Açıklamalarıyla 9 Işık Doktrini

Hacıosmanoğlu

New member
Katılım
10 Ağu 2008
Mesajlar
142
Reaction score
0
Puanları
0
1. Milliyetçilik
Her şey Türk milleti için, Türk milleti ile beraber ve Türk milletine göre sözleriyle özetlenebilecek, Türk milletine bağlılık, sevgi ve Türkiye devletine sadakat ve hizmettir.


Milliyetçilik; Türk Milletini,Türk vatanını ve Türk devletini sevmek, bunların iyiliği için ve yükselmesi için köklü bir ihtiras ve şuur sahibi olmak demektir.

Türkçülük ise, kültürde, ilim ve teknikte, politika, ekonomi ve ticarette her şeyin Türk'e özel ve Türk'e uygun bir biçimde olmasını istemek ve sağlamak demektir.

Alparslan Türkeş, milliyetçilik ilkesinde öncelikle Türk tanımı üzerinde durmuştur.Türkeş bunu; "Türklük şuuruna erişmiş, samimi olarak "Ben Türk'üm" diyen herkes Türk'tür. Türkçülük ve Türk'ün tayininde, sapık ölçülere, özellikle mezhepçiliğe, coğrafyacılığa, laboratuvar ırkçılığına inanmıyorum." (10 Haziran 1973) sözleriyle açıklamıştır.

Türkiye'nin bugünkü sınırları dışında kalan diğer Türklerle ilgilenmek ve onların iyiliği için, kurtuluş ve selameti için elden geleni yapmaya çalışmak Türk Milliyetçiliği için kutlu bir vazifedir.

Milliyetçilik ilkesine göre; Türkiye'nin geri kalmışlığının en büyük nedeni yabancı ideolojileri kullanmaktır. Bu yüzden tüm yabancı ideolojilere karşı tamamen yerli,tamamen Türk olan bir ideoloji olan "Türk Milliyetçiliği" ideolojisi ülkenin refahı için tek çare olacaktır. Milliyetçilik ülküsü, Türk milletiyle bütünleşmek, Türk milletinin büyük ve güçlü iktidarını kurma ülküsüdür. Milliyetçilik ülküsü en başta milli devlet ilkesine inanır. Milliyetçilik ilkesini tamamlayan diğer bir unsur Demokrasidir. Demokratik Milliyetçilik, sınıflar toplumu yerine milleti,sınıf mülkiyeti yerine de millet mülkiyeti fikrini savunur.

Milliyetcilik vatanı milletini kendinden daha fazla seven ve bu ilkeye hizmet eden bireyler ister

Milliyetçilik ilkesi bir bakıma diğer 8 ilkenin de temelini oluşturmaktadır.


2. Ülkücülük
Türk milletini en ileri, en medenî en kuvvetli bir varlık haline getirme ülküsüdür.


3. Ahlâkçılık

Türk milletinin ruhuna, örf ve adetlerine uygun yüksek varlığını korumayı ve geliştirmeyi ön gören esaslara dayanır.

Medeniyetler para ile değil, ilimle, imanla, ahlakla kurulurlar; yine medeniyetler parasızlıktan değil ilimsizlik,imansızlık ve ahlaksızlıktan çökerler.

Ahlaktan yoksun bir toplumda iktisadi meseleler ne kadar halledilirse halledilsin, huzurdan söz etmek mümkün değildir. Bu yüzden kat'i inancımız şudur ki; Türkiye'nin kalkınma hareketi öncelikle ahlak inşasından başlamalıdır. Dokuz Işıkçı ahlak anlayışı, ahlakı Türk ve İslam ölçütleri içinde değerlendirir. Özellikle milletimizi meydana getiren fertlerin yaşama felsefesine ve ahlak görüşlerine yön veren İslamiyetin hakiki çehresi ve yüksek prensipleriyle ele alınması Türklüğe yeni bir güç ve hız verecektir.


4. İlimcilik

Olayları ve varlığını ön yargılardan ve art düşüncelerden sıyırarak ilim mantalitesi ile incelemek ve gerişilecek her çeşit faaliyette ilmi önder yapmak prensibidir.


5. Toplumculuk

Her çeşit faaliyetin toplumun yararına olacak sekilde yürütülmesi görüşüdür. Sosyal ve ekonomik olmak üzere iki ayrı bölümü kapsamaktadir. Ekonomik görüş olarak mülkiyeti esas kabul eden fakat mülkiyetin millet zararına kötüye kullanılmasına karşı olan bir görüşü belirtir. Karma ekonomiyi ve stratejik, ekonomik faaliyetlerin devlet kontrolünde bulunmasını öngörür. Sosyal görüş olarak sosyal adalet düzeni, fırsat eşitligi, sosyal güvenlik ve sosyal yardımlaşma teşkilatı kurulmasını kabul eder.


6. Köycülük

Köylüleri tefecilerin elinden kurtararak tarım kenti haline getirmek. Köylerin kalkınması için tarım hayvancılıkve diğer üretim alanlarında yenilikleri takip etmek hertürlü teknolojiyi köylüye ulaştırmak ve kullanmasını sağlamak devletin görevidir.


7. Hürriyetçilik ve şahsiyetçilik

Birleşmiş Milletler Anayasası'nda yazılı bütün hürriyetlerin sağlanmasını gaye edinmiştir. İnsanların şahsiyet olarak geliştirilmesinin, toplumun kalkınması için yararlı bir yol olarak kabul eder. Milli birlik ve beraberlik içindefertlerin gelişip zenginleşmesini engellemeden ülkenin kakınmasını ve gelişmiş devletler arasına girmesini sağlamayı amaç edinir.


8. Gelişmecilik ve halkçılık
İnsanlar ve medeniyetler daima daha iyiyi, daha güzeli, daha mükemmeli istemek ve aramakla gelişir. Elde edilenle yetinmemek ve daima daha ilerisini istemek ve bunu elde etmek için gayret göstermek şuurudur. Ancak bu gayret ve çabalarda Türk milletinin tarihinden milli benliğinden ve kökünden kopmadan yükselmek ve ilerlemek gayedir.


9. Endüstricilik ve teknikçilik

Türk milletinin kalkınması için sanayileşmesi lazımdır.
 
Atatürk,Bozkurt ve Resimler

Arakdaşlar ilk önce hepinize merhabalar olsun. Ben aslında laztürk isimli üyeyim ama şifremi unutunca ve msn adresim patlatılınca yeni kullanıcı kaydı yaptım. Sayın webmaster'a mesaj yolladım.gereğini yapacak inşallah. saygı ve sevgilerle.
iyi forumlar


ATATÜRK VE BOZKURT İSİMLİ KONUYU AÇMIŞTIM FAKAT BU KONUNUN BİRAZ DAHA GENİŞ HALİ..


Atatürk'e armağan edilen bozkurt heykeli


hyk-f-aa1.jpg


2 Ağustos 1926 gecesi Türkiye'nin ''Bozkurt'' adlı yolcu gemisi, Fransız ''Lotus'' gemisi ile Ege Denizi'nde çarpışır. Bozkurt gemisi batar ve 8 Türk denizcisi boğularak ölür. Ertesi gün, İstanbul'a gelen Lotus gemisinin kaptanı tutuklanır ve Türk mahkemelerince 80 gün hapis cezasına çarptırılır. Lotus gemisinin kaptanının karşı çıkışları sonucu dava, Lahey Sürekli Adalet Divanı'na intikal eder. Lahey Sürekli Adalet Divanı, 7 Eylül 1927'de, Türkiye'nin hukuka aykırı davranmadığına karar verir. Bu kararla birlikte ''Geminin adı ve Türk milletinin milli simgesi, Türk özgürlük ve bağımsızlığının timsali olmasından ötürü'', Türk heyetine, Atatürk'e verilmek üzere tunçtan bir Bozkurt heykeli armağan edilir. Bu davadan dolayı, dönemin adalet bakanı Mahmut Esat'a, Atatürk tarafından Bozkurt soyadı verilmiştir.

HEYKEL GÖZDEN UZAKLAŞTIRILIYOR
Adı geçen Bozkurt heykeli 1968 yılına değin Anıtkabir'de sergilenmiş, 1968'de Samsun'da Gazi Müzesi'nin açılmasıyla Atatürk'ün birçok özel eşyası ile birlikte Samsun'a yollanmıştır. Bu Bozkurt heykeli 1978 yılına dek Samsun Müzesi'nde sergilenmiş, fakat CHP iktidarının baskıları sonucu (bu baskıda devrin imar ve iskan bakanı Ali Topuz hayli etkin olmuştur) müzenin deposuna atılmıştır. O günden sonra da heykeli bir daha gören olmamıştır.

VE HEYKEL YENİDEN KEŞFEDİLİYOR

Konu hakkında araştırmalar yapan Türkiye Gazetesi muhabiri Kemal Çapraz, heykelin izini sürer ve Samsun'daki Gazi Müzesi'nde bulunduğunu öğrenir. Müze müdürü Mustafa Akkaya'dan bilgi almak ister. Müdür böyle bir heykelin bulunmadığını söyler. Kemal Çapraz, bozkurt heykelinin müzenin deposunda olduğunda ısrar eder ve nihayet heykel depoda bulunup gün ışığına çıkarılır. Fakat müdür bey, akmazsa damlar misali yine zorluk çıkarmak ister ve heykelin fotoğraflarının çekilmesine izin vermez. Lakin acar gazeteci Kemal Çapraz bakanlıktan aldığı yazılı izinle heykelin fotoğraflarını çeker.

HEYKELİN BOYUTLARI

Lahey Sürekli Adalet Divanı'nca Atatürk'e armağan edilen bozkurt heykeli kaidesiyle birlikte 29 sm yüksekliğinde, 34 sm uzunluğunda olup, kaidesi 30-12'dir.

ATATÜRK'ÜN ÇALIŞMA MASASINDAKİ BOZKURT

Atatürk'ün çalışma masasında çağırma zili olarak kullandığı küçük bir bozkurt heykeli daha vardır. Yine tuçtan olan bu heykel kaidesiyle birlikte 8 sm yüksekliğinde ve 9 sm uzunluğundadır.
Bu heykel de gazeteci Kemal Çapraz'ın girişimleriyle Samsun Gazi Müzesi'nde bulunmuştur.

ATATÜRK ZAMANI PARALARINDA BOZKURT


Atatürk döneminde 1927 yılında basılan kağıt 5 ve 10 liralarda Bozkurt resmi kullanılmıştır. Burada Bozkurt, ay-yıldızın içinde koşar durumda tasvir edilmiştir.

pra-f-aa1.jpg

pra-f-ab1.jpg

pra-f-ab2.jpg


DEVLET ARMASI SEÇİLEN BOZKURT

1925 yılında Türkiye Cumhuriyeti Maarif Vekaleti, Türkiye Cumhuriyeti devlet armasının yapılması için Mustafa Kemal Atatürk'ün direktifleriyle bir yarışma açmıştır. Bu yarışmanın sonunda Namık İsmail'in bozkurtlu arması birinci seçilmiştir. Fakat yarışmaya katılan armalar yeterince görkemli olmadığından kullanılmamışlardır.
arm-f-aa.jpg


BOZKURTLU SİGARA

Atatürk'ün Emriyle 1935 yılında piyasaya çıkarılan Bozkurt adlı sigaralar vardır. Bozkurt sigarasının üzerinde de bir bozkurt tasviri yer almaktadır.
sgr-f-aa.jpg


PULLARDA DA BOZKURT VARDI

pul-f-ac.jpg

pul-f-ab.gif

pul-f-aa.gif

Atatürk'ün ölümünden sonra, 27 Mayıs 1960 ihtilalinde bozkurda ilgi yeniden canlandı. İhtilalin birinci yıldönümünde bastırılan 40 kuruşluk posta pulunda, bozkurt figürlü Ergenekon'dan çıkış sahnesi yer almaktadır.

...VE DİĞERLERİ

1924 yılında Edebiyat Fakültesi yapısında Atatürk'ün emriyle Fuad Köprülü tarafından kurulan Türkiyat araştırmaları enstitüsünün simgesi meşale tutan bir bozkurttur. Yine, Türk Ocakları'nın, Milli Türk Talebe Birliği'nin, Yavrukurt Teşkilatı'nın, ilk milli petrol şirketimiz olan Petrol Ofisi'nin simgeleri de bozkurttur. Yine, Atatürk zamanında devlet okullarında okuyan öğrencilerin başlıklarında bozkurt yer almıştır.
 
Geri
Üst