H@YDUT
MoNtAnA
- Katılım
- 22 Ara 2006
- Mesajlar
- 1,943
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Çok Olun,Aç Olun,Cahil Olun!
"Çok olun, çocuklar, çok olun,
yüzlerce olun, binlerce olun, onbinlerce.
Daha çok olun, daha çok olun,
yapraklar kadar, balıklar kadar çok olun."
Dünyayı güzelleştirecek, kapıları camları güneşe açacak çocukların çoğalmasını istiyordu şair.
****
Çoğalmak, aynı zamanda mutluluğu çoğaltmakla birlikte gerçekleşiyorsa anlamlı.
Bağımsızlık savaşına, barışçıl karakterli insanlarına hayranlık duyduğum bir ülke olan Hindistan, çok nüfuslu olmanın getirdiği sorunları geleneksel nedenlerle bir türlü aşamayarak yoksulluğun pençesinde kıvranıyor. Oysa bilime yaptığı katkılarla, yetişmiş insan gücüyle, doğal kaynaklarıyla gelişmiş bir ülke olmayı ne kadar da hak ediyor.
Ne öyleyse elini ayağını bağlayan?
Fazla nüfus. Bir milyarı aşkın insan yaşıyor Hindistan'da. Ülke coğrafyası ne denli büyük olsa da bu nüfus çok fazla. Kilometrekareye 329 kişi düşüyor. Ortalama çocuk sayısı 3.2. Bebek ölüm oranı binde 63. Ülke nüfusunun ancak yarısı öğrenim olanağı bulabiliyor. Gerisi ne yeterli beslenebiliyor, ne de çağdaş olanaklardan yararlanabiliyor.
Buna karşın yanı başımızda az nüfuslu bir örnek olarak komşumuz Yunanistan var. Nüfusu yaklaşık 10 milyon. Kilometrekareye 82 kişi düşüyor. Bebek ölüm oranı binde 5. Herkes eğitim olanağına sahip. Bizdeki kadar dolar milyarderi olmayan, ama yoksulluğun da olmadığı bir orta sınıf toplumu.
Meriç nehrini geçip de bu ülkeye girdiniz mi, ta Selanik'e kadar 400 kilometre boyunca küçük köyler, kasabalardan başka hiçbir şey görmezsiniz. Yine oradan çıkıp Atina'ya kadar 500 kilometre daha gidin, yine aynı. Dingin bir doğa, dingin, mutlu insanlar. Ne bizdeki gibi sitelerle doldurulmuş kıyılar, ne yüksek yapılar. Dünya kurulduğundan beri değişmemiş gibi duran doğa parçaları...
****
Çok olmak, mutluluk ve refahla birlikteyse anlamlı. Ülkemizin nüfusu gelmiş 70 milyona. Ancak bugünkü kalkınma düzeyimizle bu nüfusa ne yeterli, iş ne de eğitim olanakları sağlanabiliyor. İnsanlar işsizlikten ülkenin bir ucundan öbür ucuna savrulup duruyor. Sokaklar hiç eğitim alamayan çocuklarla dolu. Büyük kentlerdeki insanların yarıdan çoğu kaçak yapılarda, yetersiz altyapı olanakları içinde yaşıyor.
İnsanlarına insanca yaşam olanakları, eğitim, sağlık, iş sunamayan yönetimlerin çoğalın çağrısı yapmasının ne anlamı olabilir?
Bu koşullarda çoğalmak, daha çok işsizlik, daha çok eğitimsizlikten başka ne anlama gelir?
O zaman neden çoğalmalı? Daha çok aç, daha çok cahil bir toplum olmak için mi?
Aç ve cahil toplumlar daha kolay yönetildiği, yönlendirilebildiği için mi?
Oysa yönetim sanatı daha başka: Nâzım' ın diliyle söylersek:
"Çocukların, ama bütün çocukların, / kırmızı elmalar gibi gülüşü..."
"yani yurttaş ödevi sayılması bahtiyarlığın."
TURGAY FİŞEKÇİ
Cumhuriyet