Yavuz Sultan Selim-Seven Neylesin?

de_fans

New member
Katılım
30 May 2006
Mesajlar
773
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
35
Cihan padisahi Yavuz Sultan Selim, Sam yakinina otagini kurdurarak burada üç ay kadar kalmis. Bir Türkmen kizi da, zaman zaman padisahin çadirina gelerek, otagin temizlik islerini yapar, hünkâr çadirini tertibe ve düzene sokarak siradan gündelik islerle mesgul olurmus… Yine bir sabah temizlik için geldiginde, Sultan Selimi görmüs. Türkmen güzelinin gönlü sultana, su gibi anîden akiermis gönlünü kaptimis ona.- Hani kalbin, her an bir halden baska bir hale geçmek, gibi anlamlari da vardir ya- Zamanla kalbinin içini, ince bir sizi sarmis genç kizin ve baslamis kalbi için için göynümeye.
Bir gün, gözü, hünkâr çadirinin diregine ilismis. Diregin üst kismina askin gücü ona, söyle bir satir yazma cesareti vermis:

“Seven insan neylesin”


Yavuz Sultan Selim, otagina yatmaya gelince, birden direkteki yaziyi fark etmis,” Bu da ne ola ki” diyerek uzun bir muhakemeden sonra, bir vehim ve bin endise derken… Almis eline kalemi söyle bir satir da o düsmüs ayni direkteki dizenin altina. “

“Hemen derdin söylesin.”

Türkmen kizi, ertesi gün gelip baktiginda otagin diregine, sevincinden aglamis, o küçücük kalbi heyecandan gögsüne sigmaz olmus, yer de onun olmus âdeta gök de… Fakat koskoca cihan sultanina ilân-i askta bulunmanin, atesle oynamak, ates girdabina bilerek atlamak gibi ölümcül bir tehlikesi de varmis. “Varsin olsun bu ask, buna deger diye düsünmüs.” Aldigi mesaji heyecanla hemen cevaplandirmaktan kendini alamamis ama yine de içinde bir korku kurdu varmis ki genç güzelin, yüregini her gün dis dis, burgu burgu kemiren… Askin gücü, zoru ve korkuyu nefes nefes yasayan o gencecik yüregin imdadina yetismis derhâl. Bir satýr daha yazmis ayni direge

“Ya korkarsa neylesin”

Yavuz sultan selim, aksam, çadira döndügünde, not düstügü direkteki satir gelmis aklina. Bakmis ve okumus ki askin heyecanin ve korkunun karistigi, tezat dolu sözcüklerin bulustugu satirlar, bir mizrak gibi durmakta karsisinda. Hemen o satirin altina bir misra daha eklemis, aska yenik düsen koca padisah:

“Hiç korkmasin söylesin.”

Bir askin bulusan, karmasik ve bulanik duygulari söyle dizilmis diregin üzerine:

” Seven insan neylesin Hemen derdin söylesin Ya korkarsa neylesin Hiç korkmasın söylesin”

Sabahin olmasini sabirla beklemis padisah. Seher vakti sirdasi Hasancan çagirtmis, derhâl bir emir vererek:

” Biz dahi merak edip onu görmek isteriz tîz elden bu kizi huzura getirin.
Emir derhâl yerine getirilmis ki Ahu gözlü, endami hos, alimli, nazenin, ceylân gibi bir Türkmen güzeli… Hünkârin emriyle derhâl bir dügün alayi tertip edilmis. Eglenceler, yemeler içmeler… Dügünün son gecesi, sirlarla dolu bu askin bilmecesi kader-i ilâhî tarafindan çözülmüs, Çözülen bu kara baht çikinindan yayilan aci haber, saskina çevirmis herkesi, yer gök âdeta üzüntüye, mateme bogulmus. Ahu gözlü Türkmen dilberinin “Selim” diye çarpan saf ve küçük yüregi, bu büyük cihan sultanin askindaki sirri kaldiramamis ve birden duruvermis. O çadirin diregi, bu olayin canli fakat ketum sahidi olmus asirlardir. Bu dünya hayatinda vuslat nasip olmadigi gibi o gencecik yürege, buna fani alemde bir çare de bulunamamis. Bu hazin gönül çarpilmasinin ve gönül yangininin sonunda derler ki:

” Koca hünkâr, aglamis” ve Türkmen kizina yaptirdigi mezarin mermer tasina, su dörtlügü kazdirarak, dünyaya, askin gücünün karsisindaki çaresizligini en güçlü ordulari yenen koca hünkâr söyle haykirmis:

Merdüm-i dîdeme bilmem ne füsûn etti felek
Giryemi kildi hûn eksimi füzûn etti felek
Sîrler pençe-i kahrimdan olurken lerzân
Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek.”

Bilmem ki gözlerime felek nasil bir büyü yapti ki
Gözümü kan içinde birakti, askimi artirdi
Benim pençemin( gücümün) korkusundan arslanlar(bile) titrerken
Felek beni bir ahu gözlüye esir etti..
 
Yavuz hırslı, bilgili, otoriter ve kararlı bir devler adamıydı.
Bölyle devlet adamı yok ki şimdi, herbiyanı oynayan ipsiz sapsız adamların eline düştük...
Şimdikiler hem cahil (tarihi ve nasıl yorumlamaları gerektiğini bilmiyorlar) hemde çıkarları için vatanlarını satabilecek kadar halsiyetsiz...
 
Yavuz Sultan Selim, Sünni inancı Anadolu Alevileri için bir zulüm nedeni yapan Osmanlı sultanıdır.
Yavuz Sultan Selim'in Sünnilik adına Alevi halkı kitlesel olarak yok etmeye kalkışmasının nedeni Osmanlı'nın doğu sınırlarında hızla gelişen Türk Safevi Devleti'dir; bu devletin Anadolu Alevileri için Osmanlı zulmüne karşı bir umut olması ve Anadolu insanının Osmanlı topraklarından kaçmaya başlamasıdır.

Bu güçlü Türk devletinin gelişip kökleşmesinin, sömürü alanı olarak görüp değerlendirdikleri Anadolu'nun elden çıkması demek olduğunu anlayan Osmanlı, bu gelişimin "tek ıslam devleti" kurma çabalarını da engelleyeceğini düşünüyordu.

Sıra sıra cellatlar, sürü sürü Türkmen'i doğramaya başladı. Zaten Fatih ta 1473 yılından itibaren (Otlukbeli) bu işe başlamıştı. Ardından Sünnilik güç buldukça Alevi düşmanlığı körüklenmeye başlandı.

Yavuz Sultan Selim, halifeliği, Abbasiler'den kılıç zoruyla aldıktan sonra Sünnilik tutucu bir niteliğe bürünmüş ve artık toplumsal gelişmeye ayak uyduramaz hale gelmişti.

Anadolu'da Türklerin anlayamadığı Arap ve Acem dili yaygınlaşmaya
başlamıştı. ışte Anadolu'da yaygın olan Alevilik, Sünniliği bir baskı
aracına dönüştürmüş olan padişahların kabul edemeyeceği bir düşünceydi.
Aleviler aynı zamanda Doğu sınırındaki Türk devletini destekliyorlardı ki;
Osmanlı devleti bu nedenlerden Ötürü Anadolu Alevilerine baskı uyguluyordu.

Yavuz Sultan Selim, şah ısmail üzerine sefere çıkarken; ordunun arkasında
kendisine karşı çıkabilecek bir güç olsun istemiyordu. Savaş başladığında
Alevilerin şah ısmail'den yana tavır alma olasılığı da oldukça yüksekti. Ve
Yavuz Sultan Selam 40 bin Aleviyi kılıçtan geçirdi. Kendini haklı çıkarmak
için Alevilerin kadınları ortaklaşa kullandıkları, Kuran'ı, camileri
yaktıkları şeklinde iddialarda bulundu ve bunun üzerine fetvalar yazdı.
Yavuz Sultan Selim'in Alevi kırımı yapabilmek için yazdırdığı fetvalardan
birisi

Müftü Hamza'ya ait olanıdır; "Ey Müslümanlar, bilin ve haberdar olun ki,
reisler; Erdebil oğlu ısmail olan Kızılbaş topluluğu, Peygamberimizin
şeriatını, sünnetini, ıslam dinini, iyiyi ve doğruyu açıklayan Kuran'ı küçük
gördüler. (...) Onlara sempati gösteren, batıl dinlerini kabul eden veya
yardımcı olanlar da kafir ve dinsizdirler. Bu gibi kimselerin topluluğunu
dağıtmak bütün Müslümanların görevidir. Bu arada Müslümanlar'dan ölen kutsal
şehitlerin yeri yüce cennettir. O kafirlerden ölen ise, hakir olup
cehennemin dibinde yer tutacaklardır. (...) Bu türlü topluluk hem kafir ve
imansız hem de kötülük yapan kimselerdir. Bu iki sebepten onların
öldürülmesi vaciptir."

Dönemin büyük fıkıh ve hadis bilgini olarak tanınan Müftü Hamza 1521 yılında
ölmüştür. Tarihte yalnız böyle yüz karası bir fetvayla değil, rüşvet almak
gibi bir suçla da anılır. Kuran üzerine yemin etmesine rağmen 50 bin akçe
karşılığında Semendire Valisi Yusuf Bali'nin yolsuzluklarını ve
haksızlıklarını kapatır. Müftü Hamza'nın rüşvet aldığını öğrenen Yavuz
Sultan Selim onu sıkıştırıp canının bağışlanması karşılığında bu fetvayı
verdirir.

Osmanlı, iktidarı için her şeyi kullanmıştır, kullanmaya çalışmıştır.
Alevi kırımına izin veren bir diğer fetva da şeyhülislam ibni Kemal
tarafından kaleme alınmıştır. "...
Kızılbaş topluluğu şeri yasalar gereği öldürülmeleri helaldir.
Islam askerlerinden onları öldürenler gazi, ellerinde ölenler ise şehittirler."
Halkı birbirine düşman etme kırdırma Osmanlı'dan bugüne devredilmiş bir
devlet geleneğidir.

ne büyük bir lider değil mi???
 
Yavuz Sultan Selim, Sünni inancı Anadolu Alevileri için bir zulüm nedeni yapan Osmanlı sultanıdır.
Yavuz Sultan Selim'in Sünnilik adına Alevi halkı kitlesel olarak yok etmeye kalkışmasının nedeni Osmanlı'nın doğu sınırlarında hızla gelişen Türk Safevi Devleti'dir; bu devletin Anadolu Alevileri için Osmanlı zulmüne karşı bir umut olması ve Anadolu insanının Osmanlı topraklarından kaçmaya başlamasıdır.

Bu güçlü Türk devletinin gelişip kökleşmesinin, sömürü alanı olarak görüp değerlendirdikleri Anadolu'nun elden çıkması demek olduğunu anlayan Osmanlı, bu gelişimin "tek ıslam devleti" kurma çabalarını da engelleyeceğini düşünüyordu.

Sıra sıra cellatlar, sürü sürü Türkmen'i doğramaya başladı. Zaten Fatih ta 1473 yılından itibaren (Otlukbeli) bu işe başlamıştı. Ardından Sünnilik güç buldukça Alevi düşmanlığı körüklenmeye başlandı.

Yavuz Sultan Selim, halifeliği, Abbasiler'den kılıç zoruyla aldıktan sonra Sünnilik tutucu bir niteliğe bürünmüş ve artık toplumsal gelişmeye ayak uyduramaz hale gelmişti.

Anadolu'da Türklerin anlayamadığı Arap ve Acem dili yaygınlaşmaya
başlamıştı. ışte Anadolu'da yaygın olan Alevilik, Sünniliği bir baskı
aracına dönüştürmüş olan padişahların kabul edemeyeceği bir düşünceydi.
Aleviler aynı zamanda Doğu sınırındaki Türk devletini destekliyorlardı ki;
Osmanlı devleti bu nedenlerden Ötürü Anadolu Alevilerine baskı uyguluyordu.

Yavuz Sultan Selim, şah ısmail üzerine sefere çıkarken; ordunun arkasında
kendisine karşı çıkabilecek bir güç olsun istemiyordu. Savaş başladığında
Alevilerin şah ısmail'den yana tavır alma olasılığı da oldukça yüksekti. Ve
Yavuz Sultan Selam 40 bin Aleviyi kılıçtan geçirdi. Kendini haklı çıkarmak
için Alevilerin kadınları ortaklaşa kullandıkları, Kuran'ı, camileri
yaktıkları şeklinde iddialarda bulundu ve bunun üzerine fetvalar yazdı.
Yavuz Sultan Selim'in Alevi kırımı yapabilmek için yazdırdığı fetvalardan
birisi

Müftü Hamza'ya ait olanıdır; "Ey Müslümanlar, bilin ve haberdar olun ki,
reisler; Erdebil oğlu ısmail olan Kızılbaş topluluğu, Peygamberimizin
şeriatını, sünnetini, ıslam dinini, iyiyi ve doğruyu açıklayan Kuran'ı küçük
gördüler. (...) Onlara sempati gösteren, batıl dinlerini kabul eden veya
yardımcı olanlar da kafir ve dinsizdirler. Bu gibi kimselerin topluluğunu
dağıtmak bütün Müslümanların görevidir. Bu arada Müslümanlar'dan ölen kutsal
şehitlerin yeri yüce cennettir. O kafirlerden ölen ise, hakir olup
cehennemin dibinde yer tutacaklardır. (...) Bu türlü topluluk hem kafir ve
imansız hem de kötülük yapan kimselerdir. Bu iki sebepten onların
öldürülmesi vaciptir."

Dönemin büyük fıkıh ve hadis bilgini olarak tanınan Müftü Hamza 1521 yılında
ölmüştür. Tarihte yalnız böyle yüz karası bir fetvayla değil, rüşvet almak
gibi bir suçla da anılır. Kuran üzerine yemin etmesine rağmen 50 bin akçe
karşılığında Semendire Valisi Yusuf Bali'nin yolsuzluklarını ve
haksızlıklarını kapatır. Müftü Hamza'nın rüşvet aldığını öğrenen Yavuz
Sultan Selim onu sıkıştırıp canının bağışlanması karşılığında bu fetvayı
verdirir.

Osmanlı, iktidarı için her şeyi kullanmıştır, kullanmaya çalışmıştır.
Alevi kırımına izin veren bir diğer fetva da şeyhülislam ibni Kemal
tarafından kaleme alınmıştır. "...
Kızılbaş topluluğu şeri yasalar gereği öldürülmeleri helaldir.
Islam askerlerinden onları öldürenler gazi, ellerinde ölenler ise şehittirler."
Halkı birbirine düşman etme kırdırma Osmanlı'dan bugüne devredilmiş bir
devlet geleneğidir.

ne büyük bir lider değil mi???

Kendi babasını öldüren bir padişah.Ne kadar saygı duyulabilir ki...
 
Yavuz Sultan Selim, halifeliği, Abbasiler'den kılıç zoruyla aldıktan sonra Sünnilik tutucu bir niteliğe bürünmüş ve artık toplumsal gelişmeye ayak uyduramaz hale gelmişti.


KıLıç ZoruyLa Aldı DeğiL mi ORtada Hiçbişey Yokken aLdı değiL mi ?

MemLükLerin MüsLümanLarın CAn GüvenLiğini sağLayamaması Hicaz BöLgesindeki Problemleri Çözememesi HaLifeLiği Almasının en önemLi sebebidir..Açın biraz Kitap Okuyun..

Baba KatiLi Demiş arkadaş Ona bakarsanız ondan önce de Fatih'in Çıkardığı Kardeş KatLi
wardı bunLarın sebebide Gayet açık ve net "Türklerde üLke SürekLi Taht Kavgalarından Dolayı Ya Yıkılma sürecine giriyordu Ya da yıkılıyordu bkz Fetret Devri"

SöyLer misin bana by biLmiş Hangi Padişah Ordusuyla Savaşa Çıkarken Yanında koca bir Kütüphane Götürürdü ? Senin Che mi ? Keşke Sizin LiderLeriniz de çok değiL onLarın 10 da 1 i Kadar OLabiLseydi...
 
arkadaşım sen che hakkında ne kadar şey biliyorsun ki? Che kitap okumamuş dedmişsin al sana che nin yazdığı bazı kitaplar
Bolivya Günlüğü------Che
Afrika Rüyası----------Che
Savaş Anıları----------Che
Bütün Yazıları---------Che

Dünyanın en önde gelen ve seven sevmeyen herkesin saygı duyduğu büyük bir devrimci önderden bahsediyorsun burda insanlara bir şey tavsiye ederken, yol gösterirken önce kendi uygular sonra insanları teşvik ederdi.Che' yi biraz araştırmanı tavsiye ederim.Ayrıca dünyayı Che mi kurataracak demişsin.Yavuz Sultan Selim'in kurtarmayacağını da biliyoruz ama Che Küba'yı kurtarmıştı ardında emperyalizm boyunduruğu altındaki ininsanlara büyük bir kurtuluş umudu bıraktı o.Yavuz Sultan Selim gibi 40.000 insanı katletmedi.

Dediğim gibi Che'yi biraz araştır birşey kaybetmezsin...
 
Kendi babasını öldüren bir padişah.Ne kadar saygı duyulabilir ki...


Kendi Babasını niye öldürdü bilionmu seN ..

Eğer Bir devLet yönetiLmiyorsa aNLaki baŞtaKiLerdeN birisi SorunLudur ..
DevLet'in itibarı ve Devamı için Geçmesi gerekiyordu ve geçti .. O babasını öLdürmeseydi seN hayatta oLAcakmıydın
 
inandığınız yol b.k çukuru bile sayılmaz osmanlı İmparatorluğu yanında
övündüğünüz adamlar ot bile değil hakkında ahkam kestiğiniz cihan padişahlarının yanında
size ne denebilir ki
 
inandığınız yol b.k çukuru bile sayılmaz osmanlı İmparatorluğu yanında
övündüğünüz adamlar ot bile değil hakkında ahkam kestiğiniz cihan padişahlarının yanında
size ne denebilir ki

arkadaşım terbiyesizlik yapmanın mantığı yok. ben sana savunduğunuz insan suçsuz günahsız 40.000 kişiyi katletti diyorum. sen bana hakaret ediyorsun. Müslümanlığın M'sinden haberi olmayan bir padişahtan bahsediyoruz burda ve anlaşılan o ki yandaşlarından...
 
inandığınız yol b.k çukuru bile sayılmaz osmanlı İmparatorluğu yanında
övündüğünüz adamlar ot bile değil hakkında ahkam kestiğiniz cihan padişahlarının yanında
size ne denebilir ki

allah razı olsun insan gibi bir şey yazmayı düşündüğün için. ellerin dert görmesin
 
arkadaşım sen che hakkında ne kadar şey biliyorsun ki? Che kitap okumamuş dedmişsin al sana che nin yazdığı bazı kitaplar
Bolivya Günlüğü------Che
Afrika Rüyası----------Che
Savaş Anıları----------Che
Bütün Yazıları---------Che

Dünyanın en önde gelen ve seven sevmeyen herkesin saygı duyduğu büyük bir devrimci önderden bahsediyorsun burda insanlara bir şey tavsiye ederken, yol gösterirken önce kendi uygular sonra insanları teşvik ederdi.Che' yi biraz araştırmanı tavsiye ederim.Ayrıca dünyayı Che mi kurataracak demişsin.Yavuz Sultan Selim'in kurtarmayacağını da biliyoruz ama Che Küba'yı kurtarmıştı ardında emperyalizm boyunduruğu altındaki ininsanlara büyük bir kurtuluş umudu bıraktı o.Yavuz Sultan Selim gibi 40.000 insanı katletmedi.

Dediğim gibi Che'yi biraz araştır birşey kaybetmezsin...

Ağzına sağlık yoldaş ben bazı insanları bir türlü anlayamıyorum.Nedir bu Che düşmanlığı.Ne yaptı da bu kadar nefret ederler bir türlü anlamıyorum.Emperyalizme kurşun sıkan her lidere sonsuz saygı duyarım ben.Osmanlı padişahları konusunda da tutuculuğu bıraksınlar artık.Her padişah dünya tarihinde hayatı boyunca iyi güzel şeyler yaptı diye bir kural yok.Yavuz Sultan Selim in yaptıkları diğer padişahları ne yüceltir ne de alçaltır.
 
Che Kübayı Kurtarmışmışmış fln sana bi yararı dokundu mu bari Senin eLine ne geçti söyLer misin ?

Che'nin kişiliğine,askeri başarısına diyecek bişeyim yok ama o adam benim Liderim OLamaz

kişi Sevdiği ile beraberdir (Hadis-i Şerif)

VArsın ben YavuzLa OLayım sende Che iLe ;)

anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az Hadi Kolay geLE ;)
 
Che Kübayı Kurtarmışmışmış fln sana bi yararı dokundu mu bari Senin eLine ne geçti söyLer misin ?

Che'nin kişiliğine,askeri başarısına diyecek bişeyim yok ama o adam benim Liderim OLamaz

kişi Sevdiği ile beraberdir (Hadis-i Şerif)

VArsın ben YavuzLa OLayım sende Che iLe ;)

anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az Hadi Kolay geLE ;)

dostum konu Che'nin bana bi yarar sağlayıp sağlamadığı değildir ve bu sadece beni ilgilendirir. konu hakkında yargı yapmadan önce laf nereden Che'ye gelmiş bi ona bak istersen...
 
Tarihi tersten okumayı seven kardeşler bi de düz okusanız :)

O kadar insanı katletti dediğiniz adam zamanında Mısır gibi bir yeri alıyor da yağma vb kısmını bırak ordusundan bir asker gidip bir elma almıyor tezgahın birinden. Tam cani işi :)

Tarihi tarafsız kitaplardan okuyarak kendiniz yorumlamayı öğrenin biraz, ama tamamını geçmişten geleceğe doğru bir dilimi bilmeden anlık olayları okuyarak ahgan kesmeyin. Tarih değerlendirilirken o günün şartları, öncesinden gelen sebepleri ve doğurduğu sonuçları ile değerlendirilir !!

Tarihi doğru okumayı öğrenseniz hiç böyle konulara girmezsiniz ama tararsız(!!) aydın(!!) insanların yazdığı tarih kitaplarını okuduğunuz için böyle oluyor.

Biraz bilinç kazanın, tarihten birşeyler çıkarmayı öğrenin ki günün gidişatını değerlendirebilesiniz. Tek taraflı bakış açıları ile bi yere varamazsınız. Cahil toplumlar başkaları tarafından yönetilmeye mahkumdur unutmayın !!

Babasının yerine tahta geçti, Tüm ordu ve devlet erkanının desteği ile,
40.000 kişiyi katletmiş, hiçbir dayanağı olmayan bir iddia, devlet kayıtlarında ..vb hiçbiryerde böyle bir kayıt yok ki bu tür olaylar kayıt altına alınırdı Osmanlı da, Sadece bir müftünün fetvası var dayanak gösterilen.
Hayatı savaşlarla geçti, stratejik önemi olan halifelik, baharat yolu ..vb şeylri elde ederek devletin temellerini iyice sağlamlaştırmayı amaçladı
 
kocaaaa osmanlı padişahıyla che denen adamı mukayese etmek bile bence abesle iştigal..!
 
Konuyu başka bir yerlere çekmenin alemi yok.
Burada konu Che değil, ayrıca kıyaslamak bile "abesle iştigal".
2009'da düşünme aygıtınızın üzerine oturup, 500 yıl önceki bir padişahı eleştirmek için
önce okumalı, araştırmalı ve düşünmelisiniz.
Başkalarının kahramanlarıyla övünmek, el ..... gerdeğe girmek demektir.(Övünen varsa)
Maden tartışmak istiyorsunuz, konu Yavuz Selim'den açıldığı için, alın size iki soru.
1. Yavuz'un neden tek karısı vardır?
2. Yavuz, 9 yıl süren padişahlığının 7 yılı savaşmıştır. Ama genellikle seferleri doğuyadır.
İran'daki Safeviler ve Mısır'daki Memlukler. Bu 2 devlette Türk'tür. Timur'u yerden yere vuranlar,
Yavuz'a bakalım ne diyecekler?

Kolay gelsin.
 
Geri
Üst