12 Eylül'ün gerçek mağdurları ne diyor?

aysunnnn

New member
Katılım
28 Eyl 2008
Mesajlar
274
Reaction score
0
Puanları
0
Büyük Birlik Partisi’nde uzun bir dönem Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Edip Özbaş, referandum kararının “Hayır” olduğunu söyledi.

GAZETE5/Selda Öztürk KAY- Referandumda “Evet” mitingleri düzenleyen ve tıpkı AKP gibi meydanlara inen BBP’ye, merhum Muhsin Yazıcıoğlu ile aynı çatı altında siyaset yapan isimlerden tepki gelmeye devam ediyor.

BBP’nin uzun bir dönem Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevini sürdüren Edip Özbaş, referandum kararını açıklarken, eski partisinin “yeni” yönetimi ile ilgili de çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

İKİ KRİTİK MADDENİN UCU AÇIK…

Referandum kararının “Hayır” olduğunu söyleyen Özbaş, bir hukukçu olarak çekincelerini ve pakete ilişkin düşüncelerini şöyle anlattı:

“Öncelikle bu Anayasa paketindeki iki madde, gerek Anayasa Mahkemesi’nin, gerekse HSYK’nın yapılanmasını yeniden düzenlemeyi amaçlıyor. Bunun, önümüzdeki günler açısından ve elbette demokrasimiz açısından sakıncalı buluyorum. Bu iki maddenin, ‘ucu açık’ düzenlemeler olduğunu düşünüyorum.

Bana göre, Türkiye’de keyfi idareye sebebiyet veren bir durum. İki maddenin yanı sıra, bu değişiklik paketinde olumlu maddeler de var. Ancak onların olumlu tarafından ziyade, beni endişelendiren asıl durum yargıyı düzenlemeyi hedefleyen bu iki kritik madde.”

NE YAZICIOĞLU NE DE TÜRKEŞ EVET DERDİ

BBP’de Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte beş yıl teşkilat başkanı olarak görev yapan ve 2007 yılında partiyle yollarını ayıran Edip Özbaş, Büyük Birlik Partisi’nin bugün sürdürdüğü referandum kampanyasını eleştirirken, “Ne Yazıcıoğlu ne de Alparslan Türkeş, bu referandumda ‘Evet’ demezdi” diye konuştu.

Siyasi söylemlerinin pek çok noktada Muhsin Yazıcıoğlu ile paralel olduğunu ve Yazıcıoğlu’nun “net” kırmızı çizgileri bulunduğunu hatırlatan Özbaş, şunları söyledi:

“1999-2002 yılları arasında MHP’nin milletvekiliyken, koalisyon hükümetinin yapmış olduğu bir takım icraat ve işlere yönelik kaygı ve endişelerimi dile getirmiştim. Dolayısıyla o günkü hükümetin bazı icraatlarına karşı çıkarak, MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli ile de ters düşmüş ve MHP’den ayrılmıştım. MHP’den hangi sebeplerle ayrıldıysam, BBP’den de aynı sebeplerle ayrıldım. BBP, sonuç itibariyle bizim eski arkadaşlarımızın bulunduğu bir çatıydı. Başta rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ve bir sürü sima orada olduğu için BBP’ye gittim.

BBP’de siyaset yaparken de söylemlerim hiçbir şekilde değişmedi. 1999-2002 yılları arasında bazı önemli hususlarda ne ifade ettiysem 2007’ye kadar da aynı söylemlerle siyaseti devam ettirmeye çalıştım. Yazıcıoğlu da söz konusu konularda aşağı yukarı benimle görüş birliğindeydi. Herhangi bir farklılığımız yoktu. Sadece, 2007 yılında bağımsız adaylık konusunda kendisiyle görüş ayrılığına düştük. O sebeple BBP’den ayrıldım. Ama bugün arkadaşlarımızın bir kısmının evet kampanyasına katıldıklarını işitiyorum. Bazıları diyor ki ‘Sayın Yazıcıoğlu ve Alparslan Türkeş hayatta olsaydı evet oyu kullanırdı.’ Bu düşünceye kesinlikle katılmıyorum. Yazıcıoğlu ve Türkeş’in öncelikleri vardı. Önce bayrak, önce millet, milletin birliği, vatanın birliği onların kırmızı çizgileriydi.

Artık yazımız turamız silindi. Kırmızı çizgilerimiz kalmadı. Oysa Evet kararının arkasında ABD, Avrupa Birliği ve Soros olduğunu biliyoruz. Milli hasletleri olan kişi ve siyasi partiler, bu ‘Evet’ kararının arkasında niçin duruyor diye soruyorum kendime…”

12 EYLÜL İLE HESAPLAŞAMAZSINIZ

İktidar partisinin, Türk milliyetçilerini “12 Eylül ile hesaplaşma” söylemiyle kandırmasını da eleştiren Edip Özbaş, “Kesinlikle böyle bir hesaplaşma olmayacak. 30 sene önce vuku bulmuş bir suçun faillerinin bugünkü yasalarımıza göre, yasalarda değişiklik yapılsa dahi, yürürlükteki mevzuata göre yargılanmasının hesaba çekilmesinin mümkün olmadığı kanaatindeyim. Aradan 30 yıl geçmiş. Bugün yasalarımızda en ağır ceza ağırlaştırılmış müebbet hapistir. Siz şimdi 94 yaşındaki bir insanı nasıl hesaba çekeceksiniz?

Bunun yanı sıra, çeşitli hükümetler zamanında af kanunları çıkarılmış. Bu kanunların uygulanmaması mümkün mü? Böyle bir şey anayasanın eşitlik ilkesine aykırı düşer. Bütün bunların irdelemesi yapılmadan, 12 eylülle hesaplaşacağız, referandum 12 Eylül’ün hesaplaşması olacak gibi söylemlerle vatandaşın hassas noktalarından girilip ondan oy beklentisine girilmesini yadırgıyorum” diye konuştu


Ülkücüler referandumda ne diyecek Edip Özbaş 2 EYLÜL 2010 02 Eylül 2010 Perşembe 08:44
 
Geri
Üst