Börteçine9
New member
İstanbul Ülkü Ocakları Sabah Gazetesi'nin ülkücülere iftira atan, hedef gösteren ve hakaret eden haberini 9 kişi ile protesto ettiler.
Bugünkü Sabah gazetesinde 2 gün önce polisimize yönelik hain saldırıyla ilgili yapılan bir haberde Adalet Bakanlığı'nda yetkili bir isimden alınan beyanda teröristlerin "Ülkücü ya da Hırsız" olabileceği şeklinde değerlendirmesini sayfalarına yansıtması Ülkü Ocakları tarafından protesto edildi.
İstanbul Ülkü Ocakları üzerinde "Ülkücüler ne teröristtir ne de hırsız" siyah bir çelengi temsili 9 kişiyle Sabah gazetesinin merkez binasının önüne bıraktılar. Burada kısa bir açıklama yapan İl Ocak Başkanı Yüksel Kaleci "Ülkücülerin ne terörist ne de hırsız olduğunu, bu haberi yapan Sabah gazetesini kınadıklarını" ifade etti. Protesto gösterisi olaysız bir şekilde sona erdi.
Ülkücülerin özellikle 9 kişiyle yaptığı ve olaysız şekilde sadece siyah çelenk bırakılması ve kısa bir basın açıklaması ile olaysız şekilde biten protestosu Habertürk başta olmak üzere medya organlarında çarptırılarak verildi. Habertürk'ün haberinde rakam verilmezken 9 kişilik grup çok büyük kalabalık gibi gösterilmeye çalışıldı ve taşkınlık yapıldığı izlenimi verildi.
EtikHaber diğer medya organlarında çıkan yalan, iftira içerikli haberleri şiddetle kınıyoruz.
PROTESTOYU HABERTÜRK BÖYLE DUYURDU
Ülkücüler protesto için Sabah Gazetesi'ne geldi, Çevik Kuvvet bina önünde.
ABD Konsolosluğu'na yapılan saldırının arkasında Ergenekon olabileceğini yazan Sabah Gazetesi'nin başı ülkücülerle derde girdi.
Haberin içinde geçen bir cümleyle kendilerine hakaret edildiğini düşünen ülkücüler ellerinde bayraklar ve siyah çelenklerle gazete binasına protesto eylemi için geldiler. Çevik Kuvvet polisleri gazete etrafında yoğun önlemler almış durumda.
Saldırıda Ergenekon Kuşkusu manşetli haberinde Sabah "El Kaide özellikle sicili temizleri seçer oysa militanların hırsızlıktan sabıkası var. Ülkücü geçmişleri de El Kaide ile örtüşmüyor" yazmıştı.
Gazete çalışanları Çevik Kuvvet'in aldığı önlemler doğrultusunda ana kapıdan çıkış yapamıyor. 2b'den dışarı çıkıyorlar.
Öte yandan gazeteye çok sayıda tehdit telefonu geldiği belirtiliyor.
HABERTÜRK
Ülkü Ocakları Genel Merkezi Sabah Gazetesi'nin bugün yaptığı uydurma ve ülkücüleri hedef gösteren haberine sert tavır koydu. Açıklama'da "Gazeteci Ve/Veya Soysuzlar Yığını Mı?" dendi.
Ülkü Ocakları Genel Merkezi tarafından yapılan açıklama şu şekilde:
"GAZETECİ VE/VEYA SOYSUZLAR YIĞINI MI?"
Bugün 11 Temmuz 2008, günlerden Cuma. Türk Gazetecilik tarihi için önemli bir gün. Zira bugün, medyanın büyük bir çoğunluğunu oluşturarak, gazetecilik anlayışlarını; iftira atmaya, yalan söylemeye, hakaret etmeye odaklı olarak oluşturan ahlak, vicdan, insaf ve kişilik yoksunu bazı kişiler için gazetecilik anlayışlarında geldikleri son noktanın tarihe kayıt düşüldüğü gün.
Bugüne kadar sadece mensubu bulunduğumuz Ülkücü Hareket'e değil, her şeye ve herkese, kendilerince lüzumlu görüldüğü her anda iftarı atmayı, hakaret etmeyi şiar edinen bu hadsiz zihniyet, gazetecilik anlayışlarının doruk noktasına bugün çıkmışlardır.
Bugün 11 Temmuz 2008, günlerden Cuma. Sabah adlı gazetenin 20. sayfası. Sayfada 2 gün önce 3 polisimizin şehit edildiği haberi yer alıyor. Habere göre; devam etmekte olan bir davayı "yakından bilen bir yetkili", ABD Konsolosluğuna gerçekleştirilen saldırının El Kaide'den daha ziyade son günlerde kamuoyunun yakından takip ettiği bir davayla ilgili olabileceğini iddia ediyor. Bu iddiasını da 5 madde üzerinden açıklamaya çalışıyor.
Haberin içinde sıralanan bu maddelerin üçüncüsü, "Ülkücü ve Hırsız" başlığı ile veriliyor. Alt açıklamada ise "Eylemde öldürülen saldırganların kimlikleri de El Kaide militanlarının kimlik özelliklerine uymuyor. Saldırganlar Ülkücü ya da daha önce hırsızlıktan sabıkalı. Bugüne kadar yakalanan El Kaide militanlarının geçmişleri incelendiğinde ya sabıkasız ya da İslamcı eylemlerden gözaltına alınmış kişiler..." açıklama harfi harfine bu şekilde...
Haberin 4. maddesinde ise bu yetkilinin; yakından bildiği davanın; Hizbullahçıları, Ülkücüleri hatta PKK'lıları kullanmaya müsait olduğunu söylüyor.
Neresinden bakarsanız bakın tutarsızlık ve iftiralar içeren bu haber, Türk Gazetecilik tarihinde unutulmayacaktır. Açıklamayı yapan ve Adalet Bakanlığı'nda yetkili olduğu söylenen bu şahıs, hangi kirli emellere hizmet etmektedir ve hangi kin, nefret ve sapık düşüncelerle bu açıklamaları yapabilmiştir? Bu yetkili kendini ne zannetmektedir?
"Ülkücü ve/veya Hırsız" cümlesini hangi vicdan ölçüleri ile ele almıştır? İdeolojik olarak tasvip etmeye bilirsiniz, fikren karşıt olabilirsiniz, hatta ve hatta karşıt olduğunuz bu fikrin, mensupları tarafından uygulamaya geçirilişinden de haz etmeye bilirisiniz, ama yarım asırlık geçmişinde bu ülkeye binlerce bilim adamı, binlerce devlet adamı, binlerce işadamı kazandıran bir camiaya nasıl bu şekilde hakaret edebilirsiniz?
En adi suçlardan biri olan hırsızlık ile bu ülkeye yıllarca hizmet etmiş, etmekte olan büyük bir camiayı temsil eden Ülkücü kelimelerini nasıl yan yana getirebilirsiniz? Bütün bunlar yetmezmiş gibi, nasıl olurda bu memleketin askerine, polisine, masum insanlarına kurşun sıkan, devletin bölünmez bütünlüğüne, milletin birlik ve beraberliğine kasteden canilerle aynı cümleler içinde ülkücü ifadesini kullanabilirsiniz?
İşinize geldiğinde ahlaki değerleri ağızlarından düşürmeyen gazeteci müsvetteleri... Sizin için "baskı sayısı" adlı kapitalizmin dişlisi, milyonlarca Ülkücünün, milyonlarca Türk Milliyetçisinin haysiyetiyle oynamaktan daha mı evladır?
Bugüne kadar, bu ülkenin gazete köşelerinde Ülkücü Hareket'e ve şerefli mensuplarına yönelik türlü iftiralarda bulunulmuştur. Ve tamamen kışkırtma amaçlı kaleme alındığı bilinen bu haberlere karşı hiçbir ülküdaşımız, gayri-hukuki bir yola başvurmamış, kışkırtıcıların beklediği gibi kışkırtmalara kapılmamıştır. Her seferinde Türk adaletine ve Türk Milletinin yüce vicdanına güvenen Ülkücü Hareket bu sütunlar aracılığı ile gerekli gördüğü açıklamaları yapmış ve gerekli gördüğü haberler içinde adaletin kapısını çalmıştır. Bu tavrımız bundan sonrada böyle olmaya devam edecektir.
Ancak, bu sütunlardan açıkça ifade ediyoruz. Sabah gazetesi, bu haberin kaynağı olan kişiyi açıklamadığı müddetçe bizim için haberin asli kaynağıdır ve müfteridir.
Biliniz ki "Ülkücü ve/veya Hırsız" cümlesinin mantıksal karşılığı, "Gazeteci ve/veya Soysuz"dur. "Gazeteci misin yoksa soysuzlar yığını mı" bunu ilerleyen günler de göreceğiz. Çünkü siz bu ismi açıklayacaksınız ve biz sizlerle sadece bu mesnetsiz haberi nasıl yayımladığınıza dair bir hukuki mücadele içine gireceğiz? Ama bu kişiyi açıklamadığınız takdirde, kendinizi bugüne kadar görmediğiniz, hayallerinizin dahi alamayacağı bir hukuk mücadelesinin içerisinde göreceksiniz.
Türk Milleti cevabınızı bekliyor?
Gazeteci misiniz? Soysuzlar Yığını mı?
Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı
Basın ve Halkla ilişkiler Masası
Bugünkü Sabah gazetesinde 2 gün önce polisimize yönelik hain saldırıyla ilgili yapılan bir haberde Adalet Bakanlığı'nda yetkili bir isimden alınan beyanda teröristlerin "Ülkücü ya da Hırsız" olabileceği şeklinde değerlendirmesini sayfalarına yansıtması Ülkü Ocakları tarafından protesto edildi.
İstanbul Ülkü Ocakları üzerinde "Ülkücüler ne teröristtir ne de hırsız" siyah bir çelengi temsili 9 kişiyle Sabah gazetesinin merkez binasının önüne bıraktılar. Burada kısa bir açıklama yapan İl Ocak Başkanı Yüksel Kaleci "Ülkücülerin ne terörist ne de hırsız olduğunu, bu haberi yapan Sabah gazetesini kınadıklarını" ifade etti. Protesto gösterisi olaysız bir şekilde sona erdi.
Ülkücülerin özellikle 9 kişiyle yaptığı ve olaysız şekilde sadece siyah çelenk bırakılması ve kısa bir basın açıklaması ile olaysız şekilde biten protestosu Habertürk başta olmak üzere medya organlarında çarptırılarak verildi. Habertürk'ün haberinde rakam verilmezken 9 kişilik grup çok büyük kalabalık gibi gösterilmeye çalışıldı ve taşkınlık yapıldığı izlenimi verildi.
EtikHaber diğer medya organlarında çıkan yalan, iftira içerikli haberleri şiddetle kınıyoruz.
PROTESTOYU HABERTÜRK BÖYLE DUYURDU
Ülkücüler protesto için Sabah Gazetesi'ne geldi, Çevik Kuvvet bina önünde.
ABD Konsolosluğu'na yapılan saldırının arkasında Ergenekon olabileceğini yazan Sabah Gazetesi'nin başı ülkücülerle derde girdi.
Haberin içinde geçen bir cümleyle kendilerine hakaret edildiğini düşünen ülkücüler ellerinde bayraklar ve siyah çelenklerle gazete binasına protesto eylemi için geldiler. Çevik Kuvvet polisleri gazete etrafında yoğun önlemler almış durumda.
Saldırıda Ergenekon Kuşkusu manşetli haberinde Sabah "El Kaide özellikle sicili temizleri seçer oysa militanların hırsızlıktan sabıkası var. Ülkücü geçmişleri de El Kaide ile örtüşmüyor" yazmıştı.
Gazete çalışanları Çevik Kuvvet'in aldığı önlemler doğrultusunda ana kapıdan çıkış yapamıyor. 2b'den dışarı çıkıyorlar.
Öte yandan gazeteye çok sayıda tehdit telefonu geldiği belirtiliyor.
HABERTÜRK
Ülkü Ocakları Genel Merkezi Sabah Gazetesi'nin bugün yaptığı uydurma ve ülkücüleri hedef gösteren haberine sert tavır koydu. Açıklama'da "Gazeteci Ve/Veya Soysuzlar Yığını Mı?" dendi.
Ülkü Ocakları Genel Merkezi tarafından yapılan açıklama şu şekilde:
"GAZETECİ VE/VEYA SOYSUZLAR YIĞINI MI?"
Bugün 11 Temmuz 2008, günlerden Cuma. Türk Gazetecilik tarihi için önemli bir gün. Zira bugün, medyanın büyük bir çoğunluğunu oluşturarak, gazetecilik anlayışlarını; iftira atmaya, yalan söylemeye, hakaret etmeye odaklı olarak oluşturan ahlak, vicdan, insaf ve kişilik yoksunu bazı kişiler için gazetecilik anlayışlarında geldikleri son noktanın tarihe kayıt düşüldüğü gün.
Bugüne kadar sadece mensubu bulunduğumuz Ülkücü Hareket'e değil, her şeye ve herkese, kendilerince lüzumlu görüldüğü her anda iftarı atmayı, hakaret etmeyi şiar edinen bu hadsiz zihniyet, gazetecilik anlayışlarının doruk noktasına bugün çıkmışlardır.
Bugün 11 Temmuz 2008, günlerden Cuma. Sabah adlı gazetenin 20. sayfası. Sayfada 2 gün önce 3 polisimizin şehit edildiği haberi yer alıyor. Habere göre; devam etmekte olan bir davayı "yakından bilen bir yetkili", ABD Konsolosluğuna gerçekleştirilen saldırının El Kaide'den daha ziyade son günlerde kamuoyunun yakından takip ettiği bir davayla ilgili olabileceğini iddia ediyor. Bu iddiasını da 5 madde üzerinden açıklamaya çalışıyor.
Haberin içinde sıralanan bu maddelerin üçüncüsü, "Ülkücü ve Hırsız" başlığı ile veriliyor. Alt açıklamada ise "Eylemde öldürülen saldırganların kimlikleri de El Kaide militanlarının kimlik özelliklerine uymuyor. Saldırganlar Ülkücü ya da daha önce hırsızlıktan sabıkalı. Bugüne kadar yakalanan El Kaide militanlarının geçmişleri incelendiğinde ya sabıkasız ya da İslamcı eylemlerden gözaltına alınmış kişiler..." açıklama harfi harfine bu şekilde...
Haberin 4. maddesinde ise bu yetkilinin; yakından bildiği davanın; Hizbullahçıları, Ülkücüleri hatta PKK'lıları kullanmaya müsait olduğunu söylüyor.
Neresinden bakarsanız bakın tutarsızlık ve iftiralar içeren bu haber, Türk Gazetecilik tarihinde unutulmayacaktır. Açıklamayı yapan ve Adalet Bakanlığı'nda yetkili olduğu söylenen bu şahıs, hangi kirli emellere hizmet etmektedir ve hangi kin, nefret ve sapık düşüncelerle bu açıklamaları yapabilmiştir? Bu yetkili kendini ne zannetmektedir?
"Ülkücü ve/veya Hırsız" cümlesini hangi vicdan ölçüleri ile ele almıştır? İdeolojik olarak tasvip etmeye bilirsiniz, fikren karşıt olabilirsiniz, hatta ve hatta karşıt olduğunuz bu fikrin, mensupları tarafından uygulamaya geçirilişinden de haz etmeye bilirisiniz, ama yarım asırlık geçmişinde bu ülkeye binlerce bilim adamı, binlerce devlet adamı, binlerce işadamı kazandıran bir camiaya nasıl bu şekilde hakaret edebilirsiniz?
En adi suçlardan biri olan hırsızlık ile bu ülkeye yıllarca hizmet etmiş, etmekte olan büyük bir camiayı temsil eden Ülkücü kelimelerini nasıl yan yana getirebilirsiniz? Bütün bunlar yetmezmiş gibi, nasıl olurda bu memleketin askerine, polisine, masum insanlarına kurşun sıkan, devletin bölünmez bütünlüğüne, milletin birlik ve beraberliğine kasteden canilerle aynı cümleler içinde ülkücü ifadesini kullanabilirsiniz?
İşinize geldiğinde ahlaki değerleri ağızlarından düşürmeyen gazeteci müsvetteleri... Sizin için "baskı sayısı" adlı kapitalizmin dişlisi, milyonlarca Ülkücünün, milyonlarca Türk Milliyetçisinin haysiyetiyle oynamaktan daha mı evladır?
Bugüne kadar, bu ülkenin gazete köşelerinde Ülkücü Hareket'e ve şerefli mensuplarına yönelik türlü iftiralarda bulunulmuştur. Ve tamamen kışkırtma amaçlı kaleme alındığı bilinen bu haberlere karşı hiçbir ülküdaşımız, gayri-hukuki bir yola başvurmamış, kışkırtıcıların beklediği gibi kışkırtmalara kapılmamıştır. Her seferinde Türk adaletine ve Türk Milletinin yüce vicdanına güvenen Ülkücü Hareket bu sütunlar aracılığı ile gerekli gördüğü açıklamaları yapmış ve gerekli gördüğü haberler içinde adaletin kapısını çalmıştır. Bu tavrımız bundan sonrada böyle olmaya devam edecektir.
Ancak, bu sütunlardan açıkça ifade ediyoruz. Sabah gazetesi, bu haberin kaynağı olan kişiyi açıklamadığı müddetçe bizim için haberin asli kaynağıdır ve müfteridir.
Biliniz ki "Ülkücü ve/veya Hırsız" cümlesinin mantıksal karşılığı, "Gazeteci ve/veya Soysuz"dur. "Gazeteci misin yoksa soysuzlar yığını mı" bunu ilerleyen günler de göreceğiz. Çünkü siz bu ismi açıklayacaksınız ve biz sizlerle sadece bu mesnetsiz haberi nasıl yayımladığınıza dair bir hukuki mücadele içine gireceğiz? Ama bu kişiyi açıklamadığınız takdirde, kendinizi bugüne kadar görmediğiniz, hayallerinizin dahi alamayacağı bir hukuk mücadelesinin içerisinde göreceksiniz.
Türk Milleti cevabınızı bekliyor?
Gazeteci misiniz? Soysuzlar Yığını mı?
Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı
Basın ve Halkla ilişkiler Masası