İslam Bölümü Bilgi Soruları | Paylaşım Yarışma |

Cevap 1:Hz.Muhammed,Hz.Nuh,Hz.İbrahim,Hz.Musa ve Hz.Isa

Cevap 2:Hz.Isa

Cevap 3:Hz.Süleyman

Insallah dogrudur:(


Soru 1:Kac cesit Sünnet vardir?Ve nelerdir?
Soru 2:Kur’an’ı Kerim Peygamber Efendimiz nerede ve ne zaman nazil olmaya baslandı?
Soru 3:Sahabeleri gören kimseye ne denilir?
 
Cevaplar:

1- Kavlî Sünnet( Pegamber efenimizin sözleri), Fiilî Sünnet (Peygamber efendimizin fiil ve davranışları) ve Takrîrî Sünnet (Peygamber efendimizin Söz ve olaylara sukutu ile karşılığıdır)

2- Ramazan ayında, 610 yılı ve Mekke yakınlarındaki Hira mağrasında.

3- Tabi'in.

Sorular:

1- Amelde hak mezhepler dediğimiz mezheplerimiz ve imamlarımızı söyleyiniz.

2- Allah'ın sübütü sıfatları nelerdir?

3- Fıkıh ilminin dört büyük kısımlarından biri olan cezalarla ilgili bölümüne ne isim verilir?
 
Hadi yav cevap veren yokmu sonuncusunun cevabını veriyorum diğerlerini siz yazın ;)
3-Ukubat.
 
hanefi mezhebi > imam azam (ebu hanife) (r.aleyh)
şafii mezhebi > imam şafii (muhammed ibn'ul idris) (r.aleyh)
maliki mezhebi > imam malik (malik bin enes) (r.aleyh)
hanbeli mezhebi > imam hanbel (ahmed bin hanbel) (r.aleyh)

Allah'in c.c. subuti sifatlari:
hayat, ilim, kudret, basar, semi, ırade, kelam

sorular
1- peygamberlerin sifatlari nelerdir?
2- Resullulah s.a.v. vefatindan sonra ortaya cikan yalanci peygamberin adi ve onu olduren sahabenin adi nedir?
3-Hendek savasinda hendek kazilmasinin fikri hangi sahabeye aittir?
 
Cevap 1:
1- Sıdk; Doğruluk
2- Emanet; Güvenilirlik
3- Tebliğ; Allah (c.c.)’dan aldığı emirleri tam olarak bildirmek
4- Fetanet; Akıllı olmak
5- İsmet; Günahsız olmak

Cevap 2:
Müseylime,Hz. Vahsi tarafindan sanirim-:ter:

Cevap 3:
selmani farisi

Umarim dogrudur.Yanlis da olabilir hani,simdiden kusura bakmayin.
----------------------------------------------------------------------------------------

Soru 1-Peygamberlerde peygamberlik gelmeden once görülen ve nübüvvetin
temellerini kuvvetlendiren harikuladelikler görülmesine ne ad verilir?

soru 2- Allah (c.c.)’ın emir ve yasaklarını insanlara haber veren, kendisine yeni bir
kitap ve yeni bir seriat gönderilmeyip de kendinden önceki peygamberlerin
kitabı ve seriatı ile amel eden Peygamberlere ne ad verilir?

Soru 3- Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e Hira magarasında iken gelen ilk vahyin sekli
nasıldır?
 
cevaplar dogru elensu hanim..sadece museylemet'ul kezzap olsa tam olacakti...

gelelim cevaplara

1- İrhasat (bu bayagi zordu :ter:
2- Nebi
3- Ruyayi Sadika (gercek ruya)

ve sorular

1- İslamda ilk hicret eden sahabenin adi nedir?
2- İslamda ilk sehid olan aile ve isimleri?
3- Hz. Ali'nin R.a kale kapisini kalkan olarak kullandigi savasin ismi?
 
1-hz.osman r.a dı galiba

2-ammar ailesi ( isimlerini ezberlememiştim )

3-hayber kalesi

----------------------------------

sorular

1-tahiyyatüsselam nedir ?

2-tadili erkan nedir?

3-ashab günahkarmı ?
 
combanant' Alıntı:
----------------------------------

sorular

1-tahiyyatüsselam nedir ?

2-tadili erkan nedir?

3-ashab günahkarmı ?

1)Tahıyyat zaten selam demek diilmi?tahiyyatüsselam ne demek gercekten merak ettim.CVP yazarsan sevinirim:goz:

2)Tadil-i Erkan: Namazda rükû, rükûdan sonra ayakta durma, secde ve iki secde arasındaki oturmanın hakkını vererek, tam bir sukûnet içinde ve yerli yerinde mutmain olarak yapmak.
Ta'dîl, düzeltmek, kuvvetlendirmek demektir. Erkân ise "rükn"ün çoğuludur. Kelime anlamlarıyla ta'dîl-i erkân, rükünlerin yerli yerinde yapılmasını ifade etmektedir.

3)Peygamberler dışındaki insanlar günah işeyebilir. Sahabelerde buna dahildir.

sorular

1)Azimet ve Ruhsat dinimizde ne demektir?
2)ızdırar hali dinimizde ne demektir?
3)Şirk-i hafî nedir?
 


1- Ruhsat - sana verilen bir haktır. Azimet - sana verilen bir imkanı zorda kalma durumunda olduğu halde kullanmayıp daha çok sevaba giden bir yoldur. Azimet biraz daha zor olandır.

Yolculuk esnasında oruç tutmayabilirsin - ruhsat
Yolculuk esnasında zorluğa göğüs gerip oruç tutmak - azimet

Bu çok farklı platformlarda da uygulanabilinir mesela..

Üç imamın "Ramazan orucu için her gece niyet etmek lazımdır" sözü ile İmâm-ı Mâlik'in "Bütün ay oruç için bir niyet etmesi kafi gelir." sözüdür. Birincisi azimet, ikincisi ruhsattır.

2- Haram olan gıda yada buna benzer şeylerden, zaruret anında zaruret miktarı kadar kullanılabilir, bu caizdir ve ayetlede sabittir. Buna dinde ızdırar hali denir.

3- ‘Şirk-i hafî ‘gizli şirktir. Yani bir insanın 'bugün hava çok berbattır' demesi gibi. Mü’minleri daha bir tedirgin etmesi ise, açık şirkin bir derece ‘teşhis edilebilirliği’ne mukabil, gizli şirkin teşhis, tesbit ve tedavi edilme zorluğudur. Şirk-i hafî, manevî check-up’ları esnasında insanın ‘tarayamadan,’ ‘tesbit edemeden’ geçip gittiği türden virüslere veya tümörlere benzer bu yüzden. İnsanı ‘kalbim tertemiz’ derken bataklığın ortasında, ‘yolum doğru’ derken uçurumun kenarında, ‘imanım sapasağlam’ derken göçük altında bırakabilir.


1- Tabiin kime denir?
2- Peygamberim Efendimiz (s.a.v.) gençliğinde illegal bir örgüte üye olmuştu. Bu örgüt haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun haklının yanında haksızlara, zalimlere karşı tavır koyuyordu. Bu örgütün adı nedir?
3- Peygamber Efendimiz (s.a.v.) cemaat olarak iki sahabenin arkasında namaz kılmıştır. Bu iki sahabe kimlerdir?

 

1- Tabiin kime denir?
2- Peygamberim Efendimiz (s.a.v.) gençliğinde illegal bir örgüte üye olmuştu. Bu örgüt haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun haklının yanında haksızlara, zalimlere karşı tavır koyuyordu. Bu örgütün adı nedir?
3- Peygamber Efendimiz (s.a.v.) cemaat olarak iki sahabenin arkasında namaz kılmıştır. Bu iki sahabe kimlerdir?


1-Sahaberleri gören sohbet eden kimselere Tabiin denir.
2-Hılful Fudul (Fazilet örgütü)
3-Hz. Ebu Bekir (r.a.) ve Hz. Abdurrahman İbni Avf (r.a.)

Allah(c.c.) razı olsun..

1-Peygamber Efendimiz(c.c.) vefatından sonra hangi sahabe yıkadı?
2-İmamla cemaatin farklı yönlere dönerek namaz kılabileceği tek yer neresidir?
3-"Zühd" ne demektir?

Son soru biraz özel oldu galiba.. :D
 
Ben baslayayim o zaman.

Soru 1-Sehiv secdesi nedir?

Soru 2-Allah in ilk emri nedir?

Soru 3-Ilk buyuk gunah nedir?

Umarim olmustur.Biraz kolay oldu ama idare edinverin.

1)eğer kişi namazda farzı tehir etmiş(ertelemiş) vacibi terk ve tehir etmişse ozaman sehiv secdesi gerekir.tahiyyat okunur slm verilir ve tekrar tahiyyat sali-barik rabbena okunur.,
2)(igra)oku yardanın adıyla oku
3)allaha şirk koşmaktır oda şeytan tarafından gerçekleştirilmiştir

1)hz ali
2)kabe
3)İsteksizlik, rağbetsizlik, aza kanaat. Terim olarak, dünyaya ve maddî menfaate değer vermemek, çıkarcı, menfaatperest ve bencil olmamak, kalpte dünya ve çıkar kaygısı taşımamak, kanaatkâr olmak demektir

sorular
1)allahıtın zati ve subuti sıfatları nelerdir?
2)imanı yeis nedir?
3)muallakat ı seba nedir?şairleri kimdir?
 
Allah'ın zati sıfatları nelerdir?
Vücüd : Var olmak,
Kıdem : Varlığının başlangıcı olmamak,
Beka : Varlığının sonu olmamak,
Vahdaniyet : Bir olmak,
Muhâlefetun-lil - Havadis: Sonradan yaratılmışlara hiç benzememek,
Kıyam binefsihi : Varlığında hiçbir şeye muhtaç olmamak.
Allah'ın sübütü sıfatları nelerdir?
Hayat : Diri olmak,
İlim : Bilmek (Allah her şeyi bilir.)
Semi : İşitmek (Allah her şeyi işitir)
Basar : Görmek (Allah her şeyi görür)
İrade : Dilemek (Kainatta her şey Allah'ın dilemesiyle olur.)
Kudret: Herşeye gücü yetmek,
Kelam : Konuşmak. Cenab-ı Hak konuşur, fakat onun konuşması ses, dil ve harf yardımıyla değildir. Nasıl konuştuğunu ancak kendisi bilir.
Tekvin : Yaratmak. Allah her şeyi yoktan var eder. O'ndan başkası bir zerreyi dahi yaratamaz.
-------------------------------------------

İman-ı yeis nedir: Firavun gibi ölürken iman etmektir.

------------------------------------------------------------------------
muallakati seba


kuran nazil olmaya başladıktan sonra bizzat şairleri veya yakınları tarafından artık beğenilmeyerek kabe duvarlarından indirilen arabi şiirler.

(tam olarak emin değilim)

_______________________________________________

Allah'ın bir olduğuna delilin nedir?

Mübah Nedir?

Müstehab Nedir?
 
Allah'ın bir olduğuna delilin nedir_Delil arayan kişinin varlığı Allah'ın cc. varlığına en büyük delildir

Mübah Nedir_Yapılmasında sevap olmadığı gibi, terkinde de günah olmayan işlerdir

Müstehab Nedir_Yapılması sevap kazandıran terk edilmesi durumunda günahı olmayan eylemlerdir

Bidaha böle kazık sorular sorma (=


Kutsi Hadis nedir
Madem Allah cc. Kelamıdır Neden Kuranda yazılmamıştır
Allah cc. insanları neden imtihan etme gereği duymuştur
 
Kutsi Hadis nedir
Madem Allah cc. Kelamıdır Neden Kuranda yazılmamıştır
Allah cc. insanları neden imtihan etme gereği duymuştur

KUDSİ HADİS

Manâsı Allah'a, ifadesi Hazreti Peygambere aid olan hadis.

Hazreti Peygamber'in Allah Teâlâ'dan rivayetle ifade buyurduğu hadislere "Kudsi Hadis" denir. Hz. Peygamber'in istediği ibare ile ifade etmek üzere bazen Cibril (a.s) vasıtasıyla ve bazen de vahiy, ilham ve rüya suretiyle Allah Teâlâ'dan rivâyet ettiği hadistir. "Kudsi hadislerin, bir taraftan ilk kaynak olarak Allah Teâlâ'ya izafe edilmesi, diğer taraftan Hz. Peygamber'in hadisleri arasında ve hadis lafzıyla zikredilmesi, bunların bazı yönlerinden Hz. Peygamber'in hadislerine benzerliğini ortaya koymaktadır. Zira Kur'ân-ı Kerim Allah kelâmı olup Hz. Peygambere vahyolunmuştur; kudsî hadislerin de ilk kaynağı Allah Teâlâ olduğuna ve Hz. Peygamber tarafından ondan rivayet edildiğine göre, bunlar da vahiydir. Binaenaleyh, vahiy olmak bakımından Kur'ân-ı Kerim'le hadis-i kudsî arasında herhangi bir fark mevcut değildir. Bununla beraber Kudsî hadisler Kur'an'dan sayılmazlar; "her ikisinin de kendilerine has özellikleri vardır ve bu özellikler ikisinin aynı şey olmalarına engel teşkil ederler" Talat Koçyiğit, Hadis Istılahlarla Ankara 1980, s. 123-124).

Kudsî hadislerle Kur'an-ı Kerîm arasındaki fark konusunda İslâm âlimleri iki görüş beyan etmişlerdir:

A- Kudsî hadislerin manâsı ve sözleri Allah'tandır.

1. Bu hadisler Allah'a nisbet edilmiş ve "Kudsî", "ilâhî" ve "Rabbani" diye tavsif edilmiştir.

2. "Ey kullarım" gibi Allah'ı ifade eden birinci şahıs zamirleri kullanılmıştır.

3. Kudsî hadislerin ilk kaynağı Allah Teâlâ'dır, hitap O'nundur, Hz. Peygamber râvî durumundadır. Nitekim bu tür hadislerin başında genellikle şu ibareler görülür: "Rasûlüllah Rabbinden rivâyet ettiği hadiste şöyle buyurdu..." veya "Rasûlüllah'ın rivayet ettiği hadiste Allah Teâlâ şöyle buyurdu... "

Bununla beraber Kur'an-ı Kerîm'in özelliklerine sahip değillerdir. Zira; manâ ve lafız yönünden Kur'an-ı Kerîm'deki i'caz kudsî hadislerde yoktur. Kur'an tevâtür yoluyla, kudsî hadisler âhâd yolla nakledilmişlerdir. Kur'an âyetlerinin manâ ile rivayeti câiz değildir. Kur'an âyetleri namazda okunur, cünüp iken okunmaz ve abdestsiz dokunulmaz. Kudsî hadisler böyle değildir (bk. Muhammed Accâc el-Hatîb, es-Sünnetu Kable't-Tedvîn, Kâhire 1383/1963, s.22).

B- Âlimlerin çoğuna göre kudsî hadislerin manâsı Allah'a, lafzı Hz. Peygambere aittir. Allah'ın, vahiy, ilham ve rüyâ yoluyla kendisine bildirdiği ilâhî mesajları manâlarına uygun ifadelerle nakletmiştir.

Kudsî hadisler, Allah'ın kudret ve azametinden, rahmetinin genişliğinden, ihsanının bolluğundan söz ederler. Helâl, haram şeklinde ahkâma taalluk etmezler. Bu hadisler yüz adedi bulur. Bazı âlimler kudsî hadisleri ayrı eserlerde toplamışlardır. Bunlardan Abdurraûf el-Münâvî (1031/1622) "el-İthâfâtü's-Seniyye bi'l-Ehâdîsi'l Kudsiyye" isimli eserinde alfabetik sırayla tasnif etmiştir (Kettânî, er-Risâletü'l-Müstatrafe, İstanbul 1986, s.81).

Bazı kudsî hadisler: Ebû Hureyre Rasûlüllah'ın (s.a.s) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah Teâlâ buyurdu ki; Adem oğlunun her ameli kendisi içindir, ancak oruç" böyle değildir. Çünkü o, sırf benim rızam için yapılan bir ibadettir. Onun mükâfatını bizzat ben vereceğim" (Müslim, Sıyâm, 161,163). Yine Ebû Hureyre'nin Rasûl-ü Ekrem'den rivayetine göre, Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Kulum bir iyilik yapmaya azmeder takat bir engelden dolayı onu yapamazsa, onun için bir hasene sevabı yazarım. Azmettiği iyiliği yaparsa on haseneden yediyüz misline kadar sevap yazarım. Bir kötülük yapmaya teşebbüs eder de vazgeçerse, ona hiçbir günah yazmam. Eğer niyetlendiği kötü işi yaparsa yalnız bu günah yazarım." (Müslim, İmân, 204). "Sâlih kullarım için Cennet'te, hiçbir gözün görmediği hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir insanın düşünemediği birtakım nimetler hazırladım" (Müslim, Kitâbü'l Cenne, 2,3,4).



Allah cc. insanları neden imtihan etme gereği duymuştur


Evrende mevcut ve gözle görülen dengeler birer adaletin yansımasıdır. Kâinatın, ekoloji, astronomik, jeolojik dengeleriyle mutlak adaletine şahadet ettiği ve bir adı Hak olan Yüce Allah’ı adaletsizlikle itham etmek, hak ve hakkaniyete karşı büyük bir haksızlıktır.

Mevcut haksızlıkların, sömürmelerin, cinayetlerin faturasına Allah’a çıkarmak, bir kıyametin kopmasına sebep olabilecek kadar bir saygısızlıktır ve onun gazabını tahrik eder.

Dünya bir cennet ve mükâfat yeri değil ki, herkes için bir zevk ve safa yurdu olsun. Dünyaya gelenlerin hızlıca göçüp gitmesi, gençlerin ihtiyarlaşması, insanların sürekli, bela ve musibetlerle karşı karşıya bulunması, firak ve ayrılığın şamarlarıyla sersemleşmesi gösteriyor ki, insanın dünyaya gönderilmesinin gayesi bir imtihandır. İmtihandan sonra başka bir memlekete yolculuk yapılacak, imtihanı kazanmanın mükâfatını ve kaybetmenin cezasını orada görecektir.

-İmtihana tabi tutulan bir varlık olarak insanoğlunun içinde bulunduğu zamanın her dilimine/her karesine ya artı veya eksi kaydedilmektedir. İlahî imtihanın –genel olarak- iki sorusu ve iki cevabı vardır. Hayat bilgisinden sorulan bu iki sorudan biri sıkıntı, bela, meşakkat, musibet, mükellefiyet türünden şeylerdir. Diğer soru ise, ferahlık, bolluk, nimet, izzet-ikram türünden şeylerdir. Bütün hayatında insanlar, ya sevinç ve huzur ortamında, ya da hüzün ve keder ortamında yaşamaktadır. Birinci sorunun cevabı sabır, ikinci sorunun cevabı ise şükürdür.

İnsanoğlundan, hayatın pratiğiyle sıkıntıyı yaratıp sorusunu soran da, sabır cevabını isteyen de; ferahlık yaratıp sorusunu soran da, şükür cevabını isteyen de Allah'tır.


İnsanlar, bu sorulara cevap verip vermemekte serbesttir, fakat imtihan şeklinin veya soru sitilinin değiştirilmesini isteme hakkına sahip değildir. Çünkü bu bir "sünnetüllah"tır/bir ilâhî kanundur ve asla değişmez (bk. Ahzab, 33/62). Unutulmamalıdır ki imtihanlar, öğrencilerin hevesine bırakılamayacak kadar önemlidir.

-Kader noktasında hayrı da şerri de yaratan Allah'tır. Fakat imtihana tabi tutulanlar da birer kukla değildir. O kötülüklerin meydana gelmesinde onların payı vardır. Dikkat edilmesi gereken nokta şudur: İnsanları ilgilendiren konularda, her olayın iki yönü vardır: Birisi: Allah'ın yaratmasına bakan icat noktalarıdır. Yani hayrın da şerrin de yaratıcısı Allah'tır. Tevhit/Allah'ın birlik sıfatı bunu gerektiriyor.

Diğeri: İnsanların kazancına bakan ve içinde yaratma işi olmayan tasarruflar, meyiller ve Allah'ın yaratmasına bir vesile hükmünde olan şeylerdir. Özgür bir iradeyle imtihanın yapılmasını sağlamak ve sonuçtan insanları sorumlu tutmak için bu cüzî iradenin verilmesi şarttır ve adaletin gerçekleşmesi adına kula verilmiştir.

Bu perspektiften meseleye baktığımızda, işin zannedildiği gibi olmadığı anlaşılacaktır. Sözgelimi, ortada bir hastalık varsa, onun yaratıcısı Allah'tır. Fakat icat noktaları içermeyen yönleri ise insana aittir. Mesela, terli, terli soğuk su içmek bir su-i istimaldir, neticesinden sorumlu olan insanın kendisidir. Bademciklerinin şişmesinden, grip olmasından kendisi sorumludur. Fakat hastalığı yaratan Allah'tır. Edepli olan kimse, Hz. İbrahim gibi, vesilelik yönüyle kötülüğün kendisine, yaratıcılık yönüyle de iyiliğin Allah'a ait olduğunu düşünür ve: "ben hastalandığım zaman bana Allah şifa verir"(Şuara, 26/80) der.

Eğer böyle düşünmezsek, o takdirde, kolumuzu, bacağımızı kıran, malımızı çalan, hatta bir insanı öldüren kimseye kızmamamız gerekir. Ve Allah'ın da bunlara ceza vermemesi lazım gelir. "De ki: Rabbinizden gelen hak/gerçek budur. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin"(Kehf, 18/29)

"Eğer seni yalanlarlarsa, onlara de ki: Rabbiniz geniş bir rahmet sahibidir. Fakat onun azabı da suçlu olan toplumdan geri çevrilemez. Allah’a ortak koşanlar diyecekler ki: “Allah dileseydi ne biz ona ortak koşardık ne de atalarımız. Ve ne de bir şeyi haram kılardık.” Bunlardan öncekiler de aynı şekilde yalanlamışlar, sonunda azabımızı tatmışlardı. De ki: yanınızda bize çıkarıp göstereceğiniz bir bilgi/ bir yazılı belge var mı? Siz zandan başka bir şeye uymuyor ve yalandan başka bir şey söylemiyorsunuz. De ki: “En kesin delil ancak Allah’ındır. Allah dileseydi, elbette hepinizi hidâyete erdirirdi.” (Enam, 6/147-149).

"Allah dileseydi, elbette hepinizi hidâyete erdirirdi" cümlesinden şunu anlayabiliriz:

"Ey insanlar! İmtihan şeklini belirlemek Allah'a aittir. Eğer dileseydi, hepiniz sınıfı geçecek şekilde bir imtihan düzenleyebilirdik. Veya hiç imtihan etmeden hepinizi-hidayete erdirir- sınıftan geçirirdik. Bu konuda hiç kimse bize mani de olamazdı. Fakat, iyi insanlarla kötü olanları, çalışkan öğrencilerle tembel olanları, Ebu Bekir gibi hakkın hatırını sayan, doğruyu tavsiye eden aklını kullanan insanlarla, Ebu Cehil gibi gururunu okşayan nefsinin peşine takılanları birbirinden ayırmak istedik. Bu adaletin de bir gereğidir.

Bu düzenlemeyi yapmakla Allah'ın insanlara asla zulüm ve haksızlık yapmadığına dair, katında sizi kolayca ikna edecek delilleri pek çoktur. Onun için haddinizi bilin, ona güvenin. O herkesi sorumlu tutup, sorguya çeker fakat hiç kimse onu sorguya çekemez. Onun sonsuz ilim ve hikmetinin denizi yanında sizin bilginiz bir damla bile değildir.

Onun hikmetine inanın, rahmetine güvenin, affına karşı ümit-var olun, Onun haksızlık yapmayacağına iman edin, Müslüman olarak ona teslim olun ve öylece huzuruna varın..”


Umarım sorularına cvp olmuştur.


Yoruma dayalı soru sormak yerine "Terim" sormayı tercih ederim (;

1)İSTİRCA
2)REVATİB
3)İTİKAF
Kelimelerinin anlamları nelerdir?
 
ίииuεи∂σ;2350670' Alıntı:
1)İSTİRCA
2)REVATİB
3)İTİKAF
Kelimelerinin anlamları nelerdir?

1- İstircâ' lügatta, "geri dönmek, geri vermek, geri almak, dönmesini istemek" anlamlarına gelir. Terim olarak ise, "musibet anında inna lillahi ve inna ileyhi râciûn (biz Allah'ınız ve ancak O'na dönücüleriz) ayetini (el-Bakara, 2/156) okumaya" denir.

2- Devamlı yapılan iş ve amel; ücret, maaş; farz namazlarla berâber kılınan sünnetler. Ratib kelimesinin çoğuludur.

3- Itikaf, bir camide ibadet niyyetiyle durmak demektir. Ramazanin son on gününde itikaf. kifaye olarak sünnet-i müekkede'dir. Cemaatten biri itikfa girince bu görev digerlerinden düsmüs olur. Itikafin sartlari, niyet etmek, oruçlu olmak, itikafi bes vakit cemaatle kilinan camide yapmak ve kadinin ayhali ve lohusa halinde olmamasidir. Kadin, camide degil, evinde namaz kildigi odada itikaf yapar.


yüksek müsadenizLe nacizane...


1- Peygamber Efendimizin Hz. Hatice dışındaki hangi eşinden çocuğu olmuştur?
2- Efendimizin Hz İbrahim’in Hanif dinine uygun olarak Hira ‘da yaptığı tefekküri ibadete ne denir?
3- Peygamber Efendimiz ne zaman sünnet oldu?
 
1- İstircâ' lügatta, "geri dönmek, geri vermek, geri almak, dönmesini istemek" anlamlarına gelir. Terim olarak ise, "musibet anında inna lillahi ve inna ileyhi râciûn (biz Allah'ınız ve ancak O'na dönücüleriz) ayetini (el-Bakara, 2/156) okumaya" denir.

2- Devamlı yapılan iş ve amel; ücret, maaş; farz namazlarla berâber kılınan sünnetler. Ratib kelimesinin çoğuludur.

3- Itikaf, bir camide ibadet niyyetiyle durmak demektir. Ramazanin son on gününde itikaf. kifaye olarak sünnet-i müekkede'dir. Cemaatten biri itikfa girince bu görev digerlerinden düsmüs olur. Itikafin sartlari, niyet etmek, oruçlu olmak, itikafi bes vakit cemaatle kilinan camide yapmak ve kadinin ayhali ve lohusa halinde olmamasidir. Kadin, camide degil, evinde namaz kildigi odada itikaf yapar.


yüksek müsadenizLe nacizane...


1- Peygamber Efendimizin Hz. Hatice dışındaki hangi eşinden çocuğu olmuştur?
2- Efendimizin Hz İbrahim’in Hanif dinine uygun olarak Hira ‘da yaptığı tefekküri ibadete ne denir?
3- Peygamber Efendimiz ne zaman sünnet oldu?


1-)İbrahim (r.anh)

Resulullah'ın Oğularının 3.südür ve çocuklarının sonuncusudur. Heraklius'un Mısır valisi olan Mukavkis'in hediye gönderdiği Maruye'nin oğludur. Hicretin 8. senesi tevellud edip, 1,5 yaşında iken vefat etti. Hasta iken, Resulullah efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bunu işitince:

"AY VE GÜNEŞ ALLAH'U TEALANIN VARLIĞI VE BiRLiĞiNi GÖSTEREN 2 MAHLUKTUR. KiMSENiN ÖLMESi, KALMASI iLE TUTULMAZLAR. ONLAR GÖRÜNCE ALLAH'U TEALAYA HATIRLAYINIZ", buyurdu. İbrahim vefat edince: "YA iBRAHiM! ÖLÜMÜNE ÇOK ÜZÜLDÜK, GÖZLERiMiZ AĞLIYOR, KALBiMiZ SIZLIYOR. FAKAT, RABBiMiZi GÜCENDiRECEK BiR ŞEY SÖYLEMEYiZ" buyurdu.


2-)Tehannüs

Hz. Peygamber, henüz peygamberlikle görevlendirilmeden önce yalnız başına tefekküre dalmak, rabbini anmak isterdi. Bu maksatla Hirâ Mağarası'na çekilir, rabbine ibadet ederdi. Buhârî'nin ifadesiyle: "Peygamber (s.a.v.)'e yalnızlık sevdirildi. Hirâ Mağarası'na çekilir, orada tehannüs ederdi. Tehannüs, ailesine dönmeden aldığı azıkla yetinip birkaç gün ibadet etmesidir. Sonra tekrar Hatice'ye döner, bir o kadar gün için yine azık alırdı..." (Buharı, Bed'u'1-Vahy, Hz. Aişe'den rivayet edilmiştir.!)

3_)Peygamber Efendimizin Doğduğu zaman göbeği kesilmiş ve sünnet edilmiş görüldü.


alttaki ;

1_) Ashâb Ne Demektir?

2_)- Bid’at nedir?

3_)Dört Büyük Melek ve görevleri nelerdir?
 
1)Ashab: ashab sahabinin çoğuludur ve peygamber efendimizi görüp söylediklerine iman etmiş kişilerdir.
2)Bidat:öncekilere benzemeyen, evvel yok iken yeni ortaya çıkan veya çıkarılan şey demektir. kısaca peygamber efendimizin yolundan ayrılmaktır

3) azrail as: ruhu bedenden ayıran kısaca can alan melek
mikail as: tabiat olaylarını Allahın verdiği emirlerle yöneten melek
israfil as:kıyamet gunu suru iki kere ufleyecek olan melek
cebrail as:vahiy meleği

kendi cümlelerimle kıt bilgimle bu kadar oldu kusura bakmazsınız inşaallah


alttaki:
1)peygamber efendimizin en büyük 3 mucizesi?
2)ravi kimdir?
3)havf ve reca nedir?
 
1 - Ashab ne demektir?
Ashab, Peygamber Efendimiz (sav)'e iman ederek O'nu gören ve Müslüman olarak ölen kimseler anlamına gelmektedir.

2 - Bid`at ne demektir?
Daha önce mevcut olmayan, sonradan ortaya çıkan amel ve inançlar.

Hz. Peygamber ve Ashâb-ı Kirâm dönemlerinde görülmeyip onunla amel edilmeyen, hattâ bir benzeri olmayan ve İslâm`dan olmadığı halde sonradan ortaya çıkan ve ibâdet kabûl edilen görüş ve ameller, sünnete aykırı davranışlar.

Bid`at`ın kapsamı konusunda farklı bakış açılarının olmasından dolayı İslâm bilginleri tarafından farklı tarifler yapılmıştır.
Bende bu konuyu burada kısa geçmek istiyorum.İncelediğimde gayet geniş ve dersine iyi çalışılacak bir konu olduğunu gördüm.

3-Dört büyük melek

Melek kelimesi Arapça'da "haberci" anlamına gelmektedir. Çoğulu "melâike" olarak gelmekte ise de, gerek Türkçe'de ve gerekse Arapça'da çoğul manasına "melek"' olarak da kullanılmaktadır.
"Büyük melekler" olarak tanınan dört melek vardır ki, bunlar: Cebrâil, Azrail, İsrafil ve Mikâil'dir.

Cebrâil: Kur'an'da üç yerde "Cibrîl" olarak geçmekte (el-Bakara 2/97, 98; et-Tahrim 66/4) diğer bazı ayetlerde de kendisinden Rûhu'l-Kudüs ve Rûh olarak bahsedilmektedir. (el-Bakara 2/87, 253; el-Mâide 5/110).
Vazifesi, Allah'ın emir ve nehiylerini peygamberlerine bildirmektir. Bütün vahiy onun vasıtasıyla nazil olmuştur.




Azrâil: Kur'an-ı Kerîm'de
"Melekü'l-mevt" ( = ölüm meleği) olarak geçmektedir. " Ey Muhammed de ki; size vekil kılınan ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz." (es-Secde, 32/11)

Allah'ın emri ve izni ile canlıların, ölecekleri zaman canlarını almakla vazifelidir.

İsrafil: Kur'an'da "İsrâfil" olarak ismi geçmemektedir. Ancak, kıyametin vukûu ile ilgili ayette "(İsrâfil tarafından birinci sefer) Sûr'a üflenince Allah'ın dilediği (melekler) müstesna göklerde olanlar ve yerde olanlar bayılırlar (ölürler). Sonra Sûr'a (ikinci defa) üflenince ölüler mezarlarından kalkıp bakınıp dururlar." (ez-Zümer 39/68) buyurulmakta, dolayısıyla isim olarak olmasa da bu meleğin vazifesi bu ayetle belirtilmektedir. Buradan kıyametin ve ahiret gününün yani yeniden dirilmenin başlangıcında bir Sûr'a üfürme olacağı anlaşılmaktadır ki, bu işle vazifeli melek İsrâfil (a.s.) dır. Bu görevinden dolayı İsrafil'e "Sûr meleği" ismi de verilmektedir.
Ayrıca İsrâfil'in, "Levh-i Mahfuz"* da yazılanları okumak ve ilgili meleğe haber vermekle de görevli olduğu bilinmektedir.

Mikâil: Kur'an-ı Kerîm'de bir yerde "Mikâil" olarak zikredilmektedir. (el-Bakara 2/98)

Mikâil'in görevi: yağmurun yağdırılması, rüzgârın estirilmesi ve mevsimlerin tanzimi gibi tabiat olaylarını Allah'ın emri ve izni ile vukua getirmektir.


"Her kim Allah'a ve meleklerine ve peygamberlerine ve Cibrîl'e ve Mikâil'e düşman olursa Allah da kâfirlere düşmandır"
(el-Bakara 2/98).


1. Kuran-ı Kerim ve Türkçe Anlamı (Meal ve Sözlük), Ali Bulaç
2.İslam fıkhı ansiklopedisi
3-Abdurrahim GÜZEL


geç kalmışım.

élifé cevaplamış.
ama çalışıyordum...
 
Geri
Üst