Fatih Hoca
Banned
- Katılım
- 19 Nis 2006
- Mesajlar
- 13,612
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 43
Atatürk cumhurbaşkanı olsa da iktidar İnönü'deydi
Tv8 Ankara Temsilcisi Erkan Tan, Erkan Tan İle Başkentten Programında Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Şamil Tayyarı Ağırladı. Tayyar, Çelik Çekirdek kitabındaki iddialarına yer Verdi.
-Tayyar, Savcılara Meydan Okudu:Çelik Çekirdek, Kabak Çekirdeği Değil! Dişiniz Kırılır
A diyorsunuz dava, B diyorsunuz dava diyen Tayyar şunları kaydetti, Bana inanılmaz hakaretler ediliyor ama ben suç duyurusunda bulununca 61. gün takipsizlik veriyorlar. Çünkü 60 gün içinde suç duyurusunda bulunmanız gerekiyor. Şamil Tayyar ile ilgili bir iddiada çok acele, zaman aşımına girer diye ifademi bile almıyorlar. Ortada şikayetçi de yok. Savcı durumdan vazife çıkarıp dava açıyor. Ben de mi dağa çıkayım? Derin Devletle çalışıp pis işlere mi gireyim? Ne yapayım yani? Kaleminizle bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz ama sizi maalesef kendi halinize bırakmıyorlar
Bir Savcı Gidiyor, Diğeri Geliyor! Toprak Verimli
Benim çok meşhur Ali Çakır isminde bir savcım var. Beni 32. Günde düelloya davet etmişti. Çıktık dersini aldı, gitti. Toprağımız çok verimli. Ali Çakır gider, başka savcı gelir. Şimdi çok sevdiğim başka bir kardeşim var. Allah razı olsun beni hiç aldatmıyor. Benimle ilgili her olayı anında davaya dönüştürüyor. Eğer benim yazdıklarım suç unsuru teşkil ediyorsa, aynı konuları başkası yazdığı zaman da bu olmalı. Olmuyorsa burada çifte standart var. Kayseride Enerji Bakanı Taner Yıldıza yapılan saldırı ile ilgili yazdığım yazıdan dolayı soruşturmanın gizliliğini ihlalden hakkımda dava açıldı. Tüm televizyonlar canlı yayınlarda, günlerce, saatlerce bu olayı haber yaptı. Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsalın hakkında köstebeklik iddiası var diye yazı yazdım. Kamu görevlisine hakaret etmekten dava açıldı. Adam cezaevinden çıkmış, gelmiş. Hakaret bunun neresinde? dedi.
Bakırköyde Şamil Tayyar ve Star Gazetesini Takip Eden Bir Ekip Var
Operasyon Ergenekon kitabımı koşarak gidip alıyorlar. Savcının aynen ifadesi, kitabı akşam heyecanla okuduğu ve bundan çok fazla dava çıkacağı yönünde. Sayın savcılarım Çelik Çekirdeki yazdım. Bunu didik didik okuyun. Elinizden geleni ardınıza koymayın. 1 milyon tane dava açın ama ben bunları yazmaya devam edeceğim. Beni yazmaktan alıkoyamayacaksınız dedi.
Atatürk Cumhurbaşkanı Olsa da İktidar İnönüdeydi
Cumhuriyeti kuran Osmanlı derin devletidir diyen Tayyar, 1930dan itibaren Atatürk ile İsmet İnönü arasında iktidar çatışması olduğunu, İnönünün bu savaşı kazandığını yorumluyoruz. Atatürk 1930dan itibaren Cumhurbaşkanı olsa da iktidar gücünü büyük ölçüde devretmiştir ve gerçek anlamda iktidar değildir. İnönünün Atatürk öldükten sonra askeriyenin desteğini alarak Cumhurbaşkanı seçildiğini biliyoruz şeklinde konuştu.
Bugünkü Mehmet Ağar Ne İse, O Günkü Şükrü Kaya Oydu
Dönemin en güçlü aktörünün İçişleri Bakanı Şükrü Kaya olduğunu belirten Tayyar, Mesela; Başbakan olmasına rağmen Celal Bayarın adı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ciddi şekilde geçmemiştir. Genel Kurmay Başkanı olarak Fevzi Çakmak, İçişleri Bakanı olarak Şükrü Kaya, eski Başbakan olarak İsmet İnönünün adı geçiyor. Teşbihte hata olmaz; bugünkü Mehmet Ağar neyse o günkü Şükrü Kaya oydu. İnönü lehine, Mareşal Fevzi Çakmak ile İsmet İnönü arasındaki dengeyi bozan da Şükrü Kayadır. İnönünün iktidarı ele geçirirken, derin devleti ciddi biçimde kullandığını görüyoruz diye konuştu.
Hanefi Avcıyı, Avcı Yapan 1997de Susurluk İfadeleridir
Susurluk komisyonuna ifade verdiğinde ben dahil herkes alkışladı. O zaman olayları sağlıklı değerlendirecek bilgilere sahip değildik. 1996da Susurluk olayı meydana geldiğinde bu olayın üzerine gidilmesi ile ilgili ciddi bir anlayış oluştu dedi.
Hanefi Avcı Susurluk Olayını Perdelemeye Çalıştı
Bugün Ergenekon palavrası diyenlerin o tarihte, Ergenekon örgütünün adını ortaya attıklarını ve Aydınlık Dergisine kapak yaptıklarını ifade eden Tayyar şöyle konuştu;
İlk telafuz eden o zaman emekli Deniz Binbaşı Erol Mütercimlerdi. Erol Mütercimlerin Ergenekon ile ilgili konuşmaları yayınlandı. Ergenekonu deşifre ederken JİTEMin olmadığını söylediler.
Ergenekonun adını telaffuz ederken JİTEMi görmezden geldiler. O zaman Aydınlık Dergisi JİTEM yok diye yayınlar yaptı. Hanefi Avcı ise Ergenekonu ve Emniyet içindeki yapılanmayı bir kenara iterek, JİTEMi deşifre edip, JİTEM üzerinden yeni bir tartışma başlattı. Geriye dönüp bakınca Avcının olayın üzerine giderek perdelemeye çalıştığı algısı şimdi daha güçlüdür
Mehmet Eymür: Hanefi Avcı, Mehmet Ağarın Adamıdır
Mehmet Eymürin o tarihte Milli İstihbarat Teşkilatına verdiği dilekçede; Hanefi Avcı, Mehmet Ağarın adamıdır dedi. Her ne kadar Susurluk Komisyonunda Emniyet ile ilgili ifadeleri söylese bile bu, Susurlukun üzerine gidilmesin, Susurluk perdelensin diye bir çabadır. Avcıyı, Ağarın adamı olarak telaffuz ediyor dedi.
Avcı: Cem Erseveri Yeşili Öldürdü. Yeşil de Öldü
Hanefi Avcı, kitabında objektif değerlendirme yapmıyor. Yani Ergenekonu, Balyozu, Sabancı Suikastini, Hrant Dink, Danıştay cinayeti gibi akla gelen her hadiseyi toptan redde gidiyor. Cem Erseveri Yeşilin öldürdüğünü söylüyor. Yeşilin de öldüğünü söylüyor. Elinde belge var mı bilmiyorum dedi.
Yeşilin Tarihi Yazılsa, En İyi Yazacak Adam Hanefi Avcıdır.
Diyarbakırda Mustafa Denizin ifadesini kitaba ekledik. Orada, bir dönem Cem Ersever ile daha sonra da Avcı ile çalıştığını, o dönem bazı karanlık işlere, cinayetlere bulaşmış bazı itirafçıların da JİTEM ile ters düştükten sonra Hanife Avcıya sığındığını ve onun tarafından korunduğunu söylüyor. 1 Kasım 1993de Ankarada 3 cinayet işlendi. Mustafa Deniz, Cem Ersever öldürüldü. Cesetler, Ankara giriş güzergahlarına kondu. Bugün Yeşilin tarihi yazılsa bunu en iyi yazacak adam Hanefi Avcıdır. Çünkü bir dönem onunla çalışmıştır. Para hareketleri, silah transferleri gibi konularda Yeşili en iyi bilen isimdir. Son operasyon, Devrimci karargah örgütü operasyonu her şeyi anlatıyor aslında.
Avcı Cemaat Kafayı Bana Taktı Diyor Kadına da mı Cemaat Gönderdi? Avcı, iki özel hat aldığını, bunlardan biriyle, bir şahısla özel görüşme yaptığını söyledi. Eğer özel bir ilişki ise neden o hat mahkeme kararı ile dinlensin? Dinlenen isim Devrimci Karargah Örgütü Üyesi Necdet Kılıç. Örgütün derin Devlet tarafından kullanılan bir örgüt olduğunu düşünüyorum. Necdet Kılıç ile 30 defa o hat üzerinden görüştüğü tespit edildi. Bir takım örgütsel faaliyetler içinde olan bir adamla, Hanife Avcı gibi tecrübeli bir istihbaratçının ne işi olabilir. İlişkiler derinleşince Edirnede tanıştığı evli bir kadın ortaya çıkıyor. Kılıç ile ilişkisinde bu kadın rol oynuyor. Diyelim sana cemaat kafayı taktı. O kadına, Necdet Kılıça da seni cemaat mi gönderdi? dedi.
Atatürk cumhurbaşkanı olsa da iktidar İnönü'deydi haberi Medya haberleri Haber7 haber7.com - Güncel Haberler, Son dakika haberleri - Bu noktada haber var
Tv8 Ankara Temsilcisi Erkan Tan, Erkan Tan İle Başkentten Programında Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Şamil Tayyarı Ağırladı. Tayyar, Çelik Çekirdek kitabındaki iddialarına yer Verdi.
-Tayyar, Savcılara Meydan Okudu:Çelik Çekirdek, Kabak Çekirdeği Değil! Dişiniz Kırılır
A diyorsunuz dava, B diyorsunuz dava diyen Tayyar şunları kaydetti, Bana inanılmaz hakaretler ediliyor ama ben suç duyurusunda bulununca 61. gün takipsizlik veriyorlar. Çünkü 60 gün içinde suç duyurusunda bulunmanız gerekiyor. Şamil Tayyar ile ilgili bir iddiada çok acele, zaman aşımına girer diye ifademi bile almıyorlar. Ortada şikayetçi de yok. Savcı durumdan vazife çıkarıp dava açıyor. Ben de mi dağa çıkayım? Derin Devletle çalışıp pis işlere mi gireyim? Ne yapayım yani? Kaleminizle bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz ama sizi maalesef kendi halinize bırakmıyorlar
Bir Savcı Gidiyor, Diğeri Geliyor! Toprak Verimli
Benim çok meşhur Ali Çakır isminde bir savcım var. Beni 32. Günde düelloya davet etmişti. Çıktık dersini aldı, gitti. Toprağımız çok verimli. Ali Çakır gider, başka savcı gelir. Şimdi çok sevdiğim başka bir kardeşim var. Allah razı olsun beni hiç aldatmıyor. Benimle ilgili her olayı anında davaya dönüştürüyor. Eğer benim yazdıklarım suç unsuru teşkil ediyorsa, aynı konuları başkası yazdığı zaman da bu olmalı. Olmuyorsa burada çifte standart var. Kayseride Enerji Bakanı Taner Yıldıza yapılan saldırı ile ilgili yazdığım yazıdan dolayı soruşturmanın gizliliğini ihlalden hakkımda dava açıldı. Tüm televizyonlar canlı yayınlarda, günlerce, saatlerce bu olayı haber yaptı. Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsalın hakkında köstebeklik iddiası var diye yazı yazdım. Kamu görevlisine hakaret etmekten dava açıldı. Adam cezaevinden çıkmış, gelmiş. Hakaret bunun neresinde? dedi.
Bakırköyde Şamil Tayyar ve Star Gazetesini Takip Eden Bir Ekip Var
Operasyon Ergenekon kitabımı koşarak gidip alıyorlar. Savcının aynen ifadesi, kitabı akşam heyecanla okuduğu ve bundan çok fazla dava çıkacağı yönünde. Sayın savcılarım Çelik Çekirdeki yazdım. Bunu didik didik okuyun. Elinizden geleni ardınıza koymayın. 1 milyon tane dava açın ama ben bunları yazmaya devam edeceğim. Beni yazmaktan alıkoyamayacaksınız dedi.
Atatürk Cumhurbaşkanı Olsa da İktidar İnönüdeydi
Cumhuriyeti kuran Osmanlı derin devletidir diyen Tayyar, 1930dan itibaren Atatürk ile İsmet İnönü arasında iktidar çatışması olduğunu, İnönünün bu savaşı kazandığını yorumluyoruz. Atatürk 1930dan itibaren Cumhurbaşkanı olsa da iktidar gücünü büyük ölçüde devretmiştir ve gerçek anlamda iktidar değildir. İnönünün Atatürk öldükten sonra askeriyenin desteğini alarak Cumhurbaşkanı seçildiğini biliyoruz şeklinde konuştu.
Bugünkü Mehmet Ağar Ne İse, O Günkü Şükrü Kaya Oydu
Dönemin en güçlü aktörünün İçişleri Bakanı Şükrü Kaya olduğunu belirten Tayyar, Mesela; Başbakan olmasına rağmen Celal Bayarın adı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ciddi şekilde geçmemiştir. Genel Kurmay Başkanı olarak Fevzi Çakmak, İçişleri Bakanı olarak Şükrü Kaya, eski Başbakan olarak İsmet İnönünün adı geçiyor. Teşbihte hata olmaz; bugünkü Mehmet Ağar neyse o günkü Şükrü Kaya oydu. İnönü lehine, Mareşal Fevzi Çakmak ile İsmet İnönü arasındaki dengeyi bozan da Şükrü Kayadır. İnönünün iktidarı ele geçirirken, derin devleti ciddi biçimde kullandığını görüyoruz diye konuştu.
Hanefi Avcıyı, Avcı Yapan 1997de Susurluk İfadeleridir
Susurluk komisyonuna ifade verdiğinde ben dahil herkes alkışladı. O zaman olayları sağlıklı değerlendirecek bilgilere sahip değildik. 1996da Susurluk olayı meydana geldiğinde bu olayın üzerine gidilmesi ile ilgili ciddi bir anlayış oluştu dedi.
Hanefi Avcı Susurluk Olayını Perdelemeye Çalıştı
Bugün Ergenekon palavrası diyenlerin o tarihte, Ergenekon örgütünün adını ortaya attıklarını ve Aydınlık Dergisine kapak yaptıklarını ifade eden Tayyar şöyle konuştu;
İlk telafuz eden o zaman emekli Deniz Binbaşı Erol Mütercimlerdi. Erol Mütercimlerin Ergenekon ile ilgili konuşmaları yayınlandı. Ergenekonu deşifre ederken JİTEMin olmadığını söylediler.
Ergenekonun adını telaffuz ederken JİTEMi görmezden geldiler. O zaman Aydınlık Dergisi JİTEM yok diye yayınlar yaptı. Hanefi Avcı ise Ergenekonu ve Emniyet içindeki yapılanmayı bir kenara iterek, JİTEMi deşifre edip, JİTEM üzerinden yeni bir tartışma başlattı. Geriye dönüp bakınca Avcının olayın üzerine giderek perdelemeye çalıştığı algısı şimdi daha güçlüdür
Mehmet Eymür: Hanefi Avcı, Mehmet Ağarın Adamıdır
Mehmet Eymürin o tarihte Milli İstihbarat Teşkilatına verdiği dilekçede; Hanefi Avcı, Mehmet Ağarın adamıdır dedi. Her ne kadar Susurluk Komisyonunda Emniyet ile ilgili ifadeleri söylese bile bu, Susurlukun üzerine gidilmesin, Susurluk perdelensin diye bir çabadır. Avcıyı, Ağarın adamı olarak telaffuz ediyor dedi.
Avcı: Cem Erseveri Yeşili Öldürdü. Yeşil de Öldü
Hanefi Avcı, kitabında objektif değerlendirme yapmıyor. Yani Ergenekonu, Balyozu, Sabancı Suikastini, Hrant Dink, Danıştay cinayeti gibi akla gelen her hadiseyi toptan redde gidiyor. Cem Erseveri Yeşilin öldürdüğünü söylüyor. Yeşilin de öldüğünü söylüyor. Elinde belge var mı bilmiyorum dedi.
Yeşilin Tarihi Yazılsa, En İyi Yazacak Adam Hanefi Avcıdır.
Diyarbakırda Mustafa Denizin ifadesini kitaba ekledik. Orada, bir dönem Cem Ersever ile daha sonra da Avcı ile çalıştığını, o dönem bazı karanlık işlere, cinayetlere bulaşmış bazı itirafçıların da JİTEM ile ters düştükten sonra Hanife Avcıya sığındığını ve onun tarafından korunduğunu söylüyor. 1 Kasım 1993de Ankarada 3 cinayet işlendi. Mustafa Deniz, Cem Ersever öldürüldü. Cesetler, Ankara giriş güzergahlarına kondu. Bugün Yeşilin tarihi yazılsa bunu en iyi yazacak adam Hanefi Avcıdır. Çünkü bir dönem onunla çalışmıştır. Para hareketleri, silah transferleri gibi konularda Yeşili en iyi bilen isimdir. Son operasyon, Devrimci karargah örgütü operasyonu her şeyi anlatıyor aslında.
Avcı Cemaat Kafayı Bana Taktı Diyor Kadına da mı Cemaat Gönderdi? Avcı, iki özel hat aldığını, bunlardan biriyle, bir şahısla özel görüşme yaptığını söyledi. Eğer özel bir ilişki ise neden o hat mahkeme kararı ile dinlensin? Dinlenen isim Devrimci Karargah Örgütü Üyesi Necdet Kılıç. Örgütün derin Devlet tarafından kullanılan bir örgüt olduğunu düşünüyorum. Necdet Kılıç ile 30 defa o hat üzerinden görüştüğü tespit edildi. Bir takım örgütsel faaliyetler içinde olan bir adamla, Hanife Avcı gibi tecrübeli bir istihbaratçının ne işi olabilir. İlişkiler derinleşince Edirnede tanıştığı evli bir kadın ortaya çıkıyor. Kılıç ile ilişkisinde bu kadın rol oynuyor. Diyelim sana cemaat kafayı taktı. O kadına, Necdet Kılıça da seni cemaat mi gönderdi? dedi.
Atatürk cumhurbaşkanı olsa da iktidar İnönü'deydi haberi Medya haberleri Haber7 haber7.com - Güncel Haberler, Son dakika haberleri - Bu noktada haber var