AKP'yi AB ve Kadınlar Kurtarmış!

Newwave

Altın Üye
Altın Üye
Katılım
17 Kas 2007
Mesajlar
12,976
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
World Of Hackhell

2jcsv3k.jpg


AKP'yi AB ve kadınlar kurtarmış!

’Velev ki simge’ odak kanıtı...

AKP davasının gerekçeli kararında, "Laikliğe karşı eylemlerin odağı oldu kapatılsın" diyen 6 üyenin gerekçesinde Başbakan’ın "Türban velev ki siyasi simge" sözleri kanıt gösterildi.

’Hazine yardımının kesilmesini’ isteyen beş üyeyse, AB’ye giriş çabası ve adaylık statüsü elde edildiği, idam cezası kaldırıldığı, azınlıklar ile kadın erkek eşitliği icraatları nedeniyle kapatılmaya karşı çıktı.

Anayasa Mahkemesi, türbanın ardından AKP’ye verilen "Hazine yardımının yarı oranında kesilmesi" kararının gerekçesini, bugünkü Resmi Gazete’de yayınladı. Anayasa Mahkemesi’nin bazı üyeleri karar verilirken, AKP’nin AB yolundaki çabalarına vurgu yapıp, kapatma yerine hazine yardımının kesilmesi yönünde oy kullandı. AKP, "dini ve dinsel duyguları istismar" ile "dinsel konulardaki duyarlılıkları siyasi çıkar için araçsallaştırmakla" suçlandı ve kararda şu şok tespit yapıldı:

"Dinin ve dinsel duyguların istismarı nedeniyle laikliğe aykırı görülen davalı parti eylemlerinin toplumu, devlete ve siyasete yabancılaştırması yoluyla demokratik işleyişi engelleyebileceği ve anayasal düzenin meşruiyetinin sorgulanmasına yolaçabileceği inkar edilemez"

Türban kararı, kuran kurslarına yaş kısıtlaması, imam hatiplere katsayı düzenlemesi, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, "Türban velev ki siyasi simge", "Türban konusunda ulemaya danışalım" sözleri, eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın "Dindar Cumhurbaşkanı" tanımı, AKP’nin kurucu üyesi Cüneyd Zapsu’nun "Türbanını çıkar demek, sokaktaki kadına donunu çıkar demekten farksız" sözleri, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in eylemleri AKP’nin laikliğe karşı odak olduğunun kanıtı olarak kabul edildi. Ancak, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eylemleri odak delili sayılmadı.

AKP’yi AB kurtardı

Kararda, AKP’nin laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline geldiği ancak AB açılımı ve idam cezasının kaldırılması, Anayasa’da kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık yapılması gibi demokratikleşme adımları dikkate alınarak, "Demokratik ve laik düzeni ortadan kaldırmak" amacı ve "şiddete" başvurma olmadığı için kapatma uygulanmadı.

Hazine yardımından kesme isteyen üyelerin görüşleri ana gerekçeyi oluştururken, kapatma isteyen altı üye ve "ret" diyen Başkan Haşim Kılıç karşı oy yazdı. Karar özetle şöyle:

Türban laikliğe aykırı

Davalı partinin demokratik ve laik cumhuriyet ilkesine aykırı bazı eylemleri belirlenmiştir. Üniversitelerde uygulanan başörtüsü yasağı, Kuran kurslarına yaş kısıtlaması, imam hatip liselerine uygulanan katsayı sınırlamasının kaldırılmasına yönelik toplumsal taleplerin bulunduğu, ancak davalı partinin bu doğrultudaki siyasal mücadelesini laiklik ilkesinin anayasanın somut kurallarında ortaya çıkan tercihe uygun biçimde yürüttüğü savunulamaz.

Toplumda ayrışmaya yol açtı

Bu sorunlar toplumda ayrışma ve gerginliklere yol açacak düzeyde siyasetin temel sorunu haline dönüştürülmüş, toplumun dinsel konulardaki duyarlıkları yalın siyasal çıkar amacıyla araçsallaştırılmış, toplumun temel, ekonomik, sosyal, kültürel sorunlarının siyasetin gündeminde yer alması güçleşmiştir.

Başörtüsünün serbest bırakılması amacını taşıyan ve laikliğe aykırı bulunarak iptal edilen düzenlemenin ardından parti, seçmen kitlesini eylem ve şiddet hareketlerine teşvik etmemiş, iktidar gücünü bu yönde kullanmamıştır.

Demokratik ve laik düzeni ortadan kaldırmak, anayasal düzenin temel esaslarını şiddet kullanarak ve hoşgörüsüzlükle tahrip etme amacı, bu amacı somutlaştıran eylemleri ve iktidar olanaklarını şiddet doğrultusunda kullandığına ilişkin veriler saptanamamıştır.

Hürriyet

Kaynak
 
kapatacaklardı aslında.Çünkü ergenekoncular öyle istemiş ti ama yemedi kapatmak
 
Adalet ve kalkınma partisinin kapatılmaması bu milletin hayrına olmuştur Akp laiklik karşıtı
eylemlerin odağı olarak tescil edilmiştir ve şeriat düzeni getirmeyi hedefleyen tek parti olarak
meclis çatısı altında yola davam etmektedir bekleyip bundan sonraki icraatlarını görmek en doğru olanıdır.
 
Adalet ve kalkınma partisinin kapatılmaması bu milletin hayrına olmuştur Akp laiklik karşıtı
eylemlerin odağı olarak tescil edilmiştir ve şeriat düzeni getirmeyi hedefleyen tek parti olarak
meclis çatısı altında yola davam etmektedir bekleyip bundan sonraki icraatlarını görmek en doğru olanıdır.

Kapatılsaydı Akp laiklik karşıtı
eylemlerin odağı olarak tescil edilmeyecekmiydi.
 
Kapatılsaydı Akp laiklik karşıtı
eylemlerin odağı olarak tescil edilmeyecekmiydi.

Elbette yine laikliklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu tescil edilecekti lakin farklı isimler ve farklı bir parti adı altında yola devam sloganı ile yürüyeceklerdi 28 şubat sürecinden sonra refah partisinin gidip yerine adalet ve kalkınma partisinin geldiği tabela değişikliği yapıldığı gibi bu nedenle böylesi daha hayırlı olmuştur en azından bu millet bundan sonraki yapılacak seçimlerde oy verirken kapatılmamış ama tescil edilmiş bir partinin icraatlarını görerek ona göre değerlendirmesini yapacaktır yeni isimler ile bu değerlendirmeyi yapmak pek mümkün değildir bunun en anlaşılır örnegi ise yeni kurulmuş olan Akp nin 2002 yılında yapılan genel seçimleri kazandıktan sonra tam 3 yıl milli görüş gömleğini çıkardım ama baş ucuma koydum ben bir yalan uydurdum diyerek yani takiye yaparak milleti kandırmasını gösterebiliriz umarım açıklayıcı olmuşumdur ramo kardeşim iyi forumlar dilerim.
 
Başta parti Başkanı D.Perinçek ve bir çok yöneticisi terör örgütüne üye olmak suçlaması ile

tutuklanan İşci Partisi ile ilgili hiç bir işlem yapmadığı oysa hakkında hiç bir yargı kararı olmamasına rağmen AKP için içi boş iddialarla bir iddianame hazırlayıp kapatma davası açtığı için vatandaşın birisi

Yargıtaya gidip başsavcı A.Yalçınkaya hakkında taraflı davranmaktan ve görevini suistimalden dolay suç duyurusunda bulunmuş.

daha sonra bu suç duyuru su "BAŞSAVCI İŞCİ PARTİSİNE KAPATMA DAVASI AÇMAMAKLA

TAKDİR HAKKINI KULLANMIŞTIR" gerekcesiyle reddilimiş

düşünebiliyormusunuz komediyi Hukuk devleti sistemimiz başsavcının takdir hakkı anlayışına

bağlıymış
 
Başta parti Başkanı D.Perinçek ve bir çok yöneticisi terör örgütüne üye olmak suçlaması ile

tutuklanan İşci Partisi ile ilgili hiç bir işlem yapmadığı oysa hakkında hiç bir yargı kararı olmamasına rağmen AKP için içi boş iddialarla bir iddianame hazırlayıp kapatma davası açtığı için vatandaşın birisi

Yargıtaya gidip başsavcı A.Yalçınkaya hakkında taraflı davranmaktan ve görevini suistimalden dolay suç duyurusunda bulunmuş.

daha sonra bu suç duyuru su "BAŞSAVCI İŞCİ PARTİSİNE KAPATMA DAVASI AÇMAMAKLA

TAKDİR HAKKINI KULLANMIŞTIR" gerekcesiyle reddilimiş

düşünebiliyormusunuz komediyi Hukuk devleti sistemimiz başsavcının takdir hakkı anlayışına

bağlıymış

başsavcının kendiside İşci partili olursa tabiki takdir hakkını kullanır.

Oysa anayasamız da terör örgütü ile bağlantısı olan partilerin kapatılacağı hükmü çok açıktır

ama kime söylüyorsun ki

AKP nin kapatma iddianamesi daha Anayasa mahkemesine sunulmadan 2 gün öce İşci Partisi bilgisayarlarınsa çıkmamaışmıydı
 
Başsavcı gerek görmemiş olsa bile bir başka savcı mecliste temsil bile edilmeyen bir partinin genel başkanını bu gün farklı iddalar ve gerekçeler ile suçlayıp cezaevine göndermiştir yaşanan bu süreç adı geçen partinin kapatılmasından çok daha ağır bir etki yaratmış olabilir bunu da göz ardı etmemek gerekir.
 
Başsavcı gerek görmemiş olsa bile bir başka savcı mecliste temsil bile edilmeyen bir partinin genel başkanını bu gün farklı iddalar ve gerekçeler ile suçlayıp cezaevine göndermiştir yaşanan bu süreç adı geçen partinin kapatılmasından çok daha ağır bir etki yaratmış olabilir bunu da göz ardı etmemek gerekir.

başka bir savcı gerek görmüş ama başka nedenlerden görevi görmüş

Oysa Abdurrahman Yalçın kayanın görevi Terörle ilgisi olduğunda derhal iddianame hazırlayıp Kapatma davası açmak.

Meclisi içinden veya dışından olması fark etmez.

anayasa mahkemesinde öyle Kapatma davaları varki partiler hakkında inannın biz isimlerini bile yeni duyyoruz

Benim dersim Başsavcı hukuku uygularken kanunları değilde kendi siyasal görüşünü referans alıyor

bu da onu hukukcu olmaktan çok siyasi bir taraftar yapıyor

siyasi taraftarlarınınyeride siyasi partilerdir


Buna rağmen İnanki ben İşci partisinin bile kapatılmasına karşıyım

ben sadece Abdurrahman yalçın kayanın hukuk anlayışını sorguladım
 
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcının hukuk anlayışı elbette ki sorgulanabilir eleştirilebilir
lakin Hakimler ve Savcılar yüksek kurulu ve Adalet Bakanlığı yaptığı görevin işleyişi
bakımından her hangi bir eksiklik , hata veya görevi kötüye kullanma gibi yanlış yapılan
hareketler görmüş olsaydı kendisini soruşturur inceler ve hukuki yaptırımlarını
uygulardı ortada böyle bir süreç yoktur.
 
Geri
Üst