevat Bey’e sorup öğrenince; “Bir Türk padişahına, otuz üç sene bu makamda bulunmuş İslâm halifesine hal kararını bildirmek için bir Yahudi, bir Ermeni, bir Arnavut ve bir nankörden başkasını bulamadılar mı?!” demekten kendini alamamıştır!..
Emanuel Karaso denilen vatan haini ve Müslüman düşmanı ise; Selanik’te “Mason locasının üstad-ı a’zamı” idi... Talat

Paşa, Câvid Bey, Câhid Beyleri Mason yapan işte bu adamdı.
Koyu bir Siyonist’ti... Büyük bir Türk düşmanıydı...
Filistin’de müstakil bir Yahudi devleti kurulması için Theodor Herzl ile birlikte Sultan Abdülhamid Han’a rüşvet teklif eden kişiydi!..

MASON üSTADI DİYOR Kİ;

Gelelim, heyetteki Mahmut Şevket Paşa’ya...
Peki, Mahmut Şevket Paşa, “ihanete varan gafleti”nde yalnız mıydı?..
Bu soruya “Masonlar Büyük Locası üstadı Celil Layiktez” cevap veriyor!..
Celil Layiktez; locanın resmi yayın organı Tesviye dergisinde, “İngilizce” olarak kaleme aldığı “İslâm ülkelerinde

Masonluk” başlıklı yazısında demiş ki;
“Mahmut Şevket Paşa komutasındaki Hareket Ordusu, masonlar tarafından örgütlendi ve yönetildi.. Sultan Adülhamid’e tahttan indirildiğini ve Selanik’e sürgüne gönderileceğini tebliğ eden 5 milletvekilinden oluşan heyettekilerin tamamı da masondu!”

“İttihat Terakki” tarafından, “Sultan Abdülhamid Han’ı tahttan indirmek” için oluşturulan “Hareket Ordusu” konusunda ise, şöyle diyor masonların üstadı Celil Layiktez;
“Karargâh subayı Mustafa Kemal’in mason olup olmadığı kesin olarak bilinmiyor. Ama subayların içinde, masonların sayısı çok fazlaydı.

Selanik’teki Hareket Ordusu’nu organize eden İttihat ve Terakki, Emmanuel Karaso’nun başkanı olduğu locada organize oluyorlardı.”

Böylesine “tarihî bir gerçek” ortada iken, “Sultan Abdülhamid Han’ın tahttan indirilmesinde Mason’ların ve Siyonistler’in parmağı olmadığını” iddia etmek için, herhalde “hoca”lıktan “loca”lara transfer olmaya çalışan “kahpe bir dönme” olmak lâzım!..

28 ŞUBAT’TAN BİR GüN öNCE!

Gelelim “28 Şubat darbesi”nin zamanlamasına...
öncelikle, o günkü gazetelerden bir haber:

“İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, dün Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’yı kabul ederek bir süre görüştü. Görüşmede, İsrail Genelkurmay Başkanı Amnon Şahak da hazır bulundu.

Görüşme sırasında, Genelkurmay Başkanı Karadayı, İsrail Başbakanı Netanyahu’ya, ‘Siz de asker olduğunuz için askerler arasındaki diyaloğun önemini bilirsiniz. Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler her zaman iyi olmuştur. Bundan sonra daha da iyi olacaktır. Askerler arasındaki diyalogda çok olumlu gelişmeler var’ diye konuştu.

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu da; ‘Türkiye ile ilişkilerin önemini biliyoruz. Aramızdaki işbirliği, bu problemli bölgeye istikrar ve huzur getirecektir. İşbirliğimiz sayesinde bu gerçekleşecektir’ dedi.”

Lütfen dikkat;
Bu ziyaret ve görüşme haberinin gazetelerde çıktığı tarih, “28 Şubat 1997”dir!..
Demek oluyor ki;

Dönemin Genelkurmay Başkanı Org. İsmail Hakkı Karadayı ile İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu arasındaki görüşme 27 Şubat 1997’de gerçekleşmiş ve Org. Karadayı aynı gün Türkiye’ye dönmüştür!..
Peki, tarihler 28 Şubat 1997’yi gösterdiğinde ne oldu Türkiye’de?!?..
N’oolacak;
“28 Şubat darbesi!!!”
Enteresan değil mi;

Bir gün önce İsrail’de olan Genelkurmay Başkanı, hemen ertesi günü dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’a, “18 Maddelik kararlar”ı dayatıyor ve böylece “darbe süreci”ni başlatıyor!..
Şimdi, sormak gerekmez mi;

“İsrail’e ziyaret”in hemen ertesi günü, “28 Şubat süreci”nin başlaması bir tesadüf (!) müdür?..
Bu soru; sadece ve sadece “dönme”lere, “kahpe”lere ve “dönek kahpe”lere yöneltilmiştir!..
Başkasının cevap vermesine gerek yoktur!..
--------------
Dede ve Torun!
Ne enteresan değil mi?.. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Ali Osman Paksüt bir “hukukçu” değil... “Büyükelçi” iken, A.N.

Sezer tarafından “Anayasa Mahkemesi üyeliği”ne atandı!..
Evet, enteresan... çünkü efendim, Ali Osman Paksüt’ün dedesi “Kel Ali” veya “Cellat Ali” lakaplı Ali çetinkaya da “hukukçu değil”di!..


Belki de, “hukukçu olmadığı” için;
“Sanığın idamına, şahitlerin bilâhere dinlenmesine!” şeklinde pervasız kararlar veriyordu.
Sırf “sadakatinden” dolayı İstiklal Mahkemeleri’nin başkanlığına atanmış Kel Ali!..

Dolayısıyla, “astığı astık, kestiği kestik” kararlar vermesi, gayet doğal!..
“Acaba” diyorum; “Ali Osman Paksüt’ün kararlarında da hukukçu olmamasının bir rolü var mı?..”
Yoksa o da, dedesinin izinde mi?

http://www.habervaktim.com/yazaroku.php?id=4672
__________________
 
masonluğu yanlış yerde arıyorsunuz bence islama dönün bakın görün masonları hainleri hepsi müslüman taklidi yapıyor.bir tanesi misyonunu tamamladı amerikan çiftliklerinde besleniyor.
tarihte şeyhülislam mertebesindeki masonları araştırırsanız 31 mart olayını doğru teşhiş edersiniz.
 
masonluğu yanlış yerde arıyorsunuz bence islama dönün bakın görün masonları hainleri hepsi müslüman taklidi yapıyor.bir tanesi misyonunu tamamladı amerikan çiftliklerinde besleniyor.
tarihte şeyhülislam mertebesindeki masonları araştırırsanız 31 mart olayını doğru teşhiş edersiniz.

İslam a dönün bakın ne demek yaw?Ne demeğe getiriyorsun sen?

Şeyhülislam ın adını bildiğini zannetmiyorum da gene de söyliyeyim,o şeyhülislam-M.K Efendi-(İsmini kısaltıyorum,google da yazmadan söyle bakayım gerçek ismini) acaba masonluğun mahiyetini biliyor muydu yoksa kandırıldı mı? Nerede Kemalist bulaşığı varsa,masonluk dendimi şeyhülislamı misal gösterip akıllarınca birşey ima ediyorlar.

Peki M.Kemalin locaları kapattığının nasılı ve hakikati hakkında aynı hassasiyeti gösterirler mi?Ama aynı masonlar,bilmem ne gününde Anıtkabire giderler.Ya masonlar tuhaflaştı,ya M.Kemal in locaları kapatmasının arkasında bir iş var
 
Allah ile aldatanlar demeye getiriyorum (bakınız YAŞAR NURİ ÖZTÜRK).Masonlar dini söylevler ile hainlik etmiştir ve hainliklerine de devam etmektedirler.Bu gün dinler arası dialogtan tan bop tan bahseden hainler ağızlarından Allah kelimesini eksiltmiyor dini sömürüyle çıkar sağlıyor yabancı dostları ile işbirliği yaparak hainliklerini güçlendiriyorlar.

anlıyacağın MASONLAR ve İŞBİRLİKÇİLERİ din sömürüsü ile HAİNLİK yapmaktadır
 
Hainlerin başı amerikada, kuklası Türkiye'de. Din - Ticaret - Siyaset üçgeninde, sömürüyü, vurgunu Allah' ına kadar yapıyorlar. Bakınz; Deniz Feneri yüzyılın soygunu, bakınız oğunan gemi alınan fakat mal varlığını bile ortaya koyamayan başbakan... Misallar arttırılabilir. Durmak yok, soyguna devam.
 
Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Locası Üstadı ve locanın resmi yayın organı Tesviye Dergisi'nin editörü Celil Layiktez, dünya masonlarına 'İslam Ülkelerinde Masonluk' başlıklı İngilizce bir makale yayınladı.

Makalesinde, Osmanlı Devleti'nde masonluğun nasıl kökleştiğini anlatan Layiktez, 2. Abdülhamit'in tahttan indirilmesine giden süreçte masonların oynadığı rolü değerlendirdi. Mason üstadı Layiktez, 1908'de 2. Meşrutiyet'in ilanından sonra 'İslamcıların' İstanbul'da ayaklanma çıkardığını ve bu ayaklanmanın Hareket Ordusu tarafından bastırılarak Sultan Abdülhamit'in tahttan indirildiğini söyledi. "Hareket Ordusu, masonlar tarafından örgütlendi ve yönetildi" diyen Layiktez, "Sultan Abdulhamit'e tahttan indirildiğini tebliğ eden 5 milletvekilinden oluşan heyettekilerin tamamı masondu" dedi.

ELİMİZDE BELGELER VAR

Makalesiyle ilgili olarak Bugün gazetesinin sorularını cevaplayan Celil Layiktez, yazıyı İtalyan masonlarının isteği üzerine kaleme aldığını söyledi. Yazıyı İtalya'da masonların üye olabildiği masonik bir internet sitesinin tarih kütüphanesine de gönderdiğini anlatan Layiktez, iddialarının arkasında durduğunu vurguladı. Layiktez, Abdülhamit Han'ı tahttan indirenlerin masonluğu ilgili olarak, "Elimizde yeterli belgeler var. Bu 5 kişinin mason olduğuna eminiz" dedi.

ORDUDAKİ MASONLAR

Hareket Ordusu'nda Muhtar Paşa'nın mason olmadığını belirten Layiktez, "Karargah subayı Mustafa Kemal'in ise mason olup olmadığı kesin olarak bilinmiyor. Ama subayların içinde, masonların sayısı çok fazlaydı. Selanik'teki Hareket Ordusu'nu organize eden İttihat ve Terakki, Emmanuel Karasu'nun başkanı olduğu locada organize oluyorlardı. Hatta o kadar çok subay var ki, bir kısım subay er üniformasıyla hareket ordusuna katıldı. Mustafa Kemal'in mason olup olmadığı ise kesin olarak bilinmiyor" dedi.

Layiktez, mason localarının 1935'te Mustafa Kemal tarafından kapatıldığının hatırlatılması üzerine, "Kapatmadı. O olay başka türlü gelişti" diye konuştu. Tarihçi Mustafa Armağan, Hareket Ordusu içinde masonların bulunduğu iddiasını doğruladı. 31 Mart Vakası'nın geniş değerlendirilmesi gereken bir olay olduğuna işaret eden Armağan, "Siyonizm çok komplike bir olay. Masonların sahiplenmesi doğal. 'Modern Türkiye'yi biz kurduk. Osmanlıyı biz bitirdik. Dolayısıyla bize şükran duyulması lazım' diyorlar. Böyle bir noktaya getirmek istiyorlar. Masonluğa giriş o zaman zannediyorum belirli bir dış bağlantıları sağlamlaştırmak, etraf oluşturmak gibi kaygılardan kaynaklanıyordu" dedi.

http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=68696
 
Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Locası Üstadı ve locanın resmi yayın organı Tesviye Dergisi'nin editörü Celil Layiktez, dünya masonlarına 'İslam Ülkelerinde Masonluk' başlıklı İngilizce bir makale yayınladı.

Makalesinde, Osmanlı Devleti'nde masonluğun nasıl kökleştiğini anlatan Layiktez, 2. Abdülhamit'in tahttan indirilmesine giden süreçte masonların oynadığı rolü değerlendirdi. Mason üstadı Layiktez, 1908'de 2. Meşrutiyet'in ilanından sonra 'İslamcıların' İstanbul'da ayaklanma çıkardığını ve bu ayaklanmanın Hareket Ordusu tarafından bastırılarak Sultan Abdülhamit'in tahttan indirildiğini söyledi. "Hareket Ordusu, masonlar tarafından örgütlendi ve yönetildi" diyen Layiktez, "Sultan Abdulhamit'e tahttan indirildiğini tebliğ eden 5 milletvekilinden oluşan heyettekilerin tamamı masondu" dedi.

ELİMİZDE BELGELER VAR

Makalesiyle ilgili olarak Bugün gazetesinin sorularını cevaplayan Celil Layiktez, yazıyı İtalyan masonlarının isteği üzerine kaleme aldığını söyledi. Yazıyı İtalya'da masonların üye olabildiği masonik bir internet sitesinin tarih kütüphanesine de gönderdiğini anlatan Layiktez, iddialarının arkasında durduğunu vurguladı. Layiktez, Abdülhamit Han'ı tahttan indirenlerin masonluğu ilgili olarak, "Elimizde yeterli belgeler var. Bu 5 kişinin mason olduğuna eminiz" dedi.

ORDUDAKİ MASONLAR

Hareket Ordusu'nda Muhtar Paşa'nın mason olmadığını belirten Layiktez, "Karargah subayı Mustafa Kemal'in ise mason olup olmadığı kesin olarak bilinmiyor. Ama subayların içinde, masonların sayısı çok fazlaydı. Selanik'teki Hareket Ordusu'nu organize eden İttihat ve Terakki, Emmanuel Karasu'nun başkanı olduğu locada organize oluyorlardı. Hatta o kadar çok subay var ki, bir kısım subay er üniformasıyla hareket ordusuna katıldı. Mustafa Kemal'in mason olup olmadığı ise kesin olarak bilinmiyor" dedi.

Layiktez, mason localarının 1935'te Mustafa Kemal tarafından kapatıldığının hatırlatılması üzerine, "Kapatmadı. O olay başka türlü gelişti" diye konuştu. Tarihçi Mustafa Armağan, Hareket Ordusu içinde masonların bulunduğu iddiasını doğruladı. 31 Mart Vakası'nın geniş değerlendirilmesi gereken bir olay olduğuna işaret eden Armağan, "Siyonizm çok komplike bir olay. Masonların sahiplenmesi doğal. 'Modern Türkiye'yi biz kurduk. Osmanlıyı biz bitirdik. Dolayısıyla bize şükran duyulması lazım' diyorlar. Böyle bir noktaya getirmek istiyorlar. Masonluğa giriş o zaman zannediyorum belirli bir dış bağlantıları sağlamlaştırmak, etraf oluşturmak gibi kaygılardan kaynaklanıyordu" dedi.

http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=68696

Hani M.Kemal locaları kapatmıştı?Zaten masonların da Kemalist takılmalırında bir acayiplik vardı
 
Hani M.Kemal locaları kapatmıştı?Zaten masonların da Kemalist takılmalırında bir acayiplik vardı

atatürk ün mason olduğu ile ilgili bi sürü şey duydum hatta nutukda geçen fikirler masonluğun ana fikirlerini oluşturuyormuş inanmamıştım ama mason sitelerinede baktım nutukta yazan fikirlerin aynıları ordada var sadece 2-3 kelime farklı..
 


atatürk ün mason olduğu ile ilgili bi sürü şey duydum hatta nutukda geçen fikirler masonluğun ana fikirlerini oluşturuyormuş inanmamıştım ama mason sitelerinede baktım nutukta yazan fikirlerin aynıları ordada var sadece 2-3 kelime farklı..

Ben de buna benzer pekçok şey gördüm.Doğru veya değil tarih elbette hükmünü verecektir.

Kim kiminle aynı şeyi düşünüryorsa,yapıyorsa o da onlardandır...
 
tabii yani çok şey var atatürk hakkında;

Kimisi diyo atatürk deccaldir,deccal 100 senede 1 dünyaya gelir ve kendini ilahlaştırır ve ilah olarak gösterir
Deccalin kuranda belirtilen özellikleri 1-Sol gözü kördür 2-2 gözünün arasında kefere(kafir) yazar..vs. diyen var..
Masondur vede şapka inkılabının gelmesiyle birlikte şapka takmayan köyleri bombalattırıp karşı gelen alimleri caminin önünde darağacında sallandırmış..diyen var

Cenazesi masonlarınki gibi yapılmış diyen var..

Masonlar tarafından öldürüldü diyen var..

Vede en kötüsü yunanlar atatürke sübyancı diyor vede facebookda gay leader gay ülke felan yazmışlar..:S

Yani demek istediğin bunların hepsi doğru olsaydı atatürk adolf hitler gibi anılırdı ki dünyada öyle anılmıyor..!

(Vede lütfen abuk subuk kavga çıkarmayın ben uydurmuyom nette görüyoruz bunları en bilinenide facebookdaki salak yunan grubu)
 
Konumuz aslında M.Kemal değil,ama şunu ifade edelim ki SELANİK ten gelen(Neden Konya değil,Erzurum değil de Selanik acaba bir düşünmek lazı.)Hareket Ordusunda bulunup da Türk ve İslam namına hareket edecek insan olacağını zannetmiyorum.Çünkü bu şerirlerin amacı Cennetmekan Sultan Abdülhamid Han Hz.lerini-ki yahudilerle en büyük mücadeleyi veren büyük devlet adamıdır-devirmekti.Bu ise en çok yahudilerin ve masonların işine gelirdi.İşe bu tarafından bakılınca M.Kemal in bu orduda olması düşündürücüdür.
 
filistine 5 milyon altın verdiler(ki o zaman 5 milyon altınla devletin borçlarını 50 kere ödersin) abdulhamid han kabul etmedi yahudilerin istediğini ve herkes bir olup abdulhamid han ı düşürmeye çalıştı.Zaten yahudiler in filistini alma davaları siyonizm den sebep hiç bi zaman kapanmicaktır..
 
atatürk ün mason olduğu ile ilgili bi sürü şey duydum hatta nutukda geçen fikirler masonluğun ana fikirlerini oluşturuyormuş inanmamıştım ama mason sitelerinede baktım nutukta yazan fikirlerin aynıları ordada var sadece 2-3 kelime farklı..

Yok artık sen Laburon CeymS demeyide geçtin .
Yok artık Devenin hendekTe Bale yapması.
:durdurun

ATaTürk Tekke ve Zaviyeleri kapatırken , Mason localarınıda kapattı .
Yani Din-İman diyen ama başka şeyler yetiştiren kişilerin hepsinin önüne set çekti .

Bu sizin Tayyip üstadınız değilmiki , Ruhban okulunu açmak için uğraşan ?
Durun bakalım ne yetişcek orda ?
Hmm durun ben sölicem , Heh Buldum :durdurun Hristiyan ve Musevi Din adamı

ATaTürk'e her fırsatta saldıranlar nedense hep Tayyipçiler oluyor
:goz:


EdiT :

Cemal Granda’ya :

İsme bak .
Sakın buda Mason olmasın ?

Neyse Daha fazla yazmıcam .
2. Bir mesaj yazmamak için burdan devam ettim .
İçi boş ve SAÇMA bir tartışma yapmak manasız .
 


Atatürk’ün Uşağı İdim adlı hatıratında Cemal Granda’ya göre Atatürk, bir İzmir gezisinde söz Masonluktan açılınca herkesi şaşkına çeviren bir hatırasını anlatmıştır. Aktarıyorum:

‘Bir zamanlar ben de mason olmuştum. Bir gün bir arkadaşım beni alıp Beyoğlu’ndaki Mason cemiyetine götürdü. Daha ne olduğunu bile anlayamadan kendimi cemiyetin içinde buldum. Mermer merdivenlerden büyük bir salona indik. Orada yüzlerini göremediğim bir takım kişiler vardı. Bizi buyur edip oturttular, kahveler sundular, hal hatır sordular. Orada fazla kalmadık, tekrar merdivenlerle daha da aşağı indik. Bir öncekinden daha geniş salonda bulduk kendimizi. Salonda büyük bir kalabalık toplanmış, kılıçlı bir tören yapılıyordu. Bu işleri daha önceden bildiğini anladığım arkadaşım beni kolumdan tutmuş, durmadan ne yapmam gerektiğini anlatıyordu. Kılıçların arasından geçip kutsal bir kitaba el bastık. Bütün bunlar olup bittikten sonra dışarı çıktık. İçeride çok sıkılmıştım. Bu olaydan sonra bir daha ne o binaya gittim, ne de oradakilerle karşılaştım. Şimdi gitsem, arasam o binayı belki de bulamam. İşte benim masonluğum bundan ibaret...’


ve birde bu var

"Her gün, sabah, akşam, gece, ne zaman sırasına getirebilirseniz bir çeyrek, yarım saat, ne kadar vakit ayırabilirseniz kendi içinize çekilin, o gün yaptığınız işi göz önünden ve düşüncelerinizin tartısından bir defa geçirin, ne ettiğinizi, ne işlediğinizi her gün bir defa kendi kendinize yoklayın. Şuurunuzdan alacağınız cevapların ne kadar faydalı olacağını tasavvur edemezsiniz. ... Dünya barışı içinde insanlığın gerçek mutluluğu ancak yüksek ülkü yolcularının çoğalmasıyla mümkün olacaktır."
- Mustafa Kemal Atatürk

bu yazının aynısının bi kaç kelime değiştirilmişi tüm masonluk sitelerinde var,bilmem acaba tesadüfmü??



Cemal granda felan mason olabilir ben bunları kendim yazmadım c/p yapdım o yüzden doğrudur da demiyorum..yani o kadar bilgim yok
 
Geri
Üst