suavisu
New member
- Katılım
- 19 May 2010
- Mesajlar
- 173
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Toptancı anlayışlar konusunda geçenlerde (11 Haziran 2010) Taraf yazarı Alper Görmüş ilgi çekici bir değerlendirme makalesi kaleme aldı.
Türkiye’deki yaygın laik anlayış acısından İslamcılardaki değişimleri görebilmek mümkün olamıyordu. Bir de örnek veriyordu:
“İHH adındaki insani yardım vurgusuna rağmen onların esas derdi İslam’a yardım etmektir, bu uğurda şehit olmaktır!”
Laik kesimin yukarıdaki düşüncenin kalıpları arasında kalmakla eleştiren Görmüş, “bu kesimler” diyordu:
“Son on beş yılda kendisini Müslüman olarak tanımlayan kesimlerdeki büyük değişimleri ve farklılaşmaları göremediler. Oysa bu dünyada muazzam bir canlılık ve tartışma var. Müslüman kitleler artık bu dünyanın da ‘kendileri’ için olduğunu kabul etmeye başladılar!”
Geçenlerde bir konut ekinde yer alan haber bu bakış açısını doğruluyordu. İslamcı müteahhit tarafından inşa edilen süper lüks konutlara 10 bin dolar ek ödeme yaparak uydu bağlantısıyla sürekli biçimde Kabe’yi gören bir sistem konulabilecekti.
Türbanlı kadınların kullandığı ciplerin sayısı ve modellerindeki gelişme de kendilerini “Müslüman” olarak ifade edenlerin her şeyi öbür dünyaya bırakmadıklarının bir diğer göstergesi olarak yorumlanabilir.
Bu teorinin eski yıllarda da iyi bilinen bir sloganı vardı:
“Dünyada mekân, ahrette iman!”
Alper Görmüş, daha geniş bir bakış açısıyla politik dünyadaki yerlerini irdeliyordu:
“Müslümanlar eleştirilmez kutsal devlet anlayışını terk ettiler, bireyleşmeye ve özgürleşmeye başladılar.”
Alper Görmüş’ten üç gün önce, Taraf gazetesinin arka sayfasında yer alan “20 Soruda” bölümünün konuğu Yeni Şafak’ın türbanlı yazarı Özlem Albayrak idi. Albayrak bu sütundaki kısa sorulara özet yanıtlar veriyordu. Kendisine sorulan “Hayat felsefenizi hangi slogan özetler?” sorusuna karşılık şöyle diyordu:
-Yes Allah no problem!
Bu “Batılı” ifade biçimi Bob Marley’in “No Women no cry” şarkısından kopyalayıp yapıştırılmış gibi bir izlenim veriyor. Melodik olarak kulağa hoş geliyor ama anlatmak isteğiyle sanki ciddi çelişki barındırıyor.
“Allah varsa problem yoktur!”
Güzel de… Şu anda dünyanın hali, özellikle de dinlerin (Musevilik, Hıristiyanlık, İslamiyet) merkezi olan Ortadoğu’da yüz yıllardır var olan problemlerine bakınca hangi sonuca ulaşılacak?
Kendilerini Müslüman olarak açıklayan yenilikçi kesimler, bunun da çaresini bulurlar inşallah:
-Yes Allah no problem!
Kaynak
Türkiye’deki yaygın laik anlayış acısından İslamcılardaki değişimleri görebilmek mümkün olamıyordu. Bir de örnek veriyordu:
“İHH adındaki insani yardım vurgusuna rağmen onların esas derdi İslam’a yardım etmektir, bu uğurda şehit olmaktır!”
Laik kesimin yukarıdaki düşüncenin kalıpları arasında kalmakla eleştiren Görmüş, “bu kesimler” diyordu:
“Son on beş yılda kendisini Müslüman olarak tanımlayan kesimlerdeki büyük değişimleri ve farklılaşmaları göremediler. Oysa bu dünyada muazzam bir canlılık ve tartışma var. Müslüman kitleler artık bu dünyanın da ‘kendileri’ için olduğunu kabul etmeye başladılar!”
Geçenlerde bir konut ekinde yer alan haber bu bakış açısını doğruluyordu. İslamcı müteahhit tarafından inşa edilen süper lüks konutlara 10 bin dolar ek ödeme yaparak uydu bağlantısıyla sürekli biçimde Kabe’yi gören bir sistem konulabilecekti.
Türbanlı kadınların kullandığı ciplerin sayısı ve modellerindeki gelişme de kendilerini “Müslüman” olarak ifade edenlerin her şeyi öbür dünyaya bırakmadıklarının bir diğer göstergesi olarak yorumlanabilir.
Bu teorinin eski yıllarda da iyi bilinen bir sloganı vardı:
“Dünyada mekân, ahrette iman!”
Alper Görmüş, daha geniş bir bakış açısıyla politik dünyadaki yerlerini irdeliyordu:
“Müslümanlar eleştirilmez kutsal devlet anlayışını terk ettiler, bireyleşmeye ve özgürleşmeye başladılar.”
Alper Görmüş’ten üç gün önce, Taraf gazetesinin arka sayfasında yer alan “20 Soruda” bölümünün konuğu Yeni Şafak’ın türbanlı yazarı Özlem Albayrak idi. Albayrak bu sütundaki kısa sorulara özet yanıtlar veriyordu. Kendisine sorulan “Hayat felsefenizi hangi slogan özetler?” sorusuna karşılık şöyle diyordu:
-Yes Allah no problem!
Bu “Batılı” ifade biçimi Bob Marley’in “No Women no cry” şarkısından kopyalayıp yapıştırılmış gibi bir izlenim veriyor. Melodik olarak kulağa hoş geliyor ama anlatmak isteğiyle sanki ciddi çelişki barındırıyor.
“Allah varsa problem yoktur!”
Güzel de… Şu anda dünyanın hali, özellikle de dinlerin (Musevilik, Hıristiyanlık, İslamiyet) merkezi olan Ortadoğu’da yüz yıllardır var olan problemlerine bakınca hangi sonuca ulaşılacak?
Kendilerini Müslüman olarak açıklayan yenilikçi kesimler, bunun da çaresini bulurlar inşallah:
-Yes Allah no problem!
Kaynak