Alman Ergenekonu’nun tezgâhı!

[64general1]

Deniz Feneri Davası ... -




Alman Ergenekonu’nun tezgâhı!
Bana sorarsanız, Başbakan kendi ayağına ateş etti derim..

Bilmiyor mu gazetecilerin, yazarların egosu yüksektir.. Tehditlere kulak asmazlar, yasaklara hiç gelemezler.. Yazamazsın, yazdırmam sözlerini umursamazlar..
Bildiklerini okurlar..

Tehdit ters teper sindireceğine yazarların adrenalinini yükseltir..
İyi de olur!
Ok yaydan çıkar..

Hele hele Başbakan açık açık tehdit etmişse.. Tehditle kalmayıp üstelik hakaret etmişse.. Köşe yazarlarını silahşora benzetmişse..
Ya biat edeceksiniz..
Ram olacaksınız..
Ya da ‘ham’ olacaksınız restini çekmişse..

Çaresi yoktur.. Herkes konuya balıklama dalar.. Başbakan tehditler savurdukça konu genleşir, derinleşir medyanın tüm alanını kaplar..
Çünkü el atmayan, iki satır karalamayan satılmış ilan edilir..

- Ne o tırstın mı?
- Ne tırsıcam..
- Yazmamışsın!..

Gazetecilikte en büyük ayıp teslim bayrağını çekmek embedded gazeteci olmaktır..
Tabii ki bir yazar iktidarı bütün gücüyle destekleyebilir.. En ateşli savunucusu olabilir.. Hatta fikir babası bile olabilir.. Bu normal..

Ama aynı yazar, aynı gazeteci, iktidarın yolsuzluklarını görmezden gelmeye başlarsa ortada gazetecilik kalmaz..
Parti yazarı..
Parti gazetecisi..
Parti gazetesi kalır...


Bu açıdan bakarsak Deniz Feneri Derneği’nin yaptığı dolandırıcılık önemli bir dönüm noktası..
Milat..

Gerçek gazeteciler ile parti yazarı, çizeri, gazetesi arasındaki ayrım daha da netleşecek..
Deniz Feneri soygununa yer veren gazetelerle, üstünü örtmeye çalışanlar ayrışacak.. AKP yandaşları bin bir dereden su getirerek yangını söndürmeye çalışacak..
Zaten öyle yapıyorlar..

Almanya’daki soygunu unutturup olayı Doğan Medya Grubu ile hükümet kavgası eksenine oturtmak istiyorlar..
Başbakan’ın da çabası bu..

Yeni Şafak’ta İbrahim Karagül, olayı öyle karanlık dehlizlere sokmaya çalışmış ki şaşarsınız.. Bu, Türkiye’deki Ergenekon operasyonundan sonra Alman Ergenekonu’nun tezgâhıdır demeye getirmiş..

Şunu söylemek istiyor Türklere yönelik yangınlarda sonuç alamayan adliye sistemi Deniz Feneri davasında becerikli.. Neden? Çünkü bu davanın başka hedefleri var..

Yani..
Alman Ergenekonu da AKP’ye karşı.. Türk Ergenekonu’nun yapamadığını onlar yapacak!
İnandırıcı mı?
Komik!!!
Bakalım daha neler bulacaklar?

Başbakan öfkeli söylemini sürdürecek herhalde.. Gerçi Erdoğan’a göre öfke bir hitabet sanatı..
Üslup..
Ne yapalım.. Başbakan’ın da üslubu böyle, öfke dolu..

Başbakan öfke hitap şekli diyor ama mahkemeler bu görüşte değil.. Cem Uzan’a öfke cezası kestiler!
Uzan üç ay boyunca öfke kontrol programına tâbi tutulacak, bu konuda üç kitap okuyacak..

Uzan ‘efendim Başbakan da söyledi, bu bir hitabet sanatıdır’ falan diye kendini savunmadı mı acaba?
Gerçi Uzan’nınki öfkenin de ötesinde resmen ‘ana avrat dümdüz’ kategorisine giriyor..

Yine de öfke iyi bir şey değil!.
Hitabet sanatı hiç değil.. Öyle olsa mahkemeler suçluları öfkelerine hâkim olmaları için kursa gönderir miydi!
Kitap okuma cezası verir miydi!

Mehmet TEZKAN

http://www.asahaber.com/modules.php?name=News&file=article&sid=10397

 

[vega vhj]

Yalnız hacı bu almanyalı ergenkonlarda hani az değilmiş baksana 2 günde ne fener bıraktılar ne alay :durdurun:biggrin

 

[ramo46]

Artık zararın neresinden dönsek kardır treni kaçmıştır.
Yapabilecekleri ancak saldırmaktır inkar etmektir .
Zamanla bu davranış ve söylemleride para etmeyice
ne adına yaptık diyecekler.Acaba.........?

 

[shamur_80]

dostum merak etme onlarda utanma yoktur yine baska birşey adında toplarlar paralarıı..