Mayhoş
mayhoş
Seviyorum "Sen"sizliği
"Sen"sizliğin İçindeki "Ben"sizliği
Seviyorum Gidişini
"Sen"sizliğimin Aynadaki Duruşuna Gururla Bakıyorum (!)
Her Halimden Belli "SEN"sizliğim
Belli ki .. "Sen" Vurup Gitmişsin
Belli ki .. Sağımdaki Solumdaki Yaralardan
"Sen" geçmişsin "Ben"den
Seviyorum "Sen"sizliği
"Sen"sizliğin Kelimesi Bile "sen'"le Başlıyor Çünkü
"Sen"sizlik.
Ama "sen" hiç Bilmedin Ve Bilmeyeceksin ki (!)
"Sen"sizliğin Beş Dakika Öncesini . . .
"Sen"sizliğin İçindeki "Ben"sizliği
Seviyorum Gidişini
"Sen"sizliğimin Aynadaki Duruşuna Gururla Bakıyorum (!)
Her Halimden Belli "SEN"sizliğim
Belli ki .. "Sen" Vurup Gitmişsin
Belli ki .. Sağımdaki Solumdaki Yaralardan
"Sen" geçmişsin "Ben"den
Seviyorum "Sen"sizliği
"Sen"sizliğin Kelimesi Bile "sen'"le Başlıyor Çünkü
"Sen"sizlik.
Ama "sen" hiç Bilmedin Ve Bilmeyeceksin ki (!)
"Sen"sizliğin Beş Dakika Öncesini . . .

Dißine KoyDugum Not
Dans etmek istiyorum. Dans etmek ve içmek sabaha kadar...
Lütfen dokunmayın...
Evet, sarhoşum. Hem de zil zurna. Zil zurna mıydı? Zurnalı zil? Zilli zurna??... Hangisiyse, her ne ise, en kıyağından ondanım işte. En, enn cilalısından ondanım.

Dansın kucağına kendimi bırakıp, alkolün kokusunda kaybolacağım bu gece. Şişeler ve kadehlerle sözümüz var; onlar akacak ben dolacağım, ben akacağım onlar dolacak. Arada çeksem de burnumu, tek yıldızlar görecek, onlar da kimselere söylemeyecek.
Kadehler sır vermezmiş...
Buz kesermiş rakı, konuşmazmış.
Şarabın gözlerine kan otursa; 'kızıllığım' dermiş.
Tiril tiril yalnızlık gömleği mi üzerimdeki? Damarlarımda dolaşan alkole rağmen üşüyorum. Yüreğime kurulmuş orkestra en içli nağmelerini çalıyor bu gece. Gönül teli miydi titreyen? Yıllardır sessizce sızlarken, bu gece en içli şarkısını yüksek sesle söylemek istiyor. Tüm sesleri susturun, izin verin sadece o çalsın bu gece.
Aşkı hepimiz ne çok dinledik değil mi? Aşk masallarıyla büyüyüp, aşk şarkılarıyla dans ettik. 'Kimler geldi, kimler geçti.' dedi biri. En iyi aşk filmlerini izlerken bedenlerimizi oturduğumuz koltukta bırakıp, başka başka aşklarda ruhlarımızı gezdirdik.
'Bu kaçıncı beden?' dedi bir başkası... 'Dolduramaz kimse yerini' dedi başka biri...

Heyy hayat! İşitebiliyor musun beni? Aşka ait olmayan ne varsa alın götürün, uzaklaştırın benden. Gerçek aşkın üzerine yeni satırlar yazdıramayacak hiçbir yeni duygu çıkmasın karşıma.
Tüm, aşk dokunmuş masaların hesapları benden garson!
Diğerlerini iki misli ödet. Hatta üç, hatta dört...
Şu da aşkın diyeti, onu da al, sonunda ödüyorum.
Eğer üstü varsa, kalsın...
