Abdülhamid kadar olamayanlar

Kara Kartal

Banned
Katılım
4 Nis 2007
Mesajlar
1,531
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Yaşasın Yobazlar ve Kahpeler için İstiklal Mahkeme
Abdülhamid kadar olamayanlar

PADİŞAH 2. Abdülhamid Osmanlı'nın çöküşünü yaratanlardan biri. Tam 33 yıl boyunca padişahlık yaptı. Korkak, vehimli ve kuşkucuydu. Burnunu Yıldız Sarayı'ndan dışarı çıkaramadı.

Ülkeyi korkunç bir hafiye-jurnal yöntemiyle yönetti. Zulüm ve baskıya karşı çıkan bütün aydınları ülkenin dört bir yanına sürgün etti. Mithat Paşa'yı, sürgüne gönderdiği Taif'te boğdurdu.

İslamcı kesimin yalanlarının aksine, onun zamanında pek çok toprak yitirdik. Rus ordusu İstanbul'un yanı başına, Yeşilköy'e kadar gelip orada görkemli bir anıt dikti. Doğu Anadolu Erzurum'a kadar işgal edildi. Romanya, Sırbistan, Karadağ, Bosna Hersek, Mısır, Tunus gitti. Kıbrıs'ı İngiltere'ye ‘kiralayıp' gitti gider yapan da Abdülhamid!

1908 yılında ordunun baskısıyla 2. Meşrutiyet'i ilan etmek zorunda kaldı. Anayasa yürürlüğe girdi, Meclis açıldı. Hemen ardından patlayan 31 Mart irtica olayı sonrasında tahttan indirildi!

Abdülhamid'i sevmem. İmparatorluğu tek başına yöneten, pek çok başarısızlığın altına imza atan bir ‘şark kurnazı' olmanın ötesinde özelliği yoktur ve 33 yıl böyle kalmıştır.

Ama bir konuda, şimdi anlatacağım olayla ilgili olarak onun hakkını teslim etmek gerekir.

***

1800'lü yılların sonlarında Avrupa'da siyonizm akımı hız kazanıyor. İşin başında Theodor Herzl isimli biri var. Yahudi Devleti kitabı onun. Dünya Siyonist Örgütü'nü kuran da o!

Yahudilere bir ‘vatan' bulmak gerekiyor. Herzl ve ekibi gözlerine Osmanlı toprağı olan Filistin'i kestiriyor. Ellerinde büyük paralar var, ancak vatan yok.

Filistin görüntüde Osmanlı toprağı ama pek çok yerde olduğu gibi, orada da sözümüz geçmiyor. İmparatorluk korkunç bir dış borç yükü altında eziliyor. Memur ve asker maaşları bile ödenemiyor. Yabancıların kucağına düşmüşüz. Devlet çarkı dönmüyor. Halk, ordu, bütün kesimler aç, perişan.

***

İşte bu koşullarda Theodor Herzl, 1902 yılında İstanbul'a geliyor ve Abdülhamid tarafından kabul ediliyor. Önerisi çok net ve somut:

Filistin'de Yahudiler için toprak istiyor. Yahudiler buraya yerleşecek ve karşılığında Osmanlı'ya derhal 22 milyon sterlin peşin para verilecek.

Rakam korkunç. Osmanlı'nın neredeyse bütün dış borçları bu parayla sıfırlanmış olacak.

Abdülhamid bu öneriyi reddediyor. Hatta bazı kaynaklara göre Herzl'i yanından kovuyor. Tarihin cilvesi, Filistin'i çok kısa süre sonra, Birinci Dünya Savaşı'nda yitiriyoruz ve İsrail devleti yine orada kuruluyor!

Sevelim veya sevmeyelim, Abdülhamid bu olayda onurlu davranıyor. O topraklarda gerçek anlamda egemenliğini yitirmiş bile olsa, devletin toprağını başkalarına para, çıkar ya da başka beklentiler karşılığında satmıyor, devretmiyor, peşkeş çekmiyor.

Şimdi biz ne yapıyoruz!

***

Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı!!! Hangi ulusal egemenlik? Ulusal egemenlik sadece bugün törenlerde atılacak nutuklarda kaldı.

Ulusal egemenliğimizi ‘göstermelik' andığımız günün bir gün sonrası için, yani yarın, ‘KKTC belasını' başımızdan def edebilmek için medya korosu haykırıyor:

‘Referandumda evet...'

Ulusal güvenliğimiz ve onurumuz KKTC'de yaşayan bir stadyum dolusu seçmenle birlikte Rumlara emanet! Rumlar ‘hayır' derse, bizim ver-kurtul takımı için yandı gülüm keten helva! Tuzu kuru Rumlar -açıkça itiraf edelim- bizden daha akıllı, dirençli, onurlu çıktı. Kendi ulusal çıkarlarını gözardı etmeyip hayır diyeceğe benziyorlar.

Biz Türkiye olarak ABD ve AB'ye yalvarıyoruz. Rum tarafına gidip ‘lütfen evet deyin de birleşelim' diyen Başbakan Bay Talat ise Rumlara yalvarıyor. Sonuç böyle çıkarsa, herhalde ‘düşman istilasından' kurtulup özgürlüğe kavuşacaklar!

ABD ve AB, Rumlara aynı doğrultuda bastırıyor.

Ne ilginçtir!..Bizim medyadaki ‘solcu' takımı, geçmişin hızlı Marksistleri de ABD ile AB'nin dümen suyuna girmiş, ‘evet' diye haykırıyor. Bir yanlarında (Saadet Partisi hariç) İslamcılar, şeriatçılar, öbür yanlarında entel-liboş takımı.

Bunlara kılavuzluk ve akıl hocalığı görevini ise AKP hükümeti yerine getiriyor.

Olanca gücüyle haykıran, didinen, kıyameti koparan ver-kurtul takımı Abdülhamid kadar olamadı! Abdülhamid toprak verme konusunda bunlardan daha onurlu çıktı.

Burada bir 23 Nisan günü Abdülhamid'den söz etmek benim için çok acı. Bunun farkındayım. Ama yarınki referandum öncesinde Türkiye'de tanık olduğumuz teslimiyetçilik, umursamazlık ve döneklik daha da acı. Yüz karası. Utanç verici.
_________________________________________________Emin ÇÖLAŞAN

-malesef abdülhamit i arayacağımız günler yakın...acil satılık ilanları uluslar arası para piasalarında sabırsızlıkla bekleniyor...yabancı sermayeye yapılan satışın ismi özelleştirme... yeni projeler yeni kaynaklar bu yönde tüm hızıyla oluşturulmaya çalışılırken bir yandanda suni gündemlerle halk oyalayarak icraatlar devam edilmeye çalışılmaktadır..
 
Emin ÇöLaşan sevmiyorum bu adamı kanım bi ısınmadi ağzıyla kuş tutsa kanım ısınmayacak =) söyledikleri doğru olabilir veya olamaz.. yorumsuz.
 
Emin çöleşan haşa allah bir dese inanmıycam...
 
abdulhamit han hakında söledikleri tamamen uydurmaca
butür zırvalamalara sakın kanmayın....



bakın allah aşkına
abdulhamid2i sevmem. sen kimsin be adam...
ayıp ayıp çok ayıp çok üzülerek okudum yazıyı yazıklar olsun sana emin...
 
O kadarda değil canım. Epey abartmış. Film senaryosu gibi.
Şimdi Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı devleti gibi bir sona mı gidiyor.
Bilmem neremle gülerim. :) :) :)

Karartmayın insanların içini !!!!


Uyduruk şeyler bunlar. Konu diye açılması bile yanlış.......
 
Yazık ki çok yazık! Emperyalizmin medyası ve cemaatleri sayesinde beyni yıkanan peşin peşin emperyalizmin önünde engel gördükleri yazarlarımızı bir şekilde öcü göstermeleri yüzünden o yazar "Allah bir" de deseler inanmayacaklar.Bu ülkede öyle oluşumlar var ki tarihimizi yeniden yazdılar ve yazıyorlar.Hainler kahraman,kahramanlar da hain oluveriyorlar ellerinde...
 
Emin çöleşan haşa allah bir dese inanmıycam...

fetoş 2 derse inanırmısın

peki ya vatikan 3 dese ..bu üçünden birini seç beğen dese inanırmısınn

emin çölaşan bu kadar kötü olan ne yaptı merak ettim.vatansever olmaktan Atatürkçü olmaktan başka ne yaptıı...
yoksa apoo çakkalı gibi bebek katilimii olsaydı inanırdınn

lütfen yorumlarınıza Allahı karıştırmayın ...varsa yalan söylediği şeyler gel paylaş sana hak verelimm

bir insana Allah kullanılarak yalancı damgası vurullmamalı...eminin yalanlarını bul gell kii doğru bir davranış olsun ama böyle Allahı kullanarak damga vurmaya çalışmak hiç hoş değill....
 
Emin Çölaşan nın her yazdığı doğrudur diye bir şey söylenemez tabii yazdıklarını araştırmak gerekir ama şu kesin doğrudur ki Emin Çölaşan kalemini çıkarı uğruna satmayan, gözünü budaktan esirgemeyen bir yazardır. Kendisine sonsuz sevgi ve saygı duyuyorum...
 
Geri
Üst