S.A. Mus_ab kardeşim.
Bana şunu açıklar mısın?
Bir adam var, müslüman olduğunu ısrarla vurgulayan ama kesinlikle yapması gerektiği halde farz namazlarını kılmayan.
Bu kişinin namazlarını kılmasını sağlamak "emr-i bil ma'ruf, nehy-i anil münker" emrine göre ikimizin de boynuna borç mudur? Beni ilgilendirmez diyorsan konuyu burada kapatalım. Yok elbette yükümlüyüz diyorsan yapılacak iş şöyle değil mi; senin dini bilgilerin ve hitabet tarzın kuvvetliyse, adamı alırsın karşına enine boyuna içinde bulunduğu hatalı durumu izah eder, ona ayetli hadisli meselenin aslını astarını anlatırsın. Ondan sonra durumunu düzeltir ya da düzeltmez onun sorunu olur, sen tebliğ görevini yerine getirmişsindir.
Gelelim bana; benim şayet hiç ilmim yoksa -ki ne yazık ki çoğumuz bu haldeyiz, zaten kendime faydam yok deyip bu kişiyi de kendi haline mi terk edeyim. Yoksa, en azından yılda 3-4 sefer dahi olsa, belki duyup gördükleri vesile olur diye bu adamı kandil gecelerinde camiye davet edip birkaç kelime vaaz dinlemesini ve kalabalık eşliğinde akşam ve yatsı namazlarını kılmasını mı sağlayayım. Evet bizde öyle insanlar var, farz namazlarını kılmaz ama bayram namazlarını terk etmez. Kandil gecelerinde ilk camiye bu adamlar koşar. Sen farzlara ehemmiyet göstermiyorsun, şu kandil akşamı ne işin var en ön safta deyip kovalım mı bu adamları camiden. Bugün kandil deyip o akşam içki içmeyen insan var. Yarın Cuma deyip Perşembe gecesi içmeyen insan var. Üç aylar geldi diye içkiye 3 ay ara veren insanlar var. Kandil gecesi diye aylardır aramadığı ana-babasını arayıp gönlünü alan evlatlar var. Kandil gecesi diye caminin çay ocağında biraraya getirilip barıştırılan insanlar var. Adam öyle küsmüş ki, ölsem barışmam diyor. Ama adama, yapma etme bugün mübarek kandil gecesi dediklerinde bütün inadı kırılıyor. İşte kandil geceleri bu gibi durumlar için biçilmiş kaftandır. Bid'at gibi görünen kısmı belki bu geceye has mutlaka kılınması gerekiyormuş gibi söylenen namazlar veya diğer ibadetleri kastediyorsan ona eyvallah derim. Ama tüm bu yukarda saydığım vesile olduğu işlere bakılırsa, Osmanlı' nın Kandil gecesi adı altında insanları bu kadar birbirleri ile kaynaştırmış olmasında söyler misin ne kadar dine aykırı bir durum var. Öyle insanlar tanıyorum, televizyonun kölesi olmuş kölesi. İşten geldikten sonra yemeğini yediği gibi karşısına bir geçiyor, aynı pozisyonda sabah uyanıp işe gidiyor. Bu adamlar, o gece kandil diye televizyonu bile terkedip camiye koşuyor. Bunda ne sakınca var Allah aşkına. Lütfen yapmayın, işleri zorlaştırmayın kolaylaştırın. İnsanlara ulaşmanın gitgide zorlaştığı şu zamanda, bir de kandil gecelerini iptal edip hepten kaybetmeyelim şu ortalıkta başıboş gezinen insanları. Mezarlıklara mum dikmeyi, aşure ve helva pişirmeyi ibadet görmeyi, süslü püslü mezar taşlarını, bazı nesnelerin uğur veya uğursuzluk getirdiğine inanmayı gibi şeyleri evet bid'at adı altında konuşalım ama insana bu kadar hayırlara vesile olabilen kandil gecelerini de bir kalemde silip atmayalım. Allah' a emanet olun, hayırlı geceler...