manashan
New member
- Katılım
- 27 Eki 2007
- Mesajlar
- 164
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
%50'nin üzerinde oy beklerken, %40'ın
altında kalmanın şaşkınlığını yaşayan Tayyip Erdoğan'a "bir acı mektup"...
Tayyip Bey'e bir acı mektup
SEVGİLİ Tayyip Bey...
Bilmem bilir misin? "Bizim Yozgat"ta senin durumunu gayet iyi anlatan bir tabir vardır: "Zırı
kırıldı" der Yozgatlılar...
Evet, evet... Zırın kırıldı.
"Efsanevi Tayyip şansı" masal oldu.
Sen artık o eski "Ballı Tayyip" değilsin...
"Su içse yarıyor" ya da "İlahi yardım alıyor" söylenceleri yere çakıldı.
İşte, her canlı gibi sen de -yavaştan da olsa- geriye doğru gitme trendini tattın...
Partinin genel merkezinin önünde alışkın bir gayretkeşlikle bir araya gelen davulcular ve
zurnacılar susup kaldı.
Balkondan selamlama yapacak ne takatin vardı ne de toplanan ahali...
Ama yine de "tarihi balkon konuşması"nı çağrıştıran bir açıklama yaptın gecenin geç
vakti...
Dedin ki: "Sonuçlar beni tatmin etmedi."
Ardından da kendini sorgulayacağını ima ettin.
Madem eski dostuz, o zaman sana bir kıyak yapayım Tayyip Bey...
Seçim öncesi "buradan nasıl göründüğü"ne dair bir "korsan bildiri" attırayım da,
"muhasebe süreci"nde benim de tuzum bulunsun...
* * *
Seçimden önce orantısız abanıyordun Tayyip Bey...
Yandaş basınınla, aşırı şımarmış taraftarlarınla, burnundan kıl aldırmaz adaylarınla, şişkin
egonla, patlayan özgüveninle, antipatik sloganlarınla, çatışmacı tavrınla, amansız kibrinle...
Abandıkça abanıyordun...
Kucaklamıyor, dışlıyordun... Umut vermiyor, korkutuyordun... Uzlaşmıyor, kavga
ediyordun.
Üstümüze üstümüze geliyordun...
Valilerinle geliyordun, seçmece televizyon programlarınla geliyordun, kömür çuvallarınla
geliyordun, gıda torbalarınla geliyordun, buzdolaplarınla, çamaşır makinelerinle geliyordun,
seçime beş gün kala açıklanan "Ergenekon İddianamesi" ile geliyordun, "asit kuyusu"
şovlarınla geliyordun, çıkardığın yapay gerilimlerinle geliyordun, vergi cezalarınla
geliyordun...
Kutsal Kitap'ın dilinden söyleyecek olursak, "Yeryüzünde böbürlenerek çalımlı yürüyor"
idin...
Acayip kibirlenmiştin.
Hadi itiraf et, aslında tek emelin vardı: Yine çıkıp "sandık sandıklar içinde çok şanımız var"
şarkısını terennüm etmek...
"Yüzde 50'nin üzeri" idi beklediğin...
Hani bağırıyordun ya avazın çıktığı kadar: "Bunlar yüzde 47'yi de beğenmiyorlar... Ama
cevabı millet verecek... Milletim 'Siz yüzde 47'yi beğenmiyor musunuz? Alın size yüzde
50' diyecek."
Bak, işte millet konuştu...
Ama biraz değişik konuştu...
"Akıllı ol" dedi... "Yeter söz milletin" dedi... "Artistlik yapma" dedi... "Böbürlenme" dedi...
"Senden büyük Allah var" dedi...
Dedi oğlu dedi...
* * *
Madem açık konuşuyoruz... O zaman öğütlerimiz de açık olsun...
Sevgili Tayyip Bey...
Eğer bundan sonra "Tayyip neylerse güzel eyler" anlayışından vazgeçersen... Tahammüllü
olma temrinleri yaparsan... Putin'e öykünmek yerine Şeyh Edebali öğütlerine kulak
vermeyi tercih edersen... Büyük düşünmek yerine kendini başkalarının yerine koyarak
düşünmeye başlarsan... Ahalinin "zart - zurt"tan hazzetmediğini idrak edersen... "2009
model tek parti yönetimi"ni inşa etmeye kalkmazsan... Senin gibi yaşamayanların
güvenini kazanamazsan...
Bitmezsin bitmemesine ama...
"Yüzde 47"yi falan rüyanda bile göremezsin... Benden söylemesi.
İmza: Acı konuşan bir eski dost...
Tek soru tek cevap
SORU: Beyaz şehir ahalisinin önemlice bir kısmı, "istikrar" adına AKP'ye oy vermişti.
Fakat... Bu sefer... Vazgeçtiler... Neden?
CEVAP: Korktular... Korktular... Korktular... Baktılar ki: Bir parça fazla oy alınca Tayyip
Bey sert yüzünü göstermekten çekinmiyor... İktidarı sonuna kadar kullanıyor... Hatta bu
uğurda kural ihlalleri yapmaktan bile geri durmuyor... Tiranlaşıyor... "Eyvah" dediler...
"Böyle giderse işin rengi değişir, yaşam tarzımız tehlike altına girer" dediler... "Durmak var
yola devam edilemez" dediler... Bu yüzden oy vermediler.
Bundan sonra ne olur
KABİNEDE REVİZYON- Şunu yazın bir kenara: Maliye Bakanı Kemal Unakıtan gidicidir...
Ahsen Yenge'nin "Rabbime sordum / Cleveland dedi" açıklaması, "Mahdum Abdullah
Bey"in gemlenemeyen ticari hırsı falan Tayyip Bey'in tepesini attırmış durumda... Hazır
elde "sağlık sorunları" gibi "mis" gibi gerekçe de bulunuyorken, Kemal Abi bir kenara
konacak... "Türkiye'de mutlu bir Londralı" gibi dolaşan Mehmet Şimşek'in de üstünün
çizildiğini söylemeliyim.
İHSAN ARSLAN GRUBU- Diyarbakır'ı kazanayım derken eldeki kalelerden olan Tayyip
Bey, "Kürt sorunu"nun duble yollarla ve sosyal yardımlarla çözülemeyeceğini idrak
edecektir... Bu durumda "İhsan Arslan Grubu"nun yeni dönemde daha da etkili olacağını
tahmin etmek zor değil...
AB'YE TUTUNMA- Şehirlerin beyaz ahalisinin gösterdiği kırmızı karttan kurtulmanın tek
yolunun Avrupa Birliği'nden geçtiğini fark eden Tayyip Bey, "Orta Doğu'nun yiğidi" olmak
hevesinden vazgeçip, "Brüksel'in kahramanı" olmak hedefine kilitlenebilir.
Ahmet Hakan - Hürriyet
http://www.etikhaber.com/content/view/73981/35/
altında kalmanın şaşkınlığını yaşayan Tayyip Erdoğan'a "bir acı mektup"...

Tayyip Bey'e bir acı mektup
SEVGİLİ Tayyip Bey...
Bilmem bilir misin? "Bizim Yozgat"ta senin durumunu gayet iyi anlatan bir tabir vardır: "Zırı
kırıldı" der Yozgatlılar...
Evet, evet... Zırın kırıldı.
"Efsanevi Tayyip şansı" masal oldu.
Sen artık o eski "Ballı Tayyip" değilsin...
"Su içse yarıyor" ya da "İlahi yardım alıyor" söylenceleri yere çakıldı.
İşte, her canlı gibi sen de -yavaştan da olsa- geriye doğru gitme trendini tattın...
Partinin genel merkezinin önünde alışkın bir gayretkeşlikle bir araya gelen davulcular ve
zurnacılar susup kaldı.
Balkondan selamlama yapacak ne takatin vardı ne de toplanan ahali...
Ama yine de "tarihi balkon konuşması"nı çağrıştıran bir açıklama yaptın gecenin geç
vakti...
Dedin ki: "Sonuçlar beni tatmin etmedi."
Ardından da kendini sorgulayacağını ima ettin.
Madem eski dostuz, o zaman sana bir kıyak yapayım Tayyip Bey...
Seçim öncesi "buradan nasıl göründüğü"ne dair bir "korsan bildiri" attırayım da,
"muhasebe süreci"nde benim de tuzum bulunsun...
* * *
Seçimden önce orantısız abanıyordun Tayyip Bey...
Yandaş basınınla, aşırı şımarmış taraftarlarınla, burnundan kıl aldırmaz adaylarınla, şişkin
egonla, patlayan özgüveninle, antipatik sloganlarınla, çatışmacı tavrınla, amansız kibrinle...
Abandıkça abanıyordun...
Kucaklamıyor, dışlıyordun... Umut vermiyor, korkutuyordun... Uzlaşmıyor, kavga
ediyordun.
Üstümüze üstümüze geliyordun...
Valilerinle geliyordun, seçmece televizyon programlarınla geliyordun, kömür çuvallarınla
geliyordun, gıda torbalarınla geliyordun, buzdolaplarınla, çamaşır makinelerinle geliyordun,
seçime beş gün kala açıklanan "Ergenekon İddianamesi" ile geliyordun, "asit kuyusu"
şovlarınla geliyordun, çıkardığın yapay gerilimlerinle geliyordun, vergi cezalarınla
geliyordun...
Kutsal Kitap'ın dilinden söyleyecek olursak, "Yeryüzünde böbürlenerek çalımlı yürüyor"
idin...
Acayip kibirlenmiştin.
Hadi itiraf et, aslında tek emelin vardı: Yine çıkıp "sandık sandıklar içinde çok şanımız var"
şarkısını terennüm etmek...
"Yüzde 50'nin üzeri" idi beklediğin...
Hani bağırıyordun ya avazın çıktığı kadar: "Bunlar yüzde 47'yi de beğenmiyorlar... Ama
cevabı millet verecek... Milletim 'Siz yüzde 47'yi beğenmiyor musunuz? Alın size yüzde
50' diyecek."
Bak, işte millet konuştu...
Ama biraz değişik konuştu...
"Akıllı ol" dedi... "Yeter söz milletin" dedi... "Artistlik yapma" dedi... "Böbürlenme" dedi...
"Senden büyük Allah var" dedi...
Dedi oğlu dedi...
* * *
Madem açık konuşuyoruz... O zaman öğütlerimiz de açık olsun...
Sevgili Tayyip Bey...
Eğer bundan sonra "Tayyip neylerse güzel eyler" anlayışından vazgeçersen... Tahammüllü
olma temrinleri yaparsan... Putin'e öykünmek yerine Şeyh Edebali öğütlerine kulak
vermeyi tercih edersen... Büyük düşünmek yerine kendini başkalarının yerine koyarak
düşünmeye başlarsan... Ahalinin "zart - zurt"tan hazzetmediğini idrak edersen... "2009
model tek parti yönetimi"ni inşa etmeye kalkmazsan... Senin gibi yaşamayanların
güvenini kazanamazsan...
Bitmezsin bitmemesine ama...
"Yüzde 47"yi falan rüyanda bile göremezsin... Benden söylemesi.
İmza: Acı konuşan bir eski dost...
Tek soru tek cevap
SORU: Beyaz şehir ahalisinin önemlice bir kısmı, "istikrar" adına AKP'ye oy vermişti.
Fakat... Bu sefer... Vazgeçtiler... Neden?
CEVAP: Korktular... Korktular... Korktular... Baktılar ki: Bir parça fazla oy alınca Tayyip
Bey sert yüzünü göstermekten çekinmiyor... İktidarı sonuna kadar kullanıyor... Hatta bu
uğurda kural ihlalleri yapmaktan bile geri durmuyor... Tiranlaşıyor... "Eyvah" dediler...
"Böyle giderse işin rengi değişir, yaşam tarzımız tehlike altına girer" dediler... "Durmak var
yola devam edilemez" dediler... Bu yüzden oy vermediler.
Bundan sonra ne olur
KABİNEDE REVİZYON- Şunu yazın bir kenara: Maliye Bakanı Kemal Unakıtan gidicidir...
Ahsen Yenge'nin "Rabbime sordum / Cleveland dedi" açıklaması, "Mahdum Abdullah
Bey"in gemlenemeyen ticari hırsı falan Tayyip Bey'in tepesini attırmış durumda... Hazır
elde "sağlık sorunları" gibi "mis" gibi gerekçe de bulunuyorken, Kemal Abi bir kenara
konacak... "Türkiye'de mutlu bir Londralı" gibi dolaşan Mehmet Şimşek'in de üstünün
çizildiğini söylemeliyim.
İHSAN ARSLAN GRUBU- Diyarbakır'ı kazanayım derken eldeki kalelerden olan Tayyip
Bey, "Kürt sorunu"nun duble yollarla ve sosyal yardımlarla çözülemeyeceğini idrak
edecektir... Bu durumda "İhsan Arslan Grubu"nun yeni dönemde daha da etkili olacağını
tahmin etmek zor değil...
AB'YE TUTUNMA- Şehirlerin beyaz ahalisinin gösterdiği kırmızı karttan kurtulmanın tek
yolunun Avrupa Birliği'nden geçtiğini fark eden Tayyip Bey, "Orta Doğu'nun yiğidi" olmak
hevesinden vazgeçip, "Brüksel'in kahramanı" olmak hedefine kilitlenebilir.
Ahmet Hakan - Hürriyet
http://www.etikhaber.com/content/view/73981/35/