İşte bilim gözüyle aşk

orko007

New member
Katılım
10 Eki 2006
Mesajlar
20
Reaction score
0
Puanları
0
İşte bilim gözüyle aşk sİZCE aŞK bİR hASTALIKMI

:aşk :aşk :aşk
Aşık nasıl olunur? İlk görüşte aşk var mı? Aşk insanı delirtir mi? İşte bilim gözüyle aşk...Âşık olmanın üç aşaması bulunuyor ve her bir aşamada salgılanan hormonlar farklı. Âşıkken beynimizde oluşan aktiviteler "akıl hastalığı" olan bir kişinin beyninde gözlemlenen aktivitelerden çok da farklı değil. Biriyle ilgilenmeye başladığımız zaman, aslında bilinçaltımızdan farkında olmadan o kişinin genleriyle ilgileniyor olabiliriz."
Koku kişiyi beğenme konusunda çok önemli bir faktör. Görünüşü ya da kokusu anne babamızı andıran kişileri beğenmeye daha çok meyilliyizdir.
Bilim, bir ilişkinin kısa süre içinde biteceğini ya da uzun bir süre devam edeceğini belirleyebilir.

Cupid'in kimyasalları:

Kızarmış yanaklar, hızla atan bir kalp ve terli eller âşık olduğumuzun habercisi olan en önemli işaretleri. Fakat vücudumuzun içinde de, aşk meleği Cupid'in okunun bize isabet ettiğini gösteren birçok kimyasal değişiklik olur. Aşk söz konusu olduğu zaman, görünen o ki insanlar biyokimyalarının merhametine kalıyorlar.

Bu alandaki en tanınan biyokimyacı New Jersey'deki Rutgers Üniversitesi profesörü Helen Fisher, insanların 3 aşamada âşık oldukları tezini ortaya atmıştır ve her bir aşamada farklı kimyasalların devreye girdiğini savunur.

Aşkın aşamaları:

1.AŞAMA: ŞEHVET-ARZU
Şehvet, seks hormonları olarak da bilinen testosteron ve ostorojen hormonları tarafından yönetilir. Fisher'a göre bu hormonlar kişiye 'dışarı çık ve birilerini bul' komutu verir.

2. AŞAMA: ÇEKİM VE CAZİBE

Bu aşama tam manasıyla bir 'aşk vurgunu' aşamasıdır. İnsanlar aşık oldukları zaman başka hiçbir şey düşünemez hale gelirler. İştahlarını kaybedebilirler, uykusuzluk çekebilirler, günün çoğunu boş boş oturup aşık oldukları kişi ile ilgili hayaller kurmaya harcayabilirler. Bu aşamada 'monoamines' adı da verilen bir grup nörotransmitter beyin hücreleri önemli rol oynar.

Dopamine: Aynı zamanda kokain ve nikotin alımı ile de devreye girerler.
Norepinepherine: Bir diğer adı da adrenalin dir. Terleme ve kalp atışı hızlanmasında rol oynar.
Seratonin: Aşkın en önemli kimyasallarından biridir ve fazlası insanı resmen geçici olarak "deli" kategorisine sokabilir
3. AŞAMA: BAĞLILIK

Bu aşama eğer ilişki uzun sürdüyse cazibe ve çekicilik aşamasının sonucu olarak ortaya çıkar. Insanlar sonsuza kadar "bağlılık" aşamasında yaşayamazlar yoksa başka hiçbir işlerini bitiremezler


Bağlılık en uzun süren aşama ve çiftleri çocuklar dünyaya getirmek için devam ettikleri bu yolda bir arada tutar. Bu aşamada vücudun sinir sisteminin salgıladığı iki önemli hormon var:

Oxytocin: Hipotalamus bezinin doğum anında salgıladığı bir hormon. Aynı şekilde emzirme ve memenin süt üretmesi devresinde de yardımcı olur. Anne ve çocuğun arasındaki o beton gibi güçlü bağa gücünü veren hormon. Oxytocin ayrıca her iki cins tarafından da orgazm anında salgılanır ve seks yapan iki insanın en samimi anlarında "bağlılığı" güçlendirir. Teoriye göre bir çift ne kadar çok seks yaparsa biribirine o kadar derin bağlarla bağlıdır.

Vesopressin: Uzun süren bağlılık aşamasında ikinci önemli kimyasaldır. Böbrekleri de kontrol altında tutar.


Aşk hastalığının ilaçla tedavisi artık mümkün!

'Mutsuz aşk' bir hastalıktır! Uzmanlar sevdikleri uğruna yemekten ve içmekten kesilen aşıkların, aslında aşk rahatsızlığından mustarip birer hasta olduğunu belirtiyor. Bu tanımdan hareketle Yeni Aktüel dergisi de son sayısında 'aşk hastalığı'nı masaya yatırdı.

Günümüzde pek çok psikiyatr, Leyla'yla Mecnun'un yürek dağlayan aşkları gibi sevgilerin kimyasal bir bozukluk olduğunu ve ilaçla tedavi edilebileceğini söylüyor. Psikiyatr Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a göre sevdikleri uğruna yemekten ve içmekten kesilen, onu görmeden yaşayamayan aşıklar, aşk rahatsızlığından mustarip birer hasta... Prof. Dr. Tarhan, geçtiğimiz günlerde açılan, ülkemizin ilk özel nöropsikiyatri hastanesinde yatarak tedavi gören aşk hastaları olduğunu söylüyor. Aynı hastanede, 'aşk hastalığı' tedavisiyle ilgilenen Psikiyatr Dr. Funda Güdücü Sağır'ın psikolog Zehra Erol'la yazdığı 'Takıntılı Aşklar' adlı kitapta da aşkın hastalıklı hallerinden bahsediliyor. 'Aşk hastalığı'nın birçok uzmandan kabul gördüğünü belirten Dr. Sağır, "Hastalar, önce çoğunlukla depresyondan şikayet eder. Konuşma sırasında ise şikayetin; yaşadığı ilişkiden kaynaklandığını fark ediyoruz" diyor. Dr. Sağır aşk hastalığını ise şöyle açıklıyor: "Kişi aşkını yaşarken yaşantısını bozuyor, hayatını aksatıyor; işine ve diğer ilişkilerine zarar veriyorsa aşkla alakalı bir yarası vardır. Bu, aşk hastalığı olabilir. Tedavi edilmezse intihara kadar uzanan sonuçlar var. Psikotik ve fiziksel rahatsızlıklara da neden

:durdurun PEKİ SİZCE AŞK BİR HASTALIKMI:durdurun
 
hemde nasıl bir hastalık belki buyuk bir asık değilim yada yemeden içmeden kesilmedim ama onun elini tutup yanyana yürümek benim için cok harika bisey yani bir kere elini tutup yanayana yürüyebilmek için tum varlığımı verebilirim arkadaşlar

...........askın acı bi tadı vardır.........
 
bu kimyasallar sayesinde aşık olunuyosa eger bu kimyasallar ne sebeple salgılanıyo?helen fisher aşık mı ne...yok ki burda bi cevap.yoksa ben mi aşığım da kafam basmıyo?
 
Bunları öğrendiğim iyi oldu :) emeğine sağlıkk
 
kim neye aşıksa hastalığı o olsa gerek ama insan zaten hastalıktan yaratılmamışmı yani aynızamanda vücudun belli kısmı bakterilerden oluşmuyormu bilgileriniz için emeğinize sağlık
 
Aşkın bi faidesi yoktur lakin çok zararı var idür :D,

İşini düzgün yapamazsın, konsantrasyon sorunu yaşarsın, dünya yıkılır umrunda olmaz bi uyanırsın batarsın.Bi ülkenin hükümdaı isen ülkeyi mahvedebilir veya ölebilirsin bkz atilla :D

aşk gereksiz ama lazım olan bişe yani bu cümle kadar mantıklı bişe :D
 
ya bu hayat aşktır yada yada hayat bu aşkın manasını aramaktır eğer bu oyundenen hayattan ötesini sorgularsan hem şunuda bilin mecnuna leylasını ensonunda getiriyorlar ve mecnun bu benim leylam değil diyor ne kadar delil gösterselerde anlatamıyorlar onu yaratana vurulmuştur artık bu durumunda kimse farkına varamıyor.
 
Aşkın 2000 tane tanımı vardır.Bir tanım da ben yaparım,2001 olur.:clap
Aşkta herşeyden önce karşılılıktan bahsetmek gerekir.
Ancak o zaman duygular yaşanabilr.
Platonik aşklar ise(Aşk sevilenin değil,sevenin yüreğindedir.-PLATON),kişinin potansiyelini öldürdüğü için(Anlatıldığı gibi,kişi yemek yemez,birşey içmez,hayattan zevk almaz.Tam bir nevrotiklik hali) takıntıya dönüşmüştür ve elbette bir hastalıktır.Tedavisi gerekir.
Bazı ilişkilerde de,gizliden gizliye birbirini görmezden gelme,ilişkiyi sürüncemeye sürme gibi durumlar söz konusudur.
Bu durumlarda da kişi bence yıpranır,duygusal olarak yara alır.Buradaki kişiler hasta olmasalarda,birbirlerine zarar verirler.
Varoluşçu Psikiyatr/Nörolog Profesör Victor E. Frankl,İnsanın Anlam Arayışı adlı kitapta,sevgide en önemli şeyin,karşıdaki kişinin gelişimini düşünmek olduğunu söyler.Kişisel olarak Yazar'a katılıyorum.
Günümüzde ise Aşk ve Nefret neredeyse içiçe geçmiştir.
 
Geri
Üst