Asıl AKP il başkanı sözleşme yaptı!

gugukcuk

New member
Katılım
18 Kas 2006
Mesajlar
821
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Gerçeklik yalnızca bir ilizyondur,yalnız inatla is
Başbakan Erdoğan’ın CHP’nin Hakkari mitingi öncesinde BDP ile anlaştığı açıklamasına tepki gecikmedi.


Hakkari Bağımsız Milletvekili adayı ve eski BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Bizim CHP ile böyle bir anlaşmamız yok. Ama o değil de AKP il başkanının bizimle yaptığı sözleşmeyi seçimden sonra açıklayınca Başbakanın dudağı uçuklayacak” dedi. Demirtaş, CHP’nin Hakkâri mitingi konusunda “Bu parti ile en küçük bir görüşme, konuşma, sözleşme yapmadık. Bunu da gayri ahlaki buluruz” diyerek tepki göstererek şunları söyledi: “Sayın Kılıçdaroğlu, belediyeyi ziyaret edince vatandaşlar da bundan çok memnun olup jest olarak mitinge katılıyor. Durum budur.”
 
o bahsettiğiniz insanda yüz varmı yok,ee dudağın uçuklamasını beklemek te saçma bana kalırsa.kimin ne b.k olduğu belli zaten.sadece olayın şu tarafı var.göz yumanlar,yummayanlar,işte bütün mesele bu =)
 
Selahattin Demirtaş a bile hak verip dinleniyorsa bu ülkede PKK lıya daha ne deyim bende sizde katılın iyidir iyi ülke nereye gidiyorr ! :S

bari bu konuda AKP ve adını Selahattin demirtaş gibi bir PKK lının sözlerine alet etmeyin :S yazıklar olsun

bir PKK lı kadar olamamış demekki AKp ve Başbakan bu ülkeye faydası

ne sözler var denecekte bu selahattine ....
 
Selahattin Demirtaş a bile hak verip dinleniyorsa bu ülkede PKK lıya daha ne deyim bende sizde katılın iyidir iyi ülke nereye gidiyorr ! :S

bari bu konuda AKP ve adını Selahattin demirtaş gibi bir PKK lının sözlerine alet etmeyin :S yazıklar olsun

bir PKK lı kadar olamamış demekki AKp ve Başbakan bu ülkeye faydası

ne sözler var denecekte bu selahattine ....

oku kardeşim okuda fikir sahibi ol,

çalıştırın o aklınızı,sırf inat uğruna sağa sola çemkirmeyin.korkmayın biz başbakan gibi ne kimsenin kusurlarıyla alay ederiz,nede yergi yaparız...

Sadettin Tantan bombayı patlattı


AKP-BDP çatısı altında Türkiye Cumhuriyeti’ni dönüştürmeye çalışanlar, 18 yıl önce Kürt-İslam
çizgisindeki Yeni Zemin’de örgütlenmiş...
Sahte kavganın ardı...
Yurt Partisi lideri Sadettin Tantan, seçim öncesi kavgalı görüntüsü veren AKP ile BDP’nin fikri kardeşliğini ve hedefe ulaşmak için nasıl el ele verdiklerini ortaya çıkardı.
İdeolojik temeller atıldı
1993’te Yeni Zemin’de buluşan kadroya ışık tutan Tantan, “Dergide AKP’nin A takımı var. Askerin sivilleşmesinden yeni anayasaya kadar ideolojik temeller orada atıldı” dedi.
“Yeni oluşum” için el ele
TANTAN “Dergi ‘yeni oluşuma zemin hazırlamak için’ çıktığını ilan etti. Kürt meselesinde bugün ne söyleniyorsa 1993’te Yeni Zemin söyledi” diye konuştu.
Genelkurmay’ı da dizayn etmişler!
Yeni Zemin’in sıradan bir dergi olmadığını künyesi de kanıtlıyor! “Kürt meselesi”, “Yeni Anayasa”, “Sivil Genelkurmay” başlıklı dosyalar, bugünlerin nasıl planlandığını da ortaya koyuyor. Başdanışman Yalçın Akdoğan, cumhuriyete “Zorba” diyor.

Tantan, AKP’nin temel planlarını ortaya döktü!

AKP’nin bugüne nasıl geldiğini deşifre eden YP lideri Sadettin Tantan bu iktidarın fikri
temellerinin 1993 yılında atıldığını gün ışığına çıkardı.
Haber: Salim Yavaşoğlu
Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, bugünkü siyasi iktidarın fikri temellerinin,1993 yılında çıkan Yeni Zemin dergisinde atıldığını ortaya çıkardı. Tantan, “Bu dergide AKP’nin A takımı yer alıyor. Genelkurmay’ın sivilleşmesinden, yeni anayasaya kadar birçok konuda ideolojik temeller orada atılmış. Kürt meselesinde bugün ne söyleniyorsa 1993 yılında Yeni Zemin dergisi söylemiş” dedi. Gazete Yurt’un haberine göre Türkiye’nin, 12 Haziran seçimlerinin ardından yakıcı sorunlarla karşı karşıya kalacağını ve bu sorunlardan birinin de “Yeni Anayasa” tartışmaları olacağını belirten Tantan, şunları söyledi:

TSK’yı dizayn etmişler


“Seçim meydanlarında nasıl bir anayasa yapacağını söylemeyen ama yeni bir anayasa yapmak için oy isteyen Başbakan ve arkadaşları, muhalefeti eleştirirken devamlı bir şekilde Cumhuriyet’in kuruluşuna ve 1940’lara gidiyor, örnekler veriyor. Şaşırıyorum ve hayretle izliyorum! Bir muhalefet partisi de çıkıp şunu demiyor: ” Arkadaş bugün senin yanında olan isimler 1990’lı yıllarda ne yazdılar ne çizdiler? Bugünü nasıl planladılar? Sen 1940’lara gidiyorsun ama daha 10 yıl önce İstanbul’un ilçelerinden Fatih’te neler yaşandı? Başbakan’ın A Takımı olarak nitelendirilen isimler, fikri temelleri daha 1990’lı yıllarda atılan “Kürt meselesi”, “Yeni Anayasa”, “Sivil Genelkurmay” konularında birçok yazı kaleme almışlar. Bu yazılar da özellikle Yeni Zemin isimli bir dergide yayımlanmış. Bu dergi sıradan bir dergi değil. Derginin neden çıktığı başyazı da şöyle anlatılıyor: Yeni Zemin, mevcut dergilere bir yenisini eklemek için değil, yeni bir oluşuma zemin hazırlamak için çıkıyor. Kürt meselesinin altyapısının 1992’de hazırlandığını ifade eden Tantan, şöyle devam etti: “Yeni Zemin dergisi, ilk sayısında, ’Kürt sorunu tartışıldı’başlıklı dosya haberinde Kasım 1992 yılında Ankara Bulvar Otel’de yapılan bir toplantıyı sayfalarına taşımış. İki gün süren toplantının kapanış bildirisini kim okuyor peki? Dönemin Mazlum Der Genel Başkanı, sonrasının AKP milletvekili ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın en çok dinlediği isim: İhsan Arslan! Bildiride bugün televizyon ve gazetelerde sıkça duyduğumuz dikkat çekici şu cümleler yer alıyor: Sorun, ırkçı, inkarcı ulus- devlet süreciyle birlikte gündeme gelen bir sorundur. Türkiye’de Kürtleri sorun haline getiren resmi ideolojidir. Türkiye’de yaşayan herkese ’Türk’ olduğunu kabul ettirmeye çalışan resmi ideolojidir. Türkiye’de yekpare veya homojen bir etnik topluluktan sözetmek mümkün değildir. Türkiye’de farklı etnik ve dini özelliklere sahip 30’a yakın halk bulunmaktadır. Ulus- devlet yerine çok uluslu bir hukuk devleti olmalıdır. Anadilde konuşma, kitle iletişim araçlarını kullanma ve eğitim hakları tanınmalıdır. Yukarıda Başbakan’ın en yakınındaki isimlerden İhsan Arslan’ın okuduğu bildirinin cümleleriyle bugün iktidar tarafından dile getirilenler arasında hatta uygulananlar arasında hiçbir fark yoktur. Ayrıca derginin Şubat 1993 sayısında, Başbakan’ın başdanışmanının, Cumhuriyet rejiminin zorba olduğunu ifade ettiği yer almış.”

Şifreyi daha önce çözmüştü


YP lideri Sadettin Tantan, 28 Mayıs’ta Yeniçağ’a yaptığı açıklamada BDP’nin desteklediği Diyarbakır bağımsız milletvekili adayı Altan Tan ile Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın 20 yıl önce çıkardıkları dergide Türkiye’nin 2000’li yıllarının alt yapısını oluşturduklarını açıklamıştı. Tantan, Başbakan’ın yazılarını kaleme aldığı söylenen başdanışmanı Yalçın Akdoğan ve Erdoğan’ın etrafındaki entelektüel isimlerin, 1990’lı yıllarda İstanbul Fatih’te kurulan dergilerden biri olan Yeni Zemin dergisinde yetiştiklerini, şimdi de Meclis’e gireceklerini ifade etmişti. BDP’nin bağımsız adayı Altan Tan ve Başbakan’ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın 1990’lı yıllarda beraber olduklarının altını çizen Tantan, arşivlere bakıldığında bugün birbirlerini suçlayan isimlerin yıllar önce omuz omuza mücadele verdiklerini kaydetmişti. Tantan, Kürt- İslam sentezini savunan ve Hizbullah’ın öldürdüğü Zehra Vakfı’nın Başkanı İzzettin Yıldırım’a sahip çıkmadığı için Altan Tan tarafından sert bir şekilde eleştirilen Yalçın Akdoğan, Mehmet Metiner, İhsan Arslan gibi isimlerin Yeni Zemin dergisinde, “Kürt sorunu, sivil anayasa, Genelkurmay nasıl sivilleşir” gibi başlıkları, kapak dosyaları olarak hazırladıklarını hatırlatarak, bugün bu isimlerin karşısında olan Altan Tan’ın da o kapak dosyalarında ya tartışmacı ya da yazar olduğunu kaydetti.

Anayasayı 18 yıl önce yazmışlar


Yeni anayasanın temellerinin de 1993 yılında atıldığını söyleyen Yurt Partisi lideri, şunları kaydetti: “Yeni Zemin dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Metiner, ’Toplum merkezli özgürlükçü bir anayasa’ başlıklı yazısında bugünün temellerini atmış. Yine derginin Mart 1993 sayısında, ’Sivil- asker ilişkisinde yeni model’başlıklı bir şema hazırlanmış ve Genelkurmay Başkanlığı’nın bakanlıklara bağlanması öngörülmüş. 2002’de ’Ben Amerika’dan icazet aldım’ diyen siyasi iktidarın fikri altyapısının ne zaman oluşturulduğunu hatırlatmak için Yeni Zemin dergisini çok önemsiyorum. Ve bugünlere Yeni Zemin ”kardeşliği“nden gelindiğini de tarihe not düşmeliyiz. Bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum: Yeni Zemin kardeşliğinin bozulduğu, söylem ve davranışlarla ortaya çıktı. Başbakan’ın son Diyarbakır söyleminde bu net bir şekilde görüldü.”

İşte derginin dikkat çekici künyesi


Derginin Sahibi: Osman Tunç (Kürt- İslam sentezcisi Zehra Vakfı yöneticisi).
Genel Yayın Yönetmeni: Mehmet Metiner (AKP Adıyaman Milletvekili Adayı).
Yayın Danışmanı: Ali Bulaç (Zaman yazarı).
Yayın Kurulu: Kenan Çamurcu, Abdurrahman Dilipak, Davut Dursun (RTÜK Başkanı), Altan Tan (BDP destekli Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Adayı).
Teknik Müdür: Yalçın Akdoğan (Başbakan’ın başdanışmanı, AKP Ankara Milletvekili Adayı). Yalçın Akdoğan daha sonra yayın müdür yardımcısı oluyor.

Bugünün temelleri atılmış!
Yeni Zemin dergisinde ‘Kürt meselesi’ ‘Yeni Anayasa ve ‘Sivil Genelkurmay’ konularında pek çok yazı kaleme alınmış. Dergide, ‘Toplum merkezli özgürlük bir anayasa’ başlıklı yazısında bugünün temellerini atan Mehmet Metiner, o dönemde derinin Genel Yayın yönetmeniydi. Dergide Türkiye Cumhuriyeti’ne dönüştürmeye yönelik yazılar yayınlandı.


SELİM YAVAŞOĞLU
 
Yarın bu gün karşımıza hangi yüzle çıkacaklar merak ediyorum.bu kadar olanlara göz yumupta slm felan verip suratımıza gülmesinler gitsinler soğuk duvarlarla muhattap olsunlar ileride görecekleri manzara bu daha ötesi yok !!! hakkının hakkı hakkıya...
 
Beyni olanların yapması gereken bir beyin cimnastiği..

Demirtaş elindeki anlaşma metnini neden seçimden sonra açıklayacakmış ki..?
Varsa böyle bir belge seçimden önce çıkartsın ki ; Herkes adamını bilsin.
Seçimden sonra Başbakanın dudağının uçuklamasının ne önemi var anlayabilmiş değilim..

Yoksa böyle bir belge yok , ama varmış gibi davranılarak BDP nin bölgedeki tek rakibi olan Akpartiye oy verecek kimselerin kafasını karıştırmak mı istiyor..

Düz mantık olarak düşünürsek BDP eğer Akparti ile gizli bir anlaşma yapsaydı , BDP milletvekili adayı çıkıp bu anlaşmayı açık edip Ortağını zor durumda bırakmazdı.

Ama böyle bir anlaşma olduğunu iddia edip bu belgeyi seçimden sonra açıklayacağını söylemesi tamamen yalan olduğunun bir göstergesi.

Eğer Hal böyle ise Akpartiye oy verecek seçmen doğru yapıyor.
 
Düz mantıkmış?
Başkanınızın seçimden sonra açıklayacaklarına bakınca akbabaya oy vermeyenlerin ve artık vermeyecek olanların ne kadarda doğru yaptığı vatanını sevdiğini dinine sahip çıktığını ve ötekileşmek istemediğini anlıyoruz al sana düz mantık!
 
yıllarca aynı çatı altında akp de siyaset yapmış olan Abdullatif Şener konuşmasında,siyasette bugün kimler birbiriyle en fazla kavga ediyorsa aslında onlar birbirlerine en yakın olanlardır diye bir cümle kurdu. bu kişinin uzun zaman nerede siyaset yaptığına bakınca kimler kimlerle anlaşma yapmış olabilirler konusunda kocaman bir ip ucu çıkarmak çokta zor değil.
 
hakikaten beyni olan insanın düşünmesi farklı oluyor.En azından araştırmasını ve bu millete kazık atanların nasıl tesbit edileceğini biliyor.
Ama bazı beyinsizler hala en güzel yalanlarla avunmayı tercih ediyorlar.Aşağıdaki makaleyi dikkatlice okursanız bu vatana ihanetin nasıl başladığını ve bu günün temellerinin nasıl atıldığını göreceksiniz ve ne tuhaftır ki asıl işbirlikçilerin bu maddelerin altına imza atan 8 akp milletvekili hakkında yorum yapmamış olmasıdır.



İnşallah doğru değildir

“Namuslu ve şerefli insanlar başkalarının namus ve şerefini en az kendi namus ve şerefleri kadar aziz bilirler.” Bütün ömrümü, özellikle siyasi mücadelemi bu ölçü ile yaptım. Seçimin düzgün, hukuk kuralları içinde, lekesiz ve gölgesiz yapılması herkesin, özellikle hükümetin görevidir. Adaylar hakkında yazarken, konuşurken ölçüyü korumak, onların namus ve şerefine saygılı olmak onur borcumuzdur.
İnternet ortamında dolaşan bir belge kanımı dondurdu. Bu belgeyi sizlerle paylaşmamak eğer söz konusu iddialar doğru ise bir anlamda ihanete ortak olmak anlamına gelecekti. Aşağıda sunduğum iddiaların “Vatan Haini” demek az olacak kahramanları, bu bilgilerin gerçek olmadığını ispat ederler veya bir yanlışlık varsa düzeltirlerse sütunumda seve seve yayınlayacağım.
İddialar şu şekilde:
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM)’nde gündeme gelen bir karar tasarısında,
- Türkiye’nin Güneydoğusu Kürdistan’dır.
- Türk Ordusu Güneydoğuda işgalcidir ve Kürtleri katletmektedir.
- Türk askeri Kıbrıs’ta işgalcidir.
- Türkiye’de azınlıklar sorunu vardır. denilmektedir.
İsimleri bizce bilinen ancak burada zikretmediğim AKP’li sekiz milletvekili bu tasarıya olumlu oy vermişlerdir.
Ermeni ve Kıbrıs Rum kesiminden bir parlamenter de AKP’li milletvekilleri ile birlikte bu metni imzalamışlardır.
Söz konusu oturumda Türk parlamenter grubunda yer alan: CHP İstanbul Milletvekili Birgen Keleş, CHP Samsun Milletvekili Haluk Koç, MHP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş, MHP Aydın Milletvekili Ertuğrul Kumcuoğlu ile Azerbaycan’dan Abbasof ve Alman Prof. Dr. Hakkı Keskin isimli parlamenterler imza atmamışlardır.
MHP’li Tuğrul Türkeş ve CHP’li Birgen Keleş, bu karara şiddetle karşı çıkıp bunun Türkiye’ye karşı düşmanca bir tavır almak anlamına geleceğini söyleyince, o dönem AKPM Başkanı olan Louis Maria de Puig, AKPM’de böyle bir karar alınmasını, Türk Grubu Başkanı’nın istediğini belirtmiştir.
Türkiye adına oraya katılan AKP milletvekillerinin Türkiye’nin hak ve menfaatlerini savunmaları gerekmez miydi? Bu şahıslara Türk denilebilir mi? Türkiye’yi sevdikleri ve savundukları, Türkiye’ye düşman olmadıkları söylenebilir mi?
Değerlendirmeyi siz okurlarıma bırakıyorum.
Bu bilgiler hakkında son sözü söyleyebilecek makam Dışişleri Bakanlığıdır. Avrupa Konseyi nezdindeki Büyükelçimizden bu karar tasarısının aslını ve müzakere zabıtlarını isteyerek olayı teyit ya da tekzip edebilir.
Bence Hükümet Dışişleri Bakanlığı eliyle bu yazımızın gereğini yapmalıdır. Zira yukarıda açıkladığım gibi belgede TC’nin bütünlüğüne saldırılmakta, Türk Silahlı Kuvvetlerine ağır bir biçimde hakaret edilmektedir.
Sayın Başbakan zaman zaman bölücülere karşı demeçler vermektedir. Eğer samimi ise bu işin aslının ortaya çıkartılması için gerekli talimatı vermelidir. Ve iddialar doğrulanırsa; isimleri internetteki belgede yer alan ancak bizim terbiyemize sığmadığı için açıklamadığımız AKP milletvekilleri partiden atılmalıdır.
Sorun bir seçim malzemesi olma ya da oy kaygısıyla hareket etme boyutunu çoktan aşmıştır. İddialar gerçekse olay ihanet ve hıyanet boyutundadır. Affedilmesi de göz ardı edilmesi de mümkün değildir.
Oy uğruna bu konudaki doğrular feda edilecek olursa alınacak oyların samandan ileri bir kıymeti olmayacaktır.
Temennim internette okuduğum bilgilerin hayal mahsulü olmasıdır. Dışişleri Bakanlığı bir an önce hepimizi bu konuda aydınlatmalıdır. Mevcut bilgiler yalanmış intibaı vermese de “İnşallah doğru değildir” diyorum.
Hükümetin sorumsuz bir biçimde olayların tarihini, gelişmesini, önünü, arkasını düşünmeden girmiş olduğu açılım politikası artık duvara toslamıştır. Kapıkulu olmayı onurlu milletvekilliğine tercih eden kölemenler susmazsa bir gün nasıl susturulduklarını milletçe göreceğiz!


Agah Oktay GÜNER


TSK TÜRKİYE'DE İŞGALCİ Mİ?
Türkiye'nin Avrupa Birliği macerası, 31 Temmuz 1959?da Avrupa Ekonomik Topluluğu(AET)'na yapılan ortaklık başvurusu ile başlamıştır. Üyelik başvurusu üzerinden tam 52 yıl geçti. O gün bu gündür Avrupa Birliği'ne girmeye çalışıyoruz. Biz AB'ye girmeye çalışıyoruz çalışmasına da AB'nin istekleri bir türlü bitmek bilmiyor. Verilen tavizlerin önü arkası da kesilmedi nedense!
AB'nin bazı isteklerini hatırlatalım…
"Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Kıbrıs Rum Devletine İlhak edilmesi, Türkiye ve Yunanistan arasındaki kıta sahanlığının 12 millik deniz sınırlanmasının Yunanistan istekleri doğrultusunda çözümlenmesi, fikir ve düşünce hürriyetinin sınırsız hale sokulması, Terörle Mücadele Yasasının yumuşatılması, kanunlardan İdam Cezasının kaldırılması, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kaldırılması, Milli Güvenlik Kurulunda Asker Üyelerin katılımlarına son verilmesi…"
Bütün talepler yerine getirilirse; 2003 yılına kadar adaylığımız, 2005 yılında da kesin üyelik talebimiz onaylanacaktı. Kesin üyelik talebimizin gerçekleşebilmesi için uyum yasalarını bir bir çıkardık. AB'ye alınacağımıza o kadar inanmıştık ki… İstenenleri eksiksiz yerine getirebilmek için görülmemiş bir çabanın içine girdik.
Eylül 2006'da İtalya'nın Roma şehrinde NATO Savunma Koleji'de bir Brifing düzenlendi. Brifinge katılan Türk Subaylarının önüne ABD'li subaylar tarafından konan Bölünmüş Türkiye ve Ortadoğu haritaları şok etkisi oluşturdu. Bu haritaya göre Türkiye, Irak, İran ve Suriye toprakları üzerinde bir "hür Kürdistan" oluşturulması amaçlanıyordu. Ayrıca Ortadoğu Ülkeleri'nin sınırları değiştirilerek birçok yeni devletçik meydana getirilmesi de hedefler arasındaydı.
Türkiye'yi bölme çabalarının devamı olarak, 2008 yılının Haziran ayında AB yeni kararlara imza atmaktan çekinmedi. 24-26 Haziran 2008 günlerinde toplanan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), Türkiye'yi masaya yatırdı ve aşağıdaki kararları aldı.
1-Türkiye'nin Güneydoğusu Kürdistan'dır.
2-Faşist Türk Ordusu Güneydoğuda işgalcidir ve Kürtleri katletmektedir.
3-Türk askeri Kıbrıs'ta işgalcidir.
4-Türkiye'de azınlıklar sorunu vardır.
AKPM bu kararları, 8 Türk parlamenterin de kabul ve onayıyla almıştır. AB, üyelik müzakereleri yaptığı Türkiye'yi masa başında parçalara ayırmaktan çekinmemektedir. NATO, üyesi olan Türkiye'nin toprak bütünlüğünü resmi toplantılarda reddetmekte bir beis görmemektedir.
AB'nin ve ABD'nin Türkiye Cumhuriyeti üzerindeki emellerini anlamakta hiç zorlanmıyoruz. Ancak sekiz Türk milletvekilinin alınan kararları kabul etmesini ve onaylamasını kesinlikle anlayamıyoruz. Güneydoğu Anadolu olarak bildiğimiz bölgenin Kürdistan olarak adlandırılması, Türk Ordusu'nun faşistlikle ve kendi topraklarımızda işgalcilikle suçlanması, katliamlar yapmakla itham edilmesi kabul edebileceğimiz bir durum değildir. Kıbrıs'ta bulunan İngiliz Askerleri'nin yerine soydaşlarını soykırımdan kurtaran Türk Askeri'ni işgalcilikle suçlayanları affedebilmemiz mümkün değildir. Her türlü hak ve özgürlüğe sahip olan, en iyi yerlerde ve imkânlarla yaşayan azınlıkların sorunlu olarak tanımlanmasını iyi niyet kapsamında değerlendiremeyiz.
Bu kararlara imza atanları asla unutmamak gerekir. Araştırmak, gerçeklere ulaşmak, bu gerçekleri millete ulaştırmak gerekir. Maskeleri indirmek, yapılan makyajları temizlemek gerekir. Velhasılı dostlar; Türkiye'ye sahip çıkmak gerekir.

SİVAS'IN SESİ
 
Vaaayyy; BDP haberinin altında çılgınca savunma yapan Ülkücü profilleri görmek , beni ziyadesiyle memnun etti. emekki benim adresim doğru.. Biz Ocağa giderken PKK'yı kötü olarak bilirdik. PKK'nın destekçilerini de " Hain ".. Ama 10 yıldır çok değişiklikler olmuş.
 
akp-bdp-pkk danışıklı dövüş içindeler sevgili yandaşlar.imzamdaki videoyu izlemeniz yeterlidir.siz uyuyun mışıl mışıl.
 
akp-bdp-pkk danışıklı dövüş içindeler sevgili yandaşlar.imzamdaki videoyu izlemeniz yeterlidir.siz uyuyun mışıl mışıl.

Kardeş imzandaki videoyu izledim ,ama İddianın sahibi ÜMİT ÖZDAĞ , Dayandığı kaynak "...... online" isimli bir fransız istihbarat sitesi , Ümit özdağ o siteninde bu haberi başka bir istihbarat sitesinden öğrendiğini düşünüyor... Yani Laf söyledi Balkabağı cinsinden bir iddia. Bir ilginçlikte bu anlaşmadan Türkiyenin Haberinin olmadığı ve Komisyon üyesi onur öymenin bile gözünden kaçtığı..

Lütfen ; daha sağlam dayanaklar olmadıkça bu tür ucuz iftiralara kulak asmayın.
 
Kardeş imzandaki videoyu izledim ,ama İddianın sahibi ÜMİT ÖZDAĞ , Dayandığı kaynak "...... online" isimli bir fransız istihbarat sitesi , Ümit özdağ o siteninde bu haberi başka bir istihbarat sitesinden öğrendiğini düşünüyor... Yani Laf söyledi Balkabağı cinsinden bir iddia. Bir ilginçlikte bu anlaşmadan Türkiyenin Haberinin olmadığı ve Komisyon üyesi onur öymenin bile gözünden kaçtığı..

Lütfen ; daha sağlam dayanaklar olmadıkça bu tür ucuz iftiralara kulak asmayın.

arkadaşım mecliste yasalaşmış adam kanunu getirmiş,bundan iyi kaynak mı olur ? görmek istesen kaynağın o site değil,bizzat yasalaşmış olan kanunun kendisi olduğunu görürsün.bende görmek istemediğimi görmesem peh.iş kolay,değil mi ? görmemezlikten gele gele ülke bu hallere geldi,hepsine göz yumdunuz akp nin her yaptığı pisliğe kılıf uydurup ortak oldunuz.

heralde böle bi yasayı çıkardığını ve anlaşma imzalandığını akp hükümetinin ağzından çıkmasını,kendilerinin söylemesini beklemiyorsundur umarım.şaka gibi bişi olur çünkü.

bu kadar açık ve net bir şeyi,çarpıtarak görmek yada görmemezlikten gelip umursamamak nasıl bi vatanseverliğe sığar anlayamıyorum.
 
arkadaşım mecliste yasalaşmış adam kanunu getirmiş,bundan iyi kaynak mı olur ?

bende görmek istemediğimi görmesem peh.iş kolay,değil mi ?

görmemezlikten gele gele nereye kadar ?

heralde böle bi yasayı çıkardığını ve anlaşma imzalandığını akp hükümetinin ağzından beklemiyorsundur umarım.

şaka gibi bişi olur çünkü.

işine gelmeyince iftira tabi

Kardeş Tarih 9 NİSAN 2009 . Bu Tarihte MHP de CHP de mecliste. Madem ki Mecliste yasalaşmış , o zaman Ümit Özdağ neden fransanın ne idüğü belirsiz bir istihbarat sitesine dayandırıyor. Yani Meclis koltuklarını işgal eden MHP li ve CHP li vekiller anlamamışlar mı. Hem konuşmasında Özdağ bu konunun Onur Öymeninde gözünden kaçmış olduğunu belirtiyor. ..
40 bilinmeyenli bir denklem gibi.

Birde işime gelmeyince iftira dememe takılmışsın. Böyle bir anlaşmanın olması ve ortaya çıkması benim neden işime gelmesin. Bunuda extra anlamadım.
 
Kardeş Tarih 9 NİSAN 2009 . Bu Tarihte MHP de CHP de mecliste. Madem ki Mecliste yasalaşmış , o zaman Ümit Özdağ neden fransanın ne idüğü belirsiz bir istihbarat sitesine dayandırıyor. Yani Meclis koltuklarını işgal eden MHP li ve CHP li vekiller anlamamışlar mı. Hem konuşmasında Özdağ bu konunun Onur Öymeninde gözünden kaçmış olduğunu belirtiyor. ..
40 bilinmeyenli bir denklem gibi.

Birde işime gelmeyince iftira dememe takılmışsın. Böyle bir anlaşmanın olması ve ortaya çıkması benim neden işime gelmesin. Bunuda extra anlamadım.

ümit özdağ ne diyor o kanunun daha önce genel af ifadesini taşıdığını söylemiştim diyor ve birde örtülü diyor dikkatini çekerim.ne demek örtülü genel af ? bu anlaşma bakanlar kurulunca onaylanmış arkadaşım isimler var,sen ne diyorsun ya.

ha akp anlaşmayı yapacak suçlu yine chp ve mhp olacak öylemi ? yazıklar olsun size be.

al oku bunu da metnin aslını gör.

http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2011/05/20110528M1-31.htm

işinize gelmeyince iftira olur çünkü akp ye toz kondurtmayan kişilersiniz.

arkadaşım uyanın artık uyanın,akp hükümeti asıl icraatlarının tümünü gizli kapaklı yapıyor ve kimsenin ruhu duymuyor.siz hala görmezden geliyorsunuz ve böyle bir kepazeliği savunabiliyorsunuz.ondan sonra çıkıp yok chp yok mhp pkk ile işbirliği yapıyor diye ötersiniz.

eğer siz bunu bile bile göz göre göre hala akp yi destekleyebilecek yüzünüz varsa,akp nin zaten yüzü yok,siz de onlar gibi birer bölücüsünüz.sizlerin onlardan hiçbir farkı kalmaz.

boşuna demiyoruz sizin gibi herşeye göz yuman,hiçbirşeye ses çıkarmayan,uyuyan halk olduğu sürece bize herşey müstehak diye.

yazıklar olsun.
 
Geri
Üst