YASAK ZİHNİYETİ BİTSİN ARTIK
Yasağın hangi mantıklı açıklaması olur ki. Yasaklayanlar kendi mantıkları çerçevesinde belirli bir neden sunmuştur ama bu neden genel olarak doğru mu?
İzliyorum ve son derece dikkatli dinliyorum açıklamaları….
Neymiş efendim, Anayasa belediyelere kötü alışkanlıklar konusunda yetki veriyormuş içki de bir kötü alışkanlıkmış o yüzden yasaklama mantığı içine giriliyormuş.
Bence ilk başta yasakladığımız olayın ne olduğunu iyice bilmemiz gerekiyor. Yemek yemeği de, su içmeyi de içinde sayabileceğimiz her şeyin fazlası zarardır. Tabii ki içkinin de fazlası zarardır ve bu zarar alkolle mücadele aşamasına kadar hep birlikte mücadele etmenin temelidir. Ama bilinmelidir ki fazla yemenin de bir hastalık olduğu ve adının da obezite olduğudur.
İçkiyi kötülüklerin başı gibi göstermek ise saçma sapan bir mantık silsilesidir. Diyebilir miyiz ki futbol için insanlar öldürülüyor bunu yasaklayalım. Hatta tiyatroda oyunu seyrederken çatının çökmesi tiyatroların asla gidilmemesi gereken bir yer olduğunu mu gösterir. Bunun gibi örnekler çoğaltılabilir. Böyle mantık kurmak sadece baskı altına almak istenen duyguların ortaya çıkmasıdır.
İçki bir kültürdür. Aynı tiyatroya gitmek, sinemaya gitmek, futbol seyretmek gibi. İçki de kendi içinde büyük bir kültürü besler. Ve bu öyle bir kültürdür ki neredeyse insanlık tarihiyle birlikte büyüyüp bugünlere kadar gelebilen yegane olaydır.
Bu yasaklama zihniyetinin ortaya çıkmasıyla içkide de ne kadar büyük bir kamuoyu baskısının olduğu ortaya çıkmış oldu. Madem bu kadar büyük bir kamuoyu yaratabilecek bir gücü vardı bu kitlenin şimdiye kadar niçin böyle oluşumların dışında kaldığı da merak konusu.
İçkinin yasaklanma zihniyetinin dışında ikinci büyük problemi ÖTV. Hükümetin anlamsız şekilde 3 yıl içinde yaklaşık 3 katına çıkardığı ÖTV sayesinde kaçakçılık ve sahtecilik aldı başını gidiyor. Buna da dur diyebilecek daha kimse yok. Hükümetin vergileri 5-10 kaçakçının cebinde eriyip yok oluyor. Bu olaya son olarak dikkat çekmek istiyorum.
Barmagazin Dergisi Editörü..
Bu yazıdaki bir çok noktaya katılmasamda katıldığım en gerçek nokta içkinin apayrı bi kültür olduğu,içmeyi bildiğin zmn ortama neşe ve muhabbet kattığı,dini boyutu bir tarafa dozunda ve bilinçli kullanıldığı takdirde sosyal açıdan birsürü faydası olduğudur :biggrin :biggrin :biggrin :clap :clap :clap
ben içmekten en çok zevk aldığım bir kaç içkiyi yazmak istiorm
favorim:Coconut Tequila
2.vodka melon
3.blowjob
4.rakı (her ne kdr midem kaldırmasada)
5.Apricot Fizz(yemeklerden önce aperatif olarak bundan iyisi yok)
ve deli gibi absinth aramaktaym malesef istanbulda bakmadığım yer kalmadı ve bulamadm bilen biri varsa yardımcı olsun :aşk
Yasağın hangi mantıklı açıklaması olur ki. Yasaklayanlar kendi mantıkları çerçevesinde belirli bir neden sunmuştur ama bu neden genel olarak doğru mu?
İzliyorum ve son derece dikkatli dinliyorum açıklamaları….
Neymiş efendim, Anayasa belediyelere kötü alışkanlıklar konusunda yetki veriyormuş içki de bir kötü alışkanlıkmış o yüzden yasaklama mantığı içine giriliyormuş.
Bence ilk başta yasakladığımız olayın ne olduğunu iyice bilmemiz gerekiyor. Yemek yemeği de, su içmeyi de içinde sayabileceğimiz her şeyin fazlası zarardır. Tabii ki içkinin de fazlası zarardır ve bu zarar alkolle mücadele aşamasına kadar hep birlikte mücadele etmenin temelidir. Ama bilinmelidir ki fazla yemenin de bir hastalık olduğu ve adının da obezite olduğudur.
İçkiyi kötülüklerin başı gibi göstermek ise saçma sapan bir mantık silsilesidir. Diyebilir miyiz ki futbol için insanlar öldürülüyor bunu yasaklayalım. Hatta tiyatroda oyunu seyrederken çatının çökmesi tiyatroların asla gidilmemesi gereken bir yer olduğunu mu gösterir. Bunun gibi örnekler çoğaltılabilir. Böyle mantık kurmak sadece baskı altına almak istenen duyguların ortaya çıkmasıdır.
İçki bir kültürdür. Aynı tiyatroya gitmek, sinemaya gitmek, futbol seyretmek gibi. İçki de kendi içinde büyük bir kültürü besler. Ve bu öyle bir kültürdür ki neredeyse insanlık tarihiyle birlikte büyüyüp bugünlere kadar gelebilen yegane olaydır.
Bu yasaklama zihniyetinin ortaya çıkmasıyla içkide de ne kadar büyük bir kamuoyu baskısının olduğu ortaya çıkmış oldu. Madem bu kadar büyük bir kamuoyu yaratabilecek bir gücü vardı bu kitlenin şimdiye kadar niçin böyle oluşumların dışında kaldığı da merak konusu.
İçkinin yasaklanma zihniyetinin dışında ikinci büyük problemi ÖTV. Hükümetin anlamsız şekilde 3 yıl içinde yaklaşık 3 katına çıkardığı ÖTV sayesinde kaçakçılık ve sahtecilik aldı başını gidiyor. Buna da dur diyebilecek daha kimse yok. Hükümetin vergileri 5-10 kaçakçının cebinde eriyip yok oluyor. Bu olaya son olarak dikkat çekmek istiyorum.
Barmagazin Dergisi Editörü..
Bu yazıdaki bir çok noktaya katılmasamda katıldığım en gerçek nokta içkinin apayrı bi kültür olduğu,içmeyi bildiğin zmn ortama neşe ve muhabbet kattığı,dini boyutu bir tarafa dozunda ve bilinçli kullanıldığı takdirde sosyal açıdan birsürü faydası olduğudur :biggrin :biggrin :biggrin :clap :clap :clap
ben içmekten en çok zevk aldığım bir kaç içkiyi yazmak istiorm
favorim:Coconut Tequila
2.vodka melon
3.blowjob
4.rakı (her ne kdr midem kaldırmasada)
5.Apricot Fizz(yemeklerden önce aperatif olarak bundan iyisi yok)
ve deli gibi absinth aramaktaym malesef istanbulda bakmadığım yer kalmadı ve bulamadm bilen biri varsa yardımcı olsun :aşk