64general1
New member
- Katılım
- 14 Haz 2007
- Mesajlar
- 1,720
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
27 Temmuz 2007 tarihinde bir yazar gözaltına alındı. Yazdığı kitapların isimlerini veriyorum:
Çoban Sülü, Hilafet Ordusundan Arap Kürt Partisine(AKP), Musa'nın AKP'si, Kanla Abdest Alanlar, Musa'nın Çocukları, Musa'nın Gül'ü, Patlak Ampül, Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet: Masonlarla El Ele
Ankara'da gözaltına alınan ve daha sonra tutuklanan bu yazar Ergün Poyraz'dı.
Ergün Poyraz; Milli Görüşçü denilen kişilerle ilgili ayrıntılı araştırmalar yapan bir isimdi. Kitaplarında Başbakan Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç hakkında ilginç iddialar ortaya atmıştı. Bizzat Başbakan'ın kendisi, Ergün'ü yazdığı kitaplar yüzünden hedef göstermişti. O tarihten bu tarihe Ergün Poyraz içeride...
Basına yansıyan bilgilerden öğrendiğimize göre; Ergün Poyraz bir iddianame hazırlanmış değil. Var ise de öğrenmek istiyoruz. Bir yazarı bunca süre hapishanede tutmak basın özgürlüğüne, fikir özgürlüğüne sığar mı?
Ve; Orhan Pamuk hakkında 301. Madde'den uyduruk bir soruşturma açılınca yeri göğü inleten düşünce özgürlüğü yanlısı AB'ci liberaller! Siz neredesiniz? Sizin adamınız hakkında dava açılınca kötü; başka aydınlar tutuklanınca iyi; öyle mi?
Biz sözüm de AB'nin Türkiye Valisi Lagendijk'e: Enişte Bey; siz Avrupalılar ne zaman gerçek anlamda fikir özgürlüğünden yana olacaksınız? Neden Ergün Poyraz için adalet istemiyorsunuz? Aynı Soruyu AB Parlamentosu Başkanı Barosso'ya da onun ekümenik komiseri Rehn'e de soruyorum: Fikir özgürlüğü, sadece sizin adamlarınız için mi hak olan bir kavramdır? Dünyayı bizden ve sizden diye böyle ikiye parçalamakla adaleti yere serdiğinizi görmüyor musunuz?
***
Diğer bir konu da Doğu Perinçek'in durumu... O; Türkiye'nin önde gelen bir aydını ve yazarı. Kitaplarını saysam yerim yetmez. Ve bir yayın grubunun da yönlendiricisi... Şimdi o da içeride. AB tarafı niçin Doğu Perinçek'in durumunu sormuyor? Yine Ulusal Kanal yönetmeni Ferit İlsever, Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk ile gazeteci Adnan Akfırat da tutuklular. Bu aydınlara uygulanan şiddeti niçin sorgulamıyor Avrupa Birliği?
***
Vatanseverler Derneği Genel Başkanı Taner Ünal'dan gelen bir mektupta ise çok daha başka bir boyut gündeme getiriliyor.
Diyor ki: 'Sayın Zelyut, Girdap Operasyonu kapsamında yaklaşık 3 Temmuz 2007 günü tutuklandık, yaklaşık 5 ay tutuklu kaldıktan sonra yargılanmakta olduğumuz 11 Ağır Ceza mahkemesi'nde ilk celsede tahliye olduk. Mahkeme aşamasında kamuoyuna yansıdığı gibi Girdap'tan gözaltına alınan 21 kişiden sadece 4 tanesi derneğimiz üyesi olup 14 tanesini hayatımızda görmediğimiz gibi bizimle ilgi ve irtibatlarının kurulmasını mümkün kılacak hiçbir delil, bilgi veya emare söz konusu bile değildi.
Bu tanımadığımız insanlarla birlikte basın mensuplarının önünde geçiş yaptırıldık ve vatansever çetelerin lideri olarak milletimize teşhir edildik!
Üzerinde gizlilik kararı bulunan bir dava ile ilgili olarak avukatlarımız bile ilgili evraklara ulaşamazken, yapıldığı iddia edilen soruşturma ve telefon görüşmelerinden düzmece bir takım haberler üretilerek gazetelere servis edildi ve basın yoluyla halkımızın yanlış bilgilendirilmesi temin edildi. Sanki Türkiye’de bütün kanlı eylemlerin arkasında biz varmışız gibi yayınlar yapıldı.
Bu düzmece haberler kanıt kabul edilerek açık oturumlar yapılmakta, bu açık oturumlarda malum zatlar konuşturulmakta, bunlar tarafından vatanseverler yargılanmakta ve en ağır hükümler verilerek linç edilmektedirler.'
İşte Erngenekon operasyonu denilen işin bir başka boyutu da budur. CHP Lideri Deniz Baykal'ın söylediği gibi; herhalde hükümet önce kendisine karşı olanları susturacak bir suç icat etti, şimdi de mahkemelerden bu suçu ispat etmelerini istiyor.
Şu an adalet bekleyen AKP acaba ülkeyi yönetirken adil olabildi mi?
Suça karşıyız ama adalet eliyle adaletsizlik yaratılmasına da karşıyız.
Rıza ZELYUT
Çoban Sülü, Hilafet Ordusundan Arap Kürt Partisine(AKP), Musa'nın AKP'si, Kanla Abdest Alanlar, Musa'nın Çocukları, Musa'nın Gül'ü, Patlak Ampül, Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet: Masonlarla El Ele
Ankara'da gözaltına alınan ve daha sonra tutuklanan bu yazar Ergün Poyraz'dı.
Ergün Poyraz; Milli Görüşçü denilen kişilerle ilgili ayrıntılı araştırmalar yapan bir isimdi. Kitaplarında Başbakan Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç hakkında ilginç iddialar ortaya atmıştı. Bizzat Başbakan'ın kendisi, Ergün'ü yazdığı kitaplar yüzünden hedef göstermişti. O tarihten bu tarihe Ergün Poyraz içeride...
Basına yansıyan bilgilerden öğrendiğimize göre; Ergün Poyraz bir iddianame hazırlanmış değil. Var ise de öğrenmek istiyoruz. Bir yazarı bunca süre hapishanede tutmak basın özgürlüğüne, fikir özgürlüğüne sığar mı?
Ve; Orhan Pamuk hakkında 301. Madde'den uyduruk bir soruşturma açılınca yeri göğü inleten düşünce özgürlüğü yanlısı AB'ci liberaller! Siz neredesiniz? Sizin adamınız hakkında dava açılınca kötü; başka aydınlar tutuklanınca iyi; öyle mi?
Biz sözüm de AB'nin Türkiye Valisi Lagendijk'e: Enişte Bey; siz Avrupalılar ne zaman gerçek anlamda fikir özgürlüğünden yana olacaksınız? Neden Ergün Poyraz için adalet istemiyorsunuz? Aynı Soruyu AB Parlamentosu Başkanı Barosso'ya da onun ekümenik komiseri Rehn'e de soruyorum: Fikir özgürlüğü, sadece sizin adamlarınız için mi hak olan bir kavramdır? Dünyayı bizden ve sizden diye böyle ikiye parçalamakla adaleti yere serdiğinizi görmüyor musunuz?
***
Diğer bir konu da Doğu Perinçek'in durumu... O; Türkiye'nin önde gelen bir aydını ve yazarı. Kitaplarını saysam yerim yetmez. Ve bir yayın grubunun da yönlendiricisi... Şimdi o da içeride. AB tarafı niçin Doğu Perinçek'in durumunu sormuyor? Yine Ulusal Kanal yönetmeni Ferit İlsever, Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk ile gazeteci Adnan Akfırat da tutuklular. Bu aydınlara uygulanan şiddeti niçin sorgulamıyor Avrupa Birliği?
***
Vatanseverler Derneği Genel Başkanı Taner Ünal'dan gelen bir mektupta ise çok daha başka bir boyut gündeme getiriliyor.
Diyor ki: 'Sayın Zelyut, Girdap Operasyonu kapsamında yaklaşık 3 Temmuz 2007 günü tutuklandık, yaklaşık 5 ay tutuklu kaldıktan sonra yargılanmakta olduğumuz 11 Ağır Ceza mahkemesi'nde ilk celsede tahliye olduk. Mahkeme aşamasında kamuoyuna yansıdığı gibi Girdap'tan gözaltına alınan 21 kişiden sadece 4 tanesi derneğimiz üyesi olup 14 tanesini hayatımızda görmediğimiz gibi bizimle ilgi ve irtibatlarının kurulmasını mümkün kılacak hiçbir delil, bilgi veya emare söz konusu bile değildi.
Bu tanımadığımız insanlarla birlikte basın mensuplarının önünde geçiş yaptırıldık ve vatansever çetelerin lideri olarak milletimize teşhir edildik!
Üzerinde gizlilik kararı bulunan bir dava ile ilgili olarak avukatlarımız bile ilgili evraklara ulaşamazken, yapıldığı iddia edilen soruşturma ve telefon görüşmelerinden düzmece bir takım haberler üretilerek gazetelere servis edildi ve basın yoluyla halkımızın yanlış bilgilendirilmesi temin edildi. Sanki Türkiye’de bütün kanlı eylemlerin arkasında biz varmışız gibi yayınlar yapıldı.
Bu düzmece haberler kanıt kabul edilerek açık oturumlar yapılmakta, bu açık oturumlarda malum zatlar konuşturulmakta, bunlar tarafından vatanseverler yargılanmakta ve en ağır hükümler verilerek linç edilmektedirler.'
İşte Erngenekon operasyonu denilen işin bir başka boyutu da budur. CHP Lideri Deniz Baykal'ın söylediği gibi; herhalde hükümet önce kendisine karşı olanları susturacak bir suç icat etti, şimdi de mahkemelerden bu suçu ispat etmelerini istiyor.
Şu an adalet bekleyen AKP acaba ülkeyi yönetirken adil olabildi mi?
Suça karşıyız ama adalet eliyle adaletsizlik yaratılmasına da karşıyız.
Rıza ZELYUT