Barnabas İncili
Gerçek barnabas incilinin genelkurmayın elinde olduğu yönün de benim de bir duyumum var ;
Hatta hristiyan forumlarında da bu bilgim teyit ediliyor kısaca bir alıntı yapacak olursak ;
Barnabas İncili'nin bulunması tarihin sayılı büyük keşiflerinden biriydi diyorlar
Bulunan İncil`in özellikleri şunlardı ;
1. Bizzat Barnaba tarafından yazılmıştı.
2. Papirüs üzerine.
3. Hazret-i İsa`nın konuştuğu Aramî lisanıyla.
4. Bir parçası üzerinde karbon testi yapılmış ve iki bin seneye yakın bir eskiliği olduğu anlaşılmıştı.
5. Hakkâri`de bulunmuş, kaçakçılar tarafından dışarıya gönderilirken Mersin`de yakalanmıştı.
6. Başsayfası bir grup Müslümanın eline geçmişti.
7. Çeşitli maceralardan sonra G.K. Harp Dairesi`nde koruma altına alınmıştı.
9. Hıristiyan Kiliseler Birliği de bu çok kıymetli otantik İncil`in peşine düşmüştü.
Diye belirtiyorlar ve ayrıca barnabas incili ile ilgili detaylı bilgi ;
Gerçek İncil'e en yakın Barnabas İncili
Barnabas İncilini kaleme alan Kıbrıs doğumlu Joses idi. Kendisi hazret-i Îsâya inananların en başında gelmekte ve Havârîlerin arasında önemli bir yeri bulunmaktadır.
Kendisine verilen Barnabas lakabı, nasihat verici, iyiliğe teşvik edici anlamına gelmektedir.
Barnabasın İncili; bugüne kadar gelen İncillerden gerçek İncile en çok yakın olandır ve en önemlisidir.
Barnabas İncilinde, son Peygamberin 600 veya 1000 sene kadar sonra geleceği bildirilmektedir.
Bu İncilde, tek Allah inancından bahsedilmekte ve teslis yani üç ilah inancı yalanlanmaktadır.
Avrupa ansiklopedilerinde, Barnabas İncili diye bildirilen kitap, 15. yüzyılda İslamiyeti kabul etmiş bir İtalyan tarafından yazılmıştır denilmektedir.
Halbuki, Barnabas İncili daha 3. yüzyılda, yani hazret-i Muhammedin gelmesinden asırlar önce aforoz edilerek ortadan kaldırılmıştır.
Demek ki, daha o zaman da içinde fanatik Hıristiyanların işine gelmeyen, teslisin aleyhinde olan, başka bir Peygamberin geleceğini haber veren bahisler vardı.
Şark Hıristiyanları, yakın zamana kadar bu İncili okurlardı.
Barnabasın bu İncili, târih boyunca çeşitli defalar ortadan kaldırılmak ve bütün nüshaları kaybedilmek istenmiş olmasına rağmen, Papa Damorus tesadüfen eline geçen bir nüshasını Papalık Kütüphânesinde saklamıştır.
Kitap, 1590 da el yazısı ile İbrâniceden İtalyancaya çevrilmiştir.
Bu nüsha elden ele dolaşarak 1713 yılında Prens Eugenee ulaşmış ve ölümünden sonra Viyana Kraliyet kütüphanesine nakledilmiştir.
1907de Bay ve Bayan Ragg tarafından İngilizceye tercüme edilerek Oxford da basılmış, fakat esrârengiz bir tarzda ortadan kaybolmuştur.
Ancak bugün de, British Müseumda ve Amerikan Kongresi Kütüphânesinde birer nüshası halâ muhafaza edilmektedir.
Barnabas İncili, Pakistan Kurân Konseyi eliyle 1973te tekrar basılmıştır.
Resullerin İşleri kitabında bildirildiğine göre, Hz. İsanın ardından ayrılıkların başlamadığı ilk dönemlerde, iman edenler tek yürek ve tek can idi ve hiç biri kendisinin olan şeyler için benimdir demiyordu, her şey onlar için ortaktı.
Her biri, tarlalarını,evlerini satıp bedellerini getirerek resullerin ayakları önüne koyuyorlardı; ve her birine ihtiyacına göre dağıtılıyordu.
İşte bu zamanda Resullerce çağrıldığı şekliyle Barnabas tarlasını satmış ve parayı getirip resullerin önüne koymuştu.
Bu olaydan sonra Barnabas adı Resullerin İşlerinde sık sık geçer. Şehir şehir dolaşan Barnabas, Allahın sözünü her gittiği yerde ilan etmekte, kardeşlerine yardım için koşmakta ve pek çok kişinin Hakk Dine girmesine sebep olmaktadır.
Barnabas ilk dönemlerde Pavlosla birliktedir. Fakat, bir süre sonra aralarında, şehirleri dolaşırken Markos denilen Yuhannayı da yanlarına alıp almama konusunda şiddetli bir tartışma çıkar ve nihayet ayrılırlar. (Resullerin İşleri, 15: 36 41)
Bu ayrılma olayından sonra Resullerin İşlerinde Barnabas adı bir daha geçmez ve sürekli Pavlostan söz edilir. Buradan, Barnabas ile Pavlos arasında iman konusunda derin ayrılığın söz konusu olduğu anlaşılıyor. Nitekim, Barnabas, İncilinin girişinde şöyle der:
Şeytan tarafından aldatılan pek çokları, dindarlık maskesi altında en dinsiz akideyi vaz ederek İsaya Allahın oğlu demekte, Allahın sonsuza değin emrettiği sünnet olmayı reddetmekte ve her türlü kirli etin yenmesine izin vermekte olduğundan kurtulasınız, Şeytan tarafından aldatılmayasınız ve Allahın hükmü önünde hüsrana uğramayasınız diye, İsa ile yaptığım konuşma ve görüşmelerde gördüğüm ve duyduğum gerçeği yazıyorum.
Barnabasın bizzat kendi yazdıklarına göre, Pavlosla bir süre arkadaşlık yapmış, fakat, her peygamberden sonra olduğu gibi, Hz. İsadan sonra da izleyicileri arasında ayrılıklar çıkmış, bu ayrılıklar dinin özüne de inmiş ve Pavlos, Tevhidi Şirke çevirenlerin başında yer alırken, Tevhidden kopmayan Barnabas ise, Hz. İsanın gerçek dinini, ona inananlar Şeytana kanmasınlar diye yazıya geçirme gereği duymuştur.
Vatikan da daha çok sırlar gizlidir ama bu adımı bile atmaları cidden takdire şayan..