OBARAKUS
New member
- Katılım
- 4 Tem 2008
- Mesajlar
- 561
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Teröristbaşına verilen kadayıfın yanına kaymak koymayı kim ihmal etti?
Mustafa Mutlu
23 Haziran 2010
Son haftalarda şehitlerimizi saymaya yetişemez olduk… Dün de İstanbul’daki askeri lojmanlarda üç askerimizi ve bir asker çocuğumuzu katlettiler…
***
Sayın MİT Müsteşarı: Kurumunuzun tüm personelini ve teknolojisini, hayali Ergenekon çetesinin hayali mensuplarını “izlemeye” ayırdığınız için mi göz göre göre gelen bu saldırıyı önceden haber alamadınız?
***
Sayın Emniyet Genel Müdürü: Askeri mühimmat taşıyan kamyonu haber verip “yakalamanızı” sağlayan “F tipi haber kuşları”nız, neden bu eli kanlı katillerin tek bir saldırısını bile öğrenemiyor?
***
Sayın İstanbul Emniyet Müdürü: Seyyar dinleme araçlarınız, neden bu katillerin görüşmelerini dinlemiyor? Cumhuriyet başsavcıları ve Ergenekon davasının hakimi bile dinlemelere takılırken, nasıl oluyor da tek bir PKK’lı bile o dinlemelere yakalanmıyor? Yoksa bu dinleme aygıtları PKK’lıları seslerinden tanıyıp, devre dışı mı bırakıyor?
***
Sayın Terörle Mücadele Şube Müdürü: Hayatlarını terörle mücadelede geçiren komutanları, yaşlı gazetecileri, bilim insanlarını gözaltına alan şubeniz, neden “çakma” terör örgütleriyle mücadelede gösterdiği bu başarıyı, hakiki terör örgütüne karşı gösteremiyor? Yoksa silahsız, savunmasız insanları “terörist” olarak paketlemek daha mı kolay oluyor?
***
Sayın Adalet Bakanı: Artık Sağır Sultan bile duydu ki; terör örgütü, İmralı’daki eli kanlı katilin sözünden dışarı çıkmıyor. O “Durun” dediği zaman duruyor, “Vurun” dediği zaman vuruyor… Ve yine cümle alem biliyor ki; teröristbaşı, tüm bu talimatları avukatları aracılığıyla örgüte iletiyor… Siz bu çok açık “iletişim kanalı”nı durdurmak için neden üzerinize düşen görevi yapmıyorsunuz? Neden bu katilin, kendisine özel ve yüksek güvenlikli adacığından ülkeyi kan gölüne çevirmesine seyirci kalıyorsunuz? Yoksa; hâlâ, “Acaba Avrupa Birliği ne der” diye mi korkuyorsunuz?
Bir soru daha:
İmralı’daki katile dün akşamki yemek servisinde sunulan ekmek kadayıfının yanında kaymak yokmuş… Bu büyük ihmali yapan otel görevlisini görevden almayı düşünmüyor musunuz?
***
Ve Sayın Başbakan:
Terörle ne güzel mücadele ediyorsunuz… Ya bir de mücadele etmeseydiniz, halimiz ne olurdu; değil mi?
*****
BRAVO!
Türkiye’de ilginç şeyler oluyor. Çok partili sisteme geçtiğimiz günlerden bu yana belki de ilk kez seçmenler, hem de seçim olmadan siyasetin kaderini belirlemeye başladı.
Önce Kemal Kılıçdaroğlu, halkın isteği ve baskısıyla CHP Genel Başkanı oldu…
Dün de Mustafa Sarıgül, tamamen tabandan gelen baskıyla ve CHP’deki değişime fırsat tanımak için Türkiye Değişim Hareketi’ni kurmaktan vazgeçtiklerini açıkladı.
Soldaki bu toparlanmaya katkıda bulunan herkesi yürekten kutlarım.
*****
GÜNÜN SORUSU
Yandaş medyanın kalemşörleri PKK’yla masaya oturulması için kampanya başlattı.
Acaba önerileri kabul edilirse ve kendilerine de görüşmelere katılmaları için davet gelirse; Türk heyetinde mi görev almak isterler, PKK heyetinde mi?
*****
TRT çizmeyi iyice aştı!
Bizim elektrik faturalarımızdan kesilen haraçlarla ayakta duran ve sözüm ona “tarafsız” olması gereken TRT yönetimi çıldırmışa benziyor.
Ekranları yandaş medyanın kalemşörleriyle doldurdukları ve her birine çuvalla para ödedikleri yetmezmiş gibi şimdi de TRT’nin dergisi Tele VİZYON, yandaş medyanın bile yapamadığını yapıp Kemal Kılıçdaroğlu’nu yerden yere vurmuş…
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in sahibi olduğu dergide Kılıçdaroğlu’nun büyük dedesinin eşkıya olduğu, kendisine okul arkadaşlarının ’inek’diye isim taktığı, SSK ihalelerini kendi akrabalarına verdirdiği iddia edilmiş…
Yetmemiş; Batı Çalışma Grubu tarafından Alevi-Kürtçü-PKK’lı diye fişlendiği bile yazılmış…
***
Bu bir skandal!
Tarafsız olması gereken bir kamu kurumunun, ana muhalefet partisi lideri için yaptığı bu yayın; hem meslek ilkelerine hem de TRT Yasası’na aykırı.
Görünen o ki; Şahin ve ekibi halkın parasıyla siyaset yapmaya fena alışmış…
Elbette bir gün bu saltanat bitecek ve bugün yaptıklarının hesabı onlardan da sorulacak!
kaynak...http://www.ilk-kursun.com/
Mustafa Mutlu
23 Haziran 2010
Son haftalarda şehitlerimizi saymaya yetişemez olduk… Dün de İstanbul’daki askeri lojmanlarda üç askerimizi ve bir asker çocuğumuzu katlettiler…
***
Sayın MİT Müsteşarı: Kurumunuzun tüm personelini ve teknolojisini, hayali Ergenekon çetesinin hayali mensuplarını “izlemeye” ayırdığınız için mi göz göre göre gelen bu saldırıyı önceden haber alamadınız?
***
Sayın Emniyet Genel Müdürü: Askeri mühimmat taşıyan kamyonu haber verip “yakalamanızı” sağlayan “F tipi haber kuşları”nız, neden bu eli kanlı katillerin tek bir saldırısını bile öğrenemiyor?
***
Sayın İstanbul Emniyet Müdürü: Seyyar dinleme araçlarınız, neden bu katillerin görüşmelerini dinlemiyor? Cumhuriyet başsavcıları ve Ergenekon davasının hakimi bile dinlemelere takılırken, nasıl oluyor da tek bir PKK’lı bile o dinlemelere yakalanmıyor? Yoksa bu dinleme aygıtları PKK’lıları seslerinden tanıyıp, devre dışı mı bırakıyor?
***
Sayın Terörle Mücadele Şube Müdürü: Hayatlarını terörle mücadelede geçiren komutanları, yaşlı gazetecileri, bilim insanlarını gözaltına alan şubeniz, neden “çakma” terör örgütleriyle mücadelede gösterdiği bu başarıyı, hakiki terör örgütüne karşı gösteremiyor? Yoksa silahsız, savunmasız insanları “terörist” olarak paketlemek daha mı kolay oluyor?
***
Sayın Adalet Bakanı: Artık Sağır Sultan bile duydu ki; terör örgütü, İmralı’daki eli kanlı katilin sözünden dışarı çıkmıyor. O “Durun” dediği zaman duruyor, “Vurun” dediği zaman vuruyor… Ve yine cümle alem biliyor ki; teröristbaşı, tüm bu talimatları avukatları aracılığıyla örgüte iletiyor… Siz bu çok açık “iletişim kanalı”nı durdurmak için neden üzerinize düşen görevi yapmıyorsunuz? Neden bu katilin, kendisine özel ve yüksek güvenlikli adacığından ülkeyi kan gölüne çevirmesine seyirci kalıyorsunuz? Yoksa; hâlâ, “Acaba Avrupa Birliği ne der” diye mi korkuyorsunuz?
Bir soru daha:
İmralı’daki katile dün akşamki yemek servisinde sunulan ekmek kadayıfının yanında kaymak yokmuş… Bu büyük ihmali yapan otel görevlisini görevden almayı düşünmüyor musunuz?
***
Ve Sayın Başbakan:
Terörle ne güzel mücadele ediyorsunuz… Ya bir de mücadele etmeseydiniz, halimiz ne olurdu; değil mi?
*****
BRAVO!
Türkiye’de ilginç şeyler oluyor. Çok partili sisteme geçtiğimiz günlerden bu yana belki de ilk kez seçmenler, hem de seçim olmadan siyasetin kaderini belirlemeye başladı.
Önce Kemal Kılıçdaroğlu, halkın isteği ve baskısıyla CHP Genel Başkanı oldu…
Dün de Mustafa Sarıgül, tamamen tabandan gelen baskıyla ve CHP’deki değişime fırsat tanımak için Türkiye Değişim Hareketi’ni kurmaktan vazgeçtiklerini açıkladı.
Soldaki bu toparlanmaya katkıda bulunan herkesi yürekten kutlarım.
*****
GÜNÜN SORUSU
Yandaş medyanın kalemşörleri PKK’yla masaya oturulması için kampanya başlattı.
Acaba önerileri kabul edilirse ve kendilerine de görüşmelere katılmaları için davet gelirse; Türk heyetinde mi görev almak isterler, PKK heyetinde mi?
*****
TRT çizmeyi iyice aştı!
Bizim elektrik faturalarımızdan kesilen haraçlarla ayakta duran ve sözüm ona “tarafsız” olması gereken TRT yönetimi çıldırmışa benziyor.
Ekranları yandaş medyanın kalemşörleriyle doldurdukları ve her birine çuvalla para ödedikleri yetmezmiş gibi şimdi de TRT’nin dergisi Tele VİZYON, yandaş medyanın bile yapamadığını yapıp Kemal Kılıçdaroğlu’nu yerden yere vurmuş…
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in sahibi olduğu dergide Kılıçdaroğlu’nun büyük dedesinin eşkıya olduğu, kendisine okul arkadaşlarının ’inek’diye isim taktığı, SSK ihalelerini kendi akrabalarına verdirdiği iddia edilmiş…
Yetmemiş; Batı Çalışma Grubu tarafından Alevi-Kürtçü-PKK’lı diye fişlendiği bile yazılmış…
***
Bu bir skandal!
Tarafsız olması gereken bir kamu kurumunun, ana muhalefet partisi lideri için yaptığı bu yayın; hem meslek ilkelerine hem de TRT Yasası’na aykırı.
Görünen o ki; Şahin ve ekibi halkın parasıyla siyaset yapmaya fena alışmış…
Elbette bir gün bu saltanat bitecek ve bugün yaptıklarının hesabı onlardan da sorulacak!
kaynak...http://www.ilk-kursun.com/