Albayrak
Can Feda
- Katılım
- 23 May 2007
- Mesajlar
- 4,439
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
AKP, İstanbul’da boğulmuştur.
Evet koca şehri 4 dönem yani 15 yıldan fazla bir süredir yöneten malum zihniyet, yağan yağmurlara yenik düşmüş ve sele kapılmıştır.
Kıvırmasınlar, sorumlu yüzde yüz onlardır.
Ne yani taşan dereleri Belediye ıslah etmeyecekti de ben mi ıslah edecektim!
Dere yatağına kurulan binalara izni onlar vermedi de ben mi verdim!
Hal ve tablo bu iken utanmasalar bu işin suçunu da Ergenekonculara yıkacaklar!
Ayıp, insanda biraz insaf, biraz vicdan, biraz da utanma duygusu olur!
Koca koca adamlar bakın olayı nasıl çarpıtıyorlar:
Başbakan Erdoğan:
- “Derelerin ıslahına engeller kondu.”
Çevre Bakanı Veysel Eroğlu:
- “Suçlu, dereleri işgal eden vatandaştır.”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş:
- “Suç bende değil, insanoğlunda.”
Yahu insaf edin, suç nasıl insanoğlunda olur?
Sorumlu nasıl vatandaştır?
Daha ileri gidemiyorlar.
Neredeyse sorumlu yağmuru yağdırandır diyecekler de orada duruyorlar.
Peki ya Başbakan’ın ettiği “Derelerin ıslahına engeller kondu” beyanı!
Sayın Erdoğan, öyle engeller vardı ise 7 yıldır niçin onları kaldırmadınız?
Bu millet size Anayasayı bile değiştirecek çoğunluğu verirken neden gereğini yapmadınız da hâlâ müzmin muhalefet mensupları gibi konuşup soyut istismarlar yapıyorsunuz!
Koca koca generalleri sabaha karşı kelepçelemeye gücünüz var da, derelerin ıslahına karşı çıkanlara karşı gücünüz yok öyle mi?
Yapmayın Sayın Başbakan, bu millet buna inanmaz!
Tam bu noktada bu konuda size bir kaç sorum olacak?
1995’de Ayamama deresi yine taşmış ve benzer sahneler yaşanmıştı!
İyi hatırlıyorum Sabah Gazetesi ve bütün bölge o taşkınlıkta sular içinde kalmıştı!
Siz o günlerde İstanbul’un Büyükşehir Belediye Başkanı idiniz!
Sahi o felaketi yaşayan bir yetkili olarak o derenin ıslahı ve sele karşı önlem için ne yaptınız Tayyip Bey!
Öyle ya konumunuz gereği bir şeyler yapmanız gerekiyordu!
Maalesef hiçbir şey yapmadınız ki aynı felaket bugün de yaşandı!
Bir şeyler yapmak bir yana Ayamama deresi güzergahının yapılaşmasına göz yumdunuz!
Öyle ki bu konuda mahkemelik bile oldunuz!
Yalan mı?
Yani ortada birilerinin bir engellemesi falan yok, görevini yapmama var!
Velev ki engelleme olsa bile yukarıda da belirttik, bugün Başbakansın, 7 yıldır gereğini niye yapmadın?
Sadece şu son beş senede İstanbul’da 4500 imar tadilatı olduğunu Ali Müfit Gürtuna söylemedi mi? Öyle ise bunun bir anlamı yok mu?
Ne kadar hazin değil mi, AKP her yerde boğuluyor ama bir türlü çözülmüyor, zira ambalajı din… AKP’den kurtulmanın yolu önce bu ambalajı yırtmaktan geçiyor…
KAFAM KARIŞTI…
Doğan’ın uzlaşma teklifinin anlamı?
Aydın Doğan Grubunun Maliye Bakanlığına başvurup verilen cezalar için uzlaşma teklifinde bulunması kafamı bayağı bir karıştırdı. Öyle çünkü kesilen vergi cezaları yapılan yayınlar bağlamında yıldırmak ve sindirmek için ise yani haksız ve hukuksuz bir şekilde verildi ise gidersin mahkemeye ve mücalede edersin. Olması gereken bu iken uzlaşma talebinde bulunmak bir bakıma suçu kabullenmek anlamına gelmiyor mu? Doğan Grubu yargıya değil de uzlaşmaya gidiyor ise belli ki işin içinde korktukları bir şeyler var… Gelelim bu uzlaşma olayının sonrasındaki sürece… Uzlaşmada son sözü edecek olan hükümetin kontrolündeki bürokrat yani dolayısı ile hükümettir. Bu itibarla Aydın Bey’in pazarlığı dolaylı bir biçimde hükümetle olacak.. Hükümetin talebi malum, yayın desteği.. Uzlaşma müracaatı Aydın Bey’in bu desteği vereceğine işaret ediyor ancak dün de yazdım, Tayyip Bey, Doğan’ı yaralı bırakmaz zira yaralının fırsat bulduğunda yapacaklarını tahmin edebilir. Dolayısı ile bu grubun defterini kapatmaya çalışacak…
HANGİSİ DOĞRU…
İçişleri Bakanı PKK’ya gizli mesaj mı gönderdi?
İddia bana değil, yandaş kalem Cengiz Çandar’a aittir ve isteyen Çandar’ın arşivine girip iki gün öncesindeki yazısında bunu görür. Birkaç gündür açılıma destek için Diyarbakır’a postunu seren Çandar’a göre Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ’dan sonra İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın da, “Af yok, Kürtçe eğitim yok, Anayasa değişikliği yok” demesi ile bölgede büyük bir hayal kırıklığı yaşanmış, lakin hemen ardından Ankara’dan Atalay’ın yakın çevresinden gönderilen “Yanlış anlaşıldım” düzeltmesi ya da fısıldaması ile moraller yeniden düzelmişmiş.. Evet bunları karşıt biri değil açılıma yandaş biri somut bilgiler ışığında yazıyor.. Bu tablo ile sabittir ki AKP’nin milletin geneline verdiği mesaj ile politize kitlelere yani DTP’ye yani PKK’ya verdiği ya da gönderdiği mesajlar farklı.. Söyler misiniz biz hangi AKP’ye inanacağız.?
NOT ALIN…
Greenspan’a göre ikinci kriz kapıda!
ABD’nin efsaneleşen önceki Merkez Bankası Başkanı Greenspan ünlü yayın kurumu BBC’ye verdiği mülakatta ikinci bir kriz dalgasının eşikte olduğunu söyledi. Yok bu Greenspan denen adam öyle şovmen biri değil. Spekülatör hiç değil. Adamın yaşı zaten 90’lara yaklaştı, dolayısı ile uzmanlıkla özdeşleşen kişiliğini kirletecek spekülatif bir söz etmez. Dolayısı ile ettiği söz belli ki tahmini ya da beklentisidir. Diyeceksiniz ki adamın beklentisi kriz diye illa kriz mi çıkacak? Elbette öyle değil ama bu Greenspan, ABD’de ancak yaşı ilerlemiş olduğu için kendisinden vazgeçilebilen bir ekonomi dehasıdır. Bütün yönetimler onu tartışmasız bağrına basmıştır. Dolayısı ile böyle biri bir söz etti mi onu not etmek gerekiyor.
Kaynak
Evet koca şehri 4 dönem yani 15 yıldan fazla bir süredir yöneten malum zihniyet, yağan yağmurlara yenik düşmüş ve sele kapılmıştır.
Kıvırmasınlar, sorumlu yüzde yüz onlardır.
Ne yani taşan dereleri Belediye ıslah etmeyecekti de ben mi ıslah edecektim!
Dere yatağına kurulan binalara izni onlar vermedi de ben mi verdim!
Hal ve tablo bu iken utanmasalar bu işin suçunu da Ergenekonculara yıkacaklar!
Ayıp, insanda biraz insaf, biraz vicdan, biraz da utanma duygusu olur!
Koca koca adamlar bakın olayı nasıl çarpıtıyorlar:
Başbakan Erdoğan:
- “Derelerin ıslahına engeller kondu.”
Çevre Bakanı Veysel Eroğlu:
- “Suçlu, dereleri işgal eden vatandaştır.”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş:
- “Suç bende değil, insanoğlunda.”
Yahu insaf edin, suç nasıl insanoğlunda olur?
Sorumlu nasıl vatandaştır?
Daha ileri gidemiyorlar.
Neredeyse sorumlu yağmuru yağdırandır diyecekler de orada duruyorlar.
Peki ya Başbakan’ın ettiği “Derelerin ıslahına engeller kondu” beyanı!
Sayın Erdoğan, öyle engeller vardı ise 7 yıldır niçin onları kaldırmadınız?
Bu millet size Anayasayı bile değiştirecek çoğunluğu verirken neden gereğini yapmadınız da hâlâ müzmin muhalefet mensupları gibi konuşup soyut istismarlar yapıyorsunuz!
Koca koca generalleri sabaha karşı kelepçelemeye gücünüz var da, derelerin ıslahına karşı çıkanlara karşı gücünüz yok öyle mi?
Yapmayın Sayın Başbakan, bu millet buna inanmaz!
Tam bu noktada bu konuda size bir kaç sorum olacak?
1995’de Ayamama deresi yine taşmış ve benzer sahneler yaşanmıştı!
İyi hatırlıyorum Sabah Gazetesi ve bütün bölge o taşkınlıkta sular içinde kalmıştı!
Siz o günlerde İstanbul’un Büyükşehir Belediye Başkanı idiniz!
Sahi o felaketi yaşayan bir yetkili olarak o derenin ıslahı ve sele karşı önlem için ne yaptınız Tayyip Bey!
Öyle ya konumunuz gereği bir şeyler yapmanız gerekiyordu!
Maalesef hiçbir şey yapmadınız ki aynı felaket bugün de yaşandı!
Bir şeyler yapmak bir yana Ayamama deresi güzergahının yapılaşmasına göz yumdunuz!
Öyle ki bu konuda mahkemelik bile oldunuz!
Yalan mı?
Yani ortada birilerinin bir engellemesi falan yok, görevini yapmama var!
Velev ki engelleme olsa bile yukarıda da belirttik, bugün Başbakansın, 7 yıldır gereğini niye yapmadın?
Sadece şu son beş senede İstanbul’da 4500 imar tadilatı olduğunu Ali Müfit Gürtuna söylemedi mi? Öyle ise bunun bir anlamı yok mu?
Ne kadar hazin değil mi, AKP her yerde boğuluyor ama bir türlü çözülmüyor, zira ambalajı din… AKP’den kurtulmanın yolu önce bu ambalajı yırtmaktan geçiyor…
KAFAM KARIŞTI…
Doğan’ın uzlaşma teklifinin anlamı?
Aydın Doğan Grubunun Maliye Bakanlığına başvurup verilen cezalar için uzlaşma teklifinde bulunması kafamı bayağı bir karıştırdı. Öyle çünkü kesilen vergi cezaları yapılan yayınlar bağlamında yıldırmak ve sindirmek için ise yani haksız ve hukuksuz bir şekilde verildi ise gidersin mahkemeye ve mücalede edersin. Olması gereken bu iken uzlaşma talebinde bulunmak bir bakıma suçu kabullenmek anlamına gelmiyor mu? Doğan Grubu yargıya değil de uzlaşmaya gidiyor ise belli ki işin içinde korktukları bir şeyler var… Gelelim bu uzlaşma olayının sonrasındaki sürece… Uzlaşmada son sözü edecek olan hükümetin kontrolündeki bürokrat yani dolayısı ile hükümettir. Bu itibarla Aydın Bey’in pazarlığı dolaylı bir biçimde hükümetle olacak.. Hükümetin talebi malum, yayın desteği.. Uzlaşma müracaatı Aydın Bey’in bu desteği vereceğine işaret ediyor ancak dün de yazdım, Tayyip Bey, Doğan’ı yaralı bırakmaz zira yaralının fırsat bulduğunda yapacaklarını tahmin edebilir. Dolayısı ile bu grubun defterini kapatmaya çalışacak…
HANGİSİ DOĞRU…
İçişleri Bakanı PKK’ya gizli mesaj mı gönderdi?
İddia bana değil, yandaş kalem Cengiz Çandar’a aittir ve isteyen Çandar’ın arşivine girip iki gün öncesindeki yazısında bunu görür. Birkaç gündür açılıma destek için Diyarbakır’a postunu seren Çandar’a göre Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ’dan sonra İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın da, “Af yok, Kürtçe eğitim yok, Anayasa değişikliği yok” demesi ile bölgede büyük bir hayal kırıklığı yaşanmış, lakin hemen ardından Ankara’dan Atalay’ın yakın çevresinden gönderilen “Yanlış anlaşıldım” düzeltmesi ya da fısıldaması ile moraller yeniden düzelmişmiş.. Evet bunları karşıt biri değil açılıma yandaş biri somut bilgiler ışığında yazıyor.. Bu tablo ile sabittir ki AKP’nin milletin geneline verdiği mesaj ile politize kitlelere yani DTP’ye yani PKK’ya verdiği ya da gönderdiği mesajlar farklı.. Söyler misiniz biz hangi AKP’ye inanacağız.?
NOT ALIN…
Greenspan’a göre ikinci kriz kapıda!
ABD’nin efsaneleşen önceki Merkez Bankası Başkanı Greenspan ünlü yayın kurumu BBC’ye verdiği mülakatta ikinci bir kriz dalgasının eşikte olduğunu söyledi. Yok bu Greenspan denen adam öyle şovmen biri değil. Spekülatör hiç değil. Adamın yaşı zaten 90’lara yaklaştı, dolayısı ile uzmanlıkla özdeşleşen kişiliğini kirletecek spekülatif bir söz etmez. Dolayısı ile ettiği söz belli ki tahmini ya da beklentisidir. Diyeceksiniz ki adamın beklentisi kriz diye illa kriz mi çıkacak? Elbette öyle değil ama bu Greenspan, ABD’de ancak yaşı ilerlemiş olduğu için kendisinden vazgeçilebilen bir ekonomi dehasıdır. Bütün yönetimler onu tartışmasız bağrına basmıştır. Dolayısı ile böyle biri bir söz etti mi onu not etmek gerekiyor.
Kaynak