Sahte bir dünyada yaşadığınızın farkında mısınız?

foton12

New member
Katılım
5 Kas 2009
Mesajlar
75
Reaction score
0
Puanları
0
SAHTE BİR DÜNYADA YAŞADIĞINIZIN FARKINDA MISINIZ?

Akıl, iman edenlerle inkarcıları birbirlerinden ayıran en önemli özelliklerdendir. Allah'ın iman eden kullarına ait bir özellik olarak yarattığı akıl, kişinin imanı, Allah korkusu ve teslimiyeti ölçüsünde gelişir. Allah korkusu ve samimi iman, kişiye hayatının her anında Allah'ın rızasına uygun hareket etmesini sağlayan bir anlayış kazandırır. Böyle bir kişi vicdanını kullanarak Kuran'a en uygun olan tavrı seçer ve bunun sonucunda tüm hayatına hakim olan bir tavır mükemmelliği elde etmiş olur. Allah Kuran'da iman eden kulları üzerindeki bu rahmetini şöyle bildirmiştir:

Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir. (Enfal Suresi, 29)

İnkar eden bir kimse ise, ne kadar zeki olursa olsun, iman etmediği sürece, Allah'ın kudretini takdir edebilecek, yaşadığı dünyanın geçiciliğini anlayacak ve bunun sonucunda ne yapması gerektiğini kavrayacak bir akla sahip olamaz. Çünkü akıl, zekadan çok farklıdır; çalışma ve birikimle elde edilemez, matematik problemleri çözerek, karmaşık işlemlerle uğraşarak geliştirilemez. Akıl, sadece Allah'ın dilemesiyle oluşan ve iman edenlere ait bir anlayış ve kavrama gücüdür.

Allah Kuran'ın pek çok ayetinde inkar edenlerin akıldan yoksun olduklarına dikkat çekmiştir. Bu ayetlerden bazıları şöyledir:

... Ancak inkar edenler, Allah'a karşı yalan düzüp-uyduruyorlar. Onların çoğu akıl erdirmezler. (Maide Suresi, 103)

İnkar edenlerin örneği bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyip (duyduğu veya bağırdığı şeyin anlamını bilmeyen ve sürekli) haykıran (bir hayvan)ın örneği gibidir. Onlar, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; bundan dolayı akıl erdiremezler. (Bakara Suresi, 171)

Gerçek şu ki, Allah Katında, yerde debelenenlerin en kötüsü, (bir türlü) akıl erdirmez olan sağırlar ve dilsizlerdir. (Enfal Suresi, 22)

İnkar edenlerin, yaşadıkları bu dünyayı gerçek sanıp ahireti unutmalarının ve sadece nefislerinin isteklerini karşılamaya çalışmalarının en önemli sebeplerinden biri, ayetlerde bildirildiği gibi "akıl erdirememeleri"dir. Bu yüzden tüm yaşamlarını bu dünya ile sınırlı sanırlar. Olaylara bakış açıları ve değer yargıları da neredeyse tümüyle dünyaya yöneliktir. Dünya hayatının sadece zahiri yönünü görür, gerçek amacını kavrayamaz, ahireti ise tamamen unutmuş şekilde yaşarlar. Allah Kuran'da bu insanlar için şöyle bildirir:

Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır. Kendi nefisleri konusunda düşünmüyorlar mı? Allah, gökleri, yeri ve bu ikisi arasında olanları ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre (ecel) olarak yaratmıştır. Gerçekten, insanlardan çoğu Rablerine kavuşmayı inkar ediyorlar. (Rum Suresi, 7-8)

Oysa Allah, Kuran ayetleriyle insanlara dünya hayatının gerçek yüzü hakkında bilgi vermiş ve onları bu sahte dünyaya aldanmamaları konusunda uyarmıştır.

Kadınlara, oğullara, kantar kantar yığılmış altın ve gümüşe, salma güzel atlara, hayvanlara ve ekinlere duyulan tutkulu şehvet insanlara 'süslü ve çekici' kılındı. Bunlar, dünya hayatının metaıdır. Asıl varılacak güzel yer Allah Katında olandır. (Al-i İmran Suresi, 14)

Dünya hayatı yalnızca bir oyun ve bir oyalanmadan başkası değildir. Korkup-sakınmakta olanlar için ahiret yurdu gerçekten daha hayırlıdır. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz? (Enam Suresi, 32)

Başka ayetlerde ise Allah; "Hayır; siz çarçabuk geçmekte olanı (dünyayı) seviyorsunuz. Ve ahireti terk edip-bırakıyorsunuz." (Kıyamet Suresi, 20-21) sözleriyle insanların asıl hayatlarını yaşayacakları ahireti gözardı ettiklerini hatırlatmıştır. Kuşkusuz bu, insanları sonsuz kayba uğratacak bir davranıştır.
Yüksek ilim sahibi, değerli İslam alimi İmam Gazali de bir sözünde bu konuyu hatırlatmış; geçici dünya nimetlerinin, Allah'ın ahirette vereceklerinin yanında nasıl sönük ve değersiz kalacaklarını anlatarak, insanları asıl olarak ahiret için çalışmaya çağırmıştır:

... Dünyadaki hükümdarların rütbeleri onların sahip oldukları makamların yanında küçük ve sönük kalır, onlarla kıyas bile edilemez! Ahiret sultanlığı hakkında Cenab-ı Hakk şöyle buyurur: "Her nereye baksan, bir nimet ve büyük bir mülk (saltanat) görürsün." (İnsan Suresi, 20)

Cenab-ı Hakk'ın büyük bir saltanat dediği ahiret mülkünü sen de yüce tut! Sen de çok iyi biliyorsun ki dünya ve içindekiler çok az ve değersiz şeylerdir. Hayat kısa, dünyadaki nimetlerin devamı kısa ve çok azıcık bir süredir. Sonra bizler kalkıyoruz bu azın azını elde etmek ve azıcık bir süre onunla birlikte olmak için canımızı ve malımızı seferber ediyoruz. Bir kısmımız bunu elde ediyor, bir kısmı elde edemiyor elde edenlere imreniyor. Onu elde etmek için canını ve malını tehlikeye attığına hiç bakmıyorlar.

(İmam Gazali, Cennete Doğru, (Yedi Geçit), Minhacü'l-Abidin, sf. 319)
 
Şu dünyadaki gördüğümüz herşey yalan.Sadece Allah'ın bize gösterdiğini görüyoruz.Buna akıl erdirebilmek çok güzel inşaAllah...
Görüntü bile öbür tarftan çok kötü olacak.Bu rüyadan kalktığımızda çok geç olabilir Allah herkese tez zamanda hidayet versin...
 
Şu dünyadaki gördüğümüz herşey yalan.Sadece Allah'ın bize gösterdiğini görüyoruz.Buna akıl erdirebilmek çok güzel inşaAllah...
Görüntü bile öbür tarftan çok kötü olacak.Bu rüyadan kalktığımızda çok geç olabilir Allah herkese tez zamanda hidayet versin...


aminn :melek

faton avatarındaki pisilere bayıldım harika görünüyorlar.:001_rolleyes:
 
su an yunan edebiyatındayım ve platonu bitirdim hemen bi alıntı yapayım dedim =) platona göre aslında gördüklerimizin hepsi birer yansıma, baska bi dünyanın veya baska birseyin tamamiyle ayna tutulmuscasına yansıması ve örnek vermis. bir mağarada insanı kollarından duvara bakarcasına bağlamıslar ve mağaranın basından gelen ısıklı dısarda ki çalıların, ağacların yansıması duvara wuruyormus, adam serbest kaldıgında magaranın ucuna gidiyor ve duvarda gördüklerini görmemistir, örnek bu ne kadar doğrudur sizin için bilmem ama bende yazayım dedim =)
 
hiç iman etmemiş birine akıl,iman etmek için ilk basamaktır.sonra akıl devreden çıkar teslimiyet girer oda gönülle olur.sağolasın kardeşim
 
su an yunan edebiyatındayım ve platonu bitirdim hemen bi alıntı yapayım dedim =) platona göre aslında gördüklerimizin hepsi birer yansıma, baska bi dünyanın veya baska birseyin tamamiyle ayna tutulmuscasına yansıması ve örnek vermis. bir mağarada insanı kollarından duvara bakarcasına bağlamıslar ve mağaranın basından gelen ısıklı dısarda ki çalıların, ağacların yansıması duvara wuruyormus, adam serbest kaldıgında magaranın ucuna gidiyor ve duvarda gördüklerini görmemistir, örnek bu ne kadar doğrudur sizin için bilmem ama bende yazayım dedim =)

Bu felsefeyi en iyi anlatan filim Matrix serisi. Tabi insanların çoğu sinema tarihinde devrim yapan görsel efektlere ve konuya kitlenmekten derinde yatan felsefeyi anlayamamıştır.
 
Geri
Üst